Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/276 E. 2020/1906 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/276 Esas
KARAR NO: 2020/1906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI: 2014/1666 Esas, 2017/865 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirkete danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkilinin ödenmeyen 01/03/2013 tarihli KDV dahil 16.520,00 TL bedelli ve 03/04/2013 tarihli KDV dâhil 16.520,00 TL bedelli toplam 33.040,00 TL alacak için 02/08/2013 taihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden, yine danışmanlık hizmet sözleşmesi çerçevesinde düzenlenen faturalar toplamı 98.318,00 TL alacak için 18/02/2013 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında 10/07/2014 tarihli 50.743,51 TL bakımından mutabakat formu düzenlenmiş ise de davalının ödeme yapmadığını, takiplere haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takiplerin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından başlatılan icra takiplerine 25/02/2013 ve 19/08/2013 tarihlerinde itiraz edildiğini, davanın yasal bir yıllık sürede açılmadığını, davacı yanın delil listesi ekinde suretleri gönderilen faturalar incelendiğinde; bir kısmının davalı şirkete bir kısmının ise …’ne kesildiğinin anlaşıldığını; davalının ortak girişiminin borçlarından bu şekilde sorumlu tutulamayacağını; davacı şirketin, davalı şirkete ve ortak girişimin aynı caride kayıt edip aynı cari üzerinden takip ederek ve ayrı ayrı kesilen fatura toplamlarına göre salt davalıdan alacak talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu temerrüdün gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu doğrultusunda; dava dilekçesi ekinde yer alan 10/07/2014 tarihli cari hesap mutabakat metni incelendiğinde; tarafların 30/06/2014 tarihi itibariyle 50.743,51 TL mutabık kaldıklarının görüldüğü; davacı yanın, davalı şirketin de ortağı olduğu … ve … adına 53.424,50 TL fatura düzenlemiş olduğu ve kendisine 3.864,50 TL ödeme yapıldığı; davacının, bakiye alacağının 49.560,00 TL olduğu; davacının, bu iki firma/ortak girişim adına düzenlediği fatura ve yaptığı tahsilatları aynı cari hesapta takip ettiği; bu hesabın, 18/02/2013 icra takip tarihi itibariyle 98.318,01 TL ve 04/11/2014 dava tarihi itibariyle 50.743,51 TL borç bakiyesi verdiği; bilirkişi ek raporunda, davalı şirketin Ba form bildirimleri ile davacı şirketin fatura listesine göre yapılan karşılaştırma sonucunda; davalı şirketin kendi adına düzenlenen faturalardan Eylül/2012 yılına ait 3 adet toplam 17.225,00 TL tutarında fatura hakkında vergi dairesine bildirimde bulunmadığı; ancak, …-… adına 2013/01,02 ve 03 aylarına ait faturaları kendi tüzel kişiliğine ait bağlı bulunduğu vergi idaresine vermiş olduğu Ba formuna dâhil ettiğinin tespit edildiği; bu durumda, davacı yanın, davalının ortağı olduğu ortak girişimden 49.560,00 TL ve davacının aynı cari hesap üzerinden 1.183,51 TL olmak üzere toplam: 50.743,51 TL davalıdan alacağının bulunduğu; yukarıda saptanan davacı alacağından, davalı yanın şahsen ve TBK’nun 638. maddesi uyarınca …-… (Adi Ortaklığı)’nin borçlarından müteselsilen sorumluluk esasına göre borcun tamamından sorumlu bulunduğu; davalı şirketin, davacı hizmet bedelini ödediğini HMK’nun 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilmediği gerekçesi ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası yönünden davanın kabulüne, davalının, 17.703,51 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 17.703,51 TL’ye 18/02/2013 takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, davalının, 33.040,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 33.040,00 TL’ye 02/03/2013 takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, Alacağın likit niteliği gözetilerek kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 10.148,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; takibe ve davaya konu faturaların bir kısmının müvekkil şirkete bir kısmının ise …’ne kesildiği halde müvekkili şirketin Ortak Girişim’in borçlarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kök raporda da davacının defterlerinde … ve … yani farklı tüzel kişilik ve ortaklıklar adına düzenlenen faturaların tümünün tek hesapta takip edilmesinin Tebliğ hükümlerine aykırı olduğunun tespit edildiğini, davacı ile hukuka uygun şekilde mutabakata varılmadığını, borç/alacak bakiyesinin belirlenmediğini, davaya konu faturaların müvekkili şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, kargo irsaliyesinin de davacının iddiasını ispatlamaya elverişli bir delil olmadığını, alacağın likit bulunmadığını, mahkemenin mutabakat varmışçasına hareket ettiğini, kimin imzasını içerdiği belli olmayan bir metnin, imzanın kime ait olduğu, şirketi borçlandırabilecek yetkili bir kişi tarafından imzalanıp imzalanmadığı, ne şekilde ulaştırıldığı belirsiz, hiçbir kabul ve beyan içermeyen mutabakat olarak adlandırılan belge gereğince davanın kabulüne karar verilemeyeceğini, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 98.318,01 TL asıl alacak, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 33.040,00 TL asıl alacak talep ettiğini, huzurdaki davada ise 50.743,51 TL talepte bulunduğunu, takiplerdeki ve huzurdaki davada talep edilen tutarların