Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/305 E. 2020/2031 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/305 Esas
KARAR NO: 2020/2031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2017
NUMARASI: 2015/735 Esas, 2017/301 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 03.04.2014 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi gereğince davalıya özel güvenlik hizmeti verdiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, takibe konu fatura bedellerinin sözleşmede öngörülen süre içerisinde ödenmediğini, sözleşmenin 11. Maddesi gereğince davalının aylık %3 vade farkından sorumlu olduğunu, vade farkları da eklenmek suretiyle davalı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının asıl alacak 30.560,49 TL’lik kısmı 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 18.09.2015 tarihinde icra müdürlüğüne yatırdığını, Borçlar Kanunu gereği yapılan ödemelerin öncelikle ferilere sayılacağının aşikar olduğunu, belirterek davalının haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşme gereğince Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik edimini yerine getirmediğini, sürenin bitiminde davacıya B.Çekmece … Noterliği’nin 17.06.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile “sözleşmenin yenilenmeyeceği”nin dosyada mevcut şirket adresine çıkarılan tebligat ile bildirildiğini, ancak ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, ihtarname içeriğinin davacıya sözlü olarak ve elektronik posta ile bildirildiğini, davacıya ödeme yapılması, işin kabulü ve teslimi, ibralaşma için yazılan davetinde davacıya tebliğ edilemediğini, yine e-posta ile aynı yazı örneğinin davacıya gönderildiğini, davacıya ulaşılamadığını, temerrüde düşmüş olmamak için Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/135 D. İş sayılı dosyasında “tevdi mahalli tayini” talepli olarak dava açıldığını, davacının tarafın bu davadan sonra ancak duruşma gününden önce müvekkili aleyhinde icra takibi yaptığını, gerekli itiraz ile dosya borcunun ödendiğini, yapılmış olan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, kooperatif ile sözleşmeye dayalı ilişkisi olmasına rağmen sözleşmenin feshinden sonra hiçbir şekilde davacıya ulaşılamamasının anlaşılır ve izah edilir bir durum olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; iddia, savunma, bilirkişi raporu doğrultusunda; sözleşmenin 11.4 maddesi gereğince davacının takip konusu faturaların tarihlerinden 13 gün sonra davalının temerrüde düştüğü, davacının takip tarihi itibariyle 1.423,19 TL faiz alacağının olduğu, böylece davacının takip tarihi itibariyle 30.560,46 TL asıl alacak, 1.423,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.983,65 TL alacaklı olduğu, davacının takipden sonra kısmı ödeme tarihi olan 18.09.2015 tarih itibariyle 32.533,74 TL alacağının olduğu, davalının 28.558,78 TL ödemesinin neticesinde davacının 3.974,96 TL asıl alacağının kaldığı gerekçesi ile davanın Kısmen Kabulü ile, davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 3.974,96 TL alacak üzerinden devamına, 3095 sayılı kanuna göre 18.09.2015 tarihinden itibaren sözleşme gereği aylık %3 oranında faiz işletilmesine, alacak likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmenin 11. maddesinde faturanın hangi tarihte nereye ödeneceği ile ödenmemesi halinde uygulanacak vade farkının belirlendiğini, davalının hizmet bedellerini belirlenen süre içerisinde sözleşmede geçen banka hesabına ödemediğini, davalı aleyhinde takip başlattıklarını, davalının takipte asıl alacağa itiraz etmediğini, diğer itiraz sebeplerinin yerinde olmadığını, asıl alacağı da itiraz süresi geçtikten sonra icra dosyasına yatırdığını, müvekkilinin eline yatırılan miktardan tahsil ve cezaevi harcı kesildikten sonra 28,559,03 TL geçtiğini, borcunu ödemeyerek temerrüde düşen ve icra takibinin açılmasına neden olan borçlu davalının icra takip masraflarından, icra harç ve icra avukatlık ücretlerinden sorumlu olduğunu, bilirkişilerin sadece dava tarihine kadar faiz hesabı yaptıklarını, davanın icra masraf, vekalet ücretleri, tahsilat