Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3240 E. 2022/212 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3240 Esas
KARAR NO: 2022/212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2018
NUMARASI: 2015/906 Esas, 2018/814 Karar
DAVANIN KONUSU: TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 11.09.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin … ünvanıyla …’ yetkili seyahat acentesi olarak yurt içi ve yurt dışında fuar, toplantı, konferans gibi çeşitli organizasyonlarda organizatörlük görevini üstlenen ve ayrıca … İle uluslararası bir sektör birliği olan … ( … – … ) arasında imzalanan … ( Organizasyon Anlaşması ) kapsamında müvekkili şirketin, …’nın 22-28 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul ‘da düzenlenen “ 83.Geleneksel Konferansında “ organizatörlük görevini üstlendiğini, 72 ülkeden yaklaşık 1300 kişinin katılımı ile gerçekleşen söz konusu organizasyonun müvekkili tarafından eksiksiz ve başarı İle tamamlandığını, … ‘nın müvekkili şirkete gönderdiği 22.96.2015 tarihli teşekkür mektubu ile de söz konusu organizasyon karşısında duyduğu memnuniyetin açıkça belirtildiğini, müvekkili şirketin, organizasyon katılımcılarının İstanbul ‘da konaklayacağı otellerin seçim ve koordinasyonunda bilfiil görev aldığını, katılımcıların 4 otelde konakladığını, söz konusu organizasyon kapsamında, …, … ve … otelleri ile yazılı komisyon sözleşmeleri imzalandığını, dava dışı 3 otel tarafından toplam konaklama bedelinin %10’u +%8 KDV üzerinden hesaplanan komisyon ücretlerinin fatura karşılığı müvekkili şirkete ödendiğini, ne var ki davalı şirketin, öncesinde komisyon ücretine ilişkin yazılı sözleşme yapmanın gereksiz olduğunu ve bu durumun herkesçe bilindiğini belirtmesine karşın, aralarında yazılı bir sözleşme olmadığını gerekçe göstererek müvekkili şirkete komisyon ücretini ödemekten imtina ettiğini, taraflar arasında komisyon ücretine ilişkin mutabakat bulunduğu ve müvekkili şirketin organizasyon otellerinin seçilmesinde bilfiil görev alarak komisyon ücretine hak kazandığının e- mail yazışmaları ile sabit olduğunu,15.06.2015 tarihli yazışmada, müvekkili şirket çalışanı … tarafından davalı şirket çalışanı …’na gönderilen e- mail ile 28.05.2015 tarihli yazışma hatırlatılarak komisyon ücretine esas hesaplamanın gönderilmesinin talep edildiğini, şirket yetkililerinin doğrudan … ile bağlantı kurarak işi aldığını ve bu nedenle yazılı komisyon sözleşmesi yapılmadığını belirterek komisyon ücreti yapılmayacağını müvekkili şirket çalışanına bildirdiğini, sonuç olarak, taraflar arasında müvekkili şirkete komisyon ücreti ödeneceğine dair mutabakat bulunduğu ve müvekkili şirketin komisyon ücretine hak kazanacak şekilde davalı şirkete hizmet verdiğinin yazışma içerikleri ile sabit olduğunu,davalı şirketin … ile bizzat iletişim kurulduğu ve yazılı komisyon sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle müvekkili şirkete komisyon ödemesi yapmaktan imtina etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, … organizasyonu kapsamında davalı şirkete ait … Otelinde gecelik 245 Euro’dan başlayan muhtelif seçenekli odalarda toplam 1072 geceleme yapıldığının davalı şirket tarafından hazırlanan konaklama listesinden bilindiğini, ancak organizasyon kapsamında davalı şirkete ait otelde gerçekleştirilen toplam 1072 gecelemenin oda kategorilerine göre dağılımı bilinemediğinden toplam konaklama bedelinin %10’u +%8 KDV üzerinden hesaplanacak komisyon faturası kesilemediğini, komisyon faturasının ödenmesi için 24.07.2015 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ne var ki davalı şirket tarafından geceleme yapılan oda kategorileri müvekkili şirkete bildirilmediğini gibi herhangi bir cevapta verilmediğini, davalı şirketten temin edilecek bilgiler ve bilirkişi aracılığıyla yapılacak hesaplama doğrultusunda belirlenecek komisyon ücretinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107/2. maddesi gereğince artırılmak üzere fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden 5.000,00 Euro karşılığı Türk parasının temerrüt tarihinden, aksi halde dava tarihinden itibaren yabancı para mevduat hesabına ödenen en yüksek yıllık faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, öncelikle davacı tarafın dosyaya sunduğu sözleşmenin imzasız olduğunu, imzasız sözleşmenin davacının … Konferansının resmî organizatörü olduğunun kanıtı olarak değerlendirilemeyeceğini, bir an için sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse dahi davacı şirketin müvekkili şirketten komisyon vs alacak talep etmesinin mümkün olmadığını, bu sözleşme ile davacının … tarafından organizatör olarak görevlendirilmiş olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan komisyon vs her türlü alacak taleplerini sadece sözleşmenin tarafı olan ..’dan talep etmesinin mümkün olduğunu, sözleşmenin 4. maddesinde … Konferansındaki organizasyon sistemleri karşılığında davacıya 29.10.2014 tarihinde 47.000,00 Euro, 27.02.2015 tarihinde 47.000,00 Euro ve 02.05.2015 tarihinde 41.000,00 Euro olmak üzere toplam 135.000,00 Euro ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının bu sözleşme kapsamında yaptığı organizasyon hizmetlerinin karşılığını zaten …’dan aldığını, hem …’dan hemde ana otel olarak seçilen müvekkili şirketten para talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, …’nın 2015 yılı konferansı için müvekkili şirket ile doğrudan bağlantı kurarak teklif istediğini, davacının bu konuda herhangi bir aracılık hizmetinin de olmadığını, müvekkili şirkete ait … Otel’in İstanbul’un 2007 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen … kongresinde ana otel olarak seçildiğini ve ana otel olması nedeniyle katılımcılara hem konaklama hem de toplantı ve konferans hizmetleri verdiğini, 2007 yılında verilen hizmetten memnun kalan …’nın 2015 Mayıs ayında tekrar İstanbul’da yapılmasına karar verilen Yıllık Konferansı için doğrudan müvekkili şirkete 11.02.2014 tarihinde mail göndererek 2015 yılı konferansının detaylarını görüşmek üzere görüşme talep ettiğini ve bu organizasyonla ilgili olarak 17.02.2014-19.02.2014 tarihlerinde İstanbul’a yapacağı ziyarette … Otel’de konaklamak istediğini bildirdiğini, keza 12.02.2014 tarihinde müvekkili şirkete gönderilen e-mailde … yetkilisi Stephane Leleu ‘nın Mayıs 2015 döneminde yapılacak konferans için otelin uygun olup olmadığını sorduğunu, bu yazışmalara istinaden … Servis Direktörünün 17.02.2014-19.02.2014 tarihleri arasında müvekkili şirkete ait otelde konakladığını, bu görüşmeler sonucunda müvekkili şirketin 20.02.2014 tarihinde …’ya doğrudan teklif yazısı göndererek otelin tanıtım ve fiyatları konusunda bilgi aldığını, pazarlıklar sonucu fiyat teklifinin revize edilerek indirimli fiyatların …’ya gönderildiğini, 13.03.2014 tarihinde … ‘nın yine doğrudan müvekkili şirkete gönderdiği mail ile müvekkili şirkete ait … Otel’in 83. … Konferansında ana otel olarak seçilmiş olduğunu bildirdiğini ve otelin ziyafet ve satış direktörü … ‘nu toplantı tecrübesi edinmesi için Sidney’de yapılacak 2014 yılı 82 … Kongresine davet ettiğini, bu yazışmaların müvekkili şirkete ait otelin 83. … Kongresinde hem toplantı, hemde konaklama hizmetlerinin verileceği ana otel olarak seçilmesinde davacının herhangi bir aracılık faaliyeti olmadığını açıkça gösterdiğini, TBK 520. maddesinde simsarlık sözleşmesinin simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanması veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşme olarak tanımlandığını, TBK 523. maddede ise simsarın üstlendiği borcuna aykırı davranarak diğer tarafın menfaatine hareket etmesi veya dürüstlük kurallarına aykırı olarak diğer taraftan ücret alması halinde ücrete ve yaptığı giderlere İlişkin haklarını kaybedeceğinin düzenlendiğini, … İle müvekkili şirketi bir araya getiren ve sözleşme kurulmasını sağlayan tarafın davacı olmadığı için müvekkili arasında simsarlık sözleşmesinin kurulmasından söz edilemeyeceğini, 20.02.2014 tarihinde davacıya gönderilen mailin .. Direktörüne doğrudan iletilen fiyat teklifinin … tarafından lokal acentesi olan davacıya incelenmek üzere gönderilen mail olduğunu, 04.03.2014 tarihli yazışmanın ..’nın talimatı İle davacıya gönderilen mail olduğunu, 08.03.2014 tarihli yazışmada, …’nın talimatı ile lokal acentesi olan davacıya gönderilen teklif sonucunun müvekkili tarafından davacıya sorulmasının gayet normal bir durum olduğunu, 28.05.2015 tarihli yazışmanın, kongre yapılıp bittikten sonra davacının müvekkili şirket çalışanı … ‘na gönderilen mailde diğer otellerle yazılı komisyon sözleşmesi yapıldığını, müvekkili şirket ile sözlü anlaştığını belirttiğini, buna cevaben ziyafet ve konferans satış direktörü …’nun, odaların komisyonunu …’e paslayacağını, onun rakamı çıkaracağını, yazılı olmasa da olur, hepimizde notlar var dediğini, davacının …’nun bu cevabına istinaden komisyon ödenmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de bu talebin kesinlikle haksız olduğunu, …’nun sadece toplantı, ziyaret ve düğün salonlarının satışı ve fiyatlandırılması konusunda yetkili olduğunu, odalarla ilgili fiyat verme ve komisyon sözleşmesi yapmaya yetkili olmadığını, komisyon talebinin odalardan sorumlu satış direktör yardımcısı … tarafından 15.06.2015 tarihli maille reddedildiğini, davacı ile diğer oteller arasındaki komisyon sözleşmelerinin