Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3331 E. 2022/249 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3331 Esas
KARAR NO: 2022/249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2018
NUMARASI: 2017/230 Esas, 2018/851 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 09.03.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında, 01.12.2011 tarihli lisans pazarlama eğitim ve geliştirme proje sözleşmesi ile 26.02.2013 tarihli … 3 yıllık abonelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden verilen hizmetler karşılığında faturalar düzenlendiğini ve davalıya gönderildiğini, ödenmeyen bu faturalar üzerine takip başlatıldığını, itiraz üzerine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde davalı aleyhine 2014/1603 Esas sayılı dosyasında İtirazın iptali davası açıldığını, davanın kabulü ile sonuçlandığını ve kararın henüz kesinleşmediğini, davalının müvekkili ile imzaladığı sözleşme kapsamında 6.957,69 USD ‘yi ödememesi ve gönderilen önceki faturaları iade etmesi nedeniyle güncelleme bedelini ödemesi için İstanbul … Noterliğinden 10.04.2014 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davalının 22.04.2014 tarihli cevabında ödeme talebini kabul etmediğini, müvekkilinin alacağının sözleşme hükümlerine dayandığını, 26.02.2013 tarihli …abonelik sözleşmesi gereğince muhatabın satın aldığı ve kullandığı programın güncellemesinin otomatik olarak yapıldığından sözleşmenin feshinin söz konusu olmadığını, sözleşmede açıkça görüldüğü üzere, abonelik sözleşmesinin imzalanması aşamasında sözleşmenin 3 yıllık güncelleme ücreti dahil olarak paket olarak muhatap tarafından satın alındığını, iş bu hizmet paketi satın alındıktan sonra sözleşmeden dönmenin söz konusu olamayacağı, zira müvekkili firma tarafından temin edici firma olan … firmasına 3 yıllık güncelleme bedelinin ödendiğinin sözleşmede açıkça yer aldığını, sözleşmenin 3.2 ve 4.6. maddelerinde müşterinin sözleşmeden vazgeçemeyeceği, vazgeçtiği takdirde 26.02.2016’ya kadar olan güncelleme bedeli borcunu tek seferde ve peşin olarak ödeyeceğinin açıkça belirtildiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1603 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, üç yıllık lisans ücretinin bir yıllık ücretten daha ekonomik olduğu için üç yıllık alındığı kanaatinin hasıl olduğu, bu ücretin sözleşme imzalandığında …‘a peşin olarak ödendiğinden ödenen bu lisans ücretinin davacı tarafa ödenmesi gerektiği şeklinde görüş belirtildiğini ve mahkemece bu görüş doğrultusunda ödenmeyen önceki dönem lisans güncelleme ücretinin davacıya ödenmesine karar verildiğini iddia ederek, 6.958,69 USD lisans güncelleme bedelinin 22.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafça verilen hizmetin sözleşme koşullarına aykırı ve ayıplı olduğunu, sözleşmenin müvekkili tarafından sözleşme yükümlülüklerinin karşı tarafça yerine getirilmemesi sebebiyle feshedildiğini, hizmetin ayıplı olup yazılımın müvekkili şirket açısından en temel amaçları bile yerine getiremediğini, davacı ile yazılı olarak paylaşıldığını, davacı tarafın sorunları çözemediğini, sözleşmenin 8.2. madde kapsamında feshedildiğini, davacının … firmasına gerçekleştirdiğini iddia ettiği ödeme belgelerini dosyaya sunmadığını, davacı İle müvekkili arasında ki ilişkinin her iki tarafa borç yüklediğini, karşılıksız olarak tek tarafın borcu ifasının, hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, karşılığını almadığı bir edimi ifaya zorlanamayacağını, sözleşme ilişkisinin hiçbir şekilde feshedilmemesinin hukuk sistemi içinde mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1603 Esas numaralı dosyasında 14.09.2015 tarihli bilirkişi raporunun teknik inceleme bölümünde dava konusu programın yüklü olmadığı için inceleme