Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3224 E. 2022/49 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3224 Esas
KARAR NO: 2022/49
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2016/1001 Esas, 2018/302 Karar
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın Cihangir Şubesi ile müflis şirket arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden müflis şirkete kredi kullandırıldığını ve çek karnesi verildiğini, müflis şirketin bankaya olan borcunu ödenmediğini, hesabın kat edildiği tarih itibariyle müvekkili bankanın nakdi alacak haricinde gayri nakit risklerden kaynaklanan iade edilmemiş 12 adet çek yaprağı nedeniyle gayri nakdi alacağı bulunduğunu, şirketin iflas etmesi nedeniyle alacağın kaydının talep edildiğini, iflas masasının alacağın 28.315,00TL’lik kısmını kabul ettiğini, ancak gayri nakit risklerden kaynaklanan iade edilmemiş 12 adet çek yaprağı nedeniyle 13.610,00 TL alacaklarının masaya kaydı talebinin reddine karar verdiğini belirterek müvekkili bankanın 13.610,00 TL alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı müflis iflas şirket temsilcisi davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yasa ile bankalara çek yaprağı başına ödeme yükümlülüğü verildiği, bu borç bankanın borcu olduğundan keşideci ile banka arasındaki sözleşmede açık bir düzenleme bulunmaması halinde keşideciye rücu imkanı olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede bu yönde açık bir hüküm mevcut olmadığı; çeklerin müflis şirketin iflas tarihi ya da öncesi itibariyle şirket yetkilileri tarafından keşide edilmesi halinde, ileride ibraz durumunda ibraz süreleri geçmiş olacağından banka yönünden bir ödeme yükümlülüğü doğmayacağı, çeklerin iflas tarihinden önce ve fakat ileri bir tarih atılarak keşide edilmesi ihtimalinde ise iflas ile birlikte şirket yetkililerinin temsil yetkileri kalmayacağından, yine ileride bu çeklerin ibrazı halinde de davacı bankanın yetkisiz kişiler tarafından imzalanmış çekler için ödemede bulunulmasının da söz konusu olmayacağı, bu itibarla bankanın çeklerden dolayı iflas sonrasında herhangi bir riskinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmitir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili banka ile müflis şirket arasında düzenlenen sözleşmede çek bedellerine dair hüküm olup, sözleşme gereği müflisin çek bedellerini depo etmesi gerektiğini, yasa ile bankalara çek bedelleri ile ilgili yükümlülük verildiğini, bankaların ödeyeceği bu bedelleri sözleşme ile müşterisinden talep edebileceğini, müşterinin iflasının bankanın bu yükümlülüğünü sona erdirmeyeceğini, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı sürece çeki elinde bulunduran son hamilin bankanın ödemekle yükümlü olduğu bedeli talep etme hakkına sahip olduğunu, müvekkili bankanın çeklerle ilgili sorumluluğunun devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 235 maddesine göre sıra cetveline itiraza ilişkindir. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas İdaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün 18.10.2016 tarihli cevabi yazısında, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/647 Esas sayılı dosyasında 24.12.2015 tarihinde iflasına karar verilen müflis … Tekstil AŞ’nin tasfiyesinin basit usulde yürütüldüğü, sıra cetvelinin 29.09.2016 tarihli … Gazetesi ile 03.10.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının masraf yatırmadığı, davanın son ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, davacı bankanın teminat mektubundan kaynaklanan 28.315,00 TL ve çek taahhüt riskinden kaynaklanan 13.610,00 TL gayri nakdi alacağın masaya kaydını talep ettiği, müflis şirket iflas müdürlüğünün 28.315,00 TL alacağı şarta bağlı olarak 4. sıraya alınmasına, bankanın çeklerden dolayı herhangi bir riski bulunmadığından 13.610,00 TL’nin masaya kaydı yönündeki talebin reddine karar verildiği, akabinde, davacının red edilen alacağının iflas masasına kaydı için dava açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı banka karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı banka tarafından müflis şirkete verilen çekler nedeniyle bankanın ödeme riskinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; çeklerin müflis şirketin iflas tarihi ya da öncesi itibariyle şirket yetkilileri tarafından keşide edilmesi halinde, ileride ibraz durumunda ibraz süreleri geçmiş olacağından banka yönünden bir ödeme yükümlülüğü doğmayacağı, çeklerin iflas tarihinden önce ve fakat ileri bir tarih atılarak keşide edilmesi ihtimalinde ise iflas ile birlikte şirket yetkililerinin temsil yetkileri kalmayacağından, yine ileride bu çeklerin ibrazı halinde de davacı bankanın yetkisiz kişiler tarafından imzalanmış çekler için ödemede bulunulmasının da söz konusu olmayacağı, bu itibarla bankanın çeklerden dolayı iflas sonrasında herhangi bir riskinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu durumda davacı bankanın karşılıksız çıkma ihtimali bulunduğunu ileri sürdüğü çeklerden dolayı hernangi bir riskinin bulunmadığı, doğmamış veya doğma olasılığı bulunmayan bir sorumluluktan bahisle masaya alacak kaydı talebinde bulunulamayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.13/01/2022