Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2949 E. 2019/220 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2949 Esas
KARAR NO : 2019/220
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI : 2018/1016 Esas, 2018/1018 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı, 30.08.2018 tarihli dava dilekçesinde, İflas davasına konu borcun borçlusu, … ‘nun tarafına olan borcu nedeniyle, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … dosyası İle ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/463 Esas devamı 2017/235 Esas, 2017/256 Karar 22.06.2017 tarihli ilamı ile itirazın iptaline takibin devamına karar verildiğini, dava dışı borçlunun maliki olduğu 13 parsel numaralı taşınmaza 2013 yılında İhtiyati haciz konulduğunu, hileli şekilde borçlunun kardeşi…‘na devredildiğini, davalı bankanın taşınmaz üzerinde ipoteği bulunması nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu İle İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, davalı banka tarafından, hukuka aykırı ve anlaşmalı şekilde ihaleye fesat ve hile karıştırılarak alacaklarının semeresiz bırakılması maksadı ile satışın 12 Nisan 2018 günü kasıtlı düşürüldüğünü, davalı bankanın alacağını ,yaptıkları araştırma sonucunda, davalı şirkete devrettiğini, ayrıca bankanın, şube müdürü kanalı ile borçlu ile anlaşarak bankacılık mevzuatına aykırı şekilde hileli borçlu göstererek , sahte bir şekilde taşınmaz mülkiyetinin , ipotek güvencesi altına alındığının öğrenildiğini, borçlunun, davaya konu alacağın kesinleşmesi üzerine tahsil kabiliyetini yok etmek amacı ile adresini yurt dışına taşımış ise de ,iadeli gönderilen mektubun konsolosluk tarafından iade edildiğini , davalılardan bankanın birlikte hukuka aykırı işlemler gerçekleştirdiği dava dışı borçlu … ve diğer gizli ortağı davalı şirketin tüm mesnetsiz ve hukuk dışı itirazlarına rağmen mahkeme ilamlarına ve icra takip alacaklarına rağmen davalı banka ile yaptıkları hileli işlemler ve ihaleye fesat karıştırmaları, davalı bankanın, davalı şirkete temlik gerçekleştirmesi nedeniyle alacağın tahsilinin imkansız hale getirilmeye çalışılması nedeniyle, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ve Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, tüm yasal faizleri ile birlikte kapak hesabının yaptırılarak, miktarın hesaplarına yatırılması için muhtıra gönderilmesini, dosyaya konu borcun ödenmemesi halinde, icra dosya borçlusunun, davalı şirket tarafından hileli şekilde ipoteğe bağlı alacağı temlik almış olması, alacak hakkına ulaşmasının davalılar eliyle birlikte engellenmesi nedeniyle, İİK 37 ile İİK 177 .maddeleri gereğince her iki davalının iflaslarına, İİK 154. maddesi gereğince davalı şirket yönünden dosyanın tefrik edilerek, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine yollanmasına, muhafaza tedbirlerinin uyarlanmasına, iflası istenen banka hakkında BBDK kuruluna müzekkere yazılarak, davalı bankanın ihaleye fesat karıştırdığının, fiktif muhasebe kayıtları ile kamunun, tüzel ve gerçek kişilerin zararına sebep olduğu bahisle İİK 177 ve 37 göre İflasın istendiği bilgisinin verilmesine, TCK 235. madde gereğince gereğinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemenin 04.09.2018 tarihli ara kararının “1” nolu bendinde, davacıya, İİK.nın 177.maddesi açıklandıktan sonra, hangi fıkrasına dayalı İflas talep ettiğinin açıklanması için mehil verilmiştir.Davacı 18.09.2018 tarihli beyan dilikçesinde, iddialarını tekrar ederek, hileli işlemler nedeniyle alacağın tahsilinin imkansız hale getirdikleri hususlarına değinerek , davalıların anılan işlemler nedeniyle İİK gereğince iflaslarının talep edildiğini, HMK 33. maddesi gereğince, hakimin Türk hukukunu resen uygulayacağını, davalı bankanın takip konusu kambiyo senetlerinin sahte