Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3324 E. 2022/66 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3324 Esas
KARAR NO: 2022/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2016/1226 Esas, 2018/644 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı yüklenici arasında Koli/Kargo gönderilerinin kabulü, sevk ve dağıtım hizmetinin görülmesi için 21/05/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, davalının üstlendiği işlerde bir kısım kargo ve kuryenin zayi olması nedeniyle dava dışı hak sahiplerine tazminat ödemek zorunda kaldıklarını, taraflar arasındaki sözleşme gereği ödenen tazminatların davalıdan tahsilinin gerektiğini, asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.043,42 TL’nin tahsili için davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve müvekkili lehine % 20’den az olmamak kaydıyla icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; işin görülmesinden 5 yıl geçtikten sonra dava açıldığından alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı idarenin teftiş kurulu tarafından düzenlenen rapor içeriğinde müvekkilinin sorumlu bulunmadığına dair değerlendirmeler yapılmasına rağmen, devamında tahmine dayalı olarak müvekkilinin sorumluluğuna yer verildiğini, davacının müvekkili personeli olan …, …, … ve …’nin neden olduğunu ileri sürdüğü gönderi kayıplarına dayandığını, bu nedenle davanın anılan kişilere ihbarı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI VE EK KARARI: Mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 3.910,73 TL asıl alacak ve 1.127,48 işlemiş faiz olarak toplam 5.038,21 TL yönünden devamına, icra tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, ihbar olunanlar … ve … vekili karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesi 24/10/2018 tarihli ek kararı ile, ihbar olunanların istinaf taleplerinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Ek karar yasal süresinde ihbar olunanlar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İhbar olunanlar … ve … vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemece alınan raporda müvekkillerinin sorumluluğu bulunmadığının belirtildiğini, davalı şirketin, aleyhine karar verilmesi halinde müvekkillerine rücu edeceği düşüncesiyle savunma yapmadığını ve delil sunmadığını, mahkeme kararında müvekkillerinin sorumluluğu bulunmadığının belirtilmesi gerektiğini, kararın kesinleşmesi halinde müvekkillerine rücu edilebileceğini belirterek ek kararın ve esas hakkındaki kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında tazminat talebine ilişkindir. Davacı idare, davalı şirket tarafından sunulan hizmet sırasında zayi olan kargo/kurye gönderileri ile ilgili 3 kişilere ödediği tazminattan davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı şirket çalışanları ihbar olunanlar … ve … vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 63. maddesi uyarınca dava kendisini ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Bunun yanında feri müdahilin yalnız başına hükme karşı kanun yoluna başvurma yetkisi olmayıp, lehine müdahale edilen taraf hükmü kanun yoluna götürürse, müdahil de hükmü, lehine katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna götürebilir (HMK. m.68) Somut uyuşmazlıkta dava kendilerine ihbar olunan davalı şirket çalışanları davaya karşı beyanlarını bildirmekle yetinmiş, herhangi bir müdahale talebinde bulunmamışlardır. Bu durumda, davada taraf sıfatı ve müdahale talebi olmayan ihbar olunanların hükmü istinaf hakkı bulunduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca sonucu itibarıyla mahkemece ihbar olunanların istinaf isteminin reddine karar vermesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden ihbar olunanlar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1226 Esas, 2018/644 Karar ve 22/06/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihbar olunanlardan … ve … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından ihbar olunan … tarafından peşin olarak yatırdığı 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın ihbar olunan …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının ihbar olunan …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA 4-İhbar olunanların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20/01/2022