kongre tarihinden yaklaşık 1 yıl önce imzalandığını, davacının ana otel olan müvekkili şirketle sözleşme imzalamamış olması, dahası kongrenin bittiği tarihe kadar bir kez dahi komisyon talep etmemesi, talebin haksız olduğunu, davacının ya tutarsa diye kongre bittikten sonra talebini şirkete bildirdiğini, sektör uygulamasında da bu tür organizasyonlarla ilgili sözleşmelerin aylar önce bağıtlandığının bilinen bir gerçek olduğunu, davacı İle müvekkili arasında bir mutabakat olsa idi konferansın ana oteli seçilen müvekkili ile Konferansın başlamasından önce sözleşme imzalanması gerekeceğini, kongre bitene ve … devreden çıkana kadar komisyon sözünü ağzına almayan davacının kongre bittikten sonra üç satırlık bir yazı İle sanki mutabakat varmış gibi komisyon talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, kaldı ki basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle davacı taleplerinin dikkate alınmaması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin, davalı şirkete ait otelin … Organizasyon otellerinden birisi olarak seçilmesinde davalı şirket lehine aracılık yapma faaliyetini bilfiil gerçekleştirdiğini, 06.12.2013 tarihinde … yetkilisi tarafından müvekkili şirket çalışanı …’a gönderilen mailde, 2015 konferansının ana oteli olabilecek otellerle ( …, … Otel veya diğerleri şeklinde) ilgili detaylı bir çalışma talep edildiğinin, 28 Şubat 2014 tarihli mailde müvekkili şirket çalışanı … tarafından .. yetkilisine gönderilen e- mail ile raporlama çalışması sırasında oda sayısını netleştirmek için davalı şirket çalışanı … ‘nu aradığını, …’nun kendisine ana otelin seçilip seçilmediğini sorduğunu, buna cevaben henüz seçilmediğini, …’un hala seçeneklerden biri olduğunu söylediğini ve …’un teklifine yakın bir teklif alabilmek için … İle bizzat telefon görüşmesi yapabileceğini belirttiğini, 28.02.2014 tarihli mail sonrasında müvekkili şirket çalışanının bizzat davalı şirket oteline giderek davalı şirketin ana otel olabilmesi için tekliflerinde revizyon yapılması gerektiği yönünde görüşmede bulunduğunu, 04.03.2014 tarihinde davalı şirket çalışanı …’nun müvekkili şirket çalışanı …’a gönderilen maille davalı şirketin revize teklifini gönderdiğini ve güzel haberleri beklediğini ifade ettiğini, 08.03.2014 tarihinde ise revize son teklifle ilgili bir gelişme olup olmadığının sorularak heyecanla beklediğini belirttiğini, cevaben müvekkili şirket çalışanının yetkilinin Pekin’de olduğunu bir sonraki hafta sonucu ileteceğini belirttiğini, bu bilgiler üzerine … yetkilisinin davalı şirket çalışanı … ‘na gönderilen maille … Otelinin .. 2015 Konferansı için ana otel olarak seçildiği ve bu konuda harika İş çıkartan …’ın oteller ile … arasındaki köprü görevine devam edeceğinin belirtildiği, bunun üzerine davalı çalışanının müvekkiline konu İle ilgili tebrik ve teşekkürlerini sunduğunu, davalı otelin ana otel olarak seçilmesinde müvekkili şirketin azımsanmayacak derecede önemli yardım ve aracılık faaliyetleri bulunduğunu, müvekkili şirket çalışanının davalı şirketin …’ya sunduğu ilk teklifin revize edilmesinin sağlanması için … İle otel arasında köprü görevini layıkıyla yerine getirerek süreci yönetmesi dikkate alındığında .. tarafından davalı şirket otelinin seçilmesinde rolünün açıkça görüldüğünü, diğer taraftan, müvekkili şirkete komisyon bedellerini ödeyen …, … ve … Otelleri de dahil olmak üzere konferans otellerinin tamamının … İle bizzat sözleşme imzaladığını, dolayısıyla davalı şirketin bizzat … İle sözleşme imzalamasının müvekkili şirketin aracılık hizmetini yerine getirmediği ya da davalı şirketin aracılık faaliyetini yerine getirmediği, yada komisyon ücretini ödeme yükümlülüğü ortadan kaldırdığı şeklinde yorumlanmasının mümkün olmadığını.sonuç olarak, müvekkili şirketin, … ile davalı şirkete ait otel arasındaki görüşmelerde köprü görevini üstlenerek davalı şirkete ait otelin … 2015 konferasında ana otel seçilmesinde aracılık faaliyetini yerine getirdiğinin e- mail çıktıları İle sabit olduğunu, …’ın mutat uygulaması kapsamında davalı şirketin davacı şirkete faaliyetleri için komisyon ödemesi yapması gerektiğini, müvekkili şirketin … yetkili seyahat acentelerinden biri olduğunu, şifahi sözleşmenin davalı şirket çalışanı … tarafından 28.05.2015 tarihli maille kabul edildiğini iddia ederek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, davacının sunduğu yazışmaların kesilip yapıştırılarak ayıklanmış bir şekilde dosyaya sunulduğunu, yazışmaların tamamının bir bütün olarak, Türkçe tercümelerinin sunulması, bu yapılmadığı takdirde bu yazışmaların delil olarak dikkate alınmamasını talep ettiklerini, haksız komisyon taleplerinin 15.06.2015 