Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3065 E. 2019/221 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3065 Esas
KARAR NO : 2019/221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2017
NUMARASI : 2014/1090 Esas, 2017/493 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı, 11.07.2014 tarihli dava dilekçesinde, 12.08.2007 tarihinde tasfiye sürecine giren … Konut Yapı Kooperatifi’nin 27.09.2009 tarihinde tasfiyesinin tescil edildiğini, tasfiyesi gerçekleştirilen kooperatif aleyhine, Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/968 Esas, 2014/245 Karar nolu dava dosyası ile açılmış olan tazminat davası olduğunu, davanın henüz kesinleşmediğini, iş bu davada kooperatif için tefrik kararı verildiğini, huzurdaki ihya davasının sonucunun bekleneceğini, devam eden bir tazminat davası olmasına rağmen tasfiye sürecine girilmesi ve kooperatifin tasfiyesi ile kaydının sicilden silinmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kooperatifin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı kooperatif tasfiye memurları,… ve … vekili, kooperatif ile kooperatif üyelik devri karşılığı anahtar teslimi inşaat yapımı ve gayrimenkul devir / satış vaadi sözleşmesi yapan …inşaattan daire satın alan davacının, sözleşmede kararlaştırılan usul uyarınca kooperatife üye kaydedildiğini , kuruluş amacını gerçekleştiren kooperatifin, tasfiye kararı alınarak, tasfiye işlemlerine başlandığını, davacının bu süreçte, yüklenici ve kooperatif aleyhine, yüklenicinin taahhütlerini süresinde ve eksiksiz yerine getirmemesi sebebiyle uğranılan zararların tazmini amacı ile 2007/848 Esas dosya ile dava açtığını, davacının mahkemeden derkenar alıp İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna başvurup tasfiye işlemlerini durdurduğunu, dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1381 Esasına kaydedildiğini, görevsizlik kararı ile dosyanın, sırasıyla, İstanbul 3.Tüketici Mahkemesinin 2012/431 esas ve sonrasında Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına kayıt edildiğini, 04,02.2014 tarihli celsede, davacıya, kooperatifin yeniden ihyası için süre verildiğini, 15.04.2014 tarihli duruşma zaptında ise, davacının dilekçe verdiği, davalı inşaat şirketine dair davasına devam edeceği, kooperatifin ihya edilmesi kararından dönülmesini talep ettiği, ara kararda, davalı kooperatif tarafından davanın yürütülmeyeceği belirtildiğinden HMK 150/1.maddedesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, kooperatifin ihyası için kendisine yetki verilen davacının gerek yazılı, gerekse mahkemedeki beyanları İle kooperatife karşı açtığı davaları takip etmeyeceğini, ihya davası açmayacağını beyan ettiğini, davanın haksız olduğunu, hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı tasfiye memuru … vekili, davacının açmış olduğu davada, ihya davası açmak istemediğini beyan ettiğini, hukuken bağlı olduğunu, ihya davası açmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, kooperatifin tasfiye sürecinde kooperatife başvurarak alacak talebinde bulunmadığını, haksız davanın reddi ile, hiçbir hakkı olmadığı halde, dava açan davacının HMK 329. maddesi gereğince, disiplin para cezasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.Davacı 09.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde, davalı kooperatiften 15.09.2005 tarihinde daire satın aldığını, davalı kooperatif ve tasfiye memurlarına başvurarak devam eden alacak davası bilgisini verdiğini, davalı tasfiye memurlarının tüm yasal girişimlerden haberdar olmalarına rağmen, kooperatifin tasfiyesini sonlandırarak haksız ve dürüstlük kuralına uymayan hak kaybına sebep olduklarını, 2013/968 Esas sayılı dosyada, davalı kooperatife karşı davayı yürütmeyeceğine dair beyanlarının olmasının davalı kooperatife karşı davadan vazgeçtiği ve feragat ettiği anlamı taşımadığını, kooperatiften olan alacağını atiye bıraktığı, sonradan takip edeceğini anlamına geldiğini, ihya davası açmakta hukuki yararı olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/968 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davalı kooperatif aleyhine açılan davanın tefrik edilerek 2014/332 Esas sayılı esasa kaydedildiği, bu dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği , kararın henüz kesinleşmediği, bu bağlamda aleyhine açılmış dava dosyası bulunan kooperatifin tasfiye edilmek süretiyle sicilden terkin edildiği, davacı tarafın henüz kesinleşmeyen dava yönünden davalı kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, henüz kesinleşmemiş olan Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/332 Esas, 2014/571 Karar sayılı dosyasına münhasır olmak üzere TTK.nın 547. maddesi gereğince ihyasına, davalı tasfiye memurlarının tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine, kooperatifin ihya kararının tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, yasal süre içerisinde kooperatif tasfiye memurları tarafından istinaf edilmiştir.Davalı tasfiye memurları, …vekili istinaf nedenleri olarak, kök ve ek rapor alındığı, davacının ihya davasına ilişkin beyan dilekçesi ile ara karardan rücu etmesini isteyip sonuç olarak davalı kooperatif yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığını, işlemden kaldırma kararının 15.04.2014 günlü olduğunu, davanın ise 11.07.2014 tarihinde açıldığını, ek tasfiye süresinde kooperatifçe ödenmesi gereken kesin borç miktarının ortaya çıkmadığını, davacının bu iddiası yönünden bir menfaati bulunmadığını, ihya şartlarının oluşmadığını, söz konusu tespitlere rağmen aksi yönde kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2014/332 Esas sayılı dosyanın 3 ay içinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu fiili ve hukuki durumun, mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davacının 2007 yılında başlayan ve 2009 yılında gerçekleşen tasfiye işlemlerinin bilgisi dahilinde olduğunu, açtığı davalarda ihyası için kendisine yetki verilmesine rağmen, yazılı ve sözlü beyanları ile, takip etmeyeceği ve ihya davası açmayacağı beyanlarının duruşma tutanakları ve kararlar ile sabit olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.Tasfiye memuru … vekili istinaf nedenleri olarak, ihya kararının, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/332 Esas, 2014/571 Karar sayılı dosyasına münhasıran verildiğini, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ayrıca dosyada davacının ihya davası açmak yönünde bir talebinin de olmadığını, bir ara karar, bir bekletici karar verilmediğini, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, ihya kararının ifasının imkansız olduğunu, ihya kararı verilen dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmek sureti ile kapandığını, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, ihya davasının hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, ikrarından dönerek eldeki davayı açmasının himaye görmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, kooperatifin ek tasfiye ile ihyası istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davalı gerçek kişilerin tasfiye memuru oldukları kooperatifin , tasfiye sonucu 27.08.2009 tarihinde kaydının sicilden terkin edildiği, davacının, kooperatif ile birlikte, dava dışı … aleyhine, 06.04.2007 tarihinde, Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesine tazminat davası açtığı, 2007/948 Esas sayılı dosyada, 06.11.2009 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1381 Esas sayılı dosyada ise, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin 2012/431 Esas sayılı dosyasında, görevsizlik kararı verilerek görev uyuşmazlığı çıkarıldığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/13122 Esas, 2013/13340 Karar ve 04.10.2013 tarihli ilamı ile, yargı yeri olarak Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin belirlendiği, dosyanın Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/968 Esas numarasını aldığı, davacının, 2009/1381 Esas sayılı dosyada 14.09.2010 tarihli zapta geçen beyanında, kooperatife ait inşaatın sona erdiğini bildiğini, kooperatife karşı davayı yürütemeyeceğini bildiğini, ancak … İnşaata karşı yönelik davasını devam ettirmek istediğini beyan ettiği, dosyanın 2013/968 Esas sayı numarasını aldığı, 15.04.2014 tarihli celsede, mahkeme tarafından, davacının dosyaya dilekçe verdiği, kooperatife karşı davasını yürütmeyeceğini, davalı şirkete karşı davasını devam edeceğini, kooperatifin ihya edilmesi kararından dönülmesini talep ettiğinin okunduğu, aynı celsede hazır olan davacı vekili tarafından, müvekkilinin bu konuda daha önceden beyanda bulunduğu için kendisi ile çelişmemek adına, kooperatifin ihya edilmesi kararından dönülerek diğer davalı yönünden davaya devam edildiği beyanında bulunduğu, mahkemece, 15.04.2014 tarihli celse ara kararının “1” nolu bendinde “ Davalı kooperatif yönünden davanın yürütülmeyeceği bildirildiğinden HMK 150/1.