Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2677 E. 2021/1405 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2677 Esas
KARAR NO: 2021/1405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2017
NUMARASI: 2015/384 Esas, 2017/1078 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; kooperatife olan aidat borçları sebebiyle Bakırköy … İcra Müd. … E sayılı dosyası ile toplam 11.586.27 TL alacağın tahsili için davalı hakkında takip başlattıklarını, borcun dayanağının yönetim planının ilgili maddeleri ve genel kurul kararları olduğunu, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, davalının Muğla İli, Milas İlçesi, … parsel, … nolu bağımsız bölüm maliki olarak davacı kooperatifin ortağı bulunduğunu, davalının devraldığı bağımsız bölümün devralmadan önce doğan kooperatif borçlarından da müteselsil olarak sorumlu bulunduğunu, yönetim planının 9. maddesinin f bendi gereğince bağımsız bölüm maliklerinin sitenin ortak giderlerine katılma payı olarak belirlenen meblağı ödemek zorunda olduklarını, aynı maddenin h bendi gereğince bağımsız bölüm malikleri bağımsız bölümlerini devrettikleri takdirde o bağımsız bölüm ile ilgili yönetim giderlerine katılma borcu mevcutsa bu borçtan mütevellit hem bağımsız bölümün yeni maliki hem de eski malikinin site yönetim kuruluna karşı müteselsil olarak sorumlu olduklarını kabul ettiklerini, yönetim planının 16. maddesine göre, davacı kooperatiften bağımsız bölüm tapularını alan kooperatif ortakları ve bunlardan ne sebeple olursa olsun bağımsız bölümü devralanların yönetim planı hükümlerini aynen kabul ettiklerini, kooperatif üyeliğini kaybetmiş bağımsız bölüm maliklerinin dahi kooperatifin tasfiyesine kadar site yönetim ve denetiminin kooperatif yönetim ve denetim kurullarınca sağlanacağı ve kooperatif yönetim kurulunun alacağı tüm kararlara itirazsız uyacaklarının da kabul edildiğini, kooperatife giren her ortağın girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı kooperatif ana söz 20. maddesi gereği diğer ortaklar gibi sorumlu olacağını belirterek davalının takibe itirazının iptali ile borçlu hakkında %20 icra inkar tazminatına ve %10 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı satıcı …’tan 04.12.2014 tarihinde satın aldığını, davacı kooperatifin üyesi olabilmesi için kooperatif yönetim kuruluna üyeliği devir edenle devir alanın yazılı olarak müracaat etmesi gerektiğini, kendisinin kooperatif üyesi olmak için talebi bulunmadığını ve kooperatif üyesi olmadığını, 634 sayılı KMK nun kat malikine yüklediği sorumluluk gereği hukuki vecibelerini yerine getirdiğini, davacının takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve davacının icra tazminatı ile kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalının, söz konusu taşınmazı kooperatif üyeliği sebebiyle değil satış yoluyla edinmiş olması nedeni ile davacı kooperatifin üyesi olmadığı, kooperatif üyesi olmayan davalının da kooperatif genel kurul kararları ile kararlaştırılan aidat ödemelerinden sorumlu tutulamayacağı, davalının sadece taşınmazı satın aldığı tarihten takip tarihine kadar genel kurulda tepsit edilen aylık 90,00 TL aidat borcundan (toplam 270,00 TL) sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının 270,00 TL asıl alacak yönünden takibe itirazının iptaline, bu miktar yönünden takibin devamına, hükmedilen alacağın % 20’si oranında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; yönetim planının 9. maddesi uyarınca, taşınmazı alan yeni malikin, o taşınmaz ile ilgili yönetim giderlerinden dolayı eski malikle birlikte site yönetim kuruluna karşı müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, davacı kooperatif tarafından ortak giderlerin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı kooperatifin 2011 yılı Ocak ve 2015 yılı Şubat dönemi aidat borcu 11.572,00 TL asıl alacak ile 14,27 TL işlemiş faizinin tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının, yasal süresi içinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, davacının itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi değilse aidat alacağından sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan rapor ve ek raporda; davacı kooperatifin Kooperatifler Yasası ve anasözleşmeye aykırı olarak davalının yazılı talebi olmadan, sadece taşınmaz alımına dayanarak kooperatife üye kaydedildiğini, davalının taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren kooperatif hizmetlerinden yararlandığını, davacı kooperatifin verdiği hizmetlerin karşılığı olan genel gider ve altyapı giderlerinden kaynaklı alacağını talep edebileceği, davalının taşınmazı satın aldığı 04/11/2014 tarihinden takip tarihine kadar kooperatif hizmetleri karşılığı olan toplam 270,00 TL alacaktan sorumlu olduğu belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 8. maddesi ile davalı kooperatif ana sözleşmesinin 11. maddesi uyarınca kooperatife ortak olmak isteyenlerin veya ortaklığın devir yoluyla kazanılması için devir alan ve devir eden tarafından yazılı olarak yönetim kuruluna başvurmaları ve bu başvuruya ilişkin olarak yönetim kurulunun da ortaklığa kabul kararını vermesi gerekmektedir. Kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile ortağı adına tescil edilen taşınmazın ortak tarafından üçüncü kişilere satışı halinde ortaklık payı da kendiliğinden satın alana geçmez. Payın ayrıca devredilmesi gerekir. Ortaklık payı devredilmedikçe, kooperatif karşısında taşınmazı satan ortağın ortaklık sıfatı ve sorumluluğu devam eder. Somut olayda, davalının kooperatif ortaklığını devralmadığı, sadece konutu satın aldığı, bu nedenle kooperatif ortağı olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak aidat alacağı kapsamında yer alan kooperatif hizmetlerinden yararlanan davalının bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sorumludur. Ancak davalın hizmet almadığı taşınmazı satın aldığı tarihten önceki aidatlardan da sorumlu tutulması mümkün değildir. Mahkemece de bu nedenle davalının taşınmazı satın aldığı tarihten takip tarihine kadar aldığı kooperatif hizmeti karşılığı alacak yönünden takibin devamına karar verildiğinden, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/384 Esas, 2017/1078 Karar ve 30/10/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/12/2021