yapılamadığının ifade edildiği, buna göre … isimli yazılımın davacı bilgisayarında kurulu olmadığının anlaşıldığı, lisans güncellemesinin çalışan ve kullanılan bir yazılım için yapılabileceğinden, kullanılmayan ve bilgisayarda kurulu olmayan bir yazılıma lisans güncellemesinin yapılamayacağı, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmede, lisans güncelleme bedelinin sözleşme süresince ödeneceği ve davalının taahhütlerinden ve sorumluluktan vazgeçemeyeceği ifade edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne 8.361,42 USD ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, davacı tarafından verilen hizmetin sözleşme koşullarına aykırı ve ayıplı olduğunu, sözleşmenin 8.2. madde kapsamında sorunların çözülememesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, davacının Microsoft ‘a ödediği belgeleri sunmadığını, davacının dava dışı firma ile olan sözleşmenin nisbi olması gereği müvekkili şirketi bağlamayacağını, iki taraflı borç yükleyen ilişki nedeniyle karşılıksız olarak tek tarafın borcu ifasının hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, davacının fesihten dolayı herhangi bir zarara uğradığını ispatlayamadığını, davacının sözleşme şartlarına uygun bir şekilde edimini yerine getirmediği gibi sözleşme şartlarına aykırılık teşkil eden ve müvekkili şirket tarafından hiçbir şekilde kullanılmayan yazılımın yapılmayan güncelleme bedellerini talep ettiğini, bu bedellerle ilgili müvekkili şirkete bir sorumluluk yüklenmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sözleşme kapsamında lisans güncelleme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında, 01.12.2011 tarihli “… Lisans, Uyarlama, Eğitim ve Geliştirme Proje Sözleşmesi “ ve 26.02.2013 tarihli “… Holding – … 3 yıllık Lisans Güncelleme “ sözleşmelerinin düzenlendiği, sözleşme kapsamında düzenlenen faturalarım tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı davalının itirazı üzerine davacı tarafça dava açıldığı ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1603 Esas, 2016/767 Karar ve 13.12.2016 tarihli kararı ile davacının 28.032,92 TL alacağının olduğunun kabulü İle İtirazın bu miktar üzerinden kabulüne ve takibin devamına karar verilmesi ile kararın Dairemizin 2017/2589 Esas, 2018/62 Karar ve 17.01.2018 tarihli kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kesin olarak karar verişmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının sözleşme kapsamında ki hizmeti ayıplı olarak ifa edip etmediği, dava konusu güncelleme bedeline hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından, İstanbul … Noterliğinin 10. 04.2014 tarihli … yevmiye nolu işlemi ile davalı şirkete dava konusu bedelin ödenmesi konusunda ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede,26.02.2013 tarihli 3 yıl süreli sözleşmenin 2. yıllık dönemi 27.02.2014-26.02.2015 tarihlerini kapsadığı, 4.6. maddesi gereğince 3 yıllık lisans güncelleme bedelini ödemeyi taahhüt ettiği, 27.02.2014/26.02.2015 tarihleri arasını kapsayan dönem bedeli olan sözleşmenin ikinci taksidini 6.957,69 USD olarak 17.02.2014 tarihinde defaten davacı şirketin … firmasına ödendiğini belirtilerek belirtilen döneme ait güncelleme bedelinin tahsilinin talep edildiği, davalı şirketin ise Beyoğlu …Noterliğinin … yevmiye nolu 22.04.2014 tarihli işlemi ile davacı şirket tarafından keşide edilen ihtarnameye cevap verdiği, verilen cevapta, sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini, sözleşme kapsamında güncelleme bedeli ve her ne ad altında olursa olsun ücret istenmesinin hakkaniyete, sözleşmeye ve yasalara aykırı olduğunu belirttiği ve davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, 01.12.2011 tarihinde yürürlüğe girecek, “… Lisans, uyarlama, Eğitim ve Geliştirme Proje Sözleşmesi “ ve başlangıç tarihi 27 Şubat 2013 olan “ … Holding – … 3 yıllık Lisans Güncelleme “ sözleşmeleri imzalanmıştır. Her iki sözleşmede de davalı şirket müşteridir.