Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2615 E. 2021/1352 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2615 Esas
KARAR NO: 2021/1352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
NUMARASI: 2017/395 Esas, 2018/738 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalıya ait … isimli işletmenin reklamlarının ”… Gazetesi, … Gazetesi ve … Gazetesi” adlı gazetelerde yayınlayan müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, hizmet karşılığı düzenlenen faturanın davalıya teslim edildiğini, faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemesine rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine 11.800,00 TL fatura alacağı ve feri’lerinin tahsili amacı ile Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe haksiz itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; taraflar arasında reklam hizmeti verilmesi hususunda sözleşme bulunmadığını, davacının kendi keyfiyeti ile reklam verip fatura düzenlemesinin sözleşmenin varlığını göstermeyeceğini, tek taraflı fatura düzenlenmesinin alacağın varlığını göstermeyeceğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini ve müvekkilinin ticari defterlerine işlenmediğini belirterek davanın reddine ve davacının, alacağın % 20’si tutarında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; TBK.’nın 20. maddesi gereğince tacirin ticari işletmesi ile ilgili vermiş olduğu bir hizmetin bedelini ve yaptığı giderleri isteyebilmesi için taraflar arasında irade uyuşmasının bulunması gerektiği, somut olayda taraflar arasında reklam hizmeti verilmesine ilişkin herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davalının kabulünde olmayan ve davalı tarafından bilinmeyen hizmetlerin verilmesi nedeni ile davacının ücrete hak kazandığının söylenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ve davalının icra tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, müvekkilinin usulüne uygun tutulan defterlerine takip konusu faturanın işlendiğini, faturanın davalının yönlendirmesi ile … isimli şahsa imza karşılığında teslim edildiğini, müvekkilinin bu şahsın davalı çalışanı olup olmadığını bilemeyeceğini, davalıya ait işletmenin reklamlarını 9 defa …, … ve … Gazetelerinde yayımlandığını ve hizmetin verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacının 16/03/2015 düzenleme tarihli ve 11.800,00 TL bedelli fatura alacağı ile 2.469,15 TL işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının yasal süresi içerisinde takibe itiraz ettiği, bunun üzerine takibe itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, davalıya verdiği reklam hizmeti bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davacı ile aralarında reklam hizmeti verilmesi hususunda anlaşma olmadığını, davacının kendi keyfiyeti ile reklam verdiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında reklam hizmeti verilmesi hususunda akdi ilişki kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. Mali müşavir ve sektör bilirkişiler 22/03/2018 tarihli raporlarında; davacının 2015-2016-2017 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının 2015 yılı defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıkları ( yevmiye defterinin kapanış tasdiki ve defteri kebir noter açılış tasdikinin yaptırılmadığı), faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, faturanın kargo ile teslim edildiğine ilişkin bilginin bulunmadığı ancak sunulan suretten faturanın 18.03.2015 tarihinde …’e teslim edildiği, davacı defterleri ile sunulan gazete görsellerine göre davacının hizmet edimini yerine getirdiği, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair belgeye rastlanmadığı belirtilmiştir. Mahkemece …’in davalının çalışanı olup olmadığı araştırılmış, anılan şahsın davalı çalışanı olmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, aralarında sözlü ya da yazılı akdi ilişki bulunmadığını ve davacının kendiliğinden reklam verdiğini savunmuşsa da; takip konusu 11.800,00 TL bedelli faturanın usulüne uygun tutulan davacı defterlerine işlendiği, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalıya ait işletmenin reklamlarının ulusal çapta yayım yapan gazetelerde yer aldığı, davalının, işletmesinin 9 kez ulusal çapta yayımlanan reklamlarından haberi olmadığını savunmasının yerinde olmadığı gözetildiğinde, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunun ve davacının davalıya hizmet verdiğinin kabulü gerekir. TTK’nın 20. maddesi gereğince tacir, tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesi ile ilgili bir iş veya hizmet verdiği takdirde uygun bir ücret isteyebilir. Davacının fatura bedeli kadar alacağının bulunduğu sektör bilirkisinin de yer aldığı bilirkişi raporundan da anlaşılmaktadır. Ayrıca fatura ile belirlenen alacağın likit ve belirlenebilir olduğu da görülmektedir. Bununla birlikte davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığından davalının takipte işlemiş faize itiraz etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu kapsamda, mahkemece 11.800,00 TL alacak yönünden davalının, takibe itirazının iptaline ve bu miktar üzerinden icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken davanın tamemen reddedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/395 Esas, 2018/738 Karar, 20/06/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a- Davanın KISMEN KABULÜNE, 2b-Davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe itirazının asıl alacak yönünden kısmen İPTALİNE, takibin 11.800,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda (%9,75 avans) faiz oranı yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2c- Davalının asıl alacak miktarı 11.800,00 TL’nin % 20’si tutarında (2.360,00 TL) icra tazminatına mahkum edilmesine, 2d- Alınması gereken 806,05 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 172,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 633,69 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2e-Davacı tarafından karşılanan 31,40 TL başvuru harcı ile 172,36 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 2f- Davacı tarafından karşılanan posta ve tebligat gideri ile bilirkişi ücreti toplamı 1.945,27 TL’nin davanın kabul oranına göre 1.608,51 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 2g-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 2h-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden 13/2 bendi gereği belirlenen 2.2470,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 TL istinaf harçları ile 73,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.25/11/2021