tarihli e- mail ile reddedildiğini, davacının … üyesi olması nedeniyle komisyona hak kazandığı iddiasının Otel için bağlayıcı olmadığını, … teamüllerinin dava ile ilgisi olmadığını, davacının … İle sözleşme yaptığını, … tarafından ana otel seçilen müvekkili ile sadece … lehine fiyat indirimi yapmak için pazarlık yaptığını, bunun bedelini de hizmeti sunduğu …’dan aldığını, davacının müvekkilinden ne sözleşmeye ne de teamüle dayanarak komisyon talep etmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dosyaya sunulan 01.03.2018 tarihli çoğunluk bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda, davacı şirketin otellerle komisyon sözleşmesi akdetmesi buna karşılık otellerin davacı firmaya komisyonları ödemesine sektörün doğal akışı içinde zorunlu bir mesnet olmadığı, otelin bu ödemeleri zorunlu bir belge ve yetki zorunluluğu dolayısıyla ödemediği, kendi iradeleri ile bu ödemeleri yaptığı, Uluslararası Birlik olan … İle davalı otel arasında imzalanan sözleşmede davacıya İlişkin bir hükmün bulunmadığı, davacı İle davalı şirket çalışanları arasında yapılan yazışmalardaki ifadelerin resmî belge niteliğinde olmadığı, sohbet niteliğinde olduğu, …’nın takipçi firması olarak yazışma yapıldığı, yazışma metinlerinin kurumsal yazışmalar niteliğinde olmadığı, davacının … ile 17/05/2011 tarihli tarafların imzasını taşımayan sözleşme örneğinde …’nın davacıyı organizasyonun sağlıklı bir şekilde bütçeye uygun olarak yürütülmesi için … tarafından kurulan anlaşmalar dışında üçüncü taraflardan bu hizmetlerin tedarik edilmesi için anlaşma metni olduğu ve sadece bu operasyon ile sınırlı olduğu, bunlara karşı kendisine … tarafından toplam 135.000,00 Euro ödene yapılacağı, dosya kapsamı, …yönetmelikleri, TTK, TBK 520,523. maddeleri ile davacı İle … arasında ki imzasız sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde sözleşme içeriğinin HMK 107/2. kapsamında olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olmadığı tespit edilmiş ise de mahkemece bu kapsamda ki çoğunluk bilirkişi raporuna itibar edilmeyip ayrık rapor sunan Turizm İşletme Uzmanı tarafından dosyaya sunulan raporda her ne kadar taraflar arasında sözleşme olmasa da turizm teamülleri gereğince taraflar arasındaki yazışmaların akit niteliğinde olduğu, davalının Turizm İşletmelerinin Bakanlık ve birbirleriyle ve müşterileri hakkında yönetmeliği bilmesi gerektiği, yönetmeliğin 5. maddesine göre otel sözleşmelerinde akit serbestisinin esas olduğu, organizasyon ile ilgili ana otel seçimi sonucunda …’nın yönlendirme yapmasının davacı tarafın komisyon almayacağı anlamına gelmeyeceği, davalı tarafa her ne kadar …’ya ilk teklifleri verdiğini iddia etmiş ise de dosya kapsamından … İle davalı arasında yapılmış bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafın 06.12.2013 tarihli mail ile yaptığı açıklamaya istinaden davacı tarafın bu yazışma doğrultusunda otellerle derhal bağlantıya geçeceğini belirtmesi, bu yazışmada davalı otelin adının geçmemesinin davacı aleyhine kusur teşkil etmeyeceği, davalı tarafın 05.02.2014 tarihli mail ile yaptığı açıklamaya istinaden davalı tarafa ait otelden teklif talep edildiğinden, davacı tarafın ya da bu tür organizasyonlar ile ilgili pazar anlaşması yapan seyahat acentelerinin teklif aşamasında firma bilgisi verme gibi bir zorunluluğunun olmadığı, davalı tarafın 28.02.2014 tarihli mailinde, davalı otelin ana otel seçilmesi için davacının …’yı değil …’nın davacıyı yönlendirdiği ana otel seçiminin …’da olduğu, davacının davalının …’ya verdiği fiyatları indirmek için gayret sarf ettiği şeklindeki yazışma ile davacının organizasyon içinde olduğunun dolaylı olarak kabul edildiği, yönetmeliğin 5, maddesindeki akit serbestisi, 15. maddede acenteye ücret ödenmesi, 16.maddedeki komisyon oranı, 31. maddesindeki rezervasyonun bağlayıcılığı, 45.maddedeki kabulün yazılı olması şeklindeki hükümler gözetildiğinde davacı tarafın haklı olduğu yönündeki tespitlerin uygun görüldüğü, yazışma metinleri, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki tanık beyanları İle de desteklenmiş olduğu gerekçesiyle taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde, davanın kabulüne 5.000,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4-a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi kurulunun oy çokluğu İle verdiği rapordaki tespitler sonucunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, …’tan seçilen ve üyesi olan bilirkişinin davacının taleplerini değerlendirken tarafsızlığını koruyamadığı açık olan bilirkişinin hatalı tespitler içeren ayrık rapora göre hüküm kurulduğunu, mahkeme kararında yönetmelik hükümlerinin de hatalı ve eksik