İlk imzalanan proje sözleşmesinin kapsamı sözleşmenin 2. maddesinde, müşterinin … sistemine geçiş için … Modül lisansları ile müşteriye verilecek, eğitim, danışmanlık, geliştirme uyarlama hizmetlerini kapsar şekilde belirlenmiş, 4.1. maddede ödeme koşullarına yer verilerek, 4.2.1 de, … lisans toplam bedelinin müşteri tarafından Amerikan Doları olarak ödeneceği, 4.2.3 de ise hizmet ödemeleri( eğitim, danışmanlık Ve geliştirme hizmet bedeli ödemeleri) nin, ay sonunda verilmiş aya ait verilen hizmet süresi bazında birim uzman- gün bedeli ile doların efektif satış kuru esas alınarak faturanın her ay sonunda düzenleneceği, faturaya KDV nin ekleneceği, faturaların ödeme süresinin fatura tarihinden itibaren 7 gün olduğu belirtilmiştir. 01.11.2011 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde, sözleşmenin feshi düzenlenmiş, 8.1. maddede, sözleşmenin taraflardan herhangi birinin haklı nedeni ile 30 takvim günü önceden yazılı olarak bildirmesi sonucu, hiçbir cezai hüküm içermeden feshedebileceğinin belirtildiği, 8.2. fıkrada ise taraflardan herhangi birinin iş bu sözleşme çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya işbu sözleşmenin hükümlerini ihlal etmesi durumunda diğer tarafın ihlalde bulunan tarafa iadeli taahhütlü mektupla bu ihlalin telafisini talep edebileceği, ihbarın karşı tarafa tebliğinden 5 işgünü içerisinde ihbarda belirtilen ihlalin telafi edilmemesi durumunda, ihlalden etkilenen tarafın zarar ve tazminata ilişkin olarak ihlal eden tarafa karşı ileri sürebileceği zarar ve talep haklarına halel getirmeksizin iş bu sözleşmeyi derhal feshetme hakkına sahiptir hükmüne yer verilmiştir. 26.02.2013 tarihli ikinci sözleşme olan abonelik sözleşmesinin konusu ve kapsamı ise 2. maddede, … yazılımının lisans güncelleme aboneliğinin üç yıl taahhütlü şekilde yapılması şeklinde düzenlenmiştir. Mali hususlara 3. maddde yer verilmiştir. 3.1. bentte, … yazılımın yıllık güncelleme bedelinin … lisans liste fiyatının %16’sı olduğu, müşterinin … lisans güncellemesini 3 yıl boyunca devam ettireceğini taahhüt ederse lisans yıllık güncelleme bedelinin %2 oranında güncelleme yapılacağı, 3,2. bentte. 3 yıllık döneme ait lisans güncelleme abonelik güncel bedelinin 26 Şubat tarihinde lisans güncel fiyatının %14’ü üzerinde yıllık hesaplanacağı, son iki yıl 27.02.2014-26.02.2015 dönemi için lisans güncelleme bedelinin ödenmesinin müşteri tarafından zorunlu olduğu, kesinlikle vazgeçemeyeceği ve abonelik yenileme zamanında ( 26 Şubat günü ) müşterinin, lisans güncelleme abonelik yıllık bedelini peşin olarak ETG’ye ödeyeceği, ilk yıldan sonra ilave lisans satın alma yapılırsa lisans güncel bedeli üzerinden %14 hesaplanacağı, yani lisans güncelleme bedeli ilave liste bedelinin %14’ü kadar artmış olacağı, müşterinin bu şekilde üç yıl boyunca (27.02.2013-26.02.2014 dönemi, 27.02.2014-26.02.2015 dönemi ve 27.02.2015 – 26.02.2016 dönemi ) lisans güncellemeyi vazgeçmeden devam ettireceğini ve ödemelerini ETG’ye yapacağını şimdiden iş bu sözleşme ile kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, 3.4. bentte, ayrı ayrı olarak üç yıllık … Lisans güncelleme bedellerine, ödeme süresi, tarihine yer verildiği, 4. maddede, müşterinin …‘ın uyarlaması ile ilgili verilecek danışmanlık hizmetleri için sözleşme süresinin, sözleşmenin imza tarihinden itibaren 3 yıl olduğunun belirtildiği sözleşmelerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. Davacı şirket tarafından verilen hizmet karşılığı, 11.04.2013 tarihli KDV dahil toplam 13.085,73 TL bedelli, yazılım geliştirme hizmet bedeli, yazılım geliştirme masraf