Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2696 E. 2018/2233 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2696 Esas
KARAR NO : 2018/2233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2016/1044 2018/205
DAVA :İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş.’ne 11/07/2013 başlangıç ve 11/07/2014 bitiş tarihli, … nolu Yangın Sigortası Poliçesi ile sigortalı …. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait Perpa Ticaret Merkezi’nde bulunan işyerinde,15/06/2014 tarihli su basması sonucu hasar meydana geldiğini, söz konusu hasar ile ilgili olarak Perpa Ticaret Merkezi Kat Malikleri Yöneticiliği Temsilciler Üst Kurulu Güvenlik Müdürlüğünce; davalıya ait iş yerinde tadilat olduğunu, iş yerinin tadilat ile ilgili alınması gereken Tadilat İzin Belgesinin iş yeri camında ve güvenlik kayıtlarında olmadığını, iş yerinin tuvalet bölümünde yapılan tadilatta tuvalette bulunan su borusunun kör tıpa ile tapalandığını, olay günü tıpanın borudan çıkmış olarak yerde bulunduğu ve iş yerinde akan sudan dolayı zarar gören iş yerlerinin hangileri olduğuna ilişkin tutanak tutulduğunu, söz konusu tutanak davalı yetkilileri, zarar gören iş yeri yetkilileri ve Perpa Ticaret Merkezi yetkililerince imza altına alındığını, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine hasarın nedeni ve miktarının tayini için eksper tayin edildiğini, ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen 13.311,00 TL’lik hasar tutarının sigortalıya ödendiğini, davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının icra dosyasına itirazda bulunduğunu belirterek davalının itirazın iptaline ve inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 23/12/2016 tarihli cevap dilekçesi ile; davacının delillerini somuşlaştırmadığı için davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu bu sebeple davanın görevden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu tadilat için gerekli izinleri ilgili makamlardan aldığını, haksız fiil hükümleri uyarınca talepte bulunan tarafın, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmesi gerektiğini, davacı yanın dilekçesinin ekinde hiçbir delile yer vermeyerek ispat yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, davacının zarar miktarını ispatlaması gerektiğini belirterek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi; dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin, TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümler kapsamında kaldığından ve zararın dava dışı sigortalı ile davalının ticari işletmeleri ile ilgili bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın, HMK’nun 115/2. ve 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı… Sigorta A.Ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
Huzurdaki davanın TTK. 1472. Maddesi gereğince açılan rücuen tazminat davası olduğunu, somut olaya ilişkin dava da, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesinin usule ve yasaya açıkça aykırı olduğundan İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1044 E. 2018/205 K. sayılı kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Davalı …A.Ş. (Eski Unvan: …A.Ş.) Vekiline 28/08/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 10/09/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek;
Davacı vekilinin, dava dışı sigortalısının işyerinde meydana gelen su basması sonucunda TBK’nın 49. Maddesine istinaden haksız fiilden kaynaklanan zarardan haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirketi sorumlu tuttuğunu, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14.06.2017 tarih ve 2015/1718 E. ve 2017/6787 K. İle 0.10.2017 tarih ve 2012/10526 E. ve 2012/11575 K. Sayılı ilamlarının da bu yönde olduğunu, Yerel Mahkeme’nin görevsizlik nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirtilerek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına, aralarındaki sigorta poliçesi gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davaya bakmaya hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının dava dışı …. ve Tic. Ltd. Şti.nin dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, … Ltd. Şti. Tarafından davalı aleyhine açılmış olsa idi nasıl aradaki ilişkinin ticari bir iş olduğu ve sorunların çözüm yerinin de Ticaret Mahkemeleri olduğunu söyleyebiliyorsak, halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Taraflar tacirdir. Alacak haksız eylemden kaynaklansa dahi her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgilidir. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu düzenlenmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi gereğince davanın ticari dava olması nedeniyle işin esasına girilerek, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,
2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2018 tarih ve 2016/1044 E. 2018/205 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, yargılamaya devam edilmek üzere görevli İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1a,3. ve 354. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/12/2018