değerlendirildiğini, şirketteki görev dağılımının şirket yönetiminde olan bir tasarruf olduğunu, odaların satışı ve pazarlamasının bütün otellerde satış departmanının sorumluluğunda olduğunu, gönderilen mailde ayrıca taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin kurulduğuna dair kabul niteliğinde bir ibare olmadığını, ayrık raporda, “ Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla Birbirleriyle ve Müşterileriyle İlişkileri Hakkında Yönetmelik” in sadece acentenin haklarını düzenleyen maddelerine yer verilip, otel lehine olan maddelerinin her nedense dikkate alınmadığını, yönetmeliğin bütünü incelendiğinde, acentenin komisyona hak kazanabilmesi için taraflar arasında komisyon ödenmesi yükümlülüğünü içeren bir sözleşme ilişkisinin mevcut olması veya tarafların komisyon ödenmesi konusunda açık iradelerinin bulunması gerektiğinin görüleceğini, 7. maddede, bir otel sözleşmesinin oluşmasının, acenteden otelciye yapılacak rezervasyon talebi ile başlayacağı, rezervasyon talebinin yazılı olması gerektiğinin belirtildiğini, davacı şirketten müvekkili şirkete gelen herhangi bir rezervasyon talebinin olmadığını, 9. maddede, otel sözleşmesinin, otelcinin kabulü İle tamamlanacağının belirtildiğini, 15.maddede, seyahat acentesine komisyon ödenmesine yer verildiğini, maddede, belirli bir sürenin üzerindeki rezervasyonlar için yapılan sözleşmeler dışında, diğer otel sözleşmeleri ile ilgili olarak otelcinin acenteye verdiği hizmetler (oda- yemek ) bedellerinin belli bir oranında komisyon ödeyeceği, otelcinin komisyonu yalnız sözleşmeye taraf olan seyahat acentesine ödeyeceğinin belirtildiğini, 33. maddede, ödemenin, acente ile otelci arasındaki sözleşmede ödeme koşulları hakkında bir hüküm bulunmaması halinde grupla ilgili ödemenin %50’sinin grubun girişinden 30 gün önce, kalanın ise grubun ayrılışından önce ödeneceğinin belirtildiğini, ödemeleri konaklayan misafirlerin doğrudan otele yaptığını, davacının ödeme ile ilgili bir aracılık faaliyeti olmadığını bu yönden de komisyon talep edemeyeceğinin açık olduğunu, davacının … ile arasında ki sözleşme gereğince yürüttüğü faaliyetlerinin bedelini (135.000 Euro) aldığını, …’ya verdiği bu hizmetler nedeniyle ayrıca müvekkiline ait otelden komisyon talep etmesinin mümkün olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, acentelik kapsamında komisyon bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında, davacı acente ile dava dışı … (…) arasında “ … bünyesinde 24 İla 27 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul- Türkiye ‘de gerçekleştirilecek olacak olan 83. … yıllık Konferansı için davacı tarafından hizmetlerin organizasyonu için sözleşme ilişkisinin kurulması, söz konusu konferansta davalıya ait otelin ana otel olarak yer alması, taraflar arasında yazılı herhangi bir sözleşmenin bulunmaması, çalışanlar arasında mail yazışmalarının bulunması, davacı acentanın dava dışı …’dan sözleşme kapsamında hizmet bedelini tahsil etmesi, organizasyon kapsamında hizmet sunacak oteller İle davacı şirket arasında yazılı sözleşmenin mevcut olması, davalı ile ise yazılı sözleşmenin olmaması konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının, davalının konferansta ana otel olarak yer alıp hizmet sunması kapsamında, davacı acentanın davalı otelden acente olarak komisyon talebinin yerinde olup olmadığı, mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen sektör bilirkişisinin tarafsız olup olmayacağı, raporun yeterli bulunup bulunmadığı ve yönetmelik hükümlerinin isabetli değerlendirilip değerlendirilmediği ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı şirket ile dava dışı … (Uluslararası Gübre Derneği) yetkilisi …. arasında 28 Ekim 2014 tarihinde … bünyesinde 24 ila 27 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul- Türkiye ‘de olacak olan 83. … Yıllık Konferansı için davacı ( Eventmania adı ile de tanınıyor ) ile Organizasyon Anlaşması düzenlendiği, sözleşme konusunun, davacının listelenen hizmetlerin organizasyonu ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olarak nitelendirildiği, yükümlülükler kısmında, sözleşmede belirtilen takvim gözetilerek organizasyonun sorunsuz yürümesini ve hizmetlerin uygun gerçekleşmesini sağlamak olarak yer verildiği, 3. maddede davacı şirketin, kabul, beyan ve taahhüt ettiği konuların yer aldığı, 3.2.1. bentte, sözleşmede yer verilen yükümlülükleri tam olarak gözlemleyeceği, zamanlamaya ve bu aşamada yapılabilecek değişikliklere riayet etmek, organizasyonun sorunsuz, …’nın prestijine yakışır bir şekilde yürümesini sağlamak, 3.2.2. bentte, organizasyonun sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için gereken