Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2561 E. 2018/2148 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2561 Esas
KARAR NO : 2018/2148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2018
NUMARASI : 2018/742 2018/747
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesi ile, karşı taraf … Ticaret A.Ş. İle 05/09/2017 tarihinde yapılan Yemek Hizmetleri Sözleşmesi gereği tarafların sözleşmenin 1.2 maddesi kapsamındaki hizmetlerin alımı konusunda anlaşmaya vardığını, müvekkili tarafça sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini, bu nedenle elektronik fatura tanzim edildiğini, ancak karşı tarafın sözleşmenin 8. Sayfası 3.3 maddesi gereği yapması gereken ödemeleri yapmadığını, e-posta ile gönderilen e-faturaya, karşı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığını, e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere alacak miktarında mutabık kalındığını ancak haricen duyumlarına göre karşı tarafın ödemelerini tatil ettiğini ve mal kaçırma tehlikesinin bulunduğunu, bu nedenle karşı tarafın menkul ve gayri menkullerine 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; İhtiyati haciz konusunun yargılamayı gerektirdiği ve İİK.nun 257. ve devamı maddelerinde yazılı şartlar da oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz isteyen … Vekili İstinaf Taleplerinde;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/939 E. 2013/2676 K. Sayılı kararında da açıklandığı üzere, ihtiyati haciz taleplerinde tam ispat kuralının aranamayacağını, borçlu aleyhine açılmış icra takipleri ve dava dosyalarının listesinin de dava dosyasına eklendiğini, borçlunun ödeme güçlüğü çektiğini hatta ödemlerini tatil ettiğini, dosyaya ibraz ettikleri yemek hizmet alımı sözleşmesinde de kesilen faturalar için kesin vade kararlaştırılmış olup ödenmeyen fatura alacaklarının muaccel hale geldiğini, böylece borçlunun ödemelerini tatil ettiği konusunu ispata yeterli olduğundan mahkeme karanının yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davalı… Ticaret A.ş. Vekiline 15/08/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 16/08/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yemek hizmet sözleşmesinden doğan ticari ilişkinin uzun süredir ve halihazırda halen devam ettiğini, talebe konu olan faturaların tümünün ödendiğini, müvekkili şirketin tüm ödemeleri tatil ettiği ve mal kaçırma tehlikesinin bulunduğu yönündeki iddiaların abesle iştigal olduğunu, ispata muhtaç olduğunu, davaya konu ihtiyati haciz talebinin konusunun yargılamayı gerektirdiğini, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olup, davacı taraf istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme gereğince verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı alacaklarının tahsilini temin bakımından İİK.nun 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebine ilişkin olup, hukuki uyuşmazlık, ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz şartları İİK.nun 257.maddezinde düzenlenmiştir. Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız iki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: Birincisi, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; ikincisi ise, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa. Bu nedenle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.
İhtiyati haciz isteyen taraf, alacağın muaccel olduğunu ileri sürmekte, faturalara itiraz edilmemesini muacceliyet olarak görmektedir.
İİK nun 258. hükmüne göre de, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delileri göstermesi yeterli kabul edilmektedir.
Öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa ‘ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Örneğin, bir haksız fiilden doğan borç haksız fiilin meydana gelmesi ile doğmuş sayılacağından bu durum alacaklıya bir ispat külfeti getirmeyecektir. Fakat sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde durum böyle değildir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. Bu muacceliyet ise başka bir durum olup çoğu kez borçlunun temerrüde düşürülmesi ile meydana gelebilmektedir.
İhtiyati haciz isteyen tarafın diğer iddiası ise borçlunun ödemelerini tatil ettiği iddiasıdır ki bu husu İİK.nun 177/2.maddesinde doğrudan doğruya iflas sebebi olarak düzenlenmiştir. Burada da ödemelerin tatilinden maksat, borçlunun genel ve devamlı bir şekilde ödemelerin tatil edilmiş olmasıdır. Borçlu muaccel ve çekişmesiz borçlarını ödemiyor ve bu husus geçici bir duruma dayanmıyor ise borçlu ödemelerini tatil etmiş demektir. Borçlu, ödemelerini tatil ettiğini açıkça bildirebileceği gibi, genellikle buna delalet eden bir takım gelişmelerden, olaylardan da anlaşılabilir. Örneğin, işyerinin kilitlenerek ve bir temsilci bırakmadan uzun bir yolculuğa çıkılması, borçluya yapılan ve devam eden icra takiplerinde önemli bir artış varsa, en küçük borçlar dahi ödenmiyorsa veya borçlunun mallarının büyük bir kısmına haciz konmuş ise, vb.borçlunun ödemelerini tatil ettiği sonucuna varmak mümkündür (Prof.Dr.Baki KURU-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2.Baskı/2013, Adalet, age.sh.1146).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından dosyaya sunulan belgelerden alacağın muaccel hale geldiğine ve davalı borçlunun ödemelerini tatil ettiğine dair ciddi ve inandırıcı bir delil ortaya konulamamıştır. İlk derece mahkemesi kararının gerekçesi yetersiz ise de sonuç olarak karar isabetlidir. Bu sebeple istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince İhtiyati haciz isteyen… Ticaret AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2018