Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2969 E. 2019/43 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2969 Esas
KARAR NO : 2019/43
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2016/814 Esas
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müdahil …Bankası A.Ş vekili 30/03/2018 tarihli dilekçesi ile, İzmir ili, … parselde kayıtlı taşınmaz ile … parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın bankaları lehine 1.derecede ipotekli olunduğunu ve banka alacağının ödenmediğini belirterek mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi;… Bankası A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması hakkındaki isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar vermiştir
Müdahil … Bankası A.Ş.vekili istinaf taleplerinde, müvekkili bankanın Galata Ticari Şubesinden kredi kullanan davacının, tedbire ve uyuşmazlığa konu taşınmazlar üzerinde kredi sözleşmelerinden doğan borçların teminatına esas olmak üzere 1.dereceden ipotek tesis ettiğini, borçların ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ancak iflas erteleme dosyasındaki tedbirler nedeniyle satışa çıkarılamadığını ve paraya çevrilemediğini, bu taşınmazlardan davacı tarafın bir gelir elde etmediği gibi, davacı şirketlerin faaliyetlerine de bir faydası olmadığını, iştigal konusu ile de hiçbir alakası olmayan niteliklere sahip olduğunu, tedbirin kalkması halinde birçok alacaklıya ödeme yapılma imkanı doğacağını, iyileştirme projesini de hiçbir somut veriye dayanmadığını, sadece öngörülerden oluştuğunu, ayrıca rüçhanlı alacaklı olduklarından şirket uhdesinde kalmasında da hiçbir fayda bulunmadığını, satış sonucunda gelecek olan paranın şirketin aktif – pasif dengesinde de olumlu bir sonuca yol açacağını, faiz alacaklarının teminatlandırılması taleplerinin de reddedilerek alacaklarının tahsilinin tamamen engellendiğini belirterek yerel mahkemenin 25.03.2018 tarihli, iflas erteleme tedbir kararının kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davacı vekiline 08/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmemiştir.
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkin olup, derdest davada verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebine ilişkindir.
İstinaf dilekçesinde, faiz alacaklarının teminatlandırılması taleplerinin mahkemece reddedildiği belirtilerek istinaf konusu yapılmış ise de müdahil vekilinin 30/03/2018 tarihli dilekçesinde bu yönde bir talep bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ara kararında da bu yönde verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Bu hususun ilk kez istinaf aşamasında ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. HMK.nun 357/1.maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu nedenle müdahil vekilinin faizlerin teminatlandırılması hususuna ilişkin istinaf taleplerinin usulden reddine karar vermek gerekmektedir.
İİK.nun 179/b.maddesi gereğince
“Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
…”
Buna göre, İİK.nun 179/b maddesi uyarınca erteleme süresince davacı aleyhine İİK.nun 206.maddesinin l.sırasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere 6183 sayılı yasadan kaynaklanan alacaklar dahil olacak şekilde hiç bir icra takibinin yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durdurulur. Erteleme süresi içerisinde taşınır taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilen alacaklar nedeni ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılabilir, başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınamaz ve rehinli mallann satışının gerçekleştirilemez.
Söz konusu gayrimenkullerin davacı şirketin iştigal konusu ile ilgili olmadığı, gelir getirmediği, iyileştirme projesi kapsamında faaliyetlere devam edilmesi için elzem olmadığı iddia edilen söz konusu gayrimenkuller üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması talep edilmiş ve istem mahkemece reddedilmiştir.
Her ne kadar mahkemenin gerekçesi yetersiz ve açıklayıcı değil ise de; İflas erteleme kurumunun amacı borçlu şirketlerin iflastan kurtulmalarına olanak sağlamak olup, alacaklılar arasında eşitliğin ve dengenin korunması da zorunludur. Uyuşmazlığa konu gayrimenkuller şirketin aktifinde bulunduğuna göre tedbir kapsamında kalabilmesi için mutlaka şirket faaliyetlerinde kullanılması zorunlu değildir. Önemli olan şirket mallarını tasfiyeye uğratmadan şirketin ekonomiye kazandırılmasıdır. Ayrıca İİK’nun 179/b -2 maddesinde rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapılabileceği ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirine başvurulamayacağı ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu nedenle müdahil bankanın, rehinli taşınmazların satışının engellenmesi amacıyla konulan tedbirin kaldırılması talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan müdahilin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince asli müdahilin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile , yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın asli müdahilden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Asli Müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2019