Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2559 E. 2021/1365 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2559 Esas
KARAR NO: 2021/1365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2014/1041 Esas, 2018/236 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya iki ayrı sözleşme gereğince danışmanlık hizmeti verdiğini, davalının müvekkili şirkete bu güne kadar 500 TL + 500 TL olmak üzere toplamda 1.000 TL ödeme yaptığını, bakiye alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişti.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının sözleşmenin 7. Maddesinde belirtilen anlaşmazlık çözüm yolunu bitirmeden müvekkili aleyhine icra takibi yapmakla sözleşmeyi ihlal ettiğini ve müvekkil aleyhine direk icra takibi yaparak müvekkilinin prestijinin sarılmasına ve bankalarla sorun yaşamasına neden olduğunu, davacının sözleşmede yazılı hizmetleri müvekkiline sunmadığını ve mağdur edildiğini, müvekkilinin kendisinin buluşu olan spiral boru içine yerleştirilmiş kablo imalatı için alınması gereken makinenin kredi ve finansmanı için davacı şirketle hizmet sözleşmesi imzaladığını, davacının, buluşun imal edileceği makine için gerekli finansmanı alacak ve müvekkilinin de böylece buluşunu hayata geçirme olanağına sahip olacakken davacının bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek müvekkilinin mağdur olmasına ve zarar etmesine sebep olduğunu, davacının sözleşmede yazılı yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı müvekkilinin makinenin bedelini karşılayabilmek için Mecidiyeköy’de bulunan 500.000,00 TL değerindeki gayrimenkulünü 50.000,00 TL zararla 450.000,00 TL’ye sattığını, 50.000,00 TL zararının bulunduğunu, makinenin zamanında üretime geçirilemediğini bu sebeple kar kaybına uğradığını, zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek davacının davasının reddi ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 1.000,00 TL müspet zararın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davacıya ödenen 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu doğrultusunda; karşı davacının enerji verimlilik danışmanlık ve Ar- Ge proje danışmanlık sözleşmesi gereği hizmet aldığı, ancak hizmet bedelini ödemediği, zararını da ispatlayamadığı gerekçesi ile Davacının davasının kısmen kabulü-kısmen reddi ile; İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 3.788,44 TL asıl alacak ve 627,01 TL faiz üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen miktar olan 4.415,45 TL’nin %20’si tutarında olan 883,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacının 6352 Sayılı Kanunun 11. Maddesi gereğince fazlaya ilişkin %40 tazminat talebinin reddine, Karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı-davacı tarafça istinaf edilmiştir. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında Kredi Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi kurulduğunu, davacı-davalının 03.10.2012 tarihli mail ile müvekkili şirkete “proje başvurusu yapılarak makine yatırımına 0 (sıfır) faizli 5-7 yıl geri ödemeli kredi kullanabiliriz. bu kapsamda vereceğimiz danışmanlık hizmetimizin teklifini de ekte bulabilirsiniz.” şeklinde teklifte bulunduğunu, icabın kabul edildiğini, sözleşme ilişkisinin kurulduğunu, sözleşme ile davacı-davalının, müvekkiline kredi sağlama taahhütü altına girdiini, bu hizmetin yerine getirilmesinden sonra hizmet bedelinin ödeneceği konusunda tarafların anlaştıklarını, davacı- davalının edimini yerine getirmediği halde mahkemece ücrete hükmedildiğini, davacı-davalının kredi başvurusunun bulunmadığını, konu ile ilgili yazışma ve evrakların dosya kapsamında bulunduğunu, davacı-davalının hizmet verdiğini ispat edemediğini, yerel mahkeme gerekçesinde tarafların defterlerinin incelendiğinden bahisle hüküm kurduğunu iddia etmişse de, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, dosyaya ibraz edilen defterlerden yalnızca davacı-karşı davalının defterleriini hükme esas alındığını, davacı-davalı şirketin kredi danışmanlığı konusunda herhangi bir adım atmadığını, müvekkilinin gayrımenkullerini düşük fiyatla satmasına sebebiyet verdiğini, yerel mahkemenin bu konuda herhangi bir hüküm tesis etmediği gibi dosyaya ibraz edilen yazışmaları da dikkate almadığını, davacı-davalının tek taraflı tuttuğu defterlere göre karar verdiğini, müvekkiline ait satılan gayrimenkul ile ilgili emsallerin yanlış değerlendirildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Asıl dava, sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine, karşı dava sözleşme bedelinin iadesi (istirdat) ve tazminat istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı-davalının dayanak 27.11.2012 tarihli 2.107,01 TL bedelli ve 15.01.2013 tarihli 2.681,43 TL bedelli faturalar gereğince 4.788,44 TL asıl, 122,61 TL faiz olmak üzere toplam 4.911,05 TL üzerinden takip başlattığı, davalı- davacının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 10.12.2012 tarihli Enerji Verimliliği Danışmanlık Ve Ar-Ge Proje Danışmanlık Sözleşmelerinin imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacı-davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirip getirmediği, takip tarihi itibari ile davalı-davacıdan alacaklı olup olmadığı, davalı-davacının zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 22.06.