Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/268 E. 2018/376 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/268 Esas
KARAR NO : 2018/376
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 2017/931 Esas
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT (HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Dava, davacıya ait iş yerinde meydana gelen yangın sebebiyle, uğradığı hasarın davalılardan tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkile ait deponun bitişiğinde daha önceleri de muhtelif defalar ateş yakan davalı … tarafından yapılan ateş sebebiyle çıkan yangının, depoya sirayeti sonucu hasarın oluştuğu, davalı .. …nın diğer davalı…. Ltd. Şti nin işçisi olduğu, bu nedenle davalı …nın doğrudan, diğer davalı … ise, TBK 66. Maddesi gereğince adam çalıştıranın sorumluğu çerçevesinde sorumlu oldukları, diğer davalı … şirketi ile de aralarında iş yeri sigorta sözleşmesi düzenlendiği, sigorta şirketinin de bu sözleşme çerçevesinde tazminat ödemesi yapması gerektiğini iddia etmiş, ayrıca davalılar … ile … tüm taleplere rağmen zararlarını karışlamamakta ısrar edip kötü niyetli davranış sergilemeleri nedeni ile mal varlıkları üzerinde tedbir uygulanmasını talep etmiştir.
Davalılardan sadece … Sigorta A.Ş nin cevap dilekçesi sunduğu görülmüş, bu dilekçede davalının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, dava şartının oluşmadığı, davacı talebinin fahiş olduğu gibi gerekçelerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 21/08/2017 tarihli kararla davalılardan … hakkındaki tedbir talebinin kabulüne, fazlaya yönelik talebin de reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle, sadece davalı … nın araçları üzerine tedbir konularak diğer davalı şirket hakkında tedbir kararı verilmemesinin kabul edilemeyeceği, zira …” nın davalı …. inş. Firmasının inşaat alanında bekçilik yapan işçisi olduğu, davalı şirketin adam çalıştırma sorumluluğu gereğince işçisinin eyleminden kusursuz sorumlu sayılması nedeni ile dava sonucunda alacağına kavuşabilmesi adına, davalı …irmasının mal varlıkları üzerine de tedbir konulması gerektiği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Dosya incelendiğinde, davacıya ait iş yerinde yangın sonucu hasar oluştuğu, yangınla ilgili düzenlenen 10/07/2017 tarihli İtfaiye Müdürlüğü, Pendik Bölge Grup Amirliği raporuna göre; açık ateş kaynağına rastlanılmadığı, yangın çıkış sebebinin tespit edilemediğinin bildirildiği, İdeal Ekspertiz Hizmetleri tarafından düzenlenen rapora göre, yangının çelik yapının arkasında bulunan alanda çıktığının tespit edildiği, bu noktada palet, atık vs. gibi malzemeler bulunduğu, arka cephede ….firmasına ait bir bina inşaatının mevcut olup, malzemelerin sigortalı binaya bitişik istif edildiği, burada bulunan malzemelerin bir kısmının söz konusu inşaata ait, bir kısmının ise sigortalıya ait olduğu izlenimi edinildiği, yangının sigortalı firma ile arka alandaki inşaat arasındaki boşlukta yığılı vaziyette bulunan ahşap paletler ve boş çimento kağıtlarının bulunduğu noktada başlayarak pratez saç kaplı depo kısmından içeri sirayet ettiği, alevlerin buraya sirayeti sonrasında da içeride bulunan plastik malzemeleri tutuşturması akabinde de depo olarak kullanılan ek yapının tamamını sarması ile devam ettiğinin anlaşıldığı, tespiti yapılmış, bu aşamada dosyada, yangının çıkış nedenine ilişkin başka bir tespitin bulunmadığı, görülmüştür.
Öte yandan HMK 389 maddesine göre ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, bunun da mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut gizli bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde tedbir kararı verilebileceğinin hüküm altına alındığı, 390/3 maddesinde de tedbir isteyenin, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ıspat etmek zorunda olduğu, düzenlemesi yapıldığı görülmektedir.
HMK 389 ve 390 maddeleri çerçevesinde, uyuşmazlık incelendiğinde, mevcut aşamada dosyada bulunan veriler çerçevesinde her iki madde de de belirtilen ve yukarıda açıklanan koşulların somut olayda bulunmadığı, bu nedenle mahkemece tedbir kararı verilmesini gerektirecek şartlar bulunmadığından, talebin reddine ilişkin kararı usül ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 362/f maddesi gereğince kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/931 Esas (İhtiyati Tedbir Ara Karar) ve 21/08/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/02/2018