Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2990 E. 2021/1556 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2990 Esas
KARAR NO: 2021/1556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/05/2018
NUMARASI: 2016/1066 Esas, 2018/599 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirkete ait iç giyim mağazasındaki dekor resimlerinin digital baskısının yapılması işine ilişkin taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini ve 14 adet fatura düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle faturadan kaynaklı 4.825,00 TL alacak ve 174,89 TL işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı ile aralarında dekor resimlerinin digital baskısının yapılmasına ilişkin bir anlaşma olmadığını, kendilerine tebliğ edilmiş bir fatura bulunmadığını, ticari defter ve kayıtları incelendiğinde herhangi bir borçları olmadığının görüleceğini, davacının borcu olmayan müvekkili şirket hakkında takip başlatması nedeniyle kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini ve davacının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu ve davacının takip konusu alacağının bulunduğunun görüldüğü, ancak takip konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğine ve fatura konusu hizmetin davalıya verildiğine dair belge bulunmadığı, davacının sunduğu ancak başka delillerle desteklenmeyen mail çıktılarının alacağın varlığını ispata yeterli olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; alacaklarının tespit edilmemesi için davalının ticari defterlerini sunmaktan kaçındığını, usulüne uygun tutulan ticari defterlerine göre takip konusu alacaklarının bulunduğunu, ticari ilişkiyi destekler mail dökümleri, davalının yaptığı ödemeyi gösterir EFT makbuzu ve yapılan işin resimlerinin sunulduğunu, ticari ilişki olmaması halinde davacıya ödeme yapılmayacağı açık olmasına rağmen davacı adına EFT ile ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde her türlü delil denilerek yemin deliline de dayanmalarına rağmen yemin haklarının hatırlatılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebine cevabında; yargılama sırasında kendi ticari defterlerinin incelenmesinin talep edildiğini, bu nedenle ticari defterlerini kötüniyetli sakladıkları iddiasının doğru olmadığını, davacının faturaların tebliğine ve mal ve hizmetin verildiğine dair belge sunamadığını, davacının sunduğu makbuzun kendi defterlerine dahi kayıtlı olmadığını, davacının delil listesinde yemin deliline de dayanmadığını belirterek istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava, fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketin faturadan kaynaklı 4.825,00 TL alacak ve 174,89 TL işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itiraz etmesi üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Mahkemece, davacının mal ve hizmet verdiğini ispatlaşamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takibe dayanak fatura konusu işin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun tasdik edildiği, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının incelenen 2016 yıllan ticari defterlerine göre taraflar arasında cari hesap ilişkisinin 10.03.2016 tarihinde başladığı, davacının 2016 yılında davalı adına 14 adet fatura düzenlediği ve toplam 4.825,10 TL borcun kayıtlı olduğu, davalının ödemesi olmadığı, davacının defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi ve dava tarihi itibariyle 4.825,10 TL alacağı bulunduğu, faturaların davalıya tebliği veya fatura konusu mal veya hizmetin teslimine dair belge sunulmadığı, sunulan EFT makbuzunun davacı defterlerine kayıtlı olmadığı belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 222/2 fıkrası; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü düzenlemektedir. Alacağının varlığını ve miktarını ispat yükü davacıya aittir. Davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemeyecektir. Davacının takip konusu fatura içeriği hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak alacağının varlığını ispatladığından söz edilemez. Davacı tarafça sunulan maillerin ise fatura konusu işe ilişkin olup olmadığı anlaşılmadığı gibi, anılan maillerin davalıdan sadır olup olmadığı da belli değildir. Diğer taraftan delillerin gösterilmesi dilekçelerin teatisi aşamasına hasredilmiş olup, dava ve cevaba cevap dilekçelerinde açıkça yemin deliline dayanmayan davacının yemin deliline dayanması da mümkün değildir. Ayrıca davacıya yapılan ödemeye ilişkin EFT makbuzu, davacı defterlerine kayıtlı olmadığı gibi, makbuzun fatura konusu işe ilişkin olup olmadığı da belli değildir. Bu durumda davacının alacağın varlığını ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1066 Esas, 2018/599 Karar ve 18/05/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a bendi gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021.