Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2565 E. 2018/2167 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2565 Esas
KARAR NO : 2018/2167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2018
NUMARASI : 2018/140 Esas, 2018/726 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 09.02.2018 tarihli dava dilekçesinde, davalı borçlu şirket ile müvekkili kooperatif arasında yapılan nakliye sözleşmesi gereği, nakliye yapan müvekkili kooperatifin davalıdan cari hesaptan 1.890.423,47 TL alacağının olduğunu, bu alacağın tahsili amacı ile Soma İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında adi takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, Soma 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2014/408 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, heyet bilirkişi raporu sonucunda müvekkili şirketin 1.890.423,47 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, bu aşamada davalı borçlu şirketin davayı kabul etmesi neticesinde davanın kabul ile sonuçlandığını , mahkeme kararının kesinleştiğini, icra dosyasında haciz işlemlerinin başlatıldığını, borçlu şirketin taksitle ödeyeceğini, ancak hiçbir ödeme yapmadığını, ödemeye yanaşmadığını, hacizli takip yolundan vazgeçilerek borçlu hakkında İflas yolu ile takip başlatıldığını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, mahkemenin itirazı kabul ederek takibin durdurulmasına karar verdiğini, borçlunun kötü niyetli olduğunu, borçlu şirketin ayrıca Soma İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında ana para olarak 500.000,00 TL borçlu olduğunu, bu takip içinde İflas davası açıldığını, müvekkili şirketin mahkeme kararı ilamlı alacaklı hale geldiğini, 3-4 yıldır beş kuruş ödeme yapılmadığını, davalının ürettiği kömürü Türkiye Kömür İşletmelerine sattığını, halen Soma bölgesinde maden çalıştırdığını, müvekkili kooperatifin 350 ortaklı nakliye kooperatifi olduğunu, 350 ortağına bankadan kredi çekerek nakliye ücretini ödemek zorunda kaldığını, her ay yaklaşık 50-60 bin TL faiz ödendiğini iddia ederek, borçlunun borca ve yetkiye itirazının iptaline, %20 inkar tazminata ve davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, müvekkili şirket ile alakalı olarak sicil kaydında ki 6183 sayılı Kanunun 62 ve de 79 maddeleri uyarınca şerh nedeniyle davanın mahiyeti ve hukuki sonuçları nazara alınarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun iş bu davaya dahil edilmesini, bu güne kadar yapmış oldukları ödemeler nazara alınmadan davanın ikame edilmesi nedeniyle ticari defter incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, diğer yandan taraflarına kambiyo senetlerine özgü İflas takibi gönderildikten sonra adi İflas takibi gönderildiğini, davacı kooperatife ticari ilişkiler tahtında bir hayli ödeme yaptıklarını, iflas takibi yapılmasını şaşkınlıkla mütala ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davacı tarafça alacağın tahsili amacı ile Soma İcra Müdürlüğü dosyasında İflas yolu ile takip başlatmış ise de, davalı borçlunun sicil adresinin takibin başlatıldığı Soma olmadığı, Soma İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı, yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak başlatılmış iflas istemli takibin Asliye Ticaret Mahkemesinde açılacak itirazın kaldırılması ve İflas davasında dava şartı olduğu, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınması gerektiği, yetkili icra dairesinde usulüne uygun başlatılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili, karara karşı yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf nedenleri olarak, Soma İcra Müdürlüğünün 2014/2134 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını belirterek iddialarını tekrar etmiş, İİK 154/3.fıkrasında, borçlu ve alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmiş ise, o yerin icra dairesinin dahi İflas takibi için yetkili sayılacağının belirtildiğini, taraflar arasındaki yükleme ve nakliye sözleşmesinde ki yetki sözleşmesinin incelenmiş olsa idi, iflasa konu takibin yetkili icra dairesinde açıldığının görüleceğini, eksik, hatalı ve hukuka aykırı hüküm kurulduğunu iddia ederek, kararın kaldırılarak, davalı şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlunun iflasının karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında,29.12.2011 tarihinde, “Yükleme ve Nakliye Sözleşmesi“ imzalandığı, davacı kooperatifin sözleşmede yüklenici olduğu, sözleşme konusunun kısaca, kömür yükleme, taşıma, boşaltma işi olduğu, anlaşmazlıklarda, Soma Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetkiye dair hususun sözleşmenin sonuncu bendinde düzenlendiği, davacı alacaklı kooperatif tarafından, davalı borçlu hakkında, 10.08.2014 keşide tarihli 500.000,00 TL bedelli, borçlu şirketin, alacaklı davacı kooperatif adına düzenlediği çekten dolayı, İhtiyati haciz kararı ile birlikte, Soma İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 14.08.2014 tarihli kambiyo senetlerine özgü haciz yolu İle icra takibi başlattığı, takip talebini, 07.09.2017 tarihinde kambiyo senetlerine özgü İflas yolu ile takibe çevirdiği, davalı borçlunun itirazı üzerine davalı