Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3105 Esas
KARAR NO: 2022/79
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI: 2016/927 Esas, 2018/636 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 26.09.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, şahıs ve şirketlere yiyecek – içecek sağlama ( catering) işi ile iştigal ettiğini, bu kapsamda da davalı şirkete catering hizmeti sunduğunu, müvekkili şirketin edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafın buna rağmen aldığı hizmetin bedelini ödemediğini, 25.07.2016 tarihli ihtarname düzenlendiğini, faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının hizmeti kabul etmesine rağmen hizmet bedelini ödeme borcunun kendisine ait olmadığını iddia ederek faturaları iade ettiğini, hizmet bedelini ödeme borcunun başka bir şahıs veya firmaya ait olduğuna dair delil ve yazılı belge sunamadığını, alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, hizmeti almış olmasına rağmen sırf hizmet bedelini ödememek ve icra takibine itiraz kurumunu kullanarak müvekkili alacağının tahsil sürecini uzatmak amacıyla kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini iddia ederek, İtirazın iptaline, takibin iptaline %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin, farklı prodüksiyon şirketleri ile yapmış olduğu işbirliği neticesinde, sinema sektöründe hasılat rekorları kıran Türk filmleri arasında ilk on sırada yer alan … serisinin başrolü olarak elde etmiş olduğu haklı ünü, kendi markası adı altında sürdürme kararı aldığını, … ismi ile vizyona girmesi planlanan ve üstün gişe hasılatı beklenen yüksek bütçeli sinema filminin yapımcısı olduğunu, müvekkili şirketin, prodüksiyonunu gerçekleştirmekte olduğu … isimli filminin prodüksiyon hazırlıkları sırasında dava dışı davanın ihbarı talebinde bulundukları ….A.Ş ile yapılan görüşmeler neticesinde, …in sinema filmine sponsor olmak istemesini beyan etmesi üzerine bu firma ile prensipte anlaşmaya varıldığını, varılan anlaşma neticesinde dava dışı … A.Ş ‘nin set başladığında yemek hizmetini bu taşeron firmaya tevzi edecek ve sair yükümlülüklerini yerine getirecek iken dava dışı şirketin davacı ile içeriğini bilmedikleri görüşmesini takiben müvekkili şirket tarafından prodüksiyon gerçekleştirilen film setine bir takım yiyecek içecek getirildiğini, bir hafta süren bu durum karşısında … ’in davacıya yapması gereken ödemeleri yapmadığını ve var olan sözleşmeyi imzadan imtina ederek sponsorluk hizmeti almaktan vazgeçtiğini ödemeleri yapmayacağını duyurduğunu, dava dışı … A.Ş‘ hakkında bu kapsamda taraflarınca açılan alacak davasının İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1068 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, dava dışı şirketin müvekkili için seçerek atadığı taşeron olan davacıdan müvekkilinin düzgün ve istediği şekilde hizmet alamadığını 1 hafta süren çalışmasını sonlandırmasının istendiğini, davacının fatura içeriğinde yer alan kalemleri yerine getirmediğini, böyle bir hizmet vermediğini, öte yandan müvekkilinin yaklaşık 3 ay süren film çekimleri sırasında davalıdan hizmet almak yerine sair bir catering şirketi ile anlaştığını, usulüne uygun bir hizmeti layıkı ile almayı tercih ettiğini, davacı ve dava dışı … A.Ş ‘nin BK m.129 anlamında başkası lehine şart içeren bir başka deyişle üçüncü kişi yararına bir sözleşme akdettiğini, müvekkili lehine şart içermesi ve müvekkilinin yararlanan konumunda olmasının sözleşmenin tarafını değiştirmeyeceğini, davacının şayet bir alacağı varsa bunu anlaşmaya vardığı şirketten temin etmiyor veya edemiyor oluşu dolayısı ile yararlanan konumunda bulunan müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkili şirket tarafından onaylanmamış bir teklif metnine karşı sıralı faturalar tanzim ettiğini, teklifte yer alan hizmeti de usulüne uygun olarak ifa etmemiş olduğunun görüldüğünü, ayrıca verildiği iddia edilen hizmetlerin teklif metni ile örtüşmediği gibi piyasadaki emsallerine göre hizmet kalitesinin standartların altında olduğunu, davacı tarafın keşide ettiği faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının akdi ilişkiyi ve alacağı kanıtlamaya yeterli olmadığını, sektör bilirkişisinin hizmetin gerçekten verilip verilmediğini incelemesi gerektiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davalı tarafça … A.