Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3180 E. 2019/71 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3180 Esas
KARAR NO : 2019/71
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/08/2018
NUMARASI : 2018/5919 D.iş.E. 2018/5919 D.İş.K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili sigorta tahkim komisyonunun yapmış olduğu başvuruda, 13/10/2016 ve 30/05/2016 tarihleri arasında Hakkari ilinin Yüksekova ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde meydana gelen olaylar esnasında müvekkilinin konutunun ağır şekilde hasar aldığını, içindeki eşyaların tamamının kullanılamaz hale geldiğini, Hakkari Valiliği zarar tespit komisyonu başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Başkanlığı tarafından yapılan koordinasyonlu çalışma neticesinde zararın tespit edildiğini, dava konusu konutun ve içindeki eşyalarının davalı … tarafından Mutlu Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta yapıldığını, hasarın poliçenin geçerli olduğu sürede meydana geldiğini, Hakkari valiliği zarar tespit konusunun 22/09/2016 tarihli üst yazısında konutun ağır hasarlı olduğu eşya bedeli hariç konut zararının her bir kat için 76.545,00 TL olmak üzere toplam 175.090,00 TL olduğunun belirtildiğini, fakat bu belirlemenin objektif kriterlere göre yapılmadığını, bu nedenle yapım ruhsatındaki taban alan, m2 ve bina yaşı dikkate alınarak uzman bir bilirkişi aracılığı ile yeniden belirleme yapılması ve zararın ve şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL lik kısmının riziko tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … vekili 27/12/2017 tarihli dilekçesinde özetle; şirketleri nezdinde geçerli bir poliçe bulunmadığını, zira davacı asil tarafından poliçe akdedileceği esnada taşınmazın bulunduğu bölgede terör olaylarının yaşandığının daha önce ilan edildiği gibi yine sokağa çıkma yasağı ilan edileceği bilinmekte iken rizikonun bilinmezliği ilkesine de aykırı şekilde mezkur poliçelerin akdedilmek istendiği, bu nedenle TTK 1439/1, 1435/1 maddelerine göre davacının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak kendilerine gerekli bildirim yapılmadığını ve bu nedenle talepte bulunamayacağını, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerince taşınmazın bulunduğu Hakkari Yüksekova kaymakamlığına başvurması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının taleplerinin kabul edilmesi halinde 5233 sayılı kanun kapsamında davanın TC İçişleri Bakanlığına ihbar edilmesini talep ettiklerini taşınmaz için zarar ödemesi mevcut ise ya da yıkım kararı verilmiş ise dava konusuz kalacağından davanın bu sebeple reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK HAKEM KARARI
Uyuşmazlık hakeminin 14/05/2018 tarihli kararında özetle;
Yapılan değerlendirmeler sonucunda, dosyaya sunulan ve denetime açık tarafsız bilirkişi raporu da hüküm kurmaya yeterli görüldüğünden % 5 muafiyet düşüldükten sonra kalan hasar tutarı olan 91.570,00 TL ‘ nin sigorta şirketinden tazminine karar vermiştir.
İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık hakem kararına yapılan itiraz neticesinde, İtiraz Hakem Heyetince verilen 31/07/2018 -2018/İHK-6113 sayılı kararında özetle; ihtilafın boyutu ve zarar miktarının sadece dosyaya sunulan belgeler üzerinden gerçekleştirilmesinin adil ve hakkaniyetli olamayacağı, somut uyuşmazlığa ancak imkan ve yetkileri geniş genel mahkemeler vasıtası ile tahkikatın derinleştirilerek çözüme kavuşturulabileceği anlaşıldığından, tarafların yetkili ve görevli genel yargı yoluna başvurma hakkı saklı tutularak dosyadan el çekilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalı şirketin itirazının kabulüne, uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının uyuşmazlığın çözümü için genel mahkemede dava açmakta muhtariyetine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 28/08/2018 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-İlk hakem heyeti tarafından istenen tüm belgelerin süresinde ve hiçbir eksik olmadan dosyaya sunulduğu, bu durumun yanı sıra kendilerince tapu fotokopisi, enkaz fotoğrafları zarar tespit komisyonunun güncel hali ve ruhsat fotokopisi dahil tüm evrakların sunulduğu, bu aşamada ilk hakem heyeti tarafından ara karar tanzim edilmek suretiyle kendilerinden talep edilen masrafları yatırdıkları ve dosyanın bilirkişiye gönderildiği, tüm bu aşamalardan sonra 12/05/2018 tarihli bilirkişi raporu tanzim edildikten, zarar miktarı ve sorumluluk tespit edildikten sonra 14/05/2018 tarih ve K-2018/30747 sayılı kararla başvurularının kabulüne karar verildiği,
2-Bu şekilde yapılan inceleme ve tespitten sonra verilen kararın, muhatap sigorta şirketince itiraz edilmesi üzerine, itiraz hakem heyeti tarafından hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan yasaca verilen süreyi kullanmadan, sunulan evraklar, bilirkişilik incelemesi, yaptıkları masraflar ve ilk başvurudan sonra dokuz ay beklenmesi de göz ardı edilerek haksız ve hukuka aykırı karar verildiği,
3-İtiraz hakem heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde ilk hakem heyeti kararının hukuka aykırı olduğu değerlendirilerek ara karar düzenlendiği dosyanın bilirkişiye gönderildiği ve rapor tanzim edilerek taraflarına tebliğ edildiği, ekte sunulan arar karar ve bilirkişi raporu dikkate alındığı itiraz hakem heyetince ilk karardan dönüldüğü ve esasa ilişkin inceleme yapıldığının görüleceği,
4-İş bu dosyada, genel mahkemece yapılabilecek farklı hiç bir işlem bulunmadığı, zira ağır hasarlı konutların bir çoğunun enkazı dahi kaldırıldığı için yerel mahkemelerce de ancak kendilerinin sunduğu belgeler çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptıkları ve karar verdikleri,
5-Davanın iki yıllık zaman aşımına uğrama ihtimali bulunduğu için rapor tarihinden sonra ıslah dahi yapıldığı,
6-Bütün bu nedenlerle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi halinde her yönden büyük mağduriyetlere yol açacağı kaldı ki benzer başka sigorta tahkim kurulu dosyalarında karar verildiği dikkate alınarak itiraz hakem heyeti kararının kaldırıl- masını istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava konut sigorta poliçesine dayalı alacak davasıdır.