hizmetleri, zamanlamaya uygun olarak, bütçeye uyacak şekilde ehliyetli firmalardan tedarik etmek ve onlarla hizmet alım sözleşmeleri yapmak, madde 4’deki yükümlülükleri yerine getirdiğinde, hizmet satın alınan üçüncü şahıslara …’nın tam ve gününde ödeme yapacağı, ödeme başlığı altında, Ekim 2014 tarihinde 47.000 Euro, Şubat 2015 tarihinde 46.000 Euro, Mayıs 41.000 Euro ödemenin davacı şirkete yapılacağının belirtildiği, taraf şirket çalışanları ve dava dışı müşteri arasında mail yazışmaları gerçekleştirildiği davacı şirket çalışanı tarafından müşteri yetkilisine gönderilen 2 Aralık 2013 tarihli mailde diğer detaylar için otellerle irtibata geçmeye başlayacağını belirttiği, 27 Şubat 2014 tarihli davacının mailinde otellerin yanıtlarının alındığının, raporun gönderileceğinin ifade edildiği, 24 Kasım 2015 tarihli davacının dava dışı müşteri yetkilisine yazdığı mailde, en son oda raporu çalışırken oda sayıları için Şükran’ı ( davalı çalışanı ) aradıklarını, kendisine Merkezi oteli kararlaştırıp kararlaştırmadıklarını sorduğunu, henüz kararlaştırmadık yanıtını verdiğini, … için hala bir seçenek üzerinde çalıştıklarını, aldığın teklifin aynı olduğunu, onu arayıp uygun fiyat vererek bu grubu konuk etmek istediğini iletebileceğini belirttiği, davalı şirket çalışanının davacı şirket çalışanına gönderdiği 8 Mart 2014 tarihli mailden, teklifle ilgili bir gelişme olup olmadığını merak ettiklerini belirttiği, 13 Mart 2014 tarihli mailde davacı şirket çalışanına, herşey için çok teşekkür ettiğini ifade ettiği, 28. Mayıs 2015 tarihli mailde, odaların komisyonunu …’e paslayacağını, rakamı çıkaracağını, yazılı olmasa da olur, hepimizde notlarımız var ifadelerine yer verildiği, aynı tarihli davacı mailinde komisyon faturası ile ilgili konuşması gerektiğini, diğer otellerle sözleşme yaptıklarını, ama onunla sözlü anlaştıklarını detayları konuşalım ifadelerine yer verdiği, bu mailden sonraki zaman aralığındaki notların olduğuna dair maili gönderdiği, 15 Haziran 2015 tarihinde bu kez davalı satış direktör yardımcısı … tarafından, davacı şirket çalışanına gönderilen mailde, “ Bu konuda sanırım yanlış bir anlaşılma olmuştur. Grubun yetkileri daha önceki konferanslarına da bizim otelde yapmış olup, direk otel ile irtibattaydılar. Bundan dolayı sizinle bir komisyon anlaşması yapılmamıştır ve bu dosyada herhangi bir komisyon verilemediğini üzülerek bildiririz” yanıtının verildiği, davacı şirket tarafından davalı muhatap şirkete Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu 24 Temmuz 2015 tarihli ihtarnameyi düzenlediği, ihtarnamede dava konusu olaya yer verilerek, muhatap şirket tarafından 04.03.2014 tarihli teklif gereğince oda türlerine değişken o fiyatları ile söz konusu organizasyon kapsamında muhatap şirkete ait Otel’de katılımcılar tarafından toplam 1072 adet geceleme yapıldığı, 1072 adet gecelemenin oda kategorilerine göre bildirilmediğini bu sebeple liste halinde gönderilmesi, bilginin ulaşması ile kendileri tarafından düzenlenecek konaklama komisyon bedeli faturasının ödenmesinin talep edildiği, ihtara cevap verilmeyince İş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı Tanığı … 08.02.2017 tarihli zapta geçen beyanında, davacı şirkette operasyon müdürü olarak çalıştığını, 2013 Aralık ayında İstanbul’da düzenlenecek konaklama ve organizasyon için çalıştıklarını, otellerin seçimi vb hizmetler için yaklaşık 1,5 yıllık bir çalışma ile gerekli bağlantıları yaptıklarını, organizasyonun 22-28 Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleştiğini, ana otel olarak … Otel ve diğer konaklama otelleri olarak …,… ve … belirlendiğini, 1800 civarında konaklama gerçekleştiğini, davalı otel işletmesi dışındaki diğer otellerle herhangi bir sorun yaşanmadığını, komisyon sözleşmeleri yapıldığını, komisyon ödemelerinin tahsil edildiğini, davalı şirketin güven esasına dayalı olarak yazıya dökülmediğini, mail yazışmalarında herhangi bir sorun olmadığının belirtildiğini, daha sonra sonuç alınamadığını belirtmiştir.Davalı tanığı … aynı celsede ki beyanında, davalı şirketin ziyafet ve konferans satış direktörü olduğunu, 15 yıldır otelde çalıştığını, davacı İle … arasında ayrı bir ilişki olduğunu, bu ilişkinin kapsamının organizasyon çerçevesinde katılımcıların diğer otellerde konaklanması, Lojistik ve ulaşımın sağlanması çerçevesinde olduğunu, ayrıca …’nın kendilerine organizasyon talepleri ile ilgili davacı şirketi vekil tayin ettiğini, bunun kapsamını organizasyon talepleri ile ilgili olarak davacı şirketi vekil tayin ettiğini belirttiğini, hiçbir aşamada davacı şirketin kendileri ile … şirketi arasında bir aracılık hizmeti olmadığını, davacı şirket vekil tayin edildiğinden fiyat teklif maillerini davacı şirket çalışanına gönderdiklerini belirtmiştir. Diğer tanıklarda benzer ifadelerde bulunmuştur.22.02.