Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2809 E. 2018/2179 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2809 Esas
KARAR NO : 2018/2179
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2018
NUMARASI : 2016/1241 2018/720
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava konut kredisi kapsamında açılan poliçeye dayalı alacak davasıdır.
Davacı, davalı … şirketi ile konut sigortası düzenlediklerini, poliçeye konu evinin olduğu bölgede meydana gelen olaylar neticesinde taşınmazın tamamen yıkıldığını, tüm eşyalarının zarar gördüğünü, durumu sigorta şirketine bildirdiğini, zararın karşılanmasını istediğini, buna rağmen talebin reddedildiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tazminatın ödenmesini talep etmiş, davalı … şirketi ise davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davranmak sureti ile poliçe tanzim ettirdiği gerekçesi ile talebinin reddedildiğini ve bu nedenle davanın reddi gerektiği ileri sürülmüş, mahkemece davanın kabulü ile 46.691,55 TL’ nin 16/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, 11/08/2018 tarihli süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile, kararın eksik inceleme ile verildiği, zarara neden olan dava konusu olayların poliçe teminatına girmediği, davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davacının zararının devlet tarafından karşılanıp karşılanmayacağınında araştırılması gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında 18/01/2017-2017 vadeli ve 55.000,00 TL toplam bedel üzerinden Benim Evim Sigorta poliçesi düzenlendiği, davacının bu poliçeye dayanarak davalı … şirketinden talepte bulunduğu anlaşılmak- tadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.
6502 sayılı ve 07/11/2013 tarihli Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/ı) maddesine göre; Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
Aynı maddenin k) fıkrasına göre; Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
L) maddesine göre de Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
Aynı yasanın 73- (1) maddesine göre ise, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir, düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, konut sigorta poliçesinin tarafı olarak davacının 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici konumunda olduğu, aynı şekilde muris ile davalı … şirketi arasında düzenlenen konut sigorta sözleşmesinin tüketici işlemi, davalı … şirketinin ise sağlayıcı konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketici Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğinde olup, davaya tüketici mahkemesinin bakması gerekmektedir.
Sonuç olarak, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin, yukarıda açıklandığı üzere, 6502 sayılı yasa uyarınca tüketici mahkemelerine ait olması nedeniyle, görevli olmadığı halde ilk derece mahkemesince asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak karar verilmesi usul hukukuna uygun olmadığından istinaf başvurusunun sadece bu yönden kabulü ile, esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin bu aşamada HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul tüketici mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için ilk derece mahkemesine iadesine kesin olarak karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1241 Esas, 2018/720 Karar sayılı 11/06/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.a.3 bendi geregince KALDIRILMASINA,
3-a İlk derece mahkemesinin görevsizliğine,
b- davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usülden REDDİNE,
c-HMK 20.maddesi gereğince, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkemeye başvurusu halinde dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
d-Aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
e-HMK 331/2.fıkrası gereğince yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere 153,30 TL harcın , davalı tarafından peşin olarak yatırılan (98.10 TL +797,38 TL =) 895,48 TL harçtan mahsubuna 742,18 TL harcın hüküm kesinleştiğinde talep halinde davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Dosya ile ilgili gerekli işlemlerin tamamlanması için dosyanın mahal mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/12/2018