Ş arasında işin yapılmasına ilişkin bir sözleşme sunulamadığını, davalının taslak ve imzasız bir sözleşmeyi dayanak belge olarak göstererek müvekkili şirketin ticari muhatabının … A.Ş olduğunu ileri sürdüğünü, sözleşmenin davalı ile … A.Ş arasında taslak olarak kalmış bir sözleşme olduğunu, gerçekte …’in müvekkili şirket ile davacı arasında set için catering hizmeti sunulması için aracı olunması dışında hiçbir bağlantı bulunmadığını, davalı ile … arasında yapılan taslak sözleşme incelendiğinde ise işin koşulları gerekse de ödemelerin ne şekilde yapılacağına dair bir düzenleme olmadığının görüldüğünü, dava dışı … arasında sponsorluk anlaşması koşullarında mutabakat sağlanamaması üzerine yemek bedellerini karşılayacak başka bir sponsor bulunamaması üzerine muhatabı olmadıkları ve taslak olarak kalmış sözleşmelere dayanarak müvekkili şirketten davalıya sunulan set bedellerinin ödenmemesi yolu izlendiğini, davalının, davacının 1 hafta film setine yemek servisi yaptığının taraflarından bilindiği cümlesi ile hem ihtarnamede hemde cevap dilekçesinde ikrar etmesi hususu gereğince davacının husumet itirazının dinlenmemesi gerektiğini, davalının dava dışı … ile anlaşamama koşullarının oluşmasından sonrada müvekkili şirketten yemek almaya devam ettiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin dava dışı … şirketi ile sponsor olmak istemesi üzerine sette yemek ihtiyacının giderilmesi amacıyla görüşmeler yapıldığını, prensipte anlaşıldığını, akabinde … tarafından … teklif listesi hazırlandığını, müvekkile sunulduğunu, mutabakata varılmadan hazırlandığını, liste doğrultusunda davacı şirketin taşeron firma olarak ifada bulunduğunu, bir yemek hizmetinin bir hafta ifa edilmesinin taraflarınca beyan edilmiş olduğunun doğru olduğunu, fakat davaya konu faturaların verilen yemek hizmetinden fazlasını içerdiğini, fatura içeriğini ispat yükünün davacının kendisinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İHBARA CEVAP: Dava ihbar olunan … A.Ş vekili, davalı ile müvekkili şirketin hiçbir zaman sponsorluk anlaşması yapmadığını, tarafların bu konuda sadece görüşmeleri olduğunu, davalı tarafın, davaya konu alacağın muhatabının davacı taraf olmadığı gibi beyanlarının gerçek dışı olduğunu, söz konusu ürünleri alan ve tüketenin kendisi olduğunu, davacıdan teslim aldıkları ürünleri kendi nam ve hesabına aldığını, davalının beyan ve iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin taraf olmaması sebebiyle müvekkili hakkında herhangi bir hüküm kurulmamasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, takip konusu 5 adet fatura davacı tarafından davalı adına düzenlenmişse de davalının bu faturalara itiraz ettiği, bilirkişi incelemesinde davalının defterleri ve Beyoğlu Vergi Dairesi BA formlarında bu faturaların kayıtlı olmadığının ortaya çıktığı, ayrıca davalının yiyecek ve içecek ihtiyacını … ’den karşıladığı, …’in ürünleri davacıdan tedarik etmesinin davalının davacıyla ticari ilişkiye girdiği anlamına gelmediğinden davacının catering hizmetinin muhatabının … olduğu, davalının davacıya karşı herhangi bir yükümlülüğü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın deliller yok sayılarak verildiğini, raporun devamında cari hesabın incelenmesi neticesinde, müvekkili şirket tarafından davalı adına toplamda 5 adet fatura kesildiği ve müvekkilinin ticari defterlerine muhasebe kaydının yapıldığının tespit edildiğini, ancak yerel mahkemenin yalnızca davalı tarafın ticari defterlerine İlişkin bölümünün hükme esas aldığını, dava konusu faturaların teslim alındığını, davalı tarafın faturaları 14.07.2016 tarihinde iade ettiğini iddia ettiğini, iade edildiği iddia edilen tarihte daha tebliğ bile almadıklarını, 15.07.2016 tarihli faturanın zaten 15.07.2016 tarihinde iade edilmesinin mümkün olmadığını, faturaların davalıya tebliğinden itibaren davalının faturaların içeriğine ilişkin olarak taraflarına hiçbir itiraz bildirilmediğini, sadece faturaların muhatabı olmadıklarını iddia ettiklerini, günler boyunca müvekkilinden catering hizmeti aldığını ikrar ettiğini ve müvekkili tarafından gönderilen yemekleri tükettiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, davalı tanıkları … ve …’ında müvekkilinin kendilerine yemek hizmeti sunduklarını beyan etmişken, davalının faturalara