Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2727 E. 2018/1955 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2727 Esas
KARAR NO : 2018/1955
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2018
NUMARASI : 2018/424 2018/828
DAVA : KONKORDATO
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin kontrolsüz hızlı büyüme, vergi borçları sebebiyle uygulanan hacizler, kurların ve faiz oranlarının olumsuzluğu, finansman planlamasında yapılan hatalar sonucu darboğaza girdiğini ileri sürerek konkordato geçici mühleti ile sonrasında kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacının, dürüst davranma ilkesine aykırı hareket ettiği, talebinde samimi olmadığı, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla yanıltıcı bilgi ve belgelerle konkordato talebinde bulunduğu, İİK’nın 292/b maddesi anlamında bu koşullar altında konkordato talebinin başarıya ulaşma imkanının söz konusu olamayacağı gerekçesi ile konkordato talebinin reddine, verilen konkordato geçici mühlet kararının kaldırılmasına, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün .. sicil sırasında kayıtlı davacı …A.Ş.’nin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … A.Ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Yerel Mahkemenin, davacı şirketin borca batık olup olmadığı konusunda rapor almadan, davacı şirketin borca batık durumda olduğunun tespitini yapmadan iflas kararı verdiğini, Davacı şirketin hastanesinin ruhsat değerinin, İstanbul İflas Müdürlüğü tarafından yapılan tespitine göre 17.500.000.- TL, borcunun ise 5.000.000.- TL olduğunu,
2-Konkordato komiserlerinin davacı şirket yetkililerine ve vekiline ulaşılamadığı yönündeki beyan ve raporlarının gerçek dışı ve iftira olduğunu,
3-Mahkemenin gerekçeli kararında, mali kayıtların sunulmadığı, bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu sebeple de komiserler tarafından düzenlenmesi gereken aylık raporun tanzim edilemediği hususunu iflas kararına gerekçe yaptığını, gider ve iflas avanslarının peşin olarak yatırıldığını, ilave yatırılması gereken bilirkişi ücretinin (7.000,00.-TL) gecikmeli olsa da yatırıldığını, kaldı ki bu ücretin gider avansından karşılanabileceğini, mahkemenin, sadece komiser veya komiserlerin şifahi beyan ve telkinlerine göre davacı şirketin iflasına karar verdiğini belirterek İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.07.2018 tarih 2018/424 E. 2018/828 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi müdahillere tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, İİK.nun 285 vd. maddesi uyarınca açılan konkardatdo talebine ilişkindir.
Davalı şirket. dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na …sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Fatih/İSTANBUL olduğu, davanın İİK.nun 285/3.maddesi yollamasıyla aynı yasanın 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekili tarafından konkordato tasdiki talebiyle dava açıldığı, geçici mühlet kararından sonra ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile konkordato talebinin reddi ile İİK.nun 292.maddesi gereğince davacı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı şirketin borca batık olup olmadığı araştırılmadan iflas kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı, konkordato talebinde dilekçeye ekli olarak İİK’nun 286. Maddesinde belirtilen belgeleri mahkemeye sunduğundan 18/05/2018 tarihinde geçici mühlet kararı verilmiş gerekli tedbirler alındıktan sonra davacı şirkete konkordato komiseri atanmıştır. Komiser 18/07/2018 tarihli raporunda; 11/07/2018 tarihli toplantıda, şirketin borçlarından kurtarılmasına ilişkin bir işlem yapılmadığı gibi şirket ortakları arasında ki sorunlar nedeniyle sermaye artırımının da yapılmadığı, bu konuda şirket yetkilisinin uyarıldığı, şirket yetkililerine 18/07/2018 tarihine kadar ara raporun hazırlanması gerektiğinin bildirildiği, yapılan sözlü ve yazılı uyarılara rağmen rapor tanzimi için gereken mali kayıtların inceleme için sunulmadığı, şirketin stok, demirbaş, tesis, cihaz ve taşıtlarının rayiç değerlerinin belirlenmesi için 06/07/2018 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesine rağmen ücret yatırılmadığından bu işlemin yapılamadığı, davacı şirket yetkilisi ve vekiline telefonla dahi ulaşılamadığı, konkordato talebine ekli bilançoda 30/03/2018 tarihli stok tutarının 3.221.647,05-TL olarak gösterildiği, şirketten stok listesinin istendiği, verilen stok listesine göre stok tutarının 261.391,58-TL olduğunun bildirildiği, her iki rapor arasında ciddi fark bulunduğu, mahkemece dinlenen şirket yetkilisininde bu durumu doğruladığı belirtilmiştir.
İİK.nun Geçici mühlet başlıklı 287/5.maddesi gereğince, 291. ve 292. maddeleri geçici mühlet hakkında da kıyasen uygulanır, düzenlemesine göre, İİK’nun 291 ve 292. Maddeleri geçici mühlet kararının verildiği tarihten itibaren uygulanması gerekir.
İİK’nın 292.maddesi gereğince, iflasa tabii borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra, borçlunun mal varlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa veya borçlu şirket, komiserin talimatlarına uymazsa, komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühlet kararı kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına re’sen karar verilir. Bu düzenleme kesin mühlet verilmesinden sonraki dönemi kapsıyor ise de İİK.nun 287/5.maddesi gereğince İİK’nun 291. ve 292. Maddeleri geçici mühlet kararı verildikten sonrada uygulanır. Geçici mühlet kararından sonra davacı şirket, komiserin talimatlarına uymaz ise komiserin yazılı raporu üzerine, mahkeme geçici mühlet kararını kaldırarak konkordato talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar vermesi gerekir. Ayrıca davacı konkordato talep eden dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu stok listeleriyle konkordato komiserine ibraz ettiği stok listeleri arasında büyük bir fark bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı konkordato talep edenin iyi niyetli olmadığı, dürüstlük ilkesine uygun davranmadığı, bilirkişi ücretlerini yatırmadığı, projede belirtilen sermaye artırımına gitmediği böylece konkordato talebinde samimi olmadığı dosya kapsamında anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili, davacı şirketin borca batık olduğunun tespiti yapılmadan iflas kararının verilemeyeceğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, İİK’nun 292/b ve c bendlerine göre, mahkemenin doğrudan iflas kararı verebileceği, konkordato talep eden şirketin borca batıklığını araştırma yükümlülüğü bulunmadığı aynı maddenin -d- bendinden anlaşılmaktadır. Zira konkordato talep eden talebininden vazgeçer ise İİK’nun 292/d bendi gereğince şirketin borca batıklığı araştırıldıktan sonra karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı şirket, geçici mühlet süresinde atanan komiserin talimatlarına uymadığı, gerekli bilirkişi ücretlerini yatırmadığı, şirkete ait defterleri ve belgeleri incelemede hazır etmediği, bilançoda belirtilen sermaye artırımına gitmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK.nun 293/4.maddesi yollamasıyla İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/11/2018