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı şirketin …, … ve … otelleri İle komisyon Sözleşmesi akdetmesi ve buna karşın otellerin davacı şirkete söz konusu komisyonları ödemesinin sektörün doğal akışı içerisinde zorunlu bir mesnedi olmadığı ve otellerin bu ödemeleri zorunlu bir belge ve yetki zorunluluğu dolayısıyla ödemediği, kendi hür iradeleri ile bu ödemeleri yaptığı, … ile davalı otel arasında imzalanan sözleşmede herhangi bir şekilde davacının bahsinin geçmediği, davacı ile davalı firma çalışanları arasında yapılan yazışmalardaki ifadelerin resmî bir anlam taşımadığı, yazışma metinlerinin kurumsal yazışmalar niteliğinde olmadığı, davacının sadece operasyon ile sorumlu olduğu, bunlara karşı kendisine … tarafından toplam 135.000 Euro ödeme yapılacağı, dosya kapsamı, … yönetmelikleri, TTK, TBK 520 ve 523.maddeleri ile özellikle davacı İle … arasında akdedildiği iddia edilen imzasız sözleşme incelendiğinde sözleşme içeriğinin HMK 107/2.söz konusu olmadığı ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı, hesaplanan tutarın 428.262,00 Euro üzerinden sektörel değerlendirmeler kapsamında varsa bir komisyon alacağının olacağı belirtilmiştir.Turizm İşletme Uzmanı …. tarafından düzenlenen ayrık raporda, Turizm teamülleri gereği tüm yazışmaların bir akid olduğunu, davalının Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, Birbirleriyle ve Müşterileriyle İlişkileri Hakkındaki Yönetmelikleri bilmesi gerektiğini, 5. maddede, acenta İle otel arasında yapılacak otel sözleşmelerinde akit serbestisinin esas olduğunu, böyle bir özel sözleşme olmaması halinde veya özel sözleşmede yer verilmeyen tüm konularda bu yönetmelik hükümlerinin uygulanacağını, organizasyon ile ilgili …’nın … Otel ile ilk bağlantıya geçmesinin yapılan organizasyonun sonuç kısmına bakıldığında davacı tarafın tamamladığının anlaşıldığı, organizasyon konusunda ana otel seçimi konusunda …’nın yönlendirme yapmasının davacı tarafın komisyon almayacağı anlamına gelmeyeceği, yönetmeliğin 15. maddesinde, belirli bir sürenin üzerindeki rezervasyonlar için yapılan sözleşmeler dışında diğer otel sözleşmeleri ile ilgili olarak otelci acenteye verdiği hizmet bedellerinin belli bir oranında komisyon ödeyeceğini, 16. maddesinde komisyon oranının, aksine anlaşma olmayan hallerde faturanın %10 olduğunu, sonuç olarak davacı tarafın haklı olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, …’tan seçilen bilirkişinin kuruldan çıkarılmasını ve oy çokluğu İle verilen rapor sonucuna göre davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili tarafından itiraz dilekçesinde ayrık rapor düzenleyen bilirkişiye karşı red sebebine dair bir gerekçe ileri sürülmemiştir.HMK 282. maddesi gereğince, hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir düzenlemesi ve ilgili düzenlemeler kapsamında, sektör bilirkişisinden rapor alınmasında ve dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiş ve davalı vekilinin buna dair aksine istinaf nedenleri isabetli görülmemiştir. Mahkemece ayrık rapora ve taleple bağlılık ilkesi göz önünde bulundurularak, davanın kabulüne karar verilmiştir. İhtilafa konu organizasyonun düzenlendiği tarihte, yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun birinci kısım, birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımında ise sözleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK m.1.nin üst başlığında sözleşmenin kurulmasına yer verilerek, irade açıklaması düzenlenmiş, düzenlemede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceği belirtilmiştir.12. maddede, sözleşmelerin geçerliliğinin, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı belirtilmiştir. Somut davada, olduğu üzere acente ve otel arasında düzenlenen otel sözleşmelerinde yukarıda yer verilen yönetmeliğin 5. maddesi kapsamında akit serbestisi söz konusu olup, diğer başka kanunlarda da hiçbir şekil şartı öngörülmemiştir. Bu durumda, tarafların şekle bağlı olmaksızın sözleşme ilişkisine girebileceklerinin kabulü gerekecektir. Yasanın 3. maddesinde öneri ve kabule yer verilmiş, 5/1. fıkrada, kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan önerinin zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar önereni bağlayacağı, 6.maddede, önerenin kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse önerinin uygun bir sürede reddedilmediği takdirde sözleşmenin kurulmuş sayılacağı belirtilmiştir. 