itirazının kötüniyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin, davalının müvekkilinden hizmet aldığını ikrar ettiğini, hizmet alındığının davalı tanıklarının ikrar ve beyan etmelerini yok saydığını, yemek hizmetinin sponsorluğu ile ilgili davalı ile … arasında imzalanan sözleşme bulunmadığını, sözleşmenin tamamen taslak halinde ve imza altına alınmadığının görüldüğünü, taslak halindeki bir sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, bilirkişi raporunun hukuka ve usule aykırı olduğunu, hükme esas alınmaması gerektiğini, rapor düzenlendikten ve kaleme teslim edildikten sonra ayrık rapor düzenlenmesinin HMK 279. maddeye aykırı olduğunu, bilirkişinin adeta taraflı bir şekilde kök rapordan davalı defterlerine ait bir cümleyi alıntılayarak davacı defterlerine ilişkin tespitleri ise adeta yok sayarak soyut ve afaki tespitini gerçekleştirmeye çalıştığını, taraflar arasında yazılı anlaşma bulunmuyor diye tarafların birbirine herhangi bir borcu olmadığının kabulü halinde ticari hayatın durma noktasına geleceğini, davalının yeme içme alanında sponsorluk hizmeti alamadığı ve bu nedenle sanki davalının müvekkiline yediğinin içtiğinin bedelini ödemiş gibi dava dışı ihbar olunan … A.Ş firmasına karşı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/1068 Esas numarası ile tazminat davası açmasının davalının kötüniyetinin açık göstergesi olduğunu, tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda haklı davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davanın ihbar edildiği ve gerekçede bu hususa yer verilmesine rağmen karar başlığında gösterilmeyen, üçüncü kişi … San.ve Tic.A.Ş vekili tarafından, dosyaya tarihsiz dilekçe ibraz edilerek, taraf olmayan müvekkili şirketi sorumluluğa sokacak şekilde gerekçede bahşedilmiş olduğunu iddia ederek, söz konusu kısmın gerekçeden çıkarılmasını talep etmiştir. Dairemizin, 15.01.2021 tarihli ara kararı ile karar başlığında yer almayan … … A.Ş vekilinin vermiş oluğu dilekçenin istinaf incelemesinde dikkate alınıp alınmayacağı hususunun heyet görüşmesinde ve dosya incelemesi aşamasında değerlendirilmesine dair kesin olarak karar verilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, catering hizmeti kapsamında verildiği iddia edilen yemek ve içecek bedellerine dair faturaların tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında, davalı şirketin catering şirketi olduğu, davalı şirketin prodüksiyon olduğu … adlı sinema filmi çekimleri aşamasında kısa süreli hizmet verdiği, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalı şirketin davacı ile iddia edilen konuda yazılı veya sözlü anlaşmasının olup olmadığı, davalının iddia etmiş olduğu üzere, dava ihbar edilen … firması ile davalı şirketin sponsorluk anlaşmasının taslak aşamasında iken dava dışı ihbar olunan şirket ile davalı şirketin anlaşması kapsamında davacı şirketin hizmet verip vermediği ve davacı şirketin muhatabının dava ihbar edilen … A.Ş olup olmadığı, bilirkişi raporlarının, ek raporun,kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı, tanık beyanlarının İş bu davadaki yeri olarak tespit edilmiştir. Dosya kapsamından, dava ihbar edilen … A.Ş tarafından. 07.07.2016 tarihli maille davalı şirket yetkilisine “ Sponsorluk Sözleşmesi “ taslağının gönderildiği, taslak sözleşmede davalı şirketin yapımcı olarak yer alacağının belirtildiği, sponsor bölümünün boş bırakıldığı, sözleşmede, yapımcılığını … Ticaretin gerçekleştireceği “ … “ sinema filminin kısaca sinema filmi olarak anılacağının belirtildiği, sözleşmenin konusunun 3. maddesinde, yapımcı ile sponsor arasındaki sinema filmine ilişkin sponsorluk koşullarını, tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenlemek olarak ifade edildiği, 4.maddede tarafların hak ve yükümlülüklerine yer verildiği, 4.1. bentte, sponsorun sinema filmine ayni olarak ve hizmet niteliğinde sponsorluk yapacağı, 4.2. bentte, sinema filminin yapımcı tarafından belirlenecek sahnelerinde sponsorun adresinde yer alan restoran işletmesi en az… ile dışarıdan, en az… süre ile iç mekan olarak ürün yerleştirme kapsamında görülecek olduğu, yapımcı tarafından belirlenecek olan sinema filmi karakterlerinin ürünlerini sinema filmi içerisinde tadacağı, bu kapsamda sponsorun karekterlere restoran işletmesinin alametlerini ve marka ve logosunun