Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2669 E. 2021/1397 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2669 Esas
KARAR NO: 2021/1397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI: 2015/52 Esas, 2017/871 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, hizmet sözleşmesi gereğince davalı şirket işçilerinin müvekkili aleyhinde dava açtıklarını, yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ilamların icraya konulduğunu, işçiler için toplam 17.551,34 TL ödendiğini belirterek 17.551,34 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işveren olduğunu, işçilerin davacı idarenin isteği doğrultusunda işten çıkarıldığını, tüm işçilik alacaklarından da davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının davasının Kabulü ile davacının ödediği 17.551,34 TL’nin rücuen davalıdan tahsiline, faiz yönünden talebinin başlangıç tarihinin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, ödeme tarihinden itibaren istenen faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süre içerisinde taraflarca istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; faizin icra dosyasına yapılan ödeme tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dışı işçilerin, müvekkili şirketin işçisi olmayıp davacı kurumun işçisi olduklarını, bu nedenle dava dışı işçilerin tüm alacaklarından davacı üst işverenin sorumlu olduğunu, her ne kadar dava dışı işçiler ile müvekkili şirket arasında iş sözleşmesi imzalanmış ise de, işçilerin uygulamada davacı kurumun işçisi olarak çalıştıklarını, çalışan işçilerin sevk ve idaresinde, işe alınmasında ve iş akitlerinin feshinde tek yetkilinin davacı İdare olduğunu, taraflar arasında imzalanan Özel Güvenlik Alımı Teknik Şartnamesi’nin 10.2.8. Maddesinde, “İdare….Özel Güvenlik Personelinin değiştirilmesini talep edebilir. Yüklenici bu talebi derhal yerine getirir. Talebin yerine getirilmemesi halinde Yüklenici hakkında eksik personel çalıştırma işlemi yapılacaktır.” hükmünün bulunduğunu, ayrıca yine Teknik Şartname’nin ilgili maddeleri incelendiğinde işe alınacak olan işçilerin tüm özellikleri, kıyafetlerinin şekli gibi tüm detayların ayrıntılı biçimde belirlendiğini, müvekkilinin sadece dava dışı işçilerin sicil dosyasını tutma, maaşlarını ve SGK primlerini ödeme gibi işleri yerine getirdiğini, 11.09.2014 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanunun 8. maddesinde, alt işverenler nezdinde çalışan işçilerin kıdem tazminatı sorumluluğunun, işçiyi çalıştıran son kamu idaresinde olduğunun açıkça hükme bağlandığını, gerek taraflar arasında imzalanan sözleşmede gerekse Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde işçilere ödenecek olan tazminat ve işçilik alacaklarından dolayı kimin yükümlü olduğu yönünde bir madde bulunmadığını, tüm bunlara rağmen müvekkili şirketin sorumlu olduğu düşünülse dahi bu sorumluluk ödenen kıdem tazminatı miktarının yarısı ile sınırlı olduğunu, yerleşik Yargıtay kararlarınında bu yönde olduğunu, ibraz edilen Yargıtay kararları ve emsal kararların incelenmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, iş mahkemesi kararında hüküm altına alınan miktarın icra takibi sonucu ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin hizmet sözleşmesi kapsamında alt işverenden rucuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı işletmeye bağlı TCDD 1. Bölge Müdürlüğüne bünyesinde bulunan Haydarpaşa-Gebze-Sirkeci-Halkalı istasyonlarında özel güvenlik işinin ihaleye çıkarıldığı, TCDD 1.Bölge Müdürlüğü mal ve hizmet alım ihale komisyonu tarafından yapılan ihale sonucunda … sayılı ve 23.07.2008 tarihli hizmet alım sözleşmesi ile işin davalıya ihale edildiği, işçiler … ve … tarafından haksız olarak işten çıkarıldıklarından bahisle işçilik alacakları ile ilgili olarak davacı ve davalıya husumet yöneltilerek İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2011/669 E. Ve 2011/670 E. Sayılı dosyalarda dava açıldığı, işçilerin davalı hakkındaki davalarından vazgeçmeleri nedeni ile davalı yönünden davaların reddine karar verildiği, davacı yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, işçileri ilamları takibe koyduğu, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası için 25.07.2014 tarihinde 289.46 TL, 03.06.2014 tarihinde 6.566,49 TL, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası için 18.07.2014 tarihinde 193,13 TL, 15.05.2014 tarihinde 10.502,26 TL olmak üzere toplam 17.551,34 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, işçilerin haksız yere işten çıkarıldıklarına ilişkin aldıkları ilam ve takip sonucu ödenen bedel konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, takip sonucu ödenen bedelden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 10.