Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3297 E. 2022/29 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3297 Esas
KARAR NO: 2022/29
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2018
NUMARASI: 2017/174 Esas, 2018/434 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 01/01/2016 tarihli mali müşavirlik hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin süresinin bir yıl olduğunu, davalının 08/11/2016 tarihli mailinde müvekkilinin hizmetlerinden memnun olduğunu beyan etmesine rağmen 25/11/2016 tarihli ihtarla; eksik iş ve işlem yapıldığı, gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği ve bu nedenle zarara uğradıklarından bahisle sözleşmeyi feshettiğini beyan ettiğini, ancak feshin haklı nedene dayanmadığını, sözleşmenin 8.1 maddesinin; “sözleşmenin haklı nedenlerle ya da tarafların rızasıyla feshedilebileceği, sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen ücretin tamamının ödeneceği” hükmünü düzenlediğini, sözleşme uyarınca 2016 yılı Kasım ve Aralık ayı ücretlerinin tamamının ödenmesinin gerektiğini, bu nedenle 3.646,28 TL hizmet bedeli ile işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davada yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin bir yıllık hizmet süresi sonunda davacı ile yeni sözleşme yapmayacağı için davacının gördüğü işleri kendi iç denetiminde ve yeminli müşavire danışarak kontrol ettirdiğini, bunun üzerine davacının işi eksik ve kusurlu ifa ettiğinin ve müvekkilinin zarara uğrattığının ortaya çıktığını, bu nedenle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini belirterek davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin sözleşmeyi süresinden önce feshi nedeniyle kalan iki aylık hizmet bedeli olan 3.640,00 TL’yi ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe itirazın 3.640,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemenin yetkisiz olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, bilirkişi raporunda sözleşmenin haklı ya da haksız feshedilip edilmediği belirtilmeden, fesih halinde hizmet bedelinin tamamının davacıya ödeneceği, feshin haklı olduğunun kanıtlanması halinde ödemenin geri alınabileceğinin ifade edildiği, mahkemece de feshin haklı olup olmadığının araştırılmadığını ve bu hususa gerekçede yer vermediğini, davacının kusurlu hizmetlerini tespit ettiklerini, ayrıca davacının yılın son üç ayına ait vermesi gereken raporları da vermediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini, ayrıca davacının icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 01/01/2016 tarihli mali müşavirlik hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 2016 yılı takvim yılının son günü itibarıyla sona ereceği, davalının 25/11/2016 tarihli ihtarla, eksik iş ve işlem yapıldığı, gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği ve bu nedenle zarara uğradıklarını belirterek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, davacının 2016 yılı Kasım ve Aralık ayı ücreti ile işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine, itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.İlk olarak davanın açıldığı İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/515 Esas, 2017/2 Karar sayılı kararı ile görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği mahkemece yukarıda yazılı nedenler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının sözleşmeyi süresinden önce haklı nedenle feshedip etmediği, davacının 2016 yılının son iki ay için ücret isteme hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki mali müşavirlik sözleşmesinin 01/01/2016-31/12/2016 dönemi için düzenlendiği görülmektedir. Sözleşmenin 4.1 maddesi; “..İş sahibi meslek mensubunun/ortaklı bürosu veya şirketin yazılı onurunu almadan bu işleri başkasına yaptırmayacaktır. İş sahibi tersine davranması halinde, meslek mensubuna/ortaklık bürosu veya şirkete sözleşmenin kalan süresine ait ücretin tamamını ödeyecektir.” hükmünü, sözleşmenin 8.1 maddesi; “Taraflar haklı nedenlerle veya tek taraflı olarak aralarındaki sözleşmeyi her zaman fesh edebilirler..Sözleşmenin iş sahibi tarafından haklı sebep olmaksızın veya meslek mensubu tarafından haklı sebeple feshi halinde, kalan süre bedelinin tamamı iş sahibince meslek mensubuna ödenecektir” hükmünü düzenlemektedir. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davacının feshedilen 2016 yılı Kasım ve Aralık ayı müşavirlik ücreti olan (1.820,00 TLx2 ay) 3.640,00 TL’yi talep edebileceği, sözleşmenin feshedilmesinin haklı nedene dayanması halinde davalının yaptığı ödemeyi geri alabileceği belirtilmiştir. 01/01/2016 tarihli sözleşmenin 8.1 maddesi uyarınca, sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından haklı sebep olmaksızın feshi halinde kalan süre bedelinin de davacı şirkete ödenmesi gerekecektir. Buna göre davacı müşavirlik şirketinin sözleşmenin feshinden sonra kalan hizmet süresine ilişkin ücrete hak kazanabilmesi için, davalı şirketin sözleşmeyi haklı sebep olmadan feshetmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı taraf sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini savunmasına rağmen, mahkemece davalının sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği yönündeki savunması araştırılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu durumda davalının savunma ve delilleri çerçevesinde sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği araştırılmadan ve bu savunma üzerinde durulmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/174 Esas, 2018/434 Karar ve 18/05/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 62,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,54 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/01/2022