bir masanın tahsis edeceğinin belirtildiği, 4.4. bentte, sponsorun, yapımcının iş bu sözleşme kapsamında taahhüt ettiği hizmetlerin karşılığında yapımcıya 100.000,00 TL + KDV bedeli hizmet faturasını, tebliğini takiben yapımcının hesabına ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, 4.5. bentte sponsorun, sinema filminin… ile…tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan çekimlerinde catering hizmeti verecek olduğu, günlük set yemeği servis edeceği, sponsorun anılan hizmetine ilişkin hüküm ve şartların 5. hükmü ile tayin olunduğunun ifade edildiği, madde 5’te “ Sponsorun Caterıng Hizmetlerine Dair Esaslar” ın düzenlendiği, 5.1. bentte, sponsor ile.. tarihleri arasında yapımcı tarafından ekte gösterilen ve İstanbul içinde olmak koşulu ile muhtelif mahallerde… ile…saatleri arasında günlük olarak… adresinde yer alan mutfak / yemekhanesinde hazırlanan yemeklerin taşınması ve dağıtımı ( servisli hizmetlerde servis yapılması ) yemeklerin cins ve miktarlarına mevsim ve yol koşullarına uygun araç ve aparatlarla yerine getirilmesine, yemek taşıma aparatlarının yıkanması ve temizliğe dair gerekli tüm hizmetleri vermeyi kabul ve taahhüt edildiğinin, yapımcı tarafından maksimum kişi sayısından fazla talep edilmesi halinde hizmet bedelinin yapımcıya fatura edileceğinin belirtildiği, 5,6. bentte, sponsorun yemek servisini aksatır veya saatini geçirirse yapımcının yemekleri mahallen temin yoluna gideceği, bu takdirde o gün için yapımcı tarafından kullanılan maliyetin sponsora fatura edileceğinin belirtildiği,ihbar olunan yetkilisi tarafından 22.11.2016 tarihli maille … Hizmet Teklifinin gönderildiği, mailde fiyat teklifinin ekli olduğunun ifade edildiği,ekli olan “ … Hizmet Teklifi “ başlıklı teklifte, herhangi bir firma vb isim veya yer, mekan belirtilmeksizin, kahvaltı, öğle – akşam yemekleri, sandwich/ kumanya, ara öğünlerin hangi yiyeceklerden olacağı ve fiyatlarının belirtildiği, sponsorluk görüşmesi yapılan şirkete davalı şirketçe gönderilen 29.07.2016 tarihli mailde,… gelen e-postanın bilgilerine sunulduğu belirtilerek, teklif metnine rağmen eksikliklerin belirtildiği, aynı mailde set çalışanlarının … yetkililerine hizmet kalitesinin düşüklüğü bakımından dün yazılı e-posta ile uyarıda bulunulduğu ancak herhangi bir yanıt alınamadığı bu doğrultuda faturalara itiraz edebiliriz ifadelerine yer verildiği, davacı şirket tarafından, davalı şirket adına takip konusu, 30.06.2016 tarihli, 07.07.2016 tarihli kahvaltı, öğle ve akşam yemeğinden oluşan toplam 8.715,60 TL tutarında fatura düzenlediği, faturanın teslim alındığı, 07.07.2016 tarihli çay ve kahve hizmeti bedeli toplam 810,00 TL faturayı düzenlediği, 14.07.2016 tarihli faturaların düzenlendiği, ( takip konusu faturaların fatura cinsi, tarihi ve fiyatlarının silik ve okunaksız olduğu ), davacı şirket tarafından, Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye nolu 25 Temmuz 2016 tarihli ihtarnameyi davalı şirket adına düzenlediği, ihtarnamede, firmanın sağladığı, yiyecek -içecek hizmetleri neticesinde, 30.06.2016 tanzim tarihli 7.793,82 TL bedelli, 07.07.2016 tanzim ve 8.715,6 TL bedelli, 07.07.2016 tanzim tarihli 810,00 TL bedelli, 14.07.2016 tanzim tarihli 67.374.99 TL bedelli, 15.07.2016 tanzim ve 7.890,21 TL bedelli toplamda 5 adet fatura bulunduğu, bu faturaların toplam tutarının 92.584,62 TL olduğu belirtilerek vadeleri geldiğinde firmalarına ödenmesini isteyerek ekinde faturaların gönderildiği, davalı şirket tarafından, Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu 01 Ağustos 2016 tarihli cevabı ihtarnamede, prodüksiyonunu gerçekleştirdiği … isimli sinema filminin prodüksiyon çalışmaları sırasında … A.Ş ile yapılan görüşmeler neticesinde, sinema filmine sponsor olmak istediği, set yemeği hizmetini … A.Ş ‘nin tayin ettiği taşeron tarafından yerine getirilmesi hususunda prensipte bu firma ile anlaşmaya varıldığı, muhatabın sponsor tarafından bulunmuş olduğu önce …A.Ş’nin muhatabı olduğu, muhatabın, ne de müvekkili şirket tarafından onaylanmamış bir teklif metnine karşı fatura tanzim ettiği, teklifte belirtilen hizmetinde tam ve usulüne uygun olarak ifa etmemiş olduğunun ayrıca görüldüğünü, ayrıca ihtarnamelerin iade edildiği, muhatabın hizmet karşılığı alacağını ifa etme yükümlülüğünün …A.