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda; 4857 sayılı İş Kanununun 2. Maddesinde asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı müteselsilen sorumlu olduğu düzenlemesi var ise de, asıl işveren ile alt işveren arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir hüküm bulunmadığı, asıl işverenle alt işveren arasındaki uyuşmazlıkların öncellikle aralarındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde uyuşmazlığa genel hükümlerin uygulanacağını, taraflar arasında imzalanan Tcdd İşletmesi Genel Müdürlüğü Haydarpaşa-gebze- Sirkeci-halkalı Arası İstasyonlar İle Sabit Güvenliğin Sağlanması Özel Güvenlik Hizmet Alımı Teknik Şartnamesi Başlıklı belgenin 10.2.4 md.sinde “Görevlendirilecek personele kanun, Sosyal Sigortalar ve İş Kanunlarında tanınan haklar titizlikle korunacak ve karşılanacak, işe alma işten çıkarma eylemleriyle ilgili tüm yükümlülükler yine yükleniciye ait olacak , bu konularla ilgili idareye herhangi bir sorumluluk yüklenmeyecektir.” hükmünün mevcut olduğu, bu hükme göre, çalışanların işe alınma işten çıkarılması ile ilgili tüm yükümlülüklerin yüklenici yani alt işveren olan davalıya ait olduğu, işçi çalıştırmanın ve işten çıkarmanın sonucu olarak ortaya çıkan ve bu kapsamda olan dava konusu işçilik alacaklarının tamamından yüklenici yani alt işverenin sorumlu olduğu belirtilmiştir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesinde, asıl işveren – alt işveren açıklanmış ve bu ilişkide asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur hükmüne yer verilmiştir. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül söz konusudur. Asıl ve alt iş verenler dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludur. Bu düzenleme işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla alınmıştır. Sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt iş veren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, TBK ve sözleşme hükümleri esas alınacaktır. Bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu konudaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Somut olayda, Özel Güvenlik Hizmet Alımı Teknik Şartnamesinin 10.2.4 maddesindeki düzenleme göz önüne alındığında, davacının İş Kanunu gereğince işçiler için ödediği bedelin tamamından davalı sorumludur. Mahkemenin davanın kabulü yönündeki tespiti doğrudur. Bu sebeple davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava dışı işçilerin işçilik alacaklarının tahsili istemiyle iş mahkemesinde açmış olduğu davada, davalınında taraf olduğu nazara alındığında, davalı şirketin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmediği, bu sebeple hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken aksi gerekçe ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeple, Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının faizin başlangıç tarihi yönünden kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/52 Esas, 2017/871 Karar, 23/11/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 3-DAVANIN KABULÜ İLE; davacı tarafça ödenen 289.46 TL için 25.07.2014, 6.566,49 TL için 03.06.2014, 193,13 TL için 18.07.2014, 10.502,26 TL için 15.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte toplam 17.551,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Alınması gerekli 1.198,98 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 299,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 899,19 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafça yapılan 327,44 TL harç, bilirkişi/posta/tebligat gideri 1.658,00 TL olmak üzere toplam 1.985,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına, 7- AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin yatırılan 300,00 TL’den mahsubu ile fazla alınan 240,70 TL’nin davalıya iadesine, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 137,00 TL ile 46,90 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 183,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/12/2021