Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2678 E. 2018/2238 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2678 Esas
KARAR NO : 2018/2238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2018 ( Ara karar )
NUMARASI : 2018/228 Esas
DAVA : GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava kooperatif genel kurul kararlarının iptaline ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı kooperatifin 21/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan bir kısım kararların mutlak butlanla sakat ve yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptaline ve adı geçen genel kurulda 6, 11 ve 13 numaralı gündem maddeleri ile görüşüp karara bağlanan kararların yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tensip 6 nolu ara kararı gereğince, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin bu husustaki görüşlerini bildirmeleri hususunda yönetim kurulu üyelerine tebligat çıkartılmış, ancak süresi içinde görüş bildirilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI
Bakirköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/228 Esas 20/04/2018 tarihli ara kararı ile dosya kapsamına göre HMK 389. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğine ilişkin bir kanaat oluşmadığından İhtiyati tedbir talebinin reddine, şeklinde karar vermiştir.
Davacılar vekili yasal süresinde sunduğu 19/07/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin ara kararı, hatalı olarak uyuşmazlığın esasını çözer şekilde verildiği ve sırf bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiği, davanın, kooperatif genel kurul kararının butlan ve yokluk durumlarının tespitine yönelik olduğu, dolayısı ile davanın kamu düzenine ilişkin olup yerel mahkemece tedbir kararına ” sanki iptal davasıymış gibi” kabul-red oyu oranlarını kıyaslaması ile, karara karşı muhalefet şerhi şartını gerekçe göstermesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve kooperatif genel kurulunda alının 6-11 ve 13 nolu kararlarının yürütmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
HMK 389. maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağına endişe edilmesi halinde,uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği öngörülmüştür.
HMK 390/3 maddesinde de, tedbir talep eden tarafın dayandığı ihtiyati tedbir sebebinin ve türünü açıkça belirtmesinin yanı sıra, davanın esası yönünden de kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlemesi yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davalı kooperatif 21/05/2017 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediği, 6 nolu gündem maddesinin 12 red oyuna karşılık 180 kabul oyu ile karara bağlandığı, konusunun yönetim kuruluna tahliye taahhütnamesi düzenleme ve imzalama hususu ile yeni yerler kiralaması için yetki verilmesine ait olduğu, 11 nolu gündem maddesinin ise 18 red, 180 kabul oyu ile alındığı ve arsa katılım payı ile aidat ödemeyenler hakkında ihraç sürecinin başlatılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin bulunduğu, bu maddedeki düzenlemenin, ana sözleşmedeki ihraç düzenlemesini ağırlaştırıcı veya tadil eder mahiyette olmadığı, düzenlenen diğer talep konusu 13 nolu gündem maddesinin ise 18 red oyuna karşılık 172 kabul oyu ile alındığı ve kooperatif aleyhine açılan kira tespit davasında artışa karar verilmesi halinde artış tutarının kooperatif üyelerine payları oranında dağıtılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin bulunduğu, davacılardan sadece …’ın adı geçen maddelere muhalefet şerhi koyduğu ve muhalefet şerhininde divana sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, yukarıda bahsedilen düzenlemelerde göz önüne alındığında, dava sebebinin butlan olmasının, HMK 390.3 maddesinde tanımlanan yaklaşık ispat koşulunun, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ön şart olarak gerekliliğini ortadan kaldırmadığı, mahkemece davanın bu aşamasında, bu gerekçeyle ihtiyati tedbirin reddine dair verdiği kararın, uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette bulunmadığı, kararın esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/228 Esas sayılı dosyasından verilen 20/04/2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘ nın 353/1.b.1 ve 362.1.f bendi uyarınca REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/12/2018