Ş ‘de olduğu, muhatap ile bir sözleşme yapılmadığı, kendisinden fiyat teklifi alınmadığı ve mutabakata varılmadığını, muhatap tarafından gönderilen …A.Ş hizmet teklifi adlı metni fatura tanzim etmesine takiben muhatap tarafından ulaştırıldığı, 25.07.2016 tarihli ihtarnamenin ekinde gönderilen ve şirket kayıtlarında anılan faturaların bir karşılığı olmadığı, muhatabın teklif metninde iki ayrı kalemden yüksek birimi fiyat seçeneği esas alınarak kesmiş olduğunu, ancak böyle bir hizmeti vermediğini belirterek faturaların iade edildiğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından ise davalı hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 92.584,62 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile ferileri olmak üzere toplam 92.983,21 TL tutarlı faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile 16.08.2016 tarihinde ilamsız takip başlattığı, davalı şirketin süresinde borca ve takibe karşı itiraz ettiği, davacı şirketin ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tanıklar dinlenerek, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek rapor alınmıştır.Davalı tanığı …, 16.05.2017 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında, davalı şirkette uygulayıcı yapımcı olarak çalıştığını, dava konusu filmin çekildiği sırada çalıştığını, görevinin, şirketin belirttiği bütçe ve zaman ile filmi çekip bitirmek olduğunu, çalıştığı şirketin yemek işleri için … ile anlaştığını, anlaşmalarının … İle olduğunu, … ’in kendilerine … hizmet vereceğini söylediğini, …in hizmetinden memnun kalmadıklarını ve … ‘i aradığını, sete gelip düzelteceklerini söylediklerini, ancak düzeltme olmayınca tekrar … ‘i arayıp durumu ilettiğini ve bu sefer firmanın başka bir yemek şirketiyle anlaştığını, sadece mail ve telefonla bildirim yapıldığını, zaten setin kendi çaycısı olduğunu, … ‘in sponsorluğu üstlendiğini, davalı şirketle hiçbir zaman görüşmediklerini, yemeklerin tadı ve çeşitlerinden sette çalışanların memnun kalmadığını, … Dönere davalı firmanın verdiği fiyatların kendilerinin gördüğü hizmetle örtüşmediğini belirtmiştir. Davalı tanığı … yeminli ifadesinde, davalı şirkette bir yıldır çalıştığını, şirketteki yönetim işlerini yaptığını, şirket ile … arasında sponsorluk anlaşması olacağını ancak imzalanma aşamasına gelince … ‘in vazgeçtiğini, fakat sözleşme aşaması devam ederken … ’in yemek hizmeti sunduğunu, tek muhataplarının … olduğunu, ama yemeklerin … şirketinden geldiğini, gelen yemeklerden sette çalışanların midelerinin bozulduğunu, şikayetler geldiğini, … ‘e telefonla bildirdiğini, ayrıca diğer tanığada bildirdiğini, … reklamını yapan sahneyide çekmişken … ’in sponsorluk sözleşmesi yapılmadan vazgeçtiğini böylece yemek hizmetininde sona erdiğini, davalı ile muhatap olmadıklarını ve fatura gelince muhatabın … olduğunu belirttiklerini, yemek kalitesinin düşük olduğunu, fazla rakam fatura edildiğini, içmedikleri çay ve kahvenin fatura edildiğini belirtmiştir. 31.10.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda,davacı şirket tarafından keşide edilen 30.06.2016 tarihli 7.793,82 TL bedelli açık irsaliyeli fatura üzerinde davalı şirketin adı, adresi, vergi numarası yazılı olduğu, açıklama kısmında aperatif yemek 170 adet, iftar yemeği 170 adet, gece yemeği 170 adet yazdığı, açık faturanın davacı şirketin yevmiye defterine muhasebe kaydı yapıldığı, açık irsaliyeli kesilen fatura ekinde kesilen sevk irsaliyesinde teslim alan, teslim eden kısımların imzasız olduğu, faturanın 04.07.2016 tarihinde kargodan … tarafından teslim alındığı, 07.07.2016 tarihli 8.715,60 TL bedelli açık irsaliyeli fatura üzerinde ürün açıklama kısmında, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği 200 adet yazılı olduğu, davacı şirketin yevmiye defterine muhasebe kaydı yapıldığı, irsaliye altında teslim alan … / Film yapımcısı, teslim eden kısmında isim yazılı olmadığı, 14.07.2016 tarihinde … tarafından teslim alındığı, 07.07.2016 tarihli 810,00 TL irsaliyeli faturanın ürün açıklamasında, iftar yemeği olduğu, davacı şirketin muhasebe kaydı yapıldığı, faturanın kargodan 26.07.2016 tarihinde … tarafından teslim alındığı, 14.07.2016 tarihli 67.374,99 TL bedelli açık irsaliyeli faturanın ürün açıklama kısmında, kahvaltı 1520 adet vb yazılı olduğu, 28.07.2016 tarihinde kargodan … tarafından teslim alındığı, davacı şirketin yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 15.07.2016 tarihli 7.890,21 TL bedelli açık irsaliyeli faturada yemeklerin yazılı olduğu, açık faturanın 04.08.2016 tarihinde kargodan teslim alındığının tespit edildiği, ihtarnamede sözü edilen 5 adet açık fatura İle ilgili sevk irsaliyelerinde davalı şirket adına gelen yemeklerin büyük kısmını … film yapımcısı tarafından alındığı, adı soyadı yazılıp imza edilerek alındığının tespit edildiği, davacı şirketin bağlı olduğu Beykoz Vergi Dairesi Müdürlüğüne Haziran /2016 beyannamesini düzenleyerek verildiği, form BS’nin verildiği, davalı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, davalı şirketin 15.04.2016 tarihinde kurulduğu, açık faturaların ticari defterlerin kapanış hesaplarında muhasebe kaydı yapılmadığı, form BA ‘da kayıtlı olmadığı, belirtilerek ve alternatifli olarak, davalı şirkete kesilen 5 adet fatura ve ona bağlı düzenlenen sevk irsaliyelerine konu 5 adet açık faturanın kabulü halinde 92.611,62 TL toplam alacağı olduğu, ikinci hesaplamada ise 5 adet açık faturanın varlığının kabul edilmesi halinde davalı şirketin davacı şirkete bir borcu olmayacağı belirtilmiştir Davacı vekili rapora karşı yazılı beyanında, sevk irsaliyelerinde imzanın bulunduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı sunduğu yazılı dilekçede, davacı tarafından anlam kargaşası yaratılmak istenildiğinin gözetilerek bilirkişilerin sözlü tamamlayıcı beyanlarının alınmak için celseye davet edilerek tamamlayıcı beyanlarının alınmasını ve/ veya yazılı ek rapor alınmasını talep etmiştir. 02.02.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda, 30.06.2016 tarihli faturanın 04.07.2016 tarihinde teslim alındığı, TTK 23. maddesi gereğince 11.07.2016 tarihine kadar 8 gün içinde itiraz edilmediği, 07.07.2016 tarihli faturanın 14.07.2016 tarihinde teslim alındığı, 01.08.2016 tarihli ihtarnamede 14.07.2016 tarihinde iade edildiğinin belirtildiği ancak davalının taahhütlü mektubu ve ptt alındı belgesini dosyaya sunmadığı, 07.07.2016 tarihli 810,00 TL bedelli faturanın 28.07.2016 tarihinde teslim alındığı, iade edildiğinin anlaşılamadığı, davalı şirketin dava konusu 5 adet açık faturanın davacı şirkete 14.07.2016 tarihinde taahhütlü mektupla iade edildiği beyanı bulunduğu ancak davacı tarafından 3 adet faturanın davalıya teslimi gerçekleştirilmeden nasıl davacıya iade edildiği hususunun davalı tarafça izahı gerektiği kanısının hasıl olduğu, sonuç olarak 30.06.2016 tarihli 7.793,82 TL bedelli açık faturanın tebliğ edildiği 8 gün içinde itiraz edilmediği, davalının taahhütlü mektupla iade ettiğini belirttiği 3 adet faturanın teslimi gerçekleşmeden nasıl davacıya iade edildiği hususlarının davalı tarafından izahı gerektiği, davalı şirketin bilirkişi Prof.Dr …’den ek rapor alınmasına karar verilmesini istediği, ek rapor İle yapılan incelemede kök raporda belirtilen hesaplamalarda bir değişikliğin olmadığı kanısının olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi Prof.Dr…. tarafından düzenlenen farklı görüşe dair 02.04.2018 tarihli ek raporda, sonuç olarak taraflar arasında imzalanan bir sözleşme olmadığı gibi davacının davalıya vade farkı kesmediği teamülün oluşmadığının belirli olduğu, kök raporda davalı ticari defterlerinin (2016 yılı için ) açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, faturaların kayıtlı olmadığı, davalı İle … arasında imzalı bir sponsorluk sözleşmesinin mevcut olmadığı, dava dışı … ‘in üçüncü kişi yararına sözleşme akdettiği, anlaşmanın davacı lehine şart içermesi ve davacının iki şirket arasında yararlanan konumunda bulunması nedeniyle davalının takipte bulunmasının mümkün olmadığı, davalının davacı şirkete borçlu olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişilerden mali müşavir bilirkişi görüşü ticari defter ve kayıtlarla ilgili, hukukçu bilirkişinin görüşü ise hukukidir. Öncelikle belirtilmesi gereken bir konu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 266. maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilecektir. Diğer taraftan, bilirkişi raporu kesin delil takdiri delillerden olup, mahkemece raporun dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir. Çünkü hukuki tasnif, değerlendirme mahkemeye aittir. Bu nedenle, davalı vekilinin ek bilirkişi raporunda farklı görüş belirtilen