Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2709 E. 2021/1438 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2709 Esas
KARAR NO: 2021/1438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2013/78 Esas, 2018/383 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın müflis şirketten alacaklı olduğunu, masaya müracaat ettiklerini, müflis borçlu iflas idaresinin 18/02/2013 tarihli kararı ile 274.505,48 TL alacak kayıtlarının reddine karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması, tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesi kaydı ile 274.505,48.TL Alacağın müflis şirketin iflas masasına rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kaydını istediği asıl alacağın ne zaman doğduğu, faizin ne zaman işlediğinin belli olmadığını, alacağın müflisin kefaletinden kaynaklandığı belirtilmesine rağmen buna ilişkin belge sunulmadığını, alacağın 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, İ.İ.K.’nın 195. Md göre iflas tarihine kadar işlemiş faizin ana paraya eklenip masaya kaydedileceğini, iflasın açılması ve iflas masasına giren alacaklarda faizin işlemeye devam edeceğini, davacı tarafın faiz talebinin masaya kaydının mümkün olmadığını, davacı tarafın diğer bir talebinin daha önce masaya kaydedilmiş olan alacağın işlemiş faizi olduğunu, bu kaydın gereksiz ve mükerrer olduğunu; müflis şirketin teminat mektuplarından kaynaklı borcunda kefili olduğunu, kefalet tutarı içeren bir sözleşmenin ibraz edilmediğini, daha önce kaydı yapılan alacaklar için faiz talebinin yerinde bulunmadığını, kaydı talep edilen çeklerle ilgili müflis firma hesabına ait olup olmadığı hususunun belirlenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının müflis masasına … Kayıt numarası ile yaptırdığı devir edilen bankalardan 274.505,48.TL’lik alacak kaydı talebinin 246.965,03.TL’lik kısmının rüçhanlı ve 610.TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzere 247.575,03.TL olarak masaya kaydının uygun olacağı yönünde ki tespitlerin mahkemece yerinde görüldüğü gerekçesi ile davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ ile; davacının 247.575,03 TL alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçesinde müvekkili alacağının 246.965,03.TL’lik kısmının rüçhanlı ve 610.TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzere 247.575,03.TL. olarak masaya kaydının uygun olacağı belirtilmesine rağmen hükmün rüçhanlı ve adi alacak ayırımı yapılmadan tesis edildiğini belirterek hüküm ile gerekçe arasındaki çelişkinin giderilerek 246.965,03.TL’lik alacağın rüçhanlı ve 610.TL’lik alacağın adi alacak olmak üzere toplam 247.575,03.TL’lik alacağın şartsız alacak şekilde masaya kaydına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 12.03.2013 tarihli cevabı yazıda, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/1466 Esas sayılı dosyasından 28.11.2002 tarihinde iflasına karar verilen müflis … A.Ş’nin tasfiye işlemlerinin iflas idare memurları tarafından yürütüldüğü, Ek sıra cetveli ilanının 24.02.2013 tarihli … Gazetesi ile 28.02.2013 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yapıldığı, davacının masaya … kayıt numarası ile 274.505,48 TL’lik alacak kaydı yaptırıldığı, iflas idare memurları tarafından alacağın tamamının reddedildiği, red kararının 22.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırıldığı bildirilmiştir. Davanın, 01.03.2013 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının iflas tarihi itibari ile davalı şirketten alacaklı olup olmadığı ve alacağın niteliğinin ne olduğu noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişiden rapor almıştır. Hükme esas alınan 24.04.2014 tarihli heyet raporunda; İİK 196 maddesi gereğince rehinle teminat altına alınmış olan alacaklara dağıtım cetveli tarihine kadar ticari faiz işletilebileceği ve dava konusu alacaklardan … Bankası T.A.Ş alacaklarına teminat teşkil etmek üzere, davalı müflise ait Bursa’da mevcut taşınmaz üzerinde 500.000.-TL.’lik ipotek bulunduğu gözetildiğinde, dava konusu alacak taleplerinden … Bankası T.A.Ş. kaynaklı borçlar için ticari faizle birlikte talepte bulunulmasının mümkün olduğu, bu kapsamda yapılan hesaplamalar sonucunda davacı yanın davalı müflis masasına … kayıt numarası ile yaptırdığı 274.505.48 TL’lik alacak kaydı talebinin 198.164,43 TL’lik kısmının rüçhanlı ve 610,00-TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzene toplam 196.774.43 TL olarak masaya kaydının uygun olacağı, dava konusu taleple birlikte güncellenmiş değerler üzerinden masaya kaydı yapılan Gümrük Teminat Mektuplarından, Bursa Gümrük Müdürlüğüne hitaben düzenlenmiş olan 4 adet mektubun, dava tarihinden sonra olmak üzere 19.06.2013 tarihinde toplam 20.810,87 TL. olarak tazmin edilerek nakde dönüştükleri görülmüş olmakla, şarta bağlı olarak masaya kaydı yapılan teminat mektubu bedellerinden bu 4 adet mektubun güncel değerler karşılığı olarak 41.022,66 TL’lık kısmının tazmin nedeniyle şartlı alacak kaydının silinerek, yerine nakde dönüşen 20.610.87 TL’nin rüçhanlı nakit alacak olarak masaya kaydının uygun olacağı belirtilmiştir. Aynı heyet 02.02.2018 tarihli ek raporlarında; kök rapordaki tespitlerin yerinde olduğu, sadece … Bankası kaynaklı … nolu hesap için masaya kaydı gereken tutarın 802,42 olduğu yönündeki görüşün, kaydı gereken tutarın 49.603,02 TL alacak olarak değiştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemece kök raporda tespit edilen 198.164,43 TL’lik rüçhanlı alacağa 48.800,60 TL ( 49.603,02-802,42= 48.800,60 TL) eklenmesi suretiyle masaya kaydı gereken miktarın 246.965,03.TL rüçhanlı, 610.TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzere 247.575,03.TL olduğu sonucuna varılmış, mahkeme gerekçesi bu yönde oluşturulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsel veri ve içeriğe sahip olup denetime elverişlidir. Mahkeme gerekçesi yerinde bulunmuştur. Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarih, 2019/5194 E. 2021/5309 K. Sayılı ilamı) Somut davada, mahkemenin kararın gerekçesinde davacı alacağının 246.965,03.TL’lik kısmının rüçhanlı ve 610.TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzere 247.575,03.TL olarak masaya kaydının uygun olacağı belirtilmesine rağmen hükümde rüçhanlı ve adi alacak ayırımı yapılmadan davacının 247.575,03.TL alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, hüküm ile kararın gerekçesi arasında çelişkili olduğu, bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmediği, iflas tarihi itibari davacının müflis şirketten 246.965,03.TL rüçhanlı, 610.TL’ adi alacak olmak üzere toplam alacaklı olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/04/2018 gün ve 2013/78 Esas, 2018/383 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 246.965,03.TL’lik kısmının rüçhanlı, 610.TL’lik kısmının da adi alacak olmak üzere toplam 247.575,03.TL davacı alacağının davalı müflisin iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE, b)Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, c)Davalı taraftan 35,90.TL. karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 320.TL. Posta gideri ve 4.650.TL. Bilirkişi ücretinden ibaret toplam 4.970.TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 4.482,42.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 46,90 TL tebligat/posta giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2. bendi gereğincedüzeltilerek, İİK nun 164/2. bendi gereğince karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09/12/2021