Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2966 E. 2021/1551 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2966 Esas
KARAR NO: 2021/1551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/07/2018
NUMARASI: 2015/543 Esas, 2018/636 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı … vekili 22/05/2015 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi …’in … Bankası’ndan kredi aldığını, krediye ilişkin olarak davalı sigorta şirketi ile sigorta sözleşmesi akdettiğini, murisin vefat ettiğini, vefat sonrasında müvekkilininde aralarında bulunduğu mirasçıların davalı sigorta şirketine başvurduklarını, ancak davalının herhangi bir ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, ödeme yapılmamasının haksız olduğunu iddia ederek, 16.500,00 TL tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 07/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketi ile davacıların murisi arasında lehtarının kanuni varisler, sigorta ettireni … A.Ş ve daini mürtehini … Pendik Şubesi olan hayat sigortası yapıldığını, vefat olayı sonrasında yapılan bildirimin değerlendirildiğini, vefat dosyasının incelenmesi sonucunda ölüme sebep olan hastalıklar ve akut durumun iskemik serebrovasüler olay olarak tespit edildiğini, sigortalının sigorta poliçesi tanzim edilmeden önce 2006 yılında SVO öyküsü olduğunu, vefat dosyası kapsamından anlaşıldığını, beyan yükümlülüğünü kasten ihlal edildiği anlaşılması nedeniyle ret yanıtının verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müteveffa sigortalının poliçenin üçüncü yılında vefat etmiş olması nedeniyle üçüncü yıl vefat teminat tutarının 12.375,00 TL olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/635 ESAS, 2016/579 KARAR VE 18/07/2016 TARİHLİ KARAR SAYILI DOSYASI:
İDDİA: Davacılar …, …, … ve … vekili 14/06/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi …’in … Bankası’ndan kredi kullandığını, davalı sigorta şirketi ile kredi sözleşmesinin gerçekleştirildiğini, murisin düşme sonrasında geçirdiği felç nedeniyle yaklaşık bir ay yataktan kalkamayacak ölçüde rahatsızlandığını, dolaşım bozukluğu ve pıhtının ciğere bulaşması ile vefat ettiğini, beyan yükümlülüğüne aykırılığının bulunmadığını, dava dışı banka tarafından kredi borcuna dayanak icra takibi başlatıldığını, mirasçılardan 9.242,19 TL’nin tahsil edildiğini iddia ederek, 10.055,00 TL tazminatın 07/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacıların miras bırakanı müteveffa …’e ait sigorta poliçesinden dolayı … Bankası A.Ş. Pendik Şubesinin kredi borcunun kapatıldığını, bu nedenle de … mirasçılarının dava açmasına muvafakat verdiklerini bildirdikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı …’e 2.320,00 TL nin 27.12.2014 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazla istemin reddine, birleştirilen davanın kabulü ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/635 Esas sayılı dosyasında davacılardan …’e 2.320,00 TL nin, …’e 2.320,00 TL nin, Nurşen Şimşek’e 2.320,00 TL nin ve …’e 3.095.-Tl nin 27.12.2014 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, murise ait tüm tedavi evraklarının celp edilmediğini, beyan yükümlülüğünde kusurun kast derecesinde olduğunun sabit bulunduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl ve birleştirilen dava; bireysel grup kredi hayat sigorta poliçesi kapsamında sigorta teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Asıl ve birleştirilen dosyada, talep edilen davalara ilişkin olarak mahkemece her iki dava yönünden yukarıda yer verildiği üzere ayrı ayrı hüküm tesis edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınılacağı ifade edilmiştir. 2016 yılı yeniden değerleme oranı %3,83 dir. 09/07/2018 hüküm tarihinde, istinaf kanun yoluna başvuru dava değeri, 3.560,00 TL olarak belirlenmiştir.Yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere, iş bu asıl ve birleştirilen davada davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığı gibi mahkemece her biri lehine oluşturulan miktar kesinlik sınırı olan 3.560,00 TL’nin altındadır. Bu durumda, davalı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 213,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 153,70 TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/12/2021