Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3072 E. 2022/227 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3072 Esas
KARAR NO: 2022/227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/187 Esas, 2018/587 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 23/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren malzemeli yemek pişirme, dağıtma ve sonrasına ait hizmetlerin alımına ve yemek tedarikine dair sözleşme düzenlendiğini, ek protokol ile sözleşmenin 31/12/2018 tarihine kadar uzatıldığını, davalı şirketin süre dolmadan sözleşmeyi 02/12/2014 tarihli ihtarla 05/01/2015 tarihinden itibaren haksız şekilde feshettiğini, feshin dayanağının sözleşmenin 8.3 maddesi olarak gösterildiğini, bu madde uyarınca fesih için önce … Hakemliğine başvurulması, hakemlik sürecinin tamamlanmasından sonra 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunulması gerektiğini, ancak müvekkilin hakemliğe çağrılmadığını ve hakemde savunma imkanı bulamadığını, 30 günlük süreye de riayet edilmediğini, bu nedenle davalının feshinin 8.3 maddesine uygun olmadığını, süresinden önce fesih nedeni ile müvekkilinin sözleşme süresince edineceği kardan yoksun kaldığını, sözleşmenin devam edeceği inancıyla yaptığı masraflar nedeniyle zarara uğradığını belirterek belirsiz alacak davası şeklinde olmak üzere 1.200.000,00 TL yoksun kalınan kar ile 54.000,00 TL yapılan masrafın, fesih tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; alacak belirsiz olmadığından belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, sözleşmede müvekkilinin defter ve kayıtları münhasır delil kabul edildiğinden davacının sunduğu delilleri kabul etmediklerini, ek protokolün imzalanmasından önce hizmet ve yemek kalitesinde düşüş olduğunu, yiyenlerde bulantı, ishal, zehirlenme olayları yaşandığını, çalışanlardan gelen yoğun şikayet üzerine sözleşmenin, sözleşmenin 8.3 maddesi gereğince feshedildiğini, ancak davacının hakeme başvurmadan feshi kabul etmediğini, bundan sonra hizmette kalitenin arttırılacağı taahhüdü üzerine ek protokol imzalandığını, ancak yine yemek kalitesinde artış olmadığını, aksaklıkların fotoğraflar ile tespit edildiğini, bunun üzerine 09/10/2014 tarihinde hakemlik için …e başvurduklarını, hakemliğin bu gruba bağlı şirketler arasında çıkan uyuşmazlıklarda görev aldığını, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasından sonra her iki şirketin … Grubu bünyesinden çıktıklarını ve …’in hakemlik talebini reddettiğini, müvekkilinin sözleme gereği hakeme başvurduğunu ve aldığı cevabın ardından 30 gün önceden noter kanalı ile sözleşmeyi feshettiğini, 8.3 maddesi uyarınca davacının yoksun kalınan kar ve masraf talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sözleşmenin 8.3 maddesinde, sözleşmenin herhangi bir sebeple fesih halinde hakeme başvuru şartı getirildiği, burada hakemin işlevinin feshi gerektiren bir durumun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti olduğu, ancak hakem prosedürünün işletilmesi mümkün olmadığından sözleşmenin 8.3 maddesi gereğince feshi imkanının kalmadığı, bu durumda sözleşmenin diğer maddelerinde yer alan feshe ilişkin hükümlerin irdelenmesi gerektiği, sözleşmenin 8.1 maddesine göre davacının sözleşme uyarınca üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda davalının davacıya ihtarda bulunması, 3 günlük süre içinde ihlalin düzeltilmemesi halinde davalının fesih hakkının doğacağı, oysa davalının davacıya sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince ihbarda bulunduğu ve 3 günlük süre verdiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, ayıplı hizmet verildiği yönünde davacı tarafı bağlayıcı, tarafların katılımı ile düzenlenmiş bir tutanağın bulunmadığı, gerçekleştiği söylenen gıda zehirlenmesi ile ilgili herhangi bir somut veri ortaya konmadığı, davalının bu durumlarda sözleşmede öngörülen tahlil, cezai şart ve istihkakta kesinti yapılması gibi maddeleri uygulamadığı, kaldı ki davalının da fesih gerekçesini sözleşmenin 8.3 maddesine dayandırdığı, dolayısıyla davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğu, bilirkişi raporuna göre davacının mahrum kaldığı karın 118.383,00 TL olduğu, yapıldığı ileri sürülen masraflardan kaynaklanan zararın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 118.383,00 TL tazminatın 05/01/2015 tarihinden itibaren TCMB reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.,
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalı tarafın feshe gerekçe olarak gerçeğe aykırı şikayetler aldığını ve delil oluşturma çabasına girdiğini, uzman raporuna göre …’in hakemlik yapmamasının davalıya doğrudan fesih yetkisi vermediğini, sundukları hizmetin ayıplı olduğu ile ilgili herhangi bir rapor bulunmadığını, müvekkili şirketin 2014 yılı karı 300.000,00 TL olmasına rağmen hükme esas alınan raporda elde edebileceği karın eksik hesaplandığını, yapılan harcamalara ilişkin faturaların davaya konu iş ile ilgisi olmasına rağmen bu harcamaların hangi işletme için kesildiğinin belirsiz olduğu gerekçesiyle masraf taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, rapora itirazlar değerlendirilmeden hüküm kurulmasının da doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının ayıplı hizmet verdiği ile ilgili davacının imzasını içeren birçok delili sunmalarına rağmen dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda açıkça hijyen kurallarının ve yemek güvenliğinin davacı tarafından ihlal edildiğinin belirtildiğini, davacıya defalarca süre verilmesine rağmen davacının sözlerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin bu nedenle feshedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle kar kaybı ve masrafların tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında 