Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3099 E. 2022/37 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3099 Esas
KARAR NO: 2022/37
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI: 2016/434 Esas, 2017/521 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Elektrik Piyasası Kanunun ve bu kanuna istinaden yayımlanan mevzuat kapsamında davalı … tarafından ödenmeyen Nisan 2009 ile Aralık 2009 ve Aralık 2012 dönemlerine ait toplam 36.912,74 TL sistem kullanım ceza fatura bedellerinin son ödeme tarihlerinden itibaren tahsil tarihlerine kadar işleyecek 6183 sayılı Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanunun 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı ve gecikme zammının KDV si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, sözleşmede yer alan hükümlerin Türk Borçlar kanunun 20-25 maddeleri arasında yer alan genel işlem niteliğinde olduğunu ve aynı kanunun 21 ve devamı maddeleri uyarınca sözleşmeye yazılmamış sayılması gerektiğini, müvekkilinin Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği kapsamında faaliyet gösterdiğini, bünyesindeki sanayi tesislerine elektrik enerjisi, su ve doğalgaz temin etmek ve dağıtmakla yükümlü olduğunu, bu nedenle tıpkı davacı gibi müvekkilinin de mevzuat gereği görevini ifa ettiğini, dolayısıyla davalı GGOSB elektrik enerjisi alanında davacının tekel olduğu iletim sistemini kullanmak zorunda olduğunu, sözleşmedeki genel işlem koşullarını tartışmak veya kaldırtma şansına sahip olmadığını, faturaların yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin genel işlem koşullarında yapıldığına ilişkin bir delil mevcut olamadığı, davacının mayıs 2009 ile mayıs 2012 tarihleri arasındaki ceza faturalarını tahsil edebilmesi için 03.06.2008 tarihli sözleşmenin 10. Maddesi uyarınca ihlali gerçekleştiren davalıya uyarıda bulunması gerektiği, davacı tarafın haziran 2012 ile aralık 2012 tarihleri arasındaki ceza faturalarını tahsil edebilmesi için; 29.03.2012 tarihli EPDK kurul kararından sonra yenilenen 07.06.2012 tarihli sözleşmenin 9. Maddesinde ihtardan bahsedilmediği, 2. Madde de ise ihlalin tekrarlanmaması için bildirimde bulunulur hükmünün bulunduğu, davacı tarafın davalı tarafa ihlalin sona ermesi için bir süre tanımadığından mayıs 2009 ile mayıs 2012 tarihleri arasında düzenlenen ceza faturalarını talep edemeyeceği, haziran 2012 ile aralık 2012 tarihleri arasındaki ceza faturalarının tahsili için davalı tarafa gönderilen faturaların taraflar arasındaki yenilenen sözleme hükümleri uyarınca bildirim niteliği taşıdığından kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen KABULÜNE, davalı borçlunun 13.078,58. TL asıl alacak ve bu alacağı 04/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hususundaki Kanunun 51. Maddesinde ön görülen gecikme zammı ile tahsiline ve belirtilen miktarda davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde taraflarca istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketçe davalıya gerekli ihtarların yapıldığını, davalının gerek dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde gerekse de faturalara karşı gönderdiği ihtarnamelerde ihtaratın yapılmadığı yönünde herhangi bir gerekçe sunmadığını, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere bilirkişilerin ve mahkemenin tarafların iddia ve savunmalarının ötesinde bu iddia ve savunmaları genişletir biçimde bir tespit de bulunmalarının açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında ihtilaf konusu yapılmayan bir hususun mahkemece değerlendirilmesinin dolaylı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının ihlali anlamına geleceğini, kaldı ki mahkemenin davalı tarafın genel işlem koşulu savunmasına itibar etmeyerek sözleşme hükümlerinin geçerliliğine kanaat getirdiğini, müvekkili şirketin devlet kuruluşu, Enerji iletimi konusunda da tek yetkili kuruluş olduğunu, yapılan sözleşmelerdeki alış kapasitesine ilişkin hükümler mevzuat ve EPDK kararları doğrultusunda “kamu yararı” gözetilerek konulan hükümler gereğince fatura düzenlendiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davacı TEİAŞ’ın, yurt çapında elektrik iletimini sağlamakla görevli ve yetkili tekel konumundaki bir kamu tüzel kişiliği olduğunu, elektrik dağıtım ve alımını yapan gerçek ya da tüzel kişilerle yaptığı sözleşmelerin, kendisi tarafından önceden hazırlanmış, metinleri ve koşulları aynı, sözleşme şartlarının diğer tarafça tartışılamayacağı sözleşmeler olup bu anlamda sözleşmede yer alan birçok koşulun Türk Borçlar Kanununun 20 – 25 maddeleri arasında yer alan genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, müvekkilinin Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği kapsamında faaliyet gösterdiğini, kuruluş yasası hükümleri gereğince bünyesindeki sanayi tesislerine elektrik enerjisi, su ve doğalgaz temin etmek ve dağıtmakla yükümlü olduğunu, sözleşmenin hukuksal bağlayıcılının ve faturaların yasal dayanağının bulunmadığını, 6183 sayılı kanuna göre gecikme zammı talebinin de usule ve yasaya aykırı olup davacının en fazla yasal temerrüt faizi talep edebileceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davacı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında Sistem Kullanım Anlaşmaları akdedildiği, davalının maksimum enerji alış kapasitesini aştığından bahisle sözleşme hükümleri gereği, davalı hakkında cezai işlem uygulayarak fatura düzenlediği anlaşılmaktadır. 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 30.06.2021 tarih, 2021/3811 E. 2021/3132 K. Sayılı kararı) ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle: 1-Tarafların istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/434 Esas, 2017/521 Karar ve 14/06/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-a)Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-b bendinde düzenlenen yargı yolunun caiz olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2.fıkrası uyarınca usulden REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacının dava açarken peşin olarak yatırmış olduğu 630,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 549,70 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, c)HMK 114/1-b.bendi uyarınca yargı yolunun caiz olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden ret kararı neticesinde aynı yasanın 331/2.fıkrasında belirtildiği şekilde davaya adli yargıdaki bir başka mahkemede devam edilmesi söz konusu olmadığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kendisini vekil ile temsil eden davalı yararına 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, e)Davalının yapmış olduğu toplam 30,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, f)6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının tebliğ giderleri karşılandıktan sonra yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 407,03 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 326,33 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 223,35 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 142,65 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf harç toplamı 197,80 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere aynı yasanın 353/1b-2 bendi uyarınca oybirliğiyle karar verildi.13/01/2022