Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3198 E. 2019/1046 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3198 Esas
KARAR NO : 2019/1046
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2018
NUMARASI : 2017/175 2018/649
DAVA :İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket ile Reklam Ajansı Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme hükümleri gereğince verilen hizmet karşılığı düzenlenen 03/12/2015 tarih ve … numaralı fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine itirazın iptali ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Davalı vekili dosyaya vekaletname sunarak UYAP kaydının yapılmasını talep etmiş ancak duruşmalara katılmamış, herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde;Gaziantep ticaret sicili müdürlüğünün yazısı ve ekindeki bilgiler, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan belgeler ile TMSF’den gelen yazıya göre davalı şirketin yönetimine önce Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin … Değişik İş kararı ile 05.08.2016 tarihinde Ceza Muhakemesi Kanununun 133’üncü maddesi uyarınca kayyım atandığı ve akabinde Gaziantep 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 02.09.2016 tarihli … Değişik İş kararı ile davalı şirkete atanan kayyımların görev ve yetkilerinin 674 sayılı KHK’nın 19’uncu maddesi gereği TMSF’ye devrolunduğunu, dolayısıyla davalı şirketin Mahkeme tarafından sorulduğu üzere 670 sayılı KHK kapsamında kapatılmadığı ve Hazineye devredilmediğini, OHAL kapsamında çıkarılan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, 6758 sayılı Kanun olarak TBMM tarafından değiştirilerek 10.11.2016 tarihinde kabul edildiğini, kanunun “Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye” başlıklı 19.maddesinde kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredileceği ve devirle birlikte kayyımların görevlerinin sona ereceği, bundan sonra kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atanacağı, kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere, şirketler hakkında soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetileceğinin hüküm altına alındığını,Aynı şekilde 17.01.2017 tarihli 29951 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “10/11/2016 Tarihli ve 6758 Sayılı Kanunun 19 uncu Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre de kayyımlık görevi TMSF’ye devredilen şirketler, bu şirketlerin varlıkları veya malvarlığı değerleri, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetilir.” Keza 6’ıncı maddeye göre de bu şirketler hak ve menfaatleri gözetilerek ticari teamüllere uygun bir şekilde basiretli bir tacir gibi yönetilir. Şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlaması esastır, hükmüne yer verildiğini, Yönetimi TMSF’ye devredilmiş olan davalı şirket gibi şirketlerin, TMSF’nin gözetiminde ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilmeye devam edildiğini, dolayısıyla davalı şirket aleyhine alacak talebiyle ikame edilen davanın görülerek karara bağlanmasında herhangi bir engel bulunmadığını, hal böyle iken mahkeme tarafından davanın 675 sayılı KHK’nın 16/1. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2018 tarih ve 2017/175 E. 2018/649 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İstinaf Dilekçesi Davalı Vekiline 11/10/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 25/10/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2016/4902 E. ve 2017/5796 K. numaralı ilamında, müvekkili şirketle aynı şekilde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen …San. Ve Tic. A.Ş’nin, KHK ile kapatılan ya da devredilen kurum veya şirketlerden olduğunun kabul edildiğini, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.İstinaf Dilekçesi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na 05/10/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Dilekçesine Cevap Vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, faturaya dayalı alacağın ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Uyuşmazlık, davalı şirket hakkında açılan davanın 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğünün 30/01/2018 tarih ve 50.110/1454 sayılı cevabi yazılarında, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin 11/05/2000 tarihinde müdürlüklerinde kurulduğu, 674 sayılı KHK.nin 19.Maddesi gereğince TMSF’ye devredildiği bildirmiştir. TMSF’den (davanın ihbarı nedeniyle) gelen 16/10/2018 tarih ve 81514179-100-E.20188 sayılı yazıda, davalı şirketin yönetimine önce Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5027 Değişik İş kararı ile 05.08.2016 tarihinde Ceza Muhakemesi Kanununun 133’üncü maddesi uyarınca kayyım atandığı, daha sonra Gaziantep 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 02.09.2016 tarihli 2016/5555 Değişik İş kararı ile davalı şirkete atanan kayyımların görev ve yetkilerinin 674 sayılı KHK’nın 19’uncu maddesi gereği TMSF’ye devrolunduğu bildirilmiştir. Sonuç olarak, davalı şirketin 670 sayılı KHK kapsamında kapatılmadığı ve Hazineye devredilmediği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi kapatılan kurum ve kuruluşlar ilgilidir. 10.11.2016 tarih ve 6758 sayılı Kanunla kabul edilen ve OHAL kapsamında çıkarılan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 19.maddesi; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer.(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhamekesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/81 md.) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilir. Bu şirketlerin yöneticileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye işlemleri ilgili şirketin yönetim kurulu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir. (4) (Ek: 17/4/2017-KHK-690/73 md.) Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen varlık ve malvarlığı değeri satışlarına bağlı olarak elde edilen gelirden borçlar ödendikten sonra kalan tutar, şirket işlerinde kullanılabilir. Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir kamu bankasında açılan hesapta nemalandırılır.” şeklindedir.Yine; 17.01.2017 tarih ve 29951 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “10/11/2016 Tarihli ve 6758 Sayılı Kanunun 19 uncu Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre de “kayyımlık görevi TMSF’ye devredilen şirketler, bu şirketlerin varlıkları veya malvarlığı değerleri, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetilir. Keza 6’ıncı maddeye göre de bu şirketler hak ve menfaatleri gözetilerek ticari teamüllere uygun bir şekilde basiretli bir tacir gibi yönetilir. Şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlaması esastır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Böylece, yönetimi TMSF’ye devredilmiş olan davalı şirket konumundaki kurumların, TMSF’nin gözetiminde ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilmesine devam edilmektedir. Bu nedenle, davalı şirket aleyhine, borçlu olduğu iddiasıyla açılan davada işin esasına girilerek, yargılamaya devamla toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekinde davanın 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/175 E. 2018/649 K. 09/07/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,30 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/06/2019