olduğunu iddia ederek, önceki taleplerini tekrar edip, İflas , tefrik kararı ve İflas taleplerinin ilanı ve diğer talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davacının yapmış olduğu açıklama neticesinde, davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden, dosya üzerinde, İİK.nun 177.maddesinin 4 bent olduğu, davacının davasında hangi bent ya da bentlere dayandığını kural olarak açıklaması ve incelemenin de bu çerçevede yapılması gerektiğinden, davacıya davasını açıklaması için HMK 119/ğ bendi gereğince kesin süre verildiği, ancak davacının davasını, hangi bent ya da bentlere dayandığını açıklamadığı, kaldı ki doğrudan doğruya İflas davası açabilmesi için davacının alacaklı sıfatının bulunmasının şart olduğu, davacının dava dışı Ahmet Dedeoğlu’ndan alacağı bulunduğunu iddia ettiği gerekçesiyle, davacı tarafından davalı banka aleyhine açılan doğrudan iflas davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın ise dava dosyasından tefriki İle ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, yasal süre içerisinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, iddialarını özetledikten sonra, davalı kredi veren bankanın Bankacılık mevzuatına aykırı borçluya işlem uyguladığını, delillerin incelenmesinden açıkça, hileli işlemler nedeniyle alacaklarına ulaşılmasına tamamen engellendiğini, hukuki tasnifi yapmanın mahkemeye ait olduğunu belirterek dava dilekçesinde belirtilen taleplerin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı borçludan ilama dayanan alacağın, hileli işlemler ile sonuçsuz bırakıldığı iddiasına dayanılarak, hileli işlemler yaptığı iddia edilen banka ve banka alacağını temlik alan şirkete karşı, İİK 177.maddesinde düzenlenen doğrudan doğruya İflas iddiası ile açılan iflas davasıdır.Dosya kapsamından, davacının, dava dışı borçlu, … hakkında, Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/235 Esas, 2017/256 Karar ve 22.06.2017 tarihli dosyasında hükme bağlanan, karar İle ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlattığı ,dava dışı borçlunun takibe itiraz ettiği, mahkemenin ret kararının Yargıtay 13.HD’sinin ilamı ile bozulması üzerine, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı banka İle davalı şirket arasında, 19.04.2018 tarihli, temlik sözleşmesi imzalandığı, davacının dava dışı borçlu hakkında icra takipleri başlattığı, birden fazla davanın ve çok sayıda uyuşmazlıkların bulunduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma nolu dosyasında, davacının müşteki, dava dışı borçlu …’nun şüpheli olduğu 18.01.2017 tarihli iddianame ile, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı iddiası ile iddianame düzenlendiği, iddianamede, müşteki tarafından şirketin hesabından şüphelinin şahsi hesabına borç olarak gönderilen bedellerin, geri ödemesini, sahibi bulunduğu ….Ltd.Şti hesabından müştekinin sahibi bulunduğu …. Gıda. Ltd. Şti hesabına havale ederek gönderdiği daha sonra bu belgelere dayanarak müşteki hakkında icra takibi yapmak üzere dolandırıcılık suçunu işlediğine dair kamu davası açılması için, İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği kararı gereğince yeterli şüphe elde edildiğinin belirtildiği gerekçesi ile kamu davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davacı ile dava dışı borçlu arasında ki hukuki uyuşmazlıklar ve diğer iddia ve belgeler, dava da verilen kararın niteliği nedeniyle incelenmemiş ve uyuşmazlık konusu da değildir. Uyuşmazlık, İİK.nın 177. maddesi gereğince, davacının, dava dışı borçudan olan alacağı için, davalılar hakkında, doğrudan doğruya İflas talebinde bulunup bulunamayacağı ve talebin yönetilme şeklidir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK ‘nun 177.maddesinde , “ Doğrudan Doğruya İflas Halleri “ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 