bedeli, 05.04.2013 tarihli 5.774.00 USD bedelli, … lisans bakım güncelleme yıllık bedeli ( Ax Enhancemant Plan- Renewal Dönemi : 27.02.2013-26.02.2014) ( kalan %60), 29.03.2013 tarihli, 3.113,51 TL bedelli, Ax development Eğitim Hizmet Bedeli ve 20.03.2013 tarihli, 81,97 TL tutarında, sözleşme damga vergisi yansıtma faturası düzenlenerek fatura bedellerinin ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmıştır. itiraz üzerine, Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/474 Esas sayılı dosyasında açılan İtirazın iptali davası neticesinde, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1603 Esas, 2016/767 Karar ve 13.12.2016 tarihli kararı ile mail yazışmalarının lisans güncelleme ve yazılım geliştirme ve güncelleme faaliyeti olup ayıbı ispata yeter delil niteliğinde olmadığı, davacının bilirkişi ek raporuna göre 28.032,51 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2017/2589 ESAS, 2018/62 KARAR VE 17.01.2018 TARİHLİ KARARI İLE; “….Davalı vekilinin ürünlerin ayıplı olduğu savunması ve buna dair incelemenin ürün üzerinde yapılması talebini içerir 18.12.2013 tarihli cevap dilekçesi,05.03.2015 tarihli zapta geçen ve ayıp iddialarının tespiti için keşif yapılması talepleri, 07.05.2015 tarihli yine zapta geçen beyanı ile hizmet ve ürünün ayıplı olduğunu iddia ederek bilgisayarlar üzerinde inceleme yapılması talepleri üzerine ticari defterler ile birlikte ürünler üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.05.06.2015 tarihli keşif zaptında, davalı vekili tarafından dava konusu programların yüklendiği bilgisayarlardan tamamen silinmiş olduğu bu sebeple bilgisayar üzerinde inceleme yapılmasının mümkün olmadığının bildirildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. 1. Ek Bilirkişi raporunda, itirazlar ayrıntılı şekilde değerlendirilmiş, 20.03.2013 tarihli faturanın Sözleşmenin damga vergisinin davacı tarafından ödenerek 1/2 tutarının davalıya yansıtılmasından kaynaklandığı, 29.03.2013 tarihli faturanın ise, eğitim hizmet bedeli olduğu, faturanın davalıya teslimine dair bilgi ve belgenin yer almadığı, ancak yapılan inceleme de fatura içeriğinin davacı tarafından görevlendirilen … tarafından 22,23,29,30 Mart ve 5,6,12,13,19,20 Nisan 2013 tarihlerinde davalının belirlediği …‘ye verilen eğitim bedelinden oluştuğu, 01.03. 2013 tarihli fatura içeriğinin sözleşmede açıkça yer aldığı şekilde olduğu, ilgili faturanın … lisans bakım güncelleme yıllık bedelinin %40 dan oluştuğu, %40 nın tarafların kabulünde olduğu, davacı tarafından tanzim edilen faturanın kalan %60 nı oluşturduğu, iki ayrı fatura tanzim edilmesinin hizmetin %40 nın verildiği, %60 nın verilmediği anlamına gelmediği, 11.04.2013 tarihli fatura içeriğinin yazılım geliştirme hizmet bedeli olduğu, dayanağını taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 4.1.9,4.1.10,4.1.12 ve 4.1.13 maddeleri olduğu, ilgili maddeler kapsamında davacı tarafından eğitimci olarak belirlenen …’cinin … ve … tarafından davalıya 14.03.2013 – 26.03.2013 tarihleri arasında fiilen verilen 13,5 günlük eğitim ve eğitim masraflarını kapsadığı, davalının ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin keşif günü heyetin incelemesine sunulmadığından ayıp ve kusurların tespitinin yapılamadığı, kök raporda varmış oldukları gibi davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 28.969,75 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. 