borçlu hakkında dava açtığı, dava konusu 1.890.423,47 TL, nakliye ücreti, akaryakıt bedeli ve fatura alacağının tahsili İle ise bu kez, Soma İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.04.2014 tarihinde yani önceki takipten daha sonra, ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine, davacı alacaklının, Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) nin 2014/408 Esas, 2016/383 Karar sayılı dosyasında açmış olduğu itirazın iptali davasının, mahkemenin 02.12.2016 tarihli kararı ile, bilirkişi rapor aşamasından sonra davalının kabulü nedeniyle kabul İle sonuçlandığı, takibin devamına karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı vekilinin bu kez davalı borçlu şirket hakkında aynı alacakla ilgili olarak 22.09.2017 tarihli kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlattığı, davalı vekilinin takibe ve borca itirazı üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, başlatılan icra takipleri , sözleşme ve içeriği, davalı borçlu şirketin ticari merkezinin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 07.03.2018 tarihli cevabı yazısında belirtildiği üzere,”… “İstanbul olduğu, mahkemenin İflas davasında yetkili mahkeme olduğu konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, İflas yolu ile başlatılan takibin, borçlu şirketin ticaret sicil adresinin bağlı olduğu icra müdürlüğünde başlatılması gerektiği hususunun şart olup olmadığı, bu konunun, takipli iflasa itiraz üzerine alacaklı tarafından açılacak itirazın kaldırılması davasında dava şartı olup olmadığı, İflas yolu ile icra takip talebinde icra dairesinin yetkisine ilişkin yetki sözleşmesinin yapılıp yapılamayacağı ve geçerliliğidir.
2004 sayılı İİK.nun 156. maddesinde, İflas talebi ve müddeti üst başlığı ile 156/son fıkrada, iflas isteme hakkının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene sonra düşeceği düzenlenmiştir. İflas davasının İflas ödeme emrine itiraz edilmiş olsun olmasın ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir sene içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Somut olayın yasal düzenleme kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, ödeme emrinin tebliğinden bir sene içerisinde davanın açılmış olduğunun anlaşılması ile birlikte diğer usülü itirazların değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
Dava, İflas yolu ile başlatılan icra takibine karşı yapılan itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. (İİK 156 m ). İİK.nun 154. maddesinde iflas yolu ile takiplerde yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme düzenlenmiştir. İflas davasında yetkili mahkeme borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. (İİK.m.154) İflas davasında yetki, kamu düzeninden olduğundan yetki itirazında bulunulmamış olsa bile mahkeme yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetecektir. İflas takibi yetkisiz yerde başlatılmış ve itiraz edilmemiş olsa bile İflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. İflas davasında yetki kamu düzeninden olduğu için yetki sözleşmesi yapılamaz. İflas yoluyla takibe yetki yönünden itiraz edilmemesi halinde bu yer icra dairesi yetkili hale gelirse de, İflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde açılması gerekir. İflas davasını inceleyen ticaret mahkemesince yetki itirazı olmasa bile yetkili olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartları arasında yer almaktadır. Ancak mahkemenin kabul şeklinin aksine, İflas yolu ile takipte icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden değildir. Yetki Sözleşmesi ile başka yer icra dairesi de yetkili kılınabilir. Somut olayda, sözleşmede yetkili yer olarak Soma İcra Daireleri belirlenmiştir. İflas davası ise, uyuşmazlık konusu olmadığı üzere, davalı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerde, yani yetkili mahkemede açılmıştır. Diğer yandan, kambiyo senedine dayanan alacaklının borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapabileceği gibi şartlarının bulunması halinde iflas yoluyla takip yapılabileceği kabul edilmektedir. Bu takip yolu İİK 171-176. maddelerde düzenlenmiştir. Kambiyo senetlerine özgü İflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere İİK 154. madde düzenlemesinde ki gibidir. İİK.nun 154. maddesi iflas yolu ile takipte ik yer yetkili kılmıştır. Bunlardan biri borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi, diğeri ise yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan icra dairesidir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle yasal düzenlemeler kapsamında , davacı alacaklının, borçlu ile gerçekleştirilen sözleşmedeki yetkili yer icra dairesinde İflas yolu ile takip başlattığı ve yasa gereğince İflas davasını ise borçlunun muamele merkezinin bağlı bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açtığı, yetki ile ilgili, dava şartının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yasanın hatalı yorumlanması ve icra dairesinin yetkisinin dava şartı olarak kabulü ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/140 Esas, 2018/726 Karar ve 28.06.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13