23/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtma ve Sonrasına Ait Hizmetlerin Alımına ilişkin sözleşme, protokol, Yemekhane Hizmetleri Şartnamesi ve Yemek Tedarik Sözleşmesi imzalandığı, ek protokol ile sözleşmenin 31/12/2018 tarihine kadar uzatıldığı, davalı şirketin uzatılan süre dolmadan, sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca, 02/12/2014 tarihli ihtarla 05/01/2015 tarihinden itibaren sözleşmeyi feshettiği, davacının süresinden önce fesih nedeniyle kar kaybı ve masraflarının tazmini için eldeki davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle kar kaybı yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının masraf talebinin ise reddine karar verilmiş, taraflar karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasında yemek hizmeti verilmesi hususunda sözleşme ilişkisi bulunduğu sabit olup, uyuşmazlık; davalının feshinin sözleşmede yazılı usule uygun olup olmadığı, feshin haklı nedene dayanması gerekip gerekmediği ile davacının kardan yoksunluk ve tazminat talep hakkının bulunup bulunmadığı ve tutarı konularındadır. 20/11/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dosyaya yansıyan tüketici şikayetlerinin tüketilen yemeğin güvenli gıda olmaktan uzak olduğunu gösterdiği, davacının yükümlülüğünü ihlal ettiği, tüketici şikayetlerinin delil olarak kabulü halinde davacının hijyen kurallarını ve yemek güvenliğini ihlal ettiği sonucuna varılacağı, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshinin kabulü halinde davacının mahrum kaldığı kar tutarının 118.383,00 TL olarak hesaplandığı, masraflara ilişkin sunulan faturaların dava konusu iş kapsamında gerçekleştiğine yönelik kayıt ve belge bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı taraf fesih ihtarnamesinde herhangi bir fesih sebebi belirtmemiş, ancak feshe dayanak olarak sözleşmenin 8.3. maddesini göstermiş, aynı ihtarnamede fesihle ilgili olarak … Hakemliği’ne başvurulduğu, holdingin hakemlikten imtina ettiği ifade edilmiştir. Taraftar arasındaki sözleşmenin 8.3 maddesi; “Hizmet alan şirket işbu sözleşmeyi herhangi bir nedenle sözleşmede belirtilen surenin sona ermesinden önce feshetmek istemesi halinde 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak koşuluyla feshedebilir, şirket feshetmeden önce … hakemliğine başvurmalıdır. Bu şekilde fesih durumunda tedarikçi herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunamaz” hükmünü düzenlemektedir. Sözleşmenin 8.1 maddesinde ise davacının sözleşme uyarınca üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda, davalı işverenin davacıya ihtarda bulunacağı ve 3 günlük süre içinde ihlalin düzeltilmemesi halinde davalının sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalının sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca … hakemliğine başvurduğu, …’in hakemlik görevini kabul etmemesi üzerine davalının 02/12/2014 tarihli ihtarname ile 05/01/2015 tarihinden itibaren sözleşmeyi feshettiği görülmektedir. Sözleşmenin 8.3 maddesinde hizmet alan davalı şirketin sözleşmeyi herhangi bir nedenle 30 gün önceden ihbarda bulunmak koşuluyla süresinden önce feshedebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede davalıya sözleşmeyi herhangi bir nedenle fesih yetkisi verilmiş olması karşısında, madde de belirtilen “herhangi bir nedenin” haklı bir neden olarak kabul edilmesi doğru değildir. Bu durumda davalı hizmet alanın 30 günlük önele uymak koşulu ile sözleşmeyi haklı bir neden olmadan da feshedebileceğinin kabulü gerekir. Ancak bu madde uyarınca fesih için öncelikle … hakemliğine başvuru şartı da aranmıştır. Sözleşme tarihinde tarafların … Grubu şirketlerinden olduğu, ancak sözleşmenin imzalanmasından sonra gruptan ayrıldıkları beyan edilmiş olup, davalının fesih ihtarnamesi düzenlemeden önce 8.3 maddesi uyarınca …’e başvurduğu, ancak …’in hakemlik talebini kabul etmediği görülmektedir. Davalı hizmet alan bu madde uyarınca hakemliğe başvuru şartını da yerine getirmiştir. Sözleşmenin 8.3 maddesinde hakemin görevi kabul ederek fesih talebi hakkında karar vermesi şartı bulunmadığı gibi, maddeden hakemin feshin haklı olup olmadığını tartışarak fesih talebi hakkında karar vereceği anlamı da çıkmamaktadır. Bu durumda davalının önce hakeme başvurduktan sonra sözleşmenin 8.3 maddesine göre önele uyarak yaptığı fesih sözleşmeye uygun olup, feshin haklı nedene dayanmasına gerekte bulunmamaktadır. Bu durumda davalının sözleşmeyi 8.3 maddesine uygun olarak feshettiği, anılan madde uyarınca bu kapsamda yapılan fesih nedeniyle davacı tedarikçinin herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1b.1 gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/187 Esas, 2018/587 Karar ve 24/05/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2.a)Davanın reddine, b) Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin alınan 21.415,19 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 21.334,49 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d)Davalı tarafından karşılanan 23,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, e)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 76.690,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, h)Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden 3-Davacının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.021,70 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 1941,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, Davalı tarafından peşin yatırılan 178,80 TL istinaf harçları ile 84,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA, 6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2. bendi gereğince düzeltilerek, HMK 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022