Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2675 Esas
KARAR NO : 2018/1954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :28/09/2018
NUMARASI :2018/1008 E. (Ara Karar & Tedbir)
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Konkordatonun tasdikine ilişkin olup, derdest davada davacılar vekili 24/09/2018 tarihli dilekçesi ile dosyada tedbir kararı verilmesinden sonra, tedbire aykırı şekilde İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası ile 12/09/2018 tarihinde başlatılan kambiyo takibinin iptaline ve konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi ise 28/09/2018 tarihli ara kararıyla, mahkemelerince 05/09/2018 tarihinde verilen geçici mühlet kararı sonrasında borçlunun malvarlığına ilişkin icra takiplerinin durması, tasarruf yetkisinin sınırlanması, takip yasakları ve bunların istisnalarına ilişkin İİK’ndaki tüm düzenlemeler teknik anlamda bir tedbir olmayıp geçici mühletin sonuçları olduğu, İcra Müdürlüklerinin infaz işlemleri sırasında İİK.na uygun işlem yapmak zorunda olup İİK’na aykırı eylem ve işlemlerinin ise İİK’nun 16.maddesine göre şikayete tabi olduğu, İcra -İflas Dairelerinin muamelelerine karşı İcra Mahkemelerine şikayet yoluna gidilebileceği, buna göre; geçici mühlet veya kesin mühlet kararı verilmiş ise de sonuçları yönünden gerekli işlemlerin İcra Müdürlüğü tarafından uygulanması gerektiği gerekçesi ile davacılar vekilinin talebinin reddine karar vermiştir.
Davacılar vekili ise 05/09/2018 tarihinde, geçici mühlet kararı ile birlikte verilen ihtiyati tedbir kararlarının uygulanması sırasında çıkan uyuşmazlıkların çözümü için kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesine başvurulabileceğini, mahkemenin bu sorunların çözümünde görevli olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık, verilen ihtiyati tedbir kararının infazı sırasında icra müdürlüklerince yapılan işlemlere karşı Asliye Ticaret Mahkemelerine şikayet yoluyla itiraz hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK.nun geçici mühlet başlıklı 287.maddesi gereğince, Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Yine aynı yasanın Geçici mühletin sonuçları, ilânı ve bildirimi başlıklı Madde 288/1.maddesi gereğince, geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ise 294. maddede düzenlenmiş olup; Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
İİK.nun 297.maddesinin gerekçesinde, maddeye yapılan atfın sınırlı şekilde anlaşılmaması gerektiği, mahkemenin gerekli görür ise borçlu aleyhine başlatılmış veya talepten sonra başlatılacak icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına veya yasaklanmasına da karar verebileceği ifade edilmiş ve buradaki yasaklamanın icra ve iflas takibinin başlatılamaması değil, başlatılıp yürütülememesi, örneğin ödeme emri gönderilememesi olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiş ise de, kanunun açık hükümleriyle uyumlu olmayan bu durumun 288 ve 294 maddeleri dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 288/1.madde hükmüne göre geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. 294. maddeye göre kesin mühletin sonuçlarından biri borçlu aleyhine yeni takip yapılamaması ve yapılan icra takiplerinin durmasıdır. Kanun hükmü gereğince ortaya çıkacak takip yasağının “icra ve iflas takiplerinin başlatılmaması değil, başlatılıp yürütülmemesi, örn;ödeme emri gönderilmemesi olarak anlaşılması” mümkün değildir. İcra dairelerinin geçici mühlet kararından haberdar olması, borçlunun geçici mühlet kararını icra dairelerine ibraz etmesiyle gerçekleşebilecektir. Her halükarda eğer geçici mühlet kararından sonra takip başlatılmış ve borçluya ödeme emri gönderilmiş ise, bu takip geçici mühlet kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde (süresiz) şikayet yoluyla iptal edilebilecektir. Gerekçede ki ifadenin bu ihtimali öngördüğü kabul edilmelidir. (Yeni Konkordato Hukuku – S.ÖZTEK-A.C.BUDAK-M.TUNÇ YÜCEL-S.KALE-B.YEŞİLOVA, Adalet, Ankara-2018, age.Sh.152)
Bu genel açıklamalardan sonra, 297.madde madde gerekçesinden hareketle ilk derece mahkemesince talebin takip hukukuna ait olduğu gerekçesi ile işin esası incelenmeksizin reddi doğru olmamıştır. Mahkemece bu yönde bir karar verilmelidir. Mahkemenin red gerekçesi usule ilişkin olup esas yönünden bir inceleme yapılıp henüz karar verilmediğinden dairemizce esas hakkında karar verilmesi mümkün görülmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talebin esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/09/2018 Tarih ve 2018/1008 E. Sayılı ara kararının istinafa konu ve yukarıda açıklanan hususlarla sınırlı olmak üzere KALDIRILMASINA,
3-Davacının talebi konusunda işin esasına girilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince dosyanın mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/11/2018