2.ek bilirkişi raporunda, takip tarihi itibarı ile talep edilebilecek asıl alacak ve ferileri hesaplanmış, mahkemece rapora göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fatura düzenlemek tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli bir belge değildir. Bu nedenle alacaklının fatura konusu malın davalıya teslimini veya somut olayda olduğu gibi hizmetin davalıya verildiğini ispatlaması gerekir.Dava konusu faturalardan yalnızca bir tanesi tarafların ticari defterlerinde karşılıklı kayıtlı iken diğer faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi faturalarında davalıya teslimine dair bir belge yoktur.Ancak, birinci bilirkişi ek raporunda açıklandığı gibi, tebliğ edilmeyen ve davalı defterlerinde kayıtlı olmayan herbir faturanın içeriği ve içeriği konusu hizmetlerin davalı tarafa verildiği dayanak belgelerle açıklanmıştır.Aslında davalı tarafça bir taraftan faturaların kendilerine tebliğ edilmediği savunurken diğer taraftanda verilen hizmetin ayıplı olduğu iddia edilerek çelişki yaratılmıştır.Çünkü verilmediği, iddia edilen bir hizmetin ayıbından söz etmek mümkün olmayacaktır.Bu durumda yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının davalı tarafa takip konusu fatura hizmetlerini sunduğunun kabulü gerekecektir.Davalı ayıp iddiası ile ilgili olarak mail yazışmalarını delil olarak ibraz etmiş ve bilgisayar üzerinde teknik inceleme yapılmasını talep etmiştir.Ancak bilgisayar üzerinde teknik inceleme programın silindiğine dair davalı vekilinin keşif tutanağına geçen beyanı ile gerçekleştirilememiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesine ekli e-mail yazılarında ise proğramlar için düzeltmeler yapılması vb sorunlardan ve buna ilişkin taleplerin yer aldığı anlaşılmıştır.Davacı vekili söz konusu maillerin fatura tarihlerinden önceki aylarla ilgili olduğunu, o ayın faturası ile sorunun çözüldüğünü beyan etmiş, davalı ise sorunun çözülmediği veya hizmetin ayıplı olduğuna dair başka bir delil ibraz etmemiştir. Yine dosya kapsamından ve davacı şirkete davalı şirketin göndermiş olduğu 27.08.2013 tarihli sözleşmelerin feshine dair noter ihtarnamesi karşı cevabı ihtarnameden davacı tarafça davalıya gönderilen 20.05.2013 tarihli faturanın iade edilmesi neticesinde sözleşmelerin davacı şirket tarafından 20.05.2013 tarihinde feshedildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu düzenlenmiş, TMK 6. maddede ise yine, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan herbirinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafça yapılan sözleşmeler kapsamında, takip konusu hizmetlerin davalı tarafa verildiği ispatlanmış olmasına rağmen, davalı vekilinin ayıp savunması ispat edilemediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir….” ifadeleri ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesin olmak üzere reddine karar verilmiştir. İş bu dosyada düzenlenen 09.04.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı ve davalı tarafın dava konusu yıllara ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, kayıtların düzenli olduğu, defterlerin birbirlerini doğruladığı, davacının davalıyı alıcılar hesabında takip ettiği, hesapta 2013 yılı sonunda davalının 25.127,01 TL borçlu göründüğü, 2014 yılına devrettiği, 2014 yılında hiçbir işlem olmadığı, 2015 yılına aynı tutarın devrettiği, 2015 yılı sonunda davacı tarafın 26.127,01 TL borçlu göründüğü, davalı şirketin davacı tarafın hesaplarını satıcılar hesabında takip ettiği, hesapta 2013 yılında davacı tarafın 8.217,05 TL alacaklı olduğu, 2014 yılında bu tutarın ödenerek ve 2014 yılında borç alacak bakiyesinin görünmediği, 2014/1603 Esas sayılı dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda davacının davalıdan 28.032,51 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı şeklinde olduğu, bakiye farkın davalı tarafın kabul etmediği faturalardan kaynaklandığının tespit edildiği, sözleşmede belirtildiği üzere … isimli yazılımın sahibinin … olduğu, davacının bu yazılımın satışını ve davalı tarafa uyarlamasını sağladığı, lisans güncelleme işleminin bu yazılımın davalı tarafça güncel olarak