uyuşmadığını, davacı yanca hangi takip yönünden ne kadar talepte bulunduğunu açıklamadığını, bu durumun bilirkişi raporlarında da açıklığa kavuşturulmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, itirazda kötü niyet olmadığı halde inkar tazimnatına hükmedildiğini, salt davcının beyanları doğru kabul edilerek hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının sözleşmeden kaynakla alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 18/02/2013 tarihinde dayanak … adına düzenlenen … numaralı 03/09/2012 tarih 16.520,00 TL bedelli, … numaralı 03/09/2012 tarih 2.389,50 TL bedelli, … numaralı 07/09/2012 tarih 1.416,00 TL bedelli, … numaralı 01/10/2012 tarih 16.520,00 TL bedelli, … numaralı 03/12/2012 tarih 16.520,00 TL bedelli, ortaklık girişimi adına düzenlenen … numaralı 19/12/2012 tarih 3.864,50 TL bedelli, … numaralı 02/01/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli, … numaralı 01/02/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli faturalar gereğince toplam 98.318,01 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 02/08/2013 tarihinde dayanak Ortaklık Girişimi adına düzenlenen … numaralı 01/03/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli ve … adına düzenlenen … numaralı 01/04/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli faturalar gereğice 33.040,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, davacı tarafından ortak girişim adına düzenlenen faturalar ile birlikte takip tarihi itibari ile sözleşmeden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı noktasında toplanmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davalı ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Bilirkişiler 26/04/2016 tarihli raporlarında; davacının ticari defter ve belgelerine göre, davacının, davalı adına toplam 15.565,50 TL ve … ve … adına toplam 53.424,50 TL, olmak üzere 212.990,21 TL toplam tutarındaki faturaları açık fatura olarak düzenleyip başka bir anlatımla veresiye olarak 120.01.159 Alıcılar/… A.Ş. hesabına kaydederek bu hesapta takip ettiğini ve hesabın bakiyesini 50.743,51 TL açık fatura olarak düzenleyip başka bir anlatımla veresiye olarak 120.01.159 Alıcılar/… A.Ş. hesabına kaydederek bu hesapta takip ettiğini, davacının ayrı tüzel kişilik veya ortaklık adına düzenlediği faturaları aynı cari hesapta izlenmesinin Tek Düzen Muhasebe Planına ve 1. Seri nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Hükümlerine aykırı olduğunu, davacı şirketin davalı … A.Ş. ve dava dışı … Ve … adına düzenlemiş olduğu faturaları … Kurye aracılığı ile teslim ettiğine dair beyanı ve ilgili firmanın yazısının delil listesi ekinde olup takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacı tarafından davalı şirket adına 159.565,71 TL. Fatura tanzim edildiğini ve şirketten havale ve çek ile toplam 158.382,20 TL tahsilat yapıldığını, davacının bu faturalar gereğince davalıdan 1.183,51 TL, alacağı olduğunu, davacının davalı şirketin de ortağı olduğu … Ve … adına 53.424,50 TL. tutarında fatura düzenlediğini ve 3.864,50 TL. tahsilat yaptığını bakiye 49.560,00 TL. alacağı olduğunu, davacının bu iki firma adına düzenlediği fatura ve yaptığı tahsilatları aynı cari hesapta takip ettiğini ve bu hesabın 18/02/2013 İcra takip tarihi itibariyle 98.318,01 TL, ve 04/11/2014 dava tarihi itibariyle 50.743,51 TL borç bakiyesi verdiğini, dava dilekçesi ekinde yer alan 10/07/2014 tarihli cari hesap mutabakat metni incelendiğinde tarafların 30/06/2014 tarihi itibariyle 50.743,51 TL tutarında mutabık olduklarını, davacının davalıdan 50.743,51 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişiler 02/06/2017 tarihli ek raporlarında; davacı ile davalının BA/BS formları karşılaştırılmıştır. Rapora göre, Davalının BS formlarına göre, davalının davacıdan toplam 16 fatura karşılığı 159.998,00 TL tutarında hizmet aldığı yönünde bildirimde bulunduğu, davacı bildiriminin toplam 19 fatura karşılığı 177.255,18 TL olduğu, farklılığın davalı şirketin kendi adına düzenlenen faturalardan Eylül/2012 ayına ait 3 adet fatura karşılığı toplam 17.225,00 TL’yi bildirmediği, ancak …-… adına 2013/01, 02 ve 03 aylarına ait faturaları kendi tüzel kişiliğine ait bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu BA Formuna dahil ettiği tespit edilmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde 50.743,51 TL’nin hangi faturalar gereğince talep edildiğini ayrıntılı olarak açıklamıştır. Tüm dosya kapsamına göre; davalının BS formlarında davacıdan 159.998,00 TL tutarında hizmet aldığını bildirdiği, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında dayanak faturaların 01/03/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli, … numaralı 01/04/2013 tarih 16.520,00 TL bedelli faturalar olduğu, davalının BS formunda bildirdiği 14.000,00 TL’nin KDV’si ile birlikte bu rakama isabet ettiği, diğer faturaların İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında takibe konu edildiği, davalının ödeme konusunda ispat vasıtası getirmediği, alacağın likit olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 3.466,29 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 870,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.596,29 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.22/10/2020