Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2598 E. 2018/2135 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2598 Esas
KARAR NO : 2018/2135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2018
NUMARASI : 2017/55 Esas, 2018/45 Karar
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ : 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 18.01.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı arasında, “ Avrupa 1. ve Bölge Atık Su Arıtma Tesislerinin İşletilmesi” ve “Asya 1 ve 2.Bölge Atık Su Arıtma Tesislerinin İşletilmesine“ dair sözleşmeler imzalandığını, müvekkili şirketin ihale döneminde bir kısım personelin sendikaya üye olduğunu, sendika, Enerji İş Sendikasının ilgili bakanlıktan yetki alması sonrasında müvekkili şirket ile sendika arasında Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinin başladığını, müvekkili şirketin söz konusu işyerinde davalının taşeronu olması, davalının asıl işveren olması sebebiyle durumun Belediye‘ye iletildiğini, davalının sürece ilgisiz kaldığını, TİS sürecinde bir uzlaşma olmaması sebebiyle Yüksek Hakem Kurulu Kararı ile çözüldüğünü, yüksek hakem kurulu kararlarının geçici maddesinde, toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi ile imza tarihi arasında kalan dönemde oluşacak ücret ve diğer tüm ödemelere ilişkin farkların kurumun bütçe imkanları göz önüne alınarak gecikmeden ödenecektir ifadesi ile farkların ödenmesinin düzenlendiğini, kararların müvekkiline ödenmesi sonrasında, sendika üyesi personelin TİS ‘ten kaynaklanan fark alacaklarının bir kısmının ödenmeye başlandığını, bu güne kadar yaklaşık 200.000 TL ödeme olduğunu, ödemelerin devam ettiğini, sendikaya üye olan personellerin fark ödemelerinin taraflarına ödenmesi için davalı İSKİ ‘ye yaptıkları başvurunun sonuçsuz kaldığını, sözleşmenin imzalanması aşamasından sonra edimlerin dengesinde değişiklik olduğunu, sözleşme yapılırken öngörülemeyen bir maliyet olduğunu, müvekkili şirketin ekonomik olarak katlanamayacağı bir düzeye geldiğini, müvekkili şirketin değişen bu ağır şartlara, özel kanunlarla yapılan yasal düzenlemelere rağmen katlanmasını istemenin adeta mali yönden yıkımını istemek olduğunu, bu durumun adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde sendikal tazminat ve ücretleri ile sosyal hakların davalı şirketçe müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, bu uygulamanın Anayasa ‘da yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 10.000,00 TL‘nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davanın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, Enerji İş Sendikasının, idarelerinden Avrupa Ve Asya Bölgesi Atıksu Arıtma Tesislerinin İşletilmesi İşi kapsamında yetki tespiti talebinde bulunmak üzere ihale bilgilerinin kendilerine iletilmesini talep ettiğini, davaya konu ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3/g maddesi gereğince Mal ve Hizmet Alınlarında Uygulanacak Esas ve Usullere Dair Yönetmelik kapsamında yapılıp yüklenici firmaya ihale edildiğini, söz konusu İhalelere konu hizmetlerin Kamu İhale Genel Tebliği 78.1.maddesinde tanımlanan kriterlere göre personel çalıştırmaya dayalı hizmet olmadığını, yüksek hakem kurulu kararlarının kanun ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, toplu iş sözleşmesi fiyat farkından davacının sorumlu olduğunu, kamu işveren sendikasının dahil olmadığı bir toplu iş sözleşmesinin kamu kurumunu, idareyi bağlamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinin İş hukukuna taalluk eden hususlar olduğu, İş Kanununa ve Sendikalar Kanuna dayanan uyuşmazlık olması nedeniyle İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ihale devam ederken işyerinde sendikanın kurulması ile personel ücretlerinde meydana gelen bazı artışların sözleşmeye dahil edilip edilmeyeceği noktasında, yorumlanması, uyarlanmasının söz konusu olduğunu, davanın taraflarından birinin işçi olmadığı gibi, personele ödenecek ödemeler konusunda da ihtilaf olmadığını, görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu, Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacı şirketin yüklenici olarak yer aldığı, Avrupa Bölgesi Atıksu Arıtma Tesislerinin İşletilmesi Hizmet Alım Sözleşmesi ve Asya Bölgesi Atıksu Arıtma Tesislerinin İşletilmesi Hizmet Alımı sözleşmeleri imzalanmıştır. Sözleşmeler ihale sonucunda imzalanmıştır. Dava dışı, Enerji – İş Sendikasının müracaatı üzerine ,Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığı tarafından alınan kararlara istinaden, davacı yüklenici şirket, dava dışı işçilere yapmış olduğu fark ödemelerden davalı idareninde sorumlu olduğu iddiası ile iş bu davayı açmıştır.
Uyuşmazlık, iş bu davada görevli mahkemenin iş mahkemesi mi, yoksa Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğudur.
İş davalarına bakmak üzere, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu İle İş Mahkemeleri kurulmuştur. İş Mahkemeleri, İş davalarına bakarlar. Hangi davaların İş davası olduğu, İş Mahkemeleri Kanunun 1’de ve bazı özel kanunlarda sayılmıştır. 4857 sayılı İş Kanununa göre, işçi sayılan kişilerle İş veren arasındaki veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk davalarına bakarlar. Buna göre, bir davanın İş davası olarak nitelendirilebilmesi için, tarafların İş kanuna tabi işçi ve işveren kişiler olması ve aralarındaki sözleşmenin İş kanundan veya İş kanuna dayanan bir hak iddiasından doğmuş olması gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK ‘nun 4 . maddesinde ise, ticari davalar düzenlenmiş, düzenlemede, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK ‘da ve diğer kanunlarda düzenlenen ve maddede sayılan davaların ticari davalar olduğu ifade edilmiştir.Aynı yasanın “5” . maddesinde ise , ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler üst başlığı ile, ilk fıkrada, aksine hüküm bulunmadıkça , dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelik taşıyan çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğuna yer verilmiştir.
Somut olay bu tanımlamalar ve düzenlemeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında, iş kanuna tabi işçi yoktur.Diğer taraftan ,her iki taraf tacirdir ve uyuşmazlık hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgilidir. Yani ticaret mahkemesinin görev alanı içerisinde , ticari davadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1.maddesinde, mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu düzenlenmiştir. Düzenleme kapsamında, aynı yasada, mahkemenin görevli olmasına dava şartları arasında yer verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli olduğu, mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının mevcut olduğu kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş olması yerinde görülmeyerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile hükmün kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/55 Esas, 2018/45 Karar ve 24.01.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2018