Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3199 Esas
KARAR NO: 2022/28
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2016/227 Esas, 2018/552 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline ait işyerinin 22/04/2014-2015 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, 15/04/2015 tarihinde camları kırılarak iş yerinin kundaklandığını ve yangın nedeniyle hasar meydana geldiğini, söz konusu olayla ilgili ceza yargılamasının devam ettiğini, sigorta eksperi tarafından yapılan inceleme sonucunda hasar dosyası oluşturulduğunu, davalı sigorta şirketinin 120.000,00 TL civarında ödeme yapılacağını beyan etmesine rağmen 23/06/2015 tarihinde 63.626,00 TL hasar ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödemenin zararı karşılamaktan uzak olduğunu, ayrıca zararın % 10’u civarında iş durması tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek eksik ödeme yapılması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL tazminatın, ayrıca tazminatın %10’u oranında ödenmesi gereken iş durması zararından şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevabında; davacıya ait iş yerinin müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe azami limitleri ile sınırlı olduğunu, 15/04/2015 tarihinde meydana gelen yangın hadisesinin müvekkil şirkete aynı gün ihbar edildiğini, müvekkili şirketçe hasarın belirlenebilmesi amacıyla ekspertiz incelemesi yapıldığını, eksper raporunun delil vasfında olduğunu, eksper raporu dikkate alınarak davacıya 63.626,37 TL ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, hasar oluşmayan iki adet kıyma makinesi, bir adet terazi, bir adet barkod okuyucu ve bir adet yazar kasanın yangından sonra yaşanan hırsızlık nedeniyle çalındığı ifade edildiğinden bu malzemeler ile ilgili hasar tespiti yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın yapılan ödemeden fazlasına ilişkin zararını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; tek taraflı hazırlanan ve denetleme imkanı olmadıkları ekspertiz raporuna göre hüküm verilmesi nedeniyle savunma haklarının ihlal edildiğini, eksper raporunda zararlarının eksik hesaplandığını, gerçek zarar miktarının % 10’u üzerinden iş durma zararının tespit edilmesi gerektiğini, iki adet kıyma makinesi, bir adet terazi, bir adet barkod okuyucu ve bir adet yazar kasanın da hesaba dahil edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacıya ait et, balık ve tavuk ürünleri satışı yapılan işyerinin 22/04/2014-22/04/2015 vade tarihli poliçe ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, işyerinde 15/04/2015 tarihinde çıkan yangın nedeniyle hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin yangın nedeniyle meydana gelen zarar ve iş durması teminatı kapsamında sigortalıya 23/06/2015 tarihinde 63.626,00 TL ödemede bulunduğu, davacı, gerçek zararının daha yüksek olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Taraflar arasında sigorta poliçesinde teminat altında olan yangın rizikosunun gerçekleştiği noktasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı sigortalı işyerinde meydana gelen zararın miktarı ile bu zarara göre belirlenecek iş durması zarar bedeli noktasında toplanmaktadır. Ekspertiz raporunda; sigortalı işyerinde yangın nedeniyle makine-tesisat, emtia, demirbaş, cam ve deokrasyon zararı olarak toplam hasar bedelinin 57.842,15 TL olduğu, işyerinde 7 günden fazla iş durması yaşandığından tespit edilen zararın %10’u olan 5.784,33 TL’nin de iş durması teminatı kapsamında ödenmesi gerektiği, buna göre sigortalının zararının toplam 63.626,37 TL olduğu, hasar oluşmayan iki adet kıyma makinesi, bir adet terazi, bir adet barkod okuyucu ve bir adet yazar kasanın yangından sonra yaşanan hırsızlık nedeniyle çalındığı ifade edildiğinden bu malzemeler ile ilgili hasar tespiti yapılmadığı belirtilmiştir. Mahkemece inşaat, makine ve sigortacı bilirkişilerden alınan raporunda; davacının zararının daha fazla olduğuna ilişkin gerekçesi ve zarar miktarını tevsik eden belgeleri bulunmadığını, eksper raporunda belirtilen zarar miktarının serbest piyasa koşullarında kadri maruf değer taşıdığını, hasar oluşmayan iki adet kıyma makinesi, bir adet terazi, bir adet barkod okuyucu ve bir adet yazar kasanın yangından sonra yaşanan hırsızlık nedeniyle çalındığı iddiası ile ilgili sigorta şirketi nezdinde ayrı bir hırsızlık dosyası açılması gerektiğini belirtmişlerdir. Sigorta poliçesinin düzenlendiği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1401. maddesinde sigorta sözleşmesi düzenlenmiştir. 1409. maddede, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, 1459. maddede, sigortacının sigortalının uğradığı zararı tazmin edeceği, 1461. maddede, sigortacının sorumluluğunun sigorta bedeli ile sınırlı olduğu hususlarına yer verilmiştir. Mal sigortaları kapsamında davacıya ait işyerini sigortalayan davalının, poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, yangın rizikosu nedeniyle fiilen oluşan gerçek zarar miktarını tazminle yükümlü bulunmaktadır. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/13-597 E. 2020/501 K. Sayılı kararı) Somut olayda, taraflar arasında sigortalı işyerinde yangın rizikosunun gerçekleştiği yönünden uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık hasarın miktarı noktasında toplanmaktadır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/17. maddesinde eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut eksper raporu ile bilirkişi heyeti raporunda yangın nedeniyle sigortalı işyerinde meydana gelen hasar miktarı belirlenmiş olup, davacı, gerçek zararının daha fazla olduğu yönündeki iddiasını ispatlayamamıştır. Bunun yanında iki adet kıyma makinesi, bir adet terazi, bir adet barkod okuyucu ve bir adet yazar kasanın da yangın nedeniyle hasara uğradığı ileri sürülmüşse de, bu eşyalar yönünden de davacının zarara ve zarar miktarına yönelik tevsik eden belgeleri bulunmadığı ve zararını ispatlayamadığı anlaşıldığından, anılan eşyaların hesaplamaya dahil edilmemesinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b-1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/01/2022