Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2951 E. 2019/234 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2951 Esas
KARAR NO : 2019/234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2017/872 2018/457
DAVA : İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının 05/05/2006 tarihinden bu yana İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı olup, sinema filmi, video ve tv programları yapım faaliyetleri ile iştigal ettiğini, aralarında görülen alacak davası neticesinde, mahkemece 28/02/2017 tarihinde davanın kısmen kabulü ile 979.795,78TLnin 09/06/2014 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, bahse konu mahkeme ilamının davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile icraya konulduğunu ve toplam 1.364.108,01TLnin ödenmesi için ödeme emrinin davalı şirkete 11/05/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından verilen süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca icra dosyasına icranın geri bırakılması yönünde bir karar da sunmadığını, İİK 177.mad gereğince ilama müstenit bir alacağın icra emriyle istenildiği halde ödenmemiş olması nedeniyle borçlunun doğrudan doğruya iflasını istenebileceğini beyanla, davalı şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; öncelikle mahkemenin yetkili olmadığını, iflas davalarında yetkili mahkemenin borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevli mahkemelerin Bakırköy mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca takibe konu ilamın henüz kesinleşmediğini, kararın taraflarınca istinaf edildiğini ve dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, kararın henüz kesinleşmediğinden, davalı hakkında iflas kararı verilmesinin ve ilamın ileride bozulması halinde davalının telafisi imkansız zararlarının doğabileceğini, bu nedenle davacının kötü niyetli olduğunu ve talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacının davasının yetki nedeniyle reddine, Yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Film Müzik Yapım Tic. Ltd. Şti. Vekili İstinaf Taleplerinde; Davacının iş bu dosyaya konu İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 28.02.2017 tarihli, 2014/232 E. 2017/42K. sayılı ilamının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icraya koyulduğunu, takibe konu ilamın henüz kesinleşmediğini (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/3086 E. sayılı dosyası ile istinaf aşamasında), kesinleşmiş bir Mahkeme ilamı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin usul ekonomisine aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf Dilekçesi Davacı Vekiline 10/10/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 24/10/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; davalı tarafın 04.01.2018 tarihli cevap dilekçesi ile davayı gören İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğu, İİK’na göre yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği ve dosyanın yetkili Bakırköy Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiği şeklinde usule ilişkin itirazlarda bulunmasına ve mahkemenin de itirazı kabul ederek yetkisizlik kararı vermesine rağmen davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmasının, yasadan doğan bir hakkını kötü kullandığını, açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, HMK.nun 42/4 hükmü kapsamında, bu hükmün somut olayımız açısından da kıyas yoluyla uygulanmasını, davranışın kötü niyetli bir şekilde süreci uzatmaktan başka bir şey olmadığını, bu yaklaşımın usul ekonomisine de aykırı olduğu ve yargı yükünü artırdığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, İİK.nun 177 ve devamı maddelerine dayalı iflas davasıdır.Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş, itirazı mahkemece kabul edilmiş, hüküm yine davalı tarafından yukarıdaki gerekçeyle istinaf edilmiştir.İflas davasından yetki konusu, İİK.nun 154. maddesinde düzenlenmiş olup, “İflas yoluyla takipte yetkili merci, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesidir.Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye’deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi iflas takibi için yetkili sayılır. Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.”Kanun, icra dairesinin yetkisinin kamu düzenine ilişkin olmadığını, bu nedenle icra dairesinin yetkisi açısından, yetki sözleşmesi yapılabileceğini kabul etmiştir.İflas davasında ise, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkindir ve kesindir. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle iflas davaları için yetki sözleşmesi (HMK.nun 17,18; HUMK.nun 22) yapılamaz. İflas takibi için yapılmış bir yetki sözleşmesi de, iflas davasına sirayet etmez. İflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılır (İİK. m. 154/III). Millet Meclisi Adalet Komisyonu hükmün gerekçesini şu şekilde belirtmiştir: “İflas davası için borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinin yetkili sayılması, amme menfaati için kabul edilmiş bir esas olup, amme intizamındandır.Gerçekten, iflas davasında sadece iflas isteyen alacaklı ile iflası istenen borçlunun menfaatleri bahis konusu olmayıp, borçlunun bütün alacaklılarının eşit bir şekilde muamele görmeleri bahis konusudur. Hatta, iflas etmek üzere veya iflas etmiş borçlu ile muamelede bulunmak isteyen kimselerin de, borçlunun sadece muamele merkezinde iflas ettirilmesinde menfaati vardır. Zira borçlunun alacaklıları veya onunla muameleye girişmek isteyen üçüncü şahıslar, borçlunun durumu hakkında en emin bir şekilde onun muamele merkezinde bilgi edinebilirler. Bu kimselerin borçlunun Türkiye’nin şu veya bu yerinde iflas ettirilmiş olup olmadığını araştırmalarına ve bilmelerine imkan yoktur. Böyle olunca da, borçlunun muamele merkezinde gerekli araştırmayı yapmış ve bunun üzerine borçlu ile ticari münasebete girişmiş bir üçüncü şahıs, kendisi ile ticari münasebete giriştiği bir borçlunun, daha önce başka bir yer mahkemesince iflas ettirildiğini öğrenince, büyük bir sürprizle karşılaşır.Bu üçüncü şahıs, iflas masasına karşı iyi niyet iddiasında bulunamayacağından, borçlunun bir alacaklısı ile yapmış olduğu yetki sözleşmesinden dolayı zarara uğrayacak, bundan ise ticaret hayatı zarar görecektir. İşte bu sebeplerle, iflasa karar verecek ticaret mahkemesi bakımından borçlunun muamele merkezindeki mahkemenin yetkili olması amme intizamındandır. Bir mahkemenin yetkisinin amme intizamından bulunduğu hallerde ise yetki sözleşmesi yapılamayacağı (HMK.nun 17,18; HUMK.nun 22) ana prensiplerinden biridir.”Şu halde, borçlu hakkında Türkiye’nin herhangi bir yerinde iflas takibi yapılabilir. Ancak, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekmektedir. İflas davasına bakan mahkeme yetkisizliğini re’sen gözetir. Taraflar da davanın her aşamasında yetki itirazında bulunabilirler. Bu bakımdan, iflas davasında yetki itirazı ilk itiraz değildir. Mahkemenin yetkisi dava şartıdır. (Mevzuat Dergisi Yıl 4, Sayı 38, Şubat 2001, KURU Baki, İcra ve İflas Hukuku C.3, sf. 2652. ERMAN Eyüp Sabri, Kambiyo Senetlerine Müstenit İflas, Adalet Dergisi – 1967, sf. 537. Y. 12.HD. 02.02.1984, E. 560, K. 951; Y. 12.HD. 21.05.1984, E. 4239, K. 6410; Y. 11. HD., 19.06.1990, E. 3783, K. 4916.KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü C.1, sf. 882. )
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Esenler/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açılmadığı anlaşılmaktadır. Zira davalının adresi itibariyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. Davanın esasını ve diğer dava şartlarını inceleme görevi de yetkili mahkemeye aittir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-c Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2019