117/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla ,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Davacıya, mahkemece verilen süreye rağmen ,davacı tarafça yine önceki iddialar tekrar edilmekle yetinilmiştir. Ancak hangi bent veya bentler gereğince İflas talep edildiği ifade edilmemiştir. Davacının belirttiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33. maddesi gereğince, hakim, Türk hukukunu resen uygular, ancak aynı yasanın diğer maddelerinin de bir bütün halinde değerlendirilmesi gerekecektir. Örneğin, HMK 24. maddesinin ilk fıkrasında, hakimin, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez karara bağlayamaz, 25.maddenin ilk fıkrasında, kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatacak davranışlarda dahi bulunamaz, 26/1. fıkrada, hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, 31. maddede ise, hakimin uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir düzenlemelerine yer verilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemelerin tamamı, HMK.nın ikinci bölümünde “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler “ üst başlığı altında yer almıştır.2004 sayılı İİK.nın altıncı babında, “ İflas Yoliyle Takip “ üst başlığı ile 154. maddesinde yetki olmak üzere düzenleme bulmuştur. İflas davaları, İİK.nın ilgili maddeleri haricinde bankacılık kanunu gibi özel yasalarda da yer almıştır. Somut olayda davacı alacaklı davasını İİK 177.maddesine dayandırdığını teyit etmiştir. Ancak yukarıda ifade edildiği üzere, davacının alacaklı olduğu borçlu davada taraf değildir. Halbuki yukarı da ifade edildiği üzere, yasanın ilk fıkrasında, borçlunun iflasını isteyebileceği belirtilmiştir. Davacı, diğer yandan, İİK da düzenlenen şekilde davalılara karşı iflaslı takipte başlatmadığı gibi böyle bir iddiası da yoktur. Davacı, hile iddiasında bulunmuşsa da ,yasal düzenleme de , hileli muamele İle ilgili düzenleme iddiaları da, diğer iddialar gibi borçluya ait olup, borçlu ile işlem yaptığı iddia edilen kişilere özgü değildir. Aksinin kabulü yasal düzenlemeye uygun düşmeyecektir. Diğer taraftan davacı, dava dilekçesinde, İİK nun 37. maddesini de belirterek İflas kararı verilmesini talep etmiştir. İİK 37. maddede, “haciz veya İflas istemek yetkisi“ başlığı ile, icra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu ödeyemeyenlerin mallarının haczolunacağı yahut borçlu iflasa tabi eşhastan olduğu takdirde alacaklının istediğinde yetkili ticaret mahkemesince iflasına karar verileceği belirtilmiştir. Düzenleme, yasanın müşterek hükümler bölümünde yer almakta olup, yasa da, icra emrine rağmen borcunu ödemeyenlerden, yani icra borçluları söz konusu edilmektedir.Açıklanan nedenlerle, davacının, İİK.nın 177.maddesi gereğince, doğrudan doğruya iflasını talep ettiği davalılardan banka, davacının dayandığı ilamdaki borçlu veya başka şekilde dava tarihi itibarı İle alacaklısı olmadığından, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. bendinde belirtilen şekilde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır, düzenlemesi kapsamında davanın, davalı banka yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usülden ret kararı ve davalı şirketin ticari merkezinin mahkemenin yetki çevresi dışında olması nedeniyle iş bu dava dosyasında karar verilmeksizin tefrik edilmesi, her ne kadar, mahkeme gerekçesinde söz konusu gerekçeler ve madde açıklanmış olmasa da, bu durumun sonuca etkili olmadığı kabul edilerek, davacının istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1016 Esas, 2018/1018 Karar ve 16.10.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan, davacının peşin olarak yatırdığı 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK.nın 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2019