harçları da dikkate alınarak 8.437,91 TL üzerinden açıldığını, mahkemenin itiraza konu icra masraf, vekalet ücretleri, tahsilat harçları konusunda da inceleme yapılarak icra takibinin tüm ferileri hakkında takibin devamına asıl alacak üzerinden faiz işlemesine karar vermesi gerekli iken yanlış değerlendirme ile davalı lehine de vekalet ücreti doğmasına sebebiyet verecek şekilde hüküm tesis ettiğini, alacağın likit olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde müvekkili tarafından davacının bildirdiği adrese yapılan tüm tebligatların bila tebliğ geldiğini, müvekkilinin temerrüde düşmüş olmamak için Büyük Çekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/135 D. İş sayılı dosyasında “tevdi mahalli tayini” talepli olarak dava açtığını, davadan sonra davacının kötüniyetle müvekkili aleyhinde takip başlattığını, hizmet bedelinin ödendiğini ancak müvekkilinin icra takibi açılmasına sebebiyet vermemiş olması nedeniyle açılan icra dosyasına itiraz ettiklerini, icra dosyasına para yatırılması halinde tahsil harcı ve cezaevi harcı yükümlüsünin alacaklı olup bu harçların borçlu tarafından ödenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmemiş olduğu için gerek icra takibi öncesi ve gerek icra takibi sonrasında gecikme faizi ödemekle yükümlü bulunmadığını belirterek davanın reddi ile müvekkil lehine %40’dan aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının sözleşmeden kaynakla alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde dayanak 3 adet fatura gereğince 31.08.2015 tarihinde 30.560,49 TL asıl alacak ve 1.602,74 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 32.163,23 TL üzerinden takip başlattığı, takipte asıl alacağa aylık % 3,00 faiz talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 07.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14.09.2015 tarihli itiraz dilekçesinde ana paranın icra dosyasına ödeneceğini, temerrüde düşmediklerini faiz, avukatlık ücreti ve icra masraflarına itiraz ettiklerini belirterek takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, davalının 30.560,49 TL asıl alacağı 18.09.2015 tarihinde icra dosyasına yatırdığı, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme ilişkisi, takibin dayanağı faturalar gereğince davacının davalıya hizmet verdiği, takipten sonra asıl alacağın davalı tarafından icra dosyasına yatırıldığı, hususu yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, davalının hangi tarihte temerrüte düştüğü, takip tarihi itibari ile davacıya borcunun bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile davacının takipte kötüniyetli olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 07.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin Mali Hususlar bölümünde“Hizmet bedelleri için ayın son günü fatura kesilir ve 13 gün sonra ödemesi nakden … Güvenlik … Bankası Kanarya şubesi şube kod … Hesap no … numaralı hesaba nakden ödenir, ödemenin zamanında ve süresinde yapılmaması durumunda bu ödeme oranının büyük bölümünün SSK, KDV ve ücretli maaş, genel gider olması dolayısı ile müşteri’den kaynaklı gecikme olması durumunda aylık %3 vade farkı takip eden ayın faturasına yansıtılır.” şeklinde açıklamanın olduğu, borçlunun, icra dosyasına asıl alacak tutarı olan 30.560,49 TL’yi ödemesi İle İcra Müdürlüğünce davacıya 28.558,78 TL ödendiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11.4 maddesi gereğince davacının takip konusu faturalarının tarihlerinden 13 gün sonra davalının temerrüde düşmüş olduğunun kabulü halinde davacının takip tarihi itibariyle 1.423,19 TL faiz alacağının olduğu böylece davacının takip tarihi itibariyle 30.560,46 TL asıl alacak 1.423,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.983,65 TL alacaklı olduğu, davalının kısmi ödeme tarihi (18.09.2015) itibariyle 30.560,46 TL asıl alacak, 1.423,19 TL takip öncesi işlemiş faiz ve 550,09 TL takip sonrası işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.533,74 TL alacağının olduğu, davalının 28.558,78 TL ödemesinin neticesinde davacının 3,974,96 TL asıl alacağının kaldığı, neticeten davacının dava tarihi (06.11.2015) itibariyle 3.974,96 TL asıl alacak ve 194,77 TL ödeme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.169,73 TL bakiye alacağının kaldığı belirtilmiştir. Temerrüt (gecikme) faizi; borçlunun, para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını, miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödemesi gereken, miktarı yasalarla belirlenmiş asgari bir tazminat türü olarak tanımlanabilir (Nami Barlas, Para Borçlarının İfasında Borçlunun Temerrüdü ve Temerrüt Açısından Düzenlenen Genel Sonuçlar, İst.1992, s.127 vd.). Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır. (TBK 117. madde) Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı) Temerrüde esas icra takibi de bulunmuyorsa dava tarihinde temerrüt gerçekleşir. Dosya kapsamına göre, davalının faturaların tebliğ edilmediği iddiasının bulunmadığı, dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4 maddesinde belirlenen tarihin kesin vade olduğu, sözleşmede paranın yatırılacağı banka hesap numarasının belirlendiği, dolayısı ile davalının tevdi mahalli tayini davası açıldığı, temerrüdün gerçekleşmediği iddiasının yerinde olmadığı, davacının takip tarihi itibari ile 30.560,46 TL asıl alacak 1.423,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.983,65 TL alacaklı olduğu, davalının 30.560,49 TL asıl alacağı ödeme emrine itiraz süresinden sonra 18.09.2015 tarihinde icra dosyasına yatırdığı anlaşılmaktadır. Takipten sonra kısmi ödeme yapıldığından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100/I. maddesi uyarınca bilirkişi tarafından hesap edilen takip tarihi itibari ile toplam alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlenmiş faiz ile icra takip giderleri ve icra vekalet ücreti hesaplattırılıp ödenen miktar öncelikle işlemiş faiz, icra masrafları ve icra vekalet ücreti, kalanı da asıl alacaktan düşülmek suretiyle varsa kalan miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, işlenmiş faiz ile icra takip giderleri ve icra vekalet ücreti konusunda değerlendirme yapılmadan hüküm tesis edilmesi isabetli görülmemiştir. Bu açıklamalar ışığında, takip tarihi 31.08.2015’den ödeme tarihi 18.09.2015’e kadar, Takipte kesinleşen miktar :31.983,65 TL, Tahsil Harcı(%4.55) : 1.455,26 TL, Başvurma Harcı: 54,40 TL, İcra Vekalet Ücreti: 3.218,20 TL, Faiz (Aylık %3): 540,00 TL, Masraf: 38,00 TL, TOPLAM: 37.289,51 TL, ÖDENEN: 30.560,49 TL, KALAN (18.09.2015 ) tarihi itibari ile : 6.729,02 TL, davacının asıl alacağının kaldığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamına nazaran; davalı tarafından yapılan kısmi ödemeden sonra davacının 18. 09. 2015 tarihi itibari ile 6.729,02 TL alacağının bulunduğu, alacağın likit olduğu, bu miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile takibin 3.974,96 TL üzerinden devamının usul ve yasaya aykırı olduğu, kötüniyet tazminat şartlarının da oluşmadığı, anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nın 353/1b-2 maddesi uyarınca Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/735 Esas, 2017/301 Karar, 21/03/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 6.729,02 TL üzerinden iptali ile, takibin 6.729,02 TL üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Alacak Likit bulunduğundan 6.729,02 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, 5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 463,96 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 144,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 31,86 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan 144,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 1.708,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 117,10 TL ile 48,50 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 165,60 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 134,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 463,96 TL harçtan davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan 156,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 307,88 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.19/11/2020