Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2817 E. 2021/1524 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2817 Esas
KARAR NO: 2021/1524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2014/920 Esas, 2018/352 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi …’ın davalı sigorta şirketi nezdinde 09/05/2013 başlangıç, 09/05/2014 bitiş tarihli Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, murisin 14/06/2013 tarihinde kaza geçirerek vefat ettiğini, bunun üzerine müvekkillerinin davalı sigortacıdan sigorta tazminatı talep ettiklerini, ancak davalının -poliçede çimento ve inşaat işleri sırasında meydana gelen kazaların teminat kapsamında tutulduğu, murisin beton dökümü yapan usta olduğu- gerekçesiyle taleplerini reddettiğini, murisin diğer davalı banka aracılığı ile poliçe yaptırdığını, davalı bankada murisin beton kalıp işleri ve müteaahiti olduğuna dair bilgilerin bulunduğunu, buna rağmen poliçede murisin mesleğinin memur olarak yanlış yazıldığını, davalı bankanın murisin memur olmadığını bile bile poliçe düzenlediğini, düzenlenen poliçenin genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğunu, müvekkilllerini vefat tazminatına hak kazandıklarını belirterek şimdilik 3.000,00 TL’nin murisin ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı banka vekili cevabında; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sigorta poliçelerinin beyana dayalı olarak düzenlendiğini, müvekkili bankanın sigortalının beyanına aykırı bir kayıt oluşturmadığını, sigorta teklif formunda sigortalının meslek kaydının memur olarak yazılı olduğunu, kaydın yanlış girilmesinde müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, sigortalının mesleği inşaat işçisi olarak yazılsa bile poliçede sigortalının mesleğini fa ederken oluşabilecek kazaların teminat dışında bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı sigorta şirketi davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalıların sigortalının bilgilendirildiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edemedikleri ve aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, TTK’nın 1423/2 fıkrası uyarınca aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağı, poliçede inşaat işçilerinin mesleklerini ifa ederken oluşabilecek kazaların teminat kapsamı dışında olduğunun belirtildiği, sigortalının inşaat işçisi olduğu ve görevini ifa ederken vefat ettiği, hataya dayalı olarak … AŞ’ye husumet yöneltildiği gerekçesiyle davanın reddine, taraf olmaktan çıkarılan … AŞ lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davalıların bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sundukları uzman görüşünün değerlendirilmediğini, mahkemenin sözleşme ayakta ise tazminat istenemeyeceği gibi bir hataya düştüğünü, … Sigorta AŞ ile … AŞ arasındaki bağ dikkate alındığında taraf olmaktan çıkarılan … AŞ lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, murisin davalı … Sigorta AŞ nezdinde 09/05/2013 başlangıç, 09/05/2014 bitiş tarihli Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, sigortalının 14/06/2013 tarihinde kaza geçirerek vefat ettiği, davacıların vefat teminatı talebinin davalı sigortacı tarafından reddedilmesi üzerine vefat teminatının tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, poliçede inşaat işçilerinin mesleklerini ifa ederken oluşabilecek kazaların teminat kapsamı dışında olduğunun belirtildiği, sigortalının inşaat işçisi olduğu ve görevini ifa ederken vefat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigortalının vefatının teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. TTK’nın 1423 maddesi; “Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar. Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.” hükmünü düzenlemektedir. Sigorta Sözleşmesinde Bilgilendirmeye Dair Yönetmelik’te aydınlatma yerine bilgilendirme ifadesi kullanılmış olup, Yönetmeliğin 5/4 maddesi; “Sigortacı, dürüstlük ilkeleri çerçevesinde; sigorta ettirene, sigortayla ilgili teknik konularda yardımcı olmak, yapılacak veya yapılmış sigortacılık işleminin özellikleri ve sözleşmeye konu sigorta teminatı ile sigortanın işleyişi hakkında gerekli her türlü bilgiyi sağlamak ve sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hâl ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükmünü düzenlemektedir. Aydınlatma açıklamasının yerine getirilmemesi halinde ne olacağı TTK’nın 1423/2 fıkrasında düzenlenmiş, maddede aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettirenin, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemişse sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla geçerli olacağı ve sonuçlarını doğuracağı ifade edilmiştir. Somut olayda, davaya konu poliçede sigortalının mesleğinin memur olarak gösterildiği ve poliçede inşaat işçilerinin mesleklerini ifa ederken oluşabilecek kazaların teminat kapsamı dışında olduğunun belirtildiği görülmektedir. Davalı sigortacı aydınlatma açıklamasının verildiğini ispat edemediğinden, sigortacının aydınlatma (bilgilendirme) yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettirenin, sözleşmenin yapılmasından itibaren 14 gün içinde itiraz etmemişse, sözleşmenin, poliçede yazılı şartlarla yapıldığı kabul edilecek ve sonuçlarını doğuracaktır. Sigortalı, süresinde poliçeye itirazda bulunmamamış olup poliçede inşaat işçilerinin mesleklerini ifa ederken oluşabilecek kazaların teminat kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir. Sigortalı inşaat ustası olup, işini ifa ederken yaşanan kaza nedeniyle vefat ettiğine göre, kaza teminat kapsamında değildir. Diğer taraftan bilgilendirme formu sigortalının imzasını içermediğinden sigortalının mesleği ile ilgili beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden sözedilemezse de, sigortalının mesleğinin doğru olarak yazıldığının kabulü halinde de, süresinde itiraza uğramayıp geçerli olan poliçede inşaat işçilerinin mesleklerini ifa ederken oluşabilecek kazaların teminat kapsamı dışında olduğunun belirtilmesi karşısında, kaza yine teminat kapsamında olmayacaktır. Sonuç olarak kazanın teminat kapsamında bulunmadığı, diğer taraftan davalı bankanın sözleşmenin tarafı olmadığı gözetildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacı taraf, davalı olmaktan çıkarılan … AŞ lehine takdir maktu vekalet ücreti yönünden de karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 124/son maddesi; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmünü düzenlenmektedir. Somut olayda … AŞ’nin taraf olmaktan çıkarıldığı 13 celseye kadar vekille temsil edildiği ve vekilin duruşmalara katıldığı gözetildiğinde mahkemece, taraf olmaktan çıkarılan sigorta şirketi lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacıların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/12/2021