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına”, “2”. bentte ise, davalı yüklenici şirket yönünden davanın reddine karar verildiği, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/332 Esas, 2014/571 Karar (2013/968 Esas, 2014/245 Karar sayılı dosyadan tefrik edilen ) ve 21.10.2014 tarihli karar ile, davanın HMK 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, davacının ihya davasını, kooperatife karşı açmış olduğu davayı yürütmeyeceğine dair, 2013/968 Esas sayılı dosyaya 13.03.2014 tarihli dilekçesini ibraz ettiği ve mahkemenin dosyanın işlemden kaldırılmasına dair ,15.04.2014 tarihinden yaklaşık üç ay sonra açtığı , başka bir davada kendisine bu konuda verilmiş bir süre olmadığı gibi, dava dilekçesinde ki talebinin de, işlemden kaldırılıp, daha sonra açılmamış sayılan dosyaya ilişkin olduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında, kooperatifin tasfiye sonucu sicilden terkin edildiği, davacının, terkin öncesi dava açtığı, ancak dava dosyalarında verilen görevsizlik ve görev uyuşmazlıkları süresi içinde tasfiyenin gerçekleştirilip, kooperatifin sicilden terkin edildiği, dava dosyasının, yargı yeri olarak belirlenen mahkeme yargılaması sırasında , davalı kooperatifin sicilden terkin edilmesinin anlaşılması sonucunda davacıya ihya davası açması için mehil verildiği, davacının ilgili dava dosyasına vermiş olduğu 13.03.2014 tarihli ,imzalı dilekçesi ile, kooperatife yönelik davayı yürütmeyeceğini, kooperatifin ihya edilmesi talebinden rücu edilmesi istemi neticesinde, mahkemece, kooperatif yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı ve devamında açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 2014 yılında verilmiş olmasına rağmen henüz kesinleşmediği, ilk derece mahkemesinin ihya kararını işlemden kaldırılan dosyaya münhasıran verdiği konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının ihya davası açmasında hukuki yararının olup olmadığı, mahkeme kararının uygulanabilir ve usul ile yasaya uygun olup olmadığıdır.21.03.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacının kooperatif üyesi olması ve alacak davası sonuçlanmadan kooperatif tasfiyesi tamamlandığından kural olarak ihya davası açma hakkına haiz olduğu, ancak somut olayda, kooperatifin ihyasını gerektirecek zorunlu bir neden bulunmadığı gibi, davacının Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdindeki davasında ihya davası olmadığını beyan ettiği, sonuç olarak, davacı ve ihyası istenen kooperatif arasında ek tasfiyeyi gerektirecek herhangi bir alacak borç ilişkisi olmadığı belirtilmiştir.
Davacı rapora itiraz ederek, kararın, TTK 547.maddenin ruhuna ve gerekçesine aykırı olduğunu, tasfiyenin gerçekleşmesi için kooperatif tüzel kişiliğinin üyeler veya 3, kişilerle ilgili bir ihtilafının olmaması gerektiğini, derdest dava varken ve dava kesinleşmeden tasfiyenin kapatılıp sicilden kaydın silinerek tüzel kişiliğin sona erdirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tasfiye memurlarının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bilirkişi yorumlarının TTK 547.madde gerekçesine aykırı olduğunu belirterek ek rapor alınmasını istemiştir.28.04.2017 tarihli ek raporda, davacının kendi zararına yönelik sorumluluk davası açmasının kooperatifin ihyasını gerektirmeyeceği, ek tasfiye koşullarının gerçekleşmediği belirtilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 3.maddesinde, Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan edileceği, 81. maddede kooperatifin dağılma sebepleri, 99. maddede, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda, Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Konut Yapı Kooperatifi tip Ana Sözleşmesinin 2.maddesinde ise, Kooperatifin Ticaret Siciline tescil İle tüzel kişilik kazanacağına yer verilmiştir.6102 sayılı TTK’nun 