Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2974 E. 2019/65 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2974 Esas
KARAR NO : 2019/65
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2018
NUMARASI : 2018/449 2018/923
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Ticaret A.Ş.’nin 2014 yılında İstanbul Pendik’te kurulduğunu, bugüne kadar da oto kiralama sektöründe hizmet üstlendiğini, ülkemizdeki ekonomik durgunluk, likit piyasasındaki daralma, girdi maliyetlerindeki artışlar, yeni yatırım maliyetleri, yatırım döneminde yaşanan olumsuzluklar, finansman maliyetlerindeki artışlar gibi etkenlerin şirketin çalışmasını olumsuz etkilediğini ve zaten var olan işletme sermayesi açığını artırdığını, iş bu konkordato geçici ve kesin mühlet taleplerinin kabul görmesi halinde 24 ay vade ile yapılandırılacak ve şirketin içinde bulunduğu mali kriz bu süre içinde daha iyi yönetilerek hizmet vermeye devam edeceğini, tüm alacaklıların da 24 ay vade içinde alacaklarına kavuşacaklarını, 28/02/2018 döneminde şirketin pasif toplamının 14.025.157,65.-TL olduğunu, Şirketin 2017 sonu itibariyle brüt gelirinin 12.826.199,95.-TL civarında olduğunu, ancak ekonomik sıkıntıların şirketin gelirini de etkilediğini, 2017 sonu itibariyle karlılığın düştüğünü, şirket ortağının bir yıl içerisinde 50.000,00.-TL sermaye artışını taahhüt ettiğini, bu konuda karar defterine karar da alındığını, yine dışardan ortak alınarak ve kredi alınarak şirketin mali yapısının güçlenmesinin sağlandığını, dışarıdan kaynak aktarımının gerçekleştirileceğini, geçmiş dönem borçlarının da 4-5 aylık süreçten sonra ödenmeye başlanabileceğini beyanla, İİK 287.madde gereği tensiple birlikte geçici mühlet kararının verilmesini ve İİK 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlu müvekkil şirketin malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirleri alınmasını, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşması amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirilmesini ve nihayet İİK 289.madde gereği kesin mühlet verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi geçici komiser heyeti tarafından sunulan rapor ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı tarafça ileri sürülen konkordatonun başarıya ulaşma imkanının bulunmadığı gibi davacının borca batık olduğu gerekçesi ile davacı şirketin kesin mühlet talebinin reddi ile iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı Vekili İstinaf Taleplerinde;
Komiser heyetinin raporunu hazırlarken, ilk verilen belgeleri esas aldığını ve hiç bir düzelme olmadığından/olamayacağından bahisle olumsuz rapor verdiklerini ve bu raporun hükme esas alındığını, raporun yanlış ve eksik doneler üzerine kurulduğunu,
-Müvekkili firmanın, dava devam ederken, mali müşavirinin bir takım hata, eksiklik ve yanlış kayıtlarını fark ederek değiştirdiğini, Komiser heyetinin, eski mali müşavirin eksik, hatalı ve yanlış kayıt yapılmış belgeler ile rapor düzenlediğini,
-Sermaye arttırımı ile ilgili karar alındığını, 1/4’lük kısmın bankaya bloke edilerek, evrakların heyete sunulmuş olmasına rağmen, bu konuda hiç bir işlem yapılmamış gibi görüş bildirildiğini,
-Ayrıca, yine iyileştirme projesinde yer alan ortak alımı ile ilgili en ciddi teklifin dosyaya sunulmasına rağmen, hiç bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve hiç bir belge dahi istenilmeden bu teklifin ciddi olmadığına kanaat getirildiğini belirterek İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2018 tarihli, 2018/449 esas sayılı ve 2018/923 karar sayılı ilamının yeniden incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi Müdahil 1-… A.Ş., 2….A.Ş. ve 3-… A.Ş. vekiline 01/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 02/11/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Mali veriler göz önünde bulundurulduğunda şirketin yıllık kar oranına göre borçlulara belirtilen miktarlarda borç ödemesi yapılması mümkün görünmediğini, ön projede, 2017 yılı brüt kazancı üzerinden %25 ödeme yapılmak suretiyle borçların 2 yıl içerisinde ödenebileceğinin planlandığını, 2 yıllık kâr olan yaklaşık 6 milyon TL’ nin alacaklılara ödenebileceği belirtildiğini ancak firmanın 2017 yılı faaliyet kârı ortalama 750.000 TL, net karı 9.500 TL civarında, 2016 yılı faaliyet kârı 166.000 TL, net kârı ise 86.000 TL civarında olduğunu, tüm bu verilere ve şirketin performansına bakıldığında şirketin borçlulara ödeneceği belirtilen 5,5-6 milyonluk kârı elde edip bu kârla borcu ödemesinin mümkün görünmediğini, bunların yanında sermayenin 50.000 TL arttırılması ve personel sayısında azalmaya gidilmesi gibi şirket borçlarının ödenmesine ya da şirketin karlılığına herhangi bir katkısı olmayan vaatlerin herhangi bir etkisi olmadığını, davacının, mali