Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2977 Esas
KARAR NO : 2018/2178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2018
NUMARASI : 2016/222 2018/489
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …Tic. A.Ş’nin iştigal alanının; demir ya da çelik hurdaların yeniden eritilmesi ve sıcak haddelenmiş demir veya çelikten bar ve çubukların üretilmesi işi, diğer müvekkili … A.Ş’nin faaliyet konusunun ise, demir çelikten haddedilmiş soğuk çekilmiş yassı ürünlerin toptan ticareti işi olduğunu, dünya genelinde demir-çelik sektöründe önemli sorunların etkisinin Türkiye’ye yansıması, demir fiyatlarında yaşanan düşüşün, artan hammadde maliyetlerinin satış fiyatlarına yansıtılamaması, kur ve faiz oranlarının ani yükselmesi, alacak ve borçlar arasında vade uyumsuzluğu yaşanması gibi nedenlerin müvekkili şirketlerin mali yapılarını bozduğunu ve 31.12.2015 tarihi itibariyle borca batık hale getirdiğini ileri sürerek, müvekkil şirketler hakkında verilecek iflas kararının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davaya müdahale eden bir kısım alacaklılar vekilleri, iflas erteleme koşullarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı her iki şirketin de iflas erteleme taleplerinin reddi ile iflaslarına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Karara esas alınan ve kendi içinde çelişkili olan 07.02.2018 tarihli Bilirkişi Kurulu Ek bilirkişi raporunda revize iyileştirme projesindeki hedeflere ulaşması durumunda borca batıklıktan çıkılabileceği yönünde bir değerlendirme yapılmışken akabinde borçların çevrilemeyeceği yönündeki bir kanaate varılmasının büyük bir çelişki olduğunu, borçların nasıl ödeneceği ve hangi kaynaklardan karşılanacağının dosyaya sunulan revize iyileştirme projesi içerisinde yer verilen nakit akış tablosunda ayrıntılı olarak yer aldığını, bilirkişi heyetinin, şirket varlık yapısını ve nakit kaynaklarını hiç dikkate almadan değerlendirmede bulunduğunu, raporda 418.706.192,84 TL tutarında borç artışı varken borca batıklık tutarının neden bu miktarda artmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, 07.03.2018 tarihli dilekçeleriyle itiraz edilerek farklı bir heyetten yeni bir rapor alınmasını talep ettiklerini, taleplerinin karşılanmadığını, bu nedenle iflas kararının eksik inceleme ile verildiğini,
2-İflas kararının gerekçelendirilmediğini, gerekçeli karardaki ifadelerin soyut olduğunu, sunulan asıl ve revize iyileştirme projelerinin hangi yönüyle ciddi ve inandırıcı bulunmadığının açıklanmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Müdahil … AŞ Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Mahkemenin kararı, kendi içerisinde çelişen bilirkişi raporuna dayandığını, bu çelişkilerin giderilmesi gerekirken mahkemenin doğrudan davanın reddine ve davacıların iflasına karar vermesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, raporda yeni kaynak girişlerinin şirketi 3 yıl içerisinde borca bataklıktan çıkartabileceği belirtildikten sonra, borcun yüksekliği nedeniyle çevrilemeyeceği söylemenin çelişkili olduğunu,
2-Davacı firmaların, borçlular ile protokol yaptığını, protokoller gereği ödemelerin yapılmasına cok kısa süre kalmışken davacıların iflasına karar verilmesinin alacaklıları zarara uğrattığını, gerekçeli kararda bu hususun irdelenmediğini, protokollerin iflas erteleme iyileştirme projesine katkılarına hiç değinilmediğini, bu konuda değerlendirme yapılmadığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesi Müdahil … Bankası A.Ş. vekiline 07/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 12/06/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Davacı firmaların iflas erteleme sürecinde iken iyileştirme projesindeki öngörülerin sağlanamadığı, dolayısıyla firmaların iyileştirme projesindeki tedbirlerin borca batıklıktan çıkması için yeterli olmadığı gibi uygulanabilir de olmadığı, kayyum raporlarında yer alan ve tereddüt duyulan verilere göre dahi, 2016 yılı yılını zararla kapatan firmanın iflas ertelenmesinin maddi şartlarından olan iyileşmenin mümkün olması şartını yerine getiremediği, iflas öncesi ve sonrasında bankalarının ve diğer bankaların alacağının tahsilini teminen firma tarafından makul bir ödeme planı sunulmadığı, iflas erteleme talebinin alacaklıların aleyhine zaman kazanmaya yönelik olduğu ve bu sürede alacaklıların zararının gün geçtikçe arttığı dikkate alındığında davacı firmalar hakkında verilen usul ve yasaya uygun iflas kararının onanması ve istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı. vekiline 06/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 13/06/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Gerek yargılama süreci içinde bilirkişi kurulu tarafından sunulan raporlarda ve gerekse kayyım raporlarında açıklandığı üzere TTK nun 377 madde hükmü çerçevesinde şirket aktifinin satış değerleri esasından hareketle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre; şirketlerin borçları yönünden ilk durumdan daha kötüye gittiği, daha çok borçlu hale geldiği, alacaklıların tahsil riskinin yükseldiği, sunulan asıl ve revize projelerinin somut verilere dayalı ve gerçekçi bulunmadığı, iflas ertelemenin maddi şartlarından olan iyileşmenin mümkün olması şartının yerine getirilemediği belirtilerek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil … A.