hukukçu bilirkişinin rapor şekli ile içeriğine dair yapmış olduğu itirazlarının yasal düzenleme kapsamında incelenmesinde hukuki yarar görülmemiştir.Keza, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33. maddesinde, hakimin Türk hukukunu re’sen uygulayacağına dair emredici bir düzenlemeye yer verilmiştir.Mahkeme gerekçesinde de muhalif görüş belirten bilirkişi raporuna göre karar verildiğine dair bir atıfta mevcut değildir. İhtilafa konu faturaların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun birinci kısım, birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımında ise sözleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK m.1.nin üst başlığında sözleşmenin kurulmasına yer verilerek, irade açıklaması düzenlenmiş, düzenlemede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceği belirtilmiştir. 12. maddede, sözleşmelerin geçerliliğinin, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı belirtilmiştir. Somut davada, catering hizmeti için kanunda hiçbir şekil şartı öngörülmemiştir. Bu durumda tarafların şekle bağlı olmaksızın sözleşme ilişkisine girebileceklerinin kabulü gerekecektir. Yasanın 3. maddesinde öneri ve kabule yer verilmiş, 5/1. fıkrada, kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan önerinin zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar önereni bağlayacağı, 6.maddede, önerenin kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse önerinin uygun bir sürede reddedilmediği takdirde sözleşmenin kurulmuş sayılacağı belirtilmiştir. 7. maddede, ısmarlanmamış bir şeyin gönderilmesinin öneri sayılmayacağı, bu şeyi alan kişinin onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmadığına yer verilmiştir.İş bu davada taraflar arasında yasal düzenleme kapsamında bir sözleşmenin varlığı için gerekli olan, karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması, öneri veya kabulün varlığından söz etmek mümkün görülmemiştir. Dosyaya ibraz edilen mail yazışmaları taraflar arasında değildir. Taslak sözleşme davalı şirket ile davanın ihbar edildiği şirket arasında ve fiyat teklifide yine davanın ihbar edildiği şirket ile davacı şirket arasında gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır ve tarafların bu belgeler hakkında aksine iddiaları da mevcut değildir. Davacı iddiası catering hizmeti verildiği ve bunun kabul edildiği yönündedir. Davalı tarafçada bu hizmetin muhatabının kendisi olmayıp sponsorluk görüşmesi yapmış olduğu ihbar olunan şirketin olduğunu savunmuştur. Bu durumda 6098 sayılı TBK ‘nın 129. maddesinde düzenlenen üçüncü kişi yararına sözleşmenin değerlendirilmesi isabetli olacaktır. Keza dosyaya ibraz edilen ve başka bir dosyada davalı şirket ile ihbar edilen şirket arasında uyuşmazlık konusu olduğu belirtilen sponsorluk sözleşmesi taslak metinde, sözleşmenin “5”. maddesinde, sponsorun catering hizmetlerinin esaslarına yer verilmiştir. İş bu maddede, davalı yapımcının hizmeti verecek şirketi belirleme veya bedeli ödeme gibi bir edimine rastlanılmamıştır.Dinlenen tanıklarda, beyanlarında benzer hususları teyit ederek, hizmetin sponsorluk sözleşmesinin yapılacağı şirket tarafından verileceğini beyan etmiştir. 6098 TBK m.129 “ Üçüncü kişi yararına sözleşme “ düzenlenmiştir.129. maddede, kendi adına sözleşme yapan kişinin, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebileceği, üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanların da tarafların amacına veya örf ve adete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebileceği, bu durumda üçüncü kişi veya ona halef olanların bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremeyeceği belirtilmiştir.Bu sözleşme kapsamında davalı şirketin üçüncü kişi olduğunun kabulü isabetli olacaktır. Çünkü davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi olduğuna dair belge mevcut değildir. Yemek hizmetinin kabulünün ise mevcut deliller üçüncü kişi yararına sözleşme kapsamında olduğunu ispatlar niteliktedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 199. maddesinde belgeye yer verişmiş ve uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki verilerin ve bunlara benzer taşıyıcıların bu kanuna göre belge olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisine ibraz edilen yukarıda yer verilen mail yazışmaları bu anlamda belge olup söz