kullanılabilmesi için gerekli işlemlerin sağlanması anlamına geldiği, sözleşmeye göre … isimli yazılımın kurulumu ve talebe göre ek geliştirilmesinin yapılması ve sonrasında bu yazılımın güncellenmesinin yapılmasının gerektiği, bu davanın konusunun ise yazılımın 27/02/2014-26/02/2015 tarihleri arasındaki lisans güncellenmesine dair ücretin talebine İlişkin olduğu, davalı tarafın ise sözleşmeyi ilgili madde gereğince feshettiğini beyan ettiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1603 Esas sayılı dosyasında, 14/09/2015 tarihli bilirkişi raporunun teknik inceleme bölümünde dava konusu programın yüklü olmadığından teknik inceleme yapılamadığının ifade edildiği, buna göre … isimli yazılımın davalı bilgisayarında kurulu olmadığının anlaşıldığı, lisans güncellemesinin çalışan ve kullanılan bir yazılım için yapılabileceğinden, kullanılmayan ve bilgisayarda kurulu olmayan bir yazılıma lisans güncellemesi yapılamayacağı, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmede, lisans güncelleme bedelinin sözleşme süresince ödeneceği ve davalının taahhütlerinden ve sorumluluklarından vazgeçemeyeceğinin ifade edildiği, bu durumda davalının davacı tarafa lisans güncelleme bedeli ödeyip ödemeyeceği hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu, tarafların ticari defterlerinin lehlerine delil teşkil edeceği, davacının alacaklı olduğunun kabulü halinde dava tarihi itibariyle işlemiş faiz İle birlikte 8.361,42 $ alacaklı olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 204. maddede belge ve resmî senetlerin ispat gücü başlığı altında 1. fıkrada, ilamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetlerinin sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılır düzenlemesine yer verilmiştir.Somut davada, taraflar arasında gerçekleştirilen ve dava konusu lisans güncelleme bedeline dair sözleşmenin, davacı tarafça ayıplı ifa edildiğine dair davalı savunmasının, davalı tarafça ispat edilemediği kesinleşen mahkeme kararı ile subuta ermiştir. Ve bu nedenle davalı vekilinin buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun birinci kısım, birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımında ise sözleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK m.1.nin üst başlığında sözleşmenin kurulmasına yer verilerek, irade açıklaması düzenlenmiş, düzenlemede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceği belirtilmiştir. 12. maddede, sözleşmelerin geçerliliğinin, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı belirtilmiştir. İş bu davada, taraflar arasında yasal düzenleme kapsamında sözleşmenin varlığı çekişmesizdir. Sözleşme özgürlüğü ve irade serbestliği kapsamında düzenlenen sözleşme hükümlerinin taraflar yönünden bağlayıcı olduğuda çekişmesizdir. Söz konusu sözleşmeler, iki tarafa edimler yükleyen sözleşmedir. Sözleşmelerin yukarıda ayrıntılı şekilde yer verilen maddelerinde, müşteri olarak yer alan davalı şirketin ödemekle yükümlü olacağı güncelleme abonelik bedelleri açıkça belirtilmiş ve yine sözleşmenin 3.2. maddesinde davalı lisans güncellemeyi vazgeçmeden devam ettireceğini ve ödemeleri yapacağını kabul ve taahhüt etmiştir. Taraflar serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümlerine uymakla mükelleftir. Davalının aksine savunmalarını kabul etmek mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında ve serbest iradeleri ile imzalanan sözleşmelerin kapsamı, aynı sözleşmelere dair kesinleşen mahkeme ilamı karşısında, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/230 Esas, 2018/ 851 Karar ve 09.07.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan( 501,65 TL +35,90 TL )= 537,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 456,85 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/03/2022