Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/319 E. 2020/1999 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/319 Esas
KARAR NO: 2020/1999
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/10/2016
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 05.01.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin 01.08.2005 ile 27.02.2014 tarihleri arasında müflis şirkette aylık 1.896,74 TL maaşla haftanın 6 günü 08;00 ile 18;30 arası çalıştığını, haftalık olarak, öğlen bir saatlik dinlenme haricinde toplam 9,5 *6=57 saat çalıştığını, 12 saat haftalık fazla mesai ücretinin bugüne kadar hiçbir şekilde ödenmediğini, İflas idaresi tarafından, hesaplamış oldukları, 65.999,10 TL fazla mesai alacağının oy çokluğu ile reddedildiğini, diğer alacakların kabul edilerek sıra cetveline kaydedildiğini, iş kanunu mevzuatı gereğince fazla mesai alacaklarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının müflis şirketten işçilik alacakları olduğu bahisle 93.782,53 TL alacak kayıt talebinde bulunduğunu, alacak talebinin 23.831,02 TL ‘si kabul edilerek İİK 206. maddenin 5. fıkrası gereği işçilik alacağı olması nedeniyle sıra cetveline 1. sıradan kaydedildiğini, fazla mesai talebi 84.422,51 TL nin reddedildiğini, davacı talebinin tevsik edici dayanak belge sunulmadığı ve talep edilen mesai ücretinin nasıl hesaplandığı ve hangi dönemlere ilişkin talepte bulunduğu belirlenemediğinden reddine karar verildiğini, iflas idaresinin red kararının hukuka uygun olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile fazla mesai alacak taleplerinin dava tarihinden geriye dönük olarak 5 yıl öncesi olup halihazırda zamanaşımına uğradığını, İş Kanunun 32/ 1. maddesine göre ücret akacaklarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, 5 yıldan önceki alacaklar için zamanaşımı yönünden taleplerin reddi gerektiğini, savunarak davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, hizmet cetveli, tanık anlatımları, bilirkişi raporu, davacının iflas masasından fazla mesai ücreti olarak 73.676,85 TL talep etttiği, ancak davacının bu işyerinde çalıştığı 05.01.2010-27.02.2014 arası 5 yıllık dönemde ( öncesi zamanaşımına uğradığından ) davalı tarafından ödenmemiş olan ve davacının haketttiği fazla mesai alacağı tutarının (%14 SGK, %1 ) işsizlik sigorta primi, SGK gelir vergi, damga vergi tutarlarının düşümü ile net fazla mesai ücret alacağının 16.746,33 TL olduğunun rapor edildiği, davalı vekilinin ek rapor alınması talebinin yerinde görülmediği, müflis şirketin iflasından önceki son 5 yıl için davacının fazla mesai alacak hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 16.746,33 TL nin müflis şirketin İflas masasına işçi alacağı olarak İİK 206/1 madde uyarınca 1. sırada kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin dava ve talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili, istinaf nedenleri olarak, kararın hukuka, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İflas idaresinin red kararının hukuka ve yasaya uygun olduğunu, fazla mesaiye ilişkin belge sunulmadığı gibi tanık beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, raporun tanık beyanlarına göre hazırlandığını, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda kabul edilen tutar üzerinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, Yargıtay’ın istikrarlı uygulamasının bu şekilde olduğunu, hakkaniyet indirimi yapılırken bunun göz ardı edildiğini işçi alacağı olarak 1.sıraya kayıt ve kabulünün yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, İİK 206. maddesine göre işçi alacaklarının imtiyazlı alacak olduğunu, ancak 1. sırada ödenecek işçi alacaklarının İflasın açılmasından evvelki bir yıl içinde doğmuş olan işçi alacağı olduğunu, daha önce doğmuş olan alacakların imtiyazlı alacak olarak kabul edilerek öncelikle ödenmesinin mümkün olmadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte 1. ve 4. sıraya kaydı gereken tutarların ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava,İİK nun 235. maddesinde düzenlenmiş olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul )davasıdır. Kayıt kabul davalarında, dava açma süresi, ilan halinde gazetede yapılan son ilandan, tebliğde ise tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. Mahkemece bu süre re’sen gözetilir, çünkü hak düşürücü süredir. Somut davada, İflas Dairesinin 02.04.2015 tarihli cevabı yazısında, İflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 17.12.2014 tarihli Yeni Akit gazetesinde ve 19.12.