Ş. vekiline 06/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 18/06/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; İstinaf talebinde bulunan davacı şirketler vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeler hukuki dayanaktan yoksun olup, kararın kaldırılmasını gerektirecek niteklikte olmadığını, sunulan iyileştirme projesi ve mevcut faaliyetlerle şirketin içinde bulunduğu borca batıklık halinin ortadan kalkmayacak olmasının sabit olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil Türkiye … Bankası A.Ş. vekiline 11/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 20/06/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek;
Davacı tarafın istinaf talebi yerinde olmayıp, esasen istinaf sebebi de ileri sürülemediğini, dosyaya ibraz edilen raporlara göre; davacıların borca batık durumda bulunduğu, sunulan iyileştirme projesinin yetersiz olduğu, arttırılması planlanan sermaye artış rakamının yetersiz olduğu, iflasın erteleme koşullarının sağlanamadığı hususlarının açıkça tespit edildiğini, davacı şirketin bu güne kadar borcun tasfiyesi yönünde, müvekkili banka ile hiç bir görüşme gerçekleştirmediğini, yazılı bir anlaşmaya varmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacılar ve müdahil … Bank A.Ş. vekilleri tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketler … Anonim Şirketi ile … A.Ş.nin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na sırasıyla … sicil numaraları ile kayıtlı olduğu, ticari merkezlerinin atlısu Mahallesi, … Ümraniye/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirketlerden … A.Ş.nin de en önemli varlığının bağlı ortaklık niteliğinde olan diğer davacı şirket …A.Ş.olduğu anlaşılmaktadır.
… A.Ş.nin, 19/02/2018 tarihli ek-bilirkişi raporuna göre, revize iyileştirme projesinde 36.000.000,00.-TL sermaye artışının öngörüldüğü ancak bu konuda bir belge sunulmadığı, bu artışın 3 yıla yayıldığı, gerçekleşmesi halinde borca batıklıktan kurtulacağı ancak borçların dövize endeksli olması nedeniyle artan kur karşısında, çok yüksek miktarda olan borcun yine de çevrilemeyeceği, şirketin 2017 yılında kâr etmiş olmasına rağmen (bu durum kayyım raporuna göre kur farklarının aktifleştirilmesinden kaynaklanmıştır) şirketlerin bilançolarının borçları yönünden daha da kötüye gittiği, borçların çok yükseldiği, böylece alacaklıların tahsil riskinin de arttığı tespit edilmiştir. Kayyım raporuna göre ise de, kurdaki artış devam ettiği sürece ve kambiyo zararlarını karşılayacak kadar nakdi sermaye artışı yapılmadığı takdirde iyileşmenin uzak bir ihtimal olduğu, yeni sunulan iyileştirme projesinde de yeterli bir sermaye artışının öngörülmediği belirtilmiştir. Davacı şirketin bir kısım borçlarını yapılandırarak 7-10 yıllık vadelere yaydığı, ek-bilirkişi raporuna göre 3 yılda yukarıda belirtilen sermaye artışının gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen davanın açıldığı 24/02/2016 ve tedbir kararlarının verildiği 25/02/2016 tarihinden, karar tarihi olan 18/04/2018 tarihine kadar 2 yıldan fazla bir süre geçtiği, 1 yıllık iflas erteleme süresi (toplamda en fazla 5 yıl) gözetildiğinde borca batık şirketin, sunulan asıl ve revize iyileştirme projelerinin somut verilere dayalı ciddi ve inandırıcı olmadığı, borca batıklıktan çıkmasının mümkün bulunmadığı, … A.Ş.nin de en önemli varlığının bağlı ortaklık niteliğinde olan diğer davacı şirket …A.Ş. olduğu, halen gayri faal olduğu, özvarlığının rayiç değerlere göre (+) 45.153.078,28.-TL olmasına rağmen, aktifindeki r …A.Ş.nin kaydi 53.603.200,00.-TL değeri çıkartıldığında borca batık durumda olduğu anlaşıldığından her iki şirketin de iflas erteleme davasının reddi ile iflasları yönündeki ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, raporların kendi içerisinde çelişkili olduğu ileri sürülerek bu husus istinaf konusu yapılmış ise de kayyım ve bilirkişi raporlarının kendi içerisinde çelişkili olmadığı, raporlar ile kayyum raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davacılar ile müdahilin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacılar ve müdahilin istinaf başvurularının esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve müdahil tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/12/2018