konusu belgeler ise davalı savunmasını ispatlar niteliktedir. İş bu davada fatura konusu hizmetin tam veya eksik şekilde verilip verilmediğinin tartışılmasından önce, fatura ve bedelinin muhatabının davalı şirket olup olmadığıdır. Fatura bedelinin, hizmet verilen şirketten değil, üçüncü kişi yararına sözleşme hükümleri gereğince yerine getirildiği anlaşılan sözleşme hükümleri kapsamında, davacı şirketin kendisi ile sözleşme ilişkisi kuran taraftan talep etmesi gerekecektir. Davalı şirket ile sözleşme ilişkisi gerçekleştirdiğine dair herhangi bir delil mevcut değildir. Alacak iddiasında bulunan davacının faturalara konu hizmet bedellerini davalıdan talep etme hakkı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davalı tarafça, fatura konusu hizmet bedellerinin muhatabının kendisi olmadığını iddia ettiğinden, bunun aksinin iddiasını ispat külfeti iş bu davada, üçüncü kişi yararına sözleşme ilişkisinin mevcudiyeti dikkate alındığında davacıya ait olacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu konuda takip konusu faturaların davacı şirketin usulüne uygun şekilde düzenlenen ticari defterlerinde mevcut olması yeterli bir delil olarak kabul edilemeyecektir. Faturalar davalı şirket defterlerinde mevcut değildir. Biran için tebliğ alınan faturaların yasal süreden sonra iade edildiği kabul edilse dahi İş bu uyuşmazlıkta, davalının sorumlu olmadığı faturaların süreden sonra iade edilmiş olması, davalının faturalardan dolayı borçlu olması için yeterli kabul edilemeyecektir, çünkü tarafların birebir herhangi bir borç doğuracak ilişkiye girmiş olduğu ispat edilememiştir. Dava davalı vekilinin tarafın talebi üzerine, … A.Ş ‘ne ihbar edilmiştir. İhbar olunan ihbara karşı yazılı beyanda bulunmuştur. İhbar ve şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 61. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemede, taraflardan birinin davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücü edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği belirtilmiştir. 63. maddede, dava kendisine ihbar edilen kişinin davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği, 64. maddede, ihbarın etkisi başlığı ile ihbar edilen davada verilen hükmün ihbar edilen kişiye etkisi hakkında 69’uncu maddenin ikinci fıkra hükmünün kıyasen uygulanacağı, atıf yapılan 69/2. fıkrada ise feri müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiasının dinlenemeyeceği, ancak müdahil zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkanlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkanlanlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebileceğine yer verilmiştir. Kendisine dava ihbar edilen üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya ( fer’i) müdahale edebilir( m.63). Davada verilen hükmün dava kendisine ihbar edilen üçüncü kişiye etkisi de fer’i müdahalede olduğu gibidir. Dava kendisine ihbar edilen kişi hakkında hüküm verilemez. Somut davada ihbar olunan şirkete ilişkin hüküm tesis edilmemiştir. Gerekçede yer verilmesi tarafların iddia ve savunmalarına ilişkindir. Diğer yandan, ihbar olunanın istinaf talebinde hukuki yararının olup olmadığı hususu istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle değerlendirilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355.maddede belirtildiği üzere kamu düzenine aykırılık olmadığından, her ne kadar ihbar olunanın karar başlığında gösterilmesi gerekirken gösterilmemiş olması isabetli olmamakla birlikte bu hata yerel mahkemece giderilebileceğinden, ihbar olunanın istinaf talebi de bulunmadığından, talebinin reddi şeklinde değil karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ve özellikle yukarıda ifade edilen yasal düzenlemeler kapsamında, davacının, takibe konu ettiği fatura konusu hizmet bedellerinden davalı tarafın sorumlu olduğuna dair iddiasını usulüne uygun ve yasal delillerle ispat etmiş olduğu kabul edilemeyeceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ve ihbar olunan üçüncü kişinin dilekçesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Dava ihbar olunan üçüncü kişi … Sanayi ve Ticaret A.Ş vekilinin Dairemize sunmuş olduğu tarihsiz dilekçesi hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/927 Esas, 2018/636 Karar ve 30.05.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/01/2022