müşavirinin bir takım hata ve eksiklerinin fark edildiğini ve bu kayıtların değiştirildiğini belirtmekte ise de bu beyannın ne kendilerini ne de mahkemeyi bağlamayacağını, konkordato başvurusu öncesindeki hazırlıklar çerçevesinde fark edilemeyen hata ve eksikliklerin süreç içerisinde fark edilmesinin inandırıcı olmadığını, sermaye artırımına konu miktarın sadece 50.000 TL, bloke edilen miktar olan 1/4 lük miktarın ise 12.500 TL olup, milyonlarca lira borç yükü altında olan bir şirketin 50.000 TL’ lik sermaye artırımını büyük bir sermaye artışı olarak lanse edilmesinin de konkordato talebinin ciddiyetten uzak olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek yerel mahkeme kararının onanmasına ve istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.İstinaf dilekçesi Müdahil… A.Ş.vekiline 01/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 14/11/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Raporun eksik doneler üzerinde hazırlandığı ileri sürülmekte ise de bu donelerin neler olduğu ve sonuca ne gibi bir etkisi olacağı yönünden davacı tarafça herhangi bir açıklama yapılmadığını, mali müşavirin bir takım hataları olduğu ileri sürülmüşse de bu hataların sonuçlarının ne olduğu ve hataların düzeltilmesi halinde bilançoda ne gibi değişiklikler olacağına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, kaldı ki konkordatoya başvururken bu mali evrakların titizlikle hazırlanmasının yasa gereği olduğunu, itirazın sadece süre kazanma çabasından ibaret olduğunu, sermaye arttırımına ilişkin olarak, artırılacak sermayenin 1/4’lük kısmının bankaya bloke edilmesi hususunun raporda değerlendirilmediğinin ileri sürüldüğünü, ancak rapor incelendiğinde borca batıklık tutarının 2.171.264.23 olduğunu, sermaye artırımının ise 350.000-TL’den 400.000-TL’ye çıkarılması şeklinde olduğunu, yani artırılacak sermaye 50.000-TL olup, bu tutarın 1/4’ü, 12.500.-TL’nin borca batıklık tutarı karşısında çok az olduğunu, sonuca herhangi bir etkisi olmadığını, bu istinaf iddiasıhıh da geçersiz olduğundan dikkate alınmaması gerektiğini, davacı şirketin borca batıktık olduğunu ve borca batıklıktan kurtulma veya konkordatonun tasdik edilmesi gibi bir ihtimali bulunmadığını, davacının bilançoda görüldüğü üzere 12.796.163,88-TL’lik borcu bulunduğunu, ancak araç sayısının 20 olup bu araçlarla, bu kadar borcun nasıl ödeneceğinin meçhul olduğunu, konkordatoyu başarıya ulaştıracak malvarlığı mevcut olmadığı gibi borçlarını ödeyecek kaynağı nasıl sağlayacağı da belli olmadığını, komiser raporlarında da bu hususların vurgulandığını belirterek iflas kararının onanmasına ve istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.Davacı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na …sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Üsküdar/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın borca ve batık olmadığı yönünde herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; konkordato komiserlerinin verdiği rapor ve bu raporu esas alan mahkemenin gerekçesinin yeterli olup olmadığı, diğer bir ifade ile değerlendirmenin eksik bırakılıp bırakılmadığı noktasında toplanmaktadır.Mahkemece atanan geçici komiser heyeti raporlarında özetle; borçlu davacı şirketin 31/07/2018 ara bilanço tarihi itibariyle rayiç değerlere göre (-) 2.171.264,23.-TL borca batık olduğu, bu dönem itibariyle kârlılık oranının % 1 olduğu, yıllık net kârının 89.760,00.-TL olarak gerçekleşebileceği kabul edilse bile kârın tamamının borç ödemelerine ayrılması durumunda dahi borçların tasfiyesinin 56 yıl süreceği, öngörülen bu kâr miktarının beş kat fazla gerçekleşmesi durumunda dahi borçların tasfiyesinin 11 yıl süreceği, bu durumda bile bankaların rehni aşan alacaklarının bulunması durumunda borç tasfiyesinin 15 yıldan az olamayacağı, konkordatonun tasdiki halinde borçların 2 yıl içinde ödeneceğine dair hedeflerin gerçekçi olmadığı, şirketin borç miktarı ile net dönem kârları dikkate alındığında, yapısal iyileşme sağlayamayacağı tespit edilmiştir. Bu nedenle yapılan sermaye artışının, raporda da işaret edildiği üzere sembolik olmaktan öteye gidememektedir. Davacı tarafın, sermaye arttırımı ile ilgili olarak istinaf sebepleri yerinde olmadığı, ayrıca raporun yeterli olmadığı, yeterince araştırma yapılmadığı yönündeki davacının itirazları da yerinde görülmemiştir. Kaldı ki istinaf dilekçesinde itirazlar ileri sürülürken, rapordaki eksikliklerin neler olduğu ve sonuca ne gibi bir etkisi olacağı yönünde somut açıklamalar bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin gerekçesinde, kanaat ve takdirinde bir isabet görülmediğinden davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK.nun 293/4.maddesi yollamasıyla İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/01/2019