Davacı taraf, poliçeye dayalı olarak, evinin bulunduğu Hakkari Yüksekovada meydana gelen terör olayları sonucu uğradığı zararı davalı … şirketinden talep etmiş, talebinin kabul görmemesi üzerine STK’ya başvurmuş, Uyuşmazlık Hakemi 14/05/2018 tarihli kararıyla talebi kabul etmiş, bu karara davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince 31/07/2018 -2018/İHK-6113 sayılı kararıyla, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyadan el çekilmesi yönünde karar verilmiş, davacı taraf bu kararı istinaf etmiştir.Dosya kapsamına göre, davacı tarafça, tapu fotokopisi, enkaz fotoğrafları zarar tespit komisyonu raporunun güncel hali ve ruhsat fotokopisinin sunulduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından bilirkişi tayini yapıldığı, davacının gerekli masrafları yatırdığı ve dosyanın bilirkişiye gönderildiği, 12/05/2018 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, zarar miktarı ve sorumluluk tespiti yapıldığı, bu rapordan sonra, davacı tarafça talep artırımı yapılarak davanın ıslah edildiği ve bilirkişi raporu çerçevesinde, Uyuşmazlık Hakem Heyetince 14/05/2018 tarih ve K-2018/30747 sayılı kararla davacının başvurusunun kabulüne karar verildiği , uyuşmazlık hakem heyeti kararına yapılan itiraz üzerine, itiraz hakem heyetince, ihtilafın boyutu ve zarar miktarının sadece dosyaya sunulan belgeler üzerinden gerçekleştirilmesinin adil ve hakkaniyetli olamayacağı, somut uyuşmazlığa ancak imkan ve yetkileri geniş genel mahkemeler vasıtası ile tahkikatın derinleştirilerek çözüme kavuşturulabileceği anlaşıldığından tarafların yetkili ve görevli genel yargı yoluna başvurma hakkı saklı tutularak dosyadan el çekilmesine karar verilmiştir.Oysa davacı vekilince delil sayılabileck gerekli evrakları sunmuş ve hakem heyetince olaya ilişkin bilirkişi raporu alınmıştır. Olay tarihinden itibaren geçen zaman dikkate alındığında, mahkemelerce yapılacak delil despiti ve bu kapsamda alınacak bilirkişi raporunun sonuca etkili olmayacağı, zira konutun zarar görmüş ilk haliyle mevcut olmadığı gibi, konutun zarar görmüş haline ilişkin objektifliği ve yeterliliğinin aksi kanıtlanamayan Hakkari Valiliği bünyesinde oluşturulan Zarar Tespit Komisyonunun 22.09.2016 tarihli raporu da dosyada mevcut olup, dosyadaki diğer belgelerle birlikte somut olay hakkında değerlendirme yapmaya ve karar vermeye temel olacak donelerin var olduğu görülmektedir.Tahkim yargılamasının temel amacının, şekli işlemlerin azlığı, uyuşmazlıkların uzman-bağımsız kişilerce objektif kriterler çerçevesinde, uyuşmazlığın kısa sürede çözümüdür. Uyuşmazlığa konu olay ile başvuru tarihi dikkate alındığında, İtiraz Hakem Heyetince verilen dosyadan el çekme kararı, tahkim yargılamasının bu amacına uygun düşmediği gibi karar gerekçesi dosya kapsamıyla de çelişmektedir.Kaldı ki aynı yer ve özelliklere sahip uyuşmazlıklarda hakem heyetlerince uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette kararda verilmektedir.Öte yandan 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/23 maddesine göre bu kanunda bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanır hükmü mevcuttur. Bu düzenleme Tahkim Komisyonuna delil elde etme ve değerlendirme konusunda gereken yetkiyi vermekte olup uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bu yetkilerin kullanılması gerekmektedir.Sonuç olarak, itiraz hakem heyetinin dosyadan el çekme kararının, dosya kapsamına uymadığı, dosyadaki verilerin somut uyuşmazlığın çözümü için, hakem yargılaması çerçevesinde yeterli olduğu, dosyadan el çekme kararının, uyuşmazlığın kısa sürede çözümünü amaçlayan tahkim yargılaması amacına da aykırı olduğu anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyadaki deliller çerçevesinde, istinafı kabil, denetlenebilir mahiyette uyuşmazlığı esasına ilişkin karar verilmesi için dosyanın Sigortacılık Tahkim Komisyonuna iadesine karar vermek gerektiğine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/5919 D.iş. Esas, 2018/5919 D.İş Karar sayılı 29/08/2018 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 31/07/2018 tarih ve 2018/İHK-6113 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna ilk derece mahkemesi aracılığı ile GÖNDERİLMESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere 153,30 TL harcın , davalı tarafından peşin olarak yatırılan (85,70 TL + 35,90 TL =) 134,00 TL harçtan mahsubuna 21.60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2018