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, dosya davacısının alacak kaydı sırasında sıra cetvelinin tebliği için tebliğ gideri vermediği, davacının müflis masasına 15 kayıt numarası ile 86.105,21 TL alacak talebinde bulunduğu, alacak talebinin 20.106,11 TL sinin kabul edilerek 1. sıraya alındığı, 73.676,85 TL fazla mesai ücreti talep edilmiş olmasına rağmen hiçbir belge sunulmadığı ve nasıl hesapladığının belirlenemediği gerekçesiyle reddedildiği belirtilmiştir. Bu durumda, davanın son ilan tarihi olan 19.12.2014 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde açılması gerekir. Davacı davasını, 05.01.2015 tarihinde yasal süre içerisinde açmıştır. Davanın yasal süre içerisinde açıldığının tespiti sonrasında işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosyanın incelenmesinden,davalı müflis …Ltd.Şti hakkında, İstanbul Anadolu 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/272 esas sayılı dosyasında, 27.02.2014 tarihinde iflas kararı verildiği,kararın 05.04.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bilirkişi raporunun yeterli ve doğru olup olmadığı, fazla mesai ücretine dair delillerin yeterli olup olmadığı, fazla mesai ücret alacağından takdiri indirim yapılmamasının doğru olup olmadığı ile davacının fazla mesai alacağının 1. sıraya kayıt ve kabulüne dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Mahkemece, davacıya ait SGK kayıtları ve ekli belgeler ile taraf delilleri dosyaya celbedilerek, tanık dinlenilerek, bilirkişi raporu alınmıştır. Davacı tanığı … 24.05.2016 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında, kendisinin müflis şirkette 5 yıl süreyle sigortalı işçi olarak çalıştığını, davacının ise 2005 yılında fabrikada işçi olarak işe başladığını, davacının üretimde çalıştığını, daha sonra teknik bölüme geçtiğini, aynı fabrikada birlikte çalıştıklarını, cumartesi günü çalıştıklarını, pazar günü istirahat edip dini bayramlarda çalışmadıklarını, kendisi ve davacının sabah 08:00 ile akşam 18;30 saatleri arasında çalıştığını, öğle saatinin günde bir saat olduğunu, haftanın 6 günü düzenli olarak çalıştıklarını aynı konuda dava açtığını beyan etmiştir. 17.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, SGK cetveline göre davacının, 01.08.2005-27.02.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacı vekilinin ücretinin 1.896,74 TL olduğunu belirttiği ve 2014 yılı ücretinin bu miktar olduğu anlaşıldığından davacının son ücretinin bu miktar olarak kabulünün gerektiği, davacı tanıklarının aynı konuda dava açtıklarını belirttikleri, tanıkların işveren hakkında aynı konuda dava açtıkları anlaşıldığından beyanlarının nazara alınmasının Yargıtay ilke kararları gereği mümkün olmadığının düşünüldüğü, ancak tanıkların çalışma saatini 08;00 -18;30 olarak belirtmeleri ve söz konusu çalışma saatlerinin normal çalışma saati olması nedeni ile takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere bu çalışma süresine göre davacının 4857 sayılı yasanın 41. maddesine göre fazla çalışma süresinin 45 saati aşan çalışmalar olduğundan haftalık çalışma süresinin bu süre mahsup edilmek suretiyle haftalık fazla çalışmanın belirleneceği, davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunduğundan ve ücret alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan dava tarihi itibariyle 05.01.2015-5 =05.01.2010 tarihinden önceki alacakların zamanaşımına uğradığından hesaplamanın bu tarihten sonraki dönem için yapılacağı belirtilerek, yapılan hesaplama neticesinde net fazla mesai alacağının 16.746,33 TL olduğu, Yargıtay ilke kararlarında fazla çalışma takdiri delil niteliğindeki tanık beyanlarına göre ispatlandığından hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği ( Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/15359 Esas, 2012/23360 Karar ve 18.06.2012 emsal )nin denildiğini, hakkaniyet indirimin ilke kararları gereğince mahkemenin takdirinde olduğu, davacının davasında haklı olduğunun kabul edilmesi halinde dava konusu fazla mesai ücretinin 16.746,33 TL hesaplandığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunarak, istinaf nedenlerine benzer nedenlerle itiraz ederek ek rapor alınmasını talep etmiştir. Davacı vekili, 04.10.2016 tarihli zapta geçen beyanında, rapora bir itirazları olmadığını, raporu kabul ettiklerini, alacağın 1.sıraya kaydını talep ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece, davalı vekilinin rapora itirazları değerlendirilmeksizin rapor sonucuna göre karar verilmiştir. Talep, İşçinin fazla mesai alacağının müflis masasına kayıt edilmesidir. Bilirkişi raporunda, yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, Yargıtay emsal kararları gereğince, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık beyanlarına göre ispatlandığı gerekçesiyle hakkaniyet indirimi yapılması hususu mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece, davalı vekilinin rapora beyan dilekçesinde açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen, bu konuda herhangi bir gerekçeye yer verilmediği gibi hakkaniyet indirimi de yapılmamıştır. Bu husus, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 2009/9-419 Esas, 2009/475 Karar ve 04.11.2009 vb emsal kararlarında da ifade edildiği üzere isabetli olmamıştır. İşçinin işyerinde çalıştığı tüm süre için hergün fazla çalışma yaptığı ve tatillerinin tamamında çalıştığının kabul edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bir işçinin bu kadar uzun süre içinde sürekli çalışması mümkün değildir. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle çalışılamayan dönemler olması kaçınılmazdır. Fazla çalışma, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/15359 Esas, 2012/23360 Karar ve 18.06.2012 tarihli emsal ilamında da belirtildiği üzere, takdiri delil niteliğindeki tanık beyanlarına göre ispatlandığından hakkaniyet indirimi yapılması gerekecektir. Mahkemece, hesaplanan fazla çalışma ücretinden takdiri indirim yapılmamış olması isabetli olmamıştır. Bu durumda, mahkemece uygun bir indirim yapılması gerekecektir. Diğer yandan, İİK ‘nın 206. maddesinde adi ve rehinli alacakların sırası düzenlenmiştir.Birinci sıra alacakları ise aynı maddenin dördüncü fıkrasında, A,B ve C bendelerinde sayılmıştır.İİK nun 206/4-A bendinde, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya kaydolunacağı düzenlenmiştir. Somut davada, davacının alacağı fazla mesai ücretidir. Fazla mesai ücret alacağı da, İİK nun 206. maddenin birinci sırasında yer alan alacaklardandır. Bu nedenle iflas tarihinden geriye doğru bir yıllık fazla mesai ücret alacağının birinci sıraya, geri kalan kısmının ise dördüncü sıraya kaydı gerekir. Ne var ki, davacı vekili, dava dilekçesinde, fazla mesai alacaklarının yazılmasını talep ettikleri sıraya dair bir istemde bulunmamıştır. Söz konusu dilekçenin, konu, sonuç veya içeriğinde bu şekilde bir istemde bulunulmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ikinci bölümünde “ Yargılamaya Hakim Olan İlkeler “ üst başlığı altında 26. maddede “ Taleple bağlılık ilkesi “ düzenlenmiştir. 26/1. fıkrada, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Bu nedenle, mahkemenin, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde, talep edilen alacağın 1. sıraya kaydına karar verilmiş olması isabetli kabul edilmemiştir. Bu nedenle, fazla mesai alacağının 1. ve 4. sıraya kaydı gereken miktarların tespitinde iş bu davada talep olmadığından hukuki yarar görülmemiştir. Mahkemece, hakkaniyet indirimi yapılmaması ve talepten fazlaya karar verilmiş olması hatalı olmakla birlikte, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi uygun görülmüştür. Emsal kararlara göre, hesaplanan fazla mesai ücreti olan 16.746,33 TL üzerinden %30 oranında indirim yapılarak ( 16.746,33 TL *30/100 = 5.023,00 TL mahsup edilerek, 16.746,33 TL -5.023,00 TL )= 11.723,33 TL fazla mesai alacağının masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle fazla mesai işçi alacağının niteliği, İİK 206. maddede işçi alacağına dair düzenleme ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun taleple bağlılık ilkesi ve diğer yasal düzenlemeler kapsamında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/8 Esas, 2016/720 Karar ve 04.10.2016 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- a) Davanın kısmen KABULÜNE, b) 11.723,33 TL fazla mesai işçilik alacağının müflis …Ltd.Ştinin İflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya dair talebin reddine, c ) Alınması gereken 29,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu olduğu 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, d) Kendisini vekille temsil eden davacı yararına 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e) Kendisini vekille temsil eden davalı yararına 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, f) Davacının yapmış olduğu yargılama gideri 59,50 TL harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 129,00 TL tebligat ve müzekkere gidiş dönüş gideri toplam 588,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 100,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, g) Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının artan tutarının davacıya iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5- Davalının yapmış olduğu, 117,10 TL peşin harç ile 50,00 TL avans olmak üzere toplam 167,10 TL istinaf yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b /2. fıkrası gereğince düzeltilerek, aynı yasanın 362/1- a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/11/2020