7. maddede, ısmarlanmamış bir şeyin gönderilmesinin öneri sayılmayacağı, bu şeyi alan kişinin onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmadığına yer verilmiştir. İş bu davada taraflar arasında yasal düzenleme kapsamında bir sözleşmenin varlığı için gerekli olan, karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması, öneri veya kabulün varlığı özellikle, taraf çalışanlarının mail yazışmalarından çekişmesizdir. Her ne kadar söz konusu yazışmayı gerçekleştiren kişilerin şirketi temsile yetkisi olmadığı ve şirketleri bağlamayacağı düşünülse dahi 6098 sayılı TBK ‘nın 46. maddesinde, bir kimsenin yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaptığında bu işlemin ancak onandığında temsil olunanı bağlayacağı belirtilmiştir. Somut davada, geniş çaplı bir organizasyon kapsamında ana otel olarak hizmet sunan ve karşılığını alan davalı otelin mail yazışmaları ile sözleşme ilişkisine girdiği ve bu sözleşmenin kendisini TBK hükmü karşısında bağlayacağı açıktır. Bu nedenle, davalı vekilinin buna daşr aksine iddia ve istinaf nedenleri isabetli görülmemiştir. Taraflar arasında gerçekleştirilen bu şekilde ki sözleşme, Turizm Hukukuna özgü Otel sözleşmesidir.Turizm Hukukunu düzenleyen kodifiye edilmiş temel bir kanun bulunmadığı gibi, gerek TBK da, gerekse de TTK ve diğer kanunlarda “ Otel Sözleşmesi “ kavramı bulunmamaktadır, ancak uzun yıllardan bu tarafa Turizm sektörü uygulamasında oteller ile seyahat acenteleri arasında yapılan sözleşmelerde, Otel Sözleşmesi kavramı kullanıldığı, gerek uluslararası düzenlemelerde, gerekse Turizm İlişkiler Yönetmeliğinde de kavram bu şekilde yerleştiği için, Turizm Hukukuna özgü bir sözleşme tipi olarak “ Otel Sözleşmesi “ kavramının konaklama işletmeleri ( Otel ) ile seyahat işletmeleri ( Seyahat Acentası ) arasındaki sözleşmeler için kullanıldığının anlaşılması gerekmektedir. Otel Sözleşmesi niteliği itibarıyla, kanunlarda düzenlenmiş hiçbir sözleşme tipine dahil edilmeyeceği gibi kendine özgü yapısı olan sui jeneris bir sözleşmedir.Otel Sözleşmesi ile otelci, konaklama ve buna bağlı yan hizmetleri sunmayı, kar ya da komisyon ödemeyi yükümlenirken, seyahat acentası otele müşteri sağlamayı ve genellikle konaklama bedelini ödemeyi taahhüt ettiği için, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Otel Sözleşmesi, Turizm İlişkiler Yönetmeliğinin 6. maddesinde, acenta ve Otel arasında, bireysel olarak seyahat eden müşterilerle ilgili sözleşmeler, grup olarak seyahat eden müşteriler ile ilgili sözleşmeler ve belirli bir sürenin üzerindeki rezarvasyonlar için yapılacak ( kontenjan ) tahsis sözleşmeleri şeklinde üç çeşit Otel sözleşmesinin düzenleneceği belirtilmiştir. Taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme ve sözleşme özelliğini açıkladıktan sonra uyuşmazlık konularını irdelemek gerekecektir.Her iki taraf ta şirkettir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 623. maddesinde, şirketin yönetim ve temsilinin şirket Sözleşmesi ile düzenleneceği, şirketin sözleşme ile yönetim ve temsilinin, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği, müdürlerin, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve kararları yürütmeye yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut davada, yukarıda belirtildiği üzere taraf şirketleri temsil yetkisi olmayanlar arasında mail yazışmaları gerçekleştirilerek işlem oluşturulmuştur. Ancak yukarıda yer verildiği üzere gerçekleştirilen mail yazışmaları sonucu oluşan sözleşme ilişkisi TBK 46. maddesi gereğince temsil olunan şirketleri bağlayıcı niteliktedir. Diğer taraftan, 18/2. fıkrada “ Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Ayrık bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, yazılı olarak şartları belirlenmeyen böyle bir ilişkide, ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Davacının, yapmış olduğu organizasyon kapsamında acente olarak komisyon alacağına hak kazanmış olduğu, taraflar ve dava dışı konferans düzenleyen müşteri ile yapılan yazışmalar, müşteri İle tarafların ayrı ayrı düzenlemiş oldukları sözleşmeler ve sektör bilirkişi raporu ile ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde sübuta ermiş olduğunun mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle, otelcilik hukuku, ilgili yönetmelik hükümleri, mailler, elektronik ortamdaki verilerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 199. madde kapsamında belge olarak kabulü, 6098 sayılı TBK’nın 46. maddesi ve tüm dosya kapsamı gereğince ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/906 Esas, 2018/814 Karar ve 13.07.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan 288,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 208,18 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24/02/2022