Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3340 E. 2019/237 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3340 Esas
KARAR NO : 2019/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2018
NUMARASI : 2016/309 2018/233
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; firmalarının 25/01/2006 tarihinde mobilya dekorasyon firması olarak 100.000,00 TL sermaye ile kurulduğunu, 2014 yılının Aralık ayında sermayenin 2.000.000,00 TL’e çıkarıldığını ve neredeyse tamamının nakit olarak karşılandığını, şirketin şu an borca batık olduğunu, firmalarının kendisi dışında kaynaklanan sebeplerle meydana gelen finansal darboğazı atlatmak ve piyasaların yeni koşullarını uyum sağlamak amacıyla basiretli bir tacir gibi hareket etmenin de gereği olarak iyileştirme projesi çerçevesinde firmasının sürekliliğini temin etmek için faaliyetine iflasın ertelenmesi kurumu koruma şemsiyesi altında devam etme kararı aldığını, şirketin 31/05/2015 tarihi itibariyle alacaklarının borçlarını karşılayamayacak durumda -174.182,67 TL tutarında dönem zararının bulunduğunu, TTK’nın 376. maddesi iflasın ertelenmesine karar veren mahkemenin şirket mal varlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına da karar vereceğini hüküm altına aldığını, bu nedenle mahkemece İİK’nun 179,179/a ve 179/b maddeleri ile TTK’nun 376. hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini; sunulan iyileştirme projesine göre de şirketin borca batıklıktan kurtulması mümkün olduğundan İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; şirketin faaliyetlerinin durmuş olması nedeniyle davacı şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin çok zor olduğu ve iyileştirme projesini uygulayamadığı, uygulamasının ve borca batıklıktan kurtulmasının da mümkün olmadığı, kayyım ücretlerini dahi ödeyecek mali güce sahip olmadığı, iyileştirme projesinin de gerçekçi, ciddi ve inandırıcı olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Müvekkili şirket ve şirket yetkililerinin iyi niyetli olduğunu, alacaklıların menfaatlerini gözeterek hareket ettiğini, iflas erteleme sürecini kötüye kullanmadıklarını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun içeriğindeki aleyhe olan kısımları kabul etmediklerini, gerçeği yansıtmadığını,
2-HMK’nın 281. Maddesi uyarınca bilirkişi raporlarının tebliği zorunlu olup, tebliğ edilmediğini, beyanda bulunmak için süre verilmediğini, yasal beyan ve itiraz süreleri dolmadan iflas kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
3-Dosyadaki müdahillerden hiçbirisinin davacı firmanın iflasını istemediğini, alacaklılarından hiçbirisine son celse beyanlarının sorulmadığını,
4-Yerel mahkemenin gerekçeli kararında gerekçe bulunmadığını,
5-Müvekkili şirketin borçlarını yapılandırdığını, ödemeler yapıldığını ve şirketin pasifinin azaldığını, ticari faaliyetine devam ettiğini,
6-Bilirkişi ve kayyum heyeti raporlarında müvekkil şirketin iflasının gerektiği yönünde hiçbir bilgi ve tespit bulunmadığını, şirketin mali durumunun iyileştiği ve pasifinin azaldığı belirtilmiş ve sermaye artışı ile şirketin düze çıkacağı bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece bu hususun eksik inceleme suretiyle yanlış değerlendirildiğini belirterek Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.03.2018 tarih, 2016/309 E. 2018/233 K. sayılı kararının istinaf kanun yolu ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi Müdahil …A.Ş vekiline 11/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 25/05/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Son kayyım raporuna göre; şirket 12.094.531,95-TL borca batık olmakla aktifinin pasifini karşılama oranının %44 olduğunu, şirketin borçlarını ödemek için kayda değer bir çalışması bulunmadığını, ödenen alacakların bütünün içinde cüzi bir kısma karşılık geldiğini, yargılamanın başından itibaren geçen 2 yıldan fazla sürede yeterli kârlılıkla çalışmadığını, 2016 ve 2017 döneminde öngördüğü net karlara ulaşamadığını, mevcut sermayesinin tamamını yitirdiğini, iyileştirme projesinde sermayenin 1.000.000,00-TL arttırılacağı vaat edildiğini ancak bu yönde herhangi bir çalışma yapılmadığı gibi ortakların mal varlıklarının bunu karşılayıp karşılamayacağının da belli olmadığını, yargılama sürecinde şüpheli şekilde iş yeri adresinin değiştirildiğini, fakat kayyım raporlarında bir kısım malların yeni iş yerine taşınmadığının tespit edildiğini, üretim makineleri olmadan şirketin faaliyetlerine nasıl devam edeceğinin merak konusu olamakla birlikte akla şirketin içinin boşaltılarak tasfiye edildiğini düşündürdüğünü, hiçbir iyi niyet göstergesi olmayan şirketin alacaklıları daha fazla zarara uğratmasını önlemek için iflasın açılmasının zorunlu olduğunu, bu şartlarda iyileştirme projesinin uygulanma ihtimalinin bulunmadığını, davacı şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin bulunmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.Davacı şirketin dava tarihi itibariyle Gebze Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Gebze/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.Bilirkişi ve kayyım raporlarına karşı beyanda bulunmak üzere 15/02/2018 tarihli celsede süre verildiği, karar celsesi olan 15/03/2018 tarihli celsede de hazır olan taraflara son diyeceklerinin sorulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.Mahkemece 28/11/2017 tarihinde yapılan keşif ve keşif sonucu verilen 09/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre, davacı şirketin 30/09/2017 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre (-) 8.715.452,77 TL borca batık olduğu, 2.000.000,00.-TL, özsermayesinin tamamını yitirdiği, iyileştirme projesinde öngörülen sermaye artışının gerçekleştirilmediği, 2016 yılı kârlılık hedeflerinin çok altında kalındığı, sonraki yıllarda öngörülen satış ve kârlılık hedeflerini yakalayarak borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin somut verilerin bulunmadığı, kayyım raporlarında olumlu hususlar (faaliyet kârına geçildiği) belirtilse de borçlarda ciddi artışların meydana geldiği, esaslı bir borç ödemesinin gerçekleştirilemediği, iyileştirme projesinin, iyileşme ümidini ortaya koymak bakımından ciddi ve inandırıcı olmadığının tespit edildiği, 11.kayyım raporuna göre de şirket işyerinin 2.kez taşındığı, ancak şirket aktifinde bulunan ve üretimde kullanılan makinelerin taşınmadığı, 2018 yılı başından itibaren şirketin faaliyetlerinin tamamen durduğu, faaliyetlerin yeni kurulan şirketler üzerinden yürütülmesi nedeniyle iflas erteleme talebinin ve iyileştirme projelerinin iyiniyetten yoksun olduğu bildirilmiş, bunun üzerine de ilk derece mahkemesince yazılı gerekçelerle davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Bu nedenle, raporların yeterli derecede davaya ışık tuttuğu, eksik incelenen bir hususa rastlanmadığı gibi bu hususların neler olduğunun istinaf dilekçesinde de açık ve net olarak ortaya konulamadığı, mahkeme gerekçesinin de yeterli olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin 353/1b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2019