355.maddesinde, şirketin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı ifade edilmiştir. TMK.nın ikinci kısım, birinci bölüm 47.maddede tüzel kişilik düzenlenmiştir.Aynı yasanın, 48 ve 49. maddelerinde, hak ehliyeti ve fiil ehliyetine yer verilmiştir. Ticaret Sicile tescil ile tüzel kişiliği kazanan tüzel kişilerin terkin İle de tüzel kişiliği ortadan kalkacaktır. İfade edildiği üzere, kooperatif tüzel kişiliği , ticaret şirketlerinde olduğu gibi ticaret sicilinden silinmesi (terkin) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, bu durumda tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin yeniden ihyası sağlanmalıdır. İhya davası açılmasında da, diğer davalarda olduğu gibi, hukuki yararın bulunması gerekir. Bu hukuki yarar için, tam olmasa bile, kanaat uyandırıcı bazı delillerin varlığı aranmalıdır. Masraf ve zaman gerektiren ihyanın, gerçek amacına uygun, inandırıcı nedenlere dayanmalıdır.Bu noktada sınır, TMK.nın maddesinde yazılı dürüstlük kuralları ile çizilmelidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nın 547.maddesinde “Ek Tasfiye“ düzenlenmiştir. Maddede, tasfiyenin kapanmasından sonra, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri ve alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, ek işlemler sonuçlana kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceği, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiyesi için yeniden tesciline karar vereceğine yer verilmiştir. Madde gerekçesinde, ek tasfiye yapılmasını zorunlu kılabilecek durumlar olarak, şirkete ait bazı aktiflerin, dağıtım sırasında dikkate alınmaması nedeniyle dağıtım dışında kalmaları, malvarlığı dağıtımı sırasında ilgili kanun hükümlerine uyulmaması, organlara karşı sorumluluk davası açılacaksa, şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması gibi hususlar belirtilmiştir. Aynı gerekçede, yeniden tescil isteğinde bulunabilmesi, ek tasfiye yapılabilmesinin üç ana şartın gerçekleşmesine bağlı olduğu, bu şartların örnek olarak verilen hallerde aranacağı, bunların, yeniden tescil isteğinin korunmaya değer bir menfaate dayanması, istemin ve ilgili delillerin inandırıcı olmalarının yeterli olduğu, ispatın şart olmadığı, yeniden tescil isteğinin amaca ulaşmakta kullanılacak tek yol olması gerektiği, silme kararına karşı, bir alacağın veya aktifin varlığı kanaat doğuracak şekilde belgelendirilerek , silme kararının iptalinin dava olunması olarak belirtilmiştir.Somut olay, davanın dayanağı TTK 547.madde ve gerekçesi anlamında değerlendirildiğinde, kooperatif, kooperatif aleyhine bir dava devam ederken terkin edilmiş ve halen karar ne şekilde verilmiş olursa olsun, terkin edilen kooperatifin taraf olduğu ve henüz kesinleşmemiş bir dava mevcuttur. Söz konusu, dosyanın kesinleşmiş olduğunu gösteren dosya içerisinde bir delil ve iddia mevcut değildir. Yasada açıkça, ek işlemler sonuçlanıncaya kadar, şirketin yeniden tescilinin istenebileceği, bu işlemlerin yapılması için tasfiye memuru atanarak, tescil ve ilan ettirilir düzenlemesi karşısında, mahkemece, davacının talebi gözetilerek, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilgili dosyasına münhasıran kooperatifin ihyasına dair verilen kararda, somut olayın özelliği ve kooperatife karşı açılan dava tarihide gözetilerek, bir usulsüzlük görülmemiş, yasanın düzenleme ve gerekçesine uygun olduğu kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen kooperatifin TTK.nın 547. maddesi gereğince ihyası ve sicile tescilinde bir usulsüzlük görülmediğinden, davalı tasfiye memurlarının istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1090 Esas, 2017/493 Karar ve 31.05.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ,davalı tasfiye memuru … vekili ve davalı tasfiye memurları …,. vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 . bendi gereğince REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken, 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam ,189,50 TL harçtan davalıların peşin olarak yatırmış oldukları 117,10 ve 134,00 TL harçların mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davalı …ten, bakiye 72,40 TL harcın ise davalılar ,… ‘den ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2019