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, tasdiklerinin tam olduğu, davalının 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, tasdiklerinin tam olduğu, 2012 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, davacı-davalının 2012 defter ve kayıtlarında davalı … tarafından ödenen 11.10.2012 tarihli 1.000 TL’ yi 323 n.olu yevmiye maddesi ile kaydedildiği, davacının 2012 defter ve kayıtlarında 27.11.2012 tarihli … nolu 2.107,01 TL faturayı 376 n.olu yevmiye maddesi ile kaydedildiği, 2013 yılı defter ve kayıtlarında … …’ın müşteri hesabının açılış bakiyesinin 1.107,01 TL olarak yapıldığı, davacı yanın 2013 yılı defter ve kayıtlarında 15.01.2013 tarihli 264782 nolu 2.681,43 TL bedelli faturayı 25 nolu yevmiye maddesi ile kaydedildiği, davacının defterlerine göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.788,44 TL alacaklı gözüktüğü, davalı yanın defter ve kayıtlarında davacı yanın düzenlediği faturaları cari hesap şeklinde takip etmediği, davalı yanın davacı yana ödediği 11.10.2012 tarihindeki 1.000,00 TL’lik havaleyi 321 Ortaklar hesabına kaydettiği, davalı yanın davacı yanın düzenlediği 27.11.2012 tarihli 264767 nolu 2.107,01 TL faturayı defter ve kayıtlarında 100 Kasa hesabını borçlandırarak kapattığı, 15.01.2013 tarihli 264782 nolu 2.681,43 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura bedeline takip tarihine kadar 627,01 TL faiz işlediği belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti ek raporlarında; davalı-davacının sattığı gayrimenkulün emsalleri ile kıyaslamasını yapmışlar, davalı-davacının satış nedeni ile bir zararının bulunmadığını bildirmişlerdir. Enerji Verimliliği Danışmanlık Sözleşmesinin Konu başlıklı 2. Maddesinde; Proje Danışmanı ile Müşteri arasında düzenlenen işbu sözleşme ile Proje Danışmanı;
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KREDİ DESTEK PROGRAMI: Proje Konusu; “ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE TASARRUFU KAPSAMINDA KREDİ UYGULAMASI’ Projenin hazırlanması ve sunulmasından sonuç raporların verilmesine kadar geçen süreçlerde aktif danışmanlık hizmetlerinin verilmesi, Amacı başlıklı 3. Maddesinde; Bu sözleşmenin amacı, Proje Danışmanının Müşteri ile Proje konusu alanlarında iş ilişkisini düzenlemek, koordine etmek ve projeyi yazmak, yaptırım, hukuki ve cezai sorumluluk esaslarını belirlemek, tarafların karşılıklı hak ve mükellefiyetlerim tespit etmektir. Süre başlıklı 4. Maddesinde;
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KREDİ DESTEK PROGRAMI: Proje hazırlama süreci 2 aydır, Takip süreci Proje hazırlamayla başlar, Proje Onayı ve Kredi Tahsisi sonuç raporlarının alınmasına kadar devam eder. Ücretlendirme Ödeme başlıklı 5. Maddesinde; Çalışma bedeli; 2.000 USD + KDV Ödemeler 4 eşit taksitte 15 er günlük arayla 2 ay içinde tamamlanacaktır, İlk ödeme 01.10.2012 tarihinde nakit olarak yapılacaktır. Müşteri sözleşmenin imzalanması ile beraber 2 ay içinde ödemeleri tamamlamayı kabul eder. Başarı primi; Başvurunun kabul edilmesi durumunda, Proje destek karar yazısında belirtilen hibe miktarınm(çıkan desteğin) % 2 ‘si + KDV başarı primi olarak ödenecektir. Başarı destek onayı tarihinde 5 iş günü içinde ödenecektir. Hükümlerinin yer aldığı, diğer Ar-Ge Proje Danışmanlık Sözleşmelerinde de benzer düzenlemelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1 maddesi]. Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kendisine hukuki sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/13-597 E. 2020/501 K. Sayılı kararı) Somut uyuşmazlıkta, davacı- karşı davalının tarafın danışmanlık hizmeti kapsamında düzenlediği 2.107,00 TL’lik faturanın davalı-karşı davacının defterlerinde gözüktüğü, diğer faturanın ticari defterlerine kaydedilmediği ve faturaların davalı-karşı davacıya teslimine dair belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sadece fatura düzenlenmesi, mal teslimi ya da hizmet alımını kanıtlamayacaktır. Davacının hizmet verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacının sadece kendi defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemez. Dosya kapsamına göre davacı-davalının danışmanlık sözleşmesindeki edimleri yerine getirdiği konusunda usulüne uygun ispat vasıtası getiremediği, davacı-davalı yönünden davanın reddi gerektiği, davalı- davacının peşin olarak ödediği 1.000,00 TL’nin davalı-davacıya iadesi gerektiği, davadan önce temerrütün gerçekleşmediği, davalı-davacının zarar gördüğüne ilişkin iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile yeniden hüküm tesisine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1041 Esas, 2018/236 Karar,15/03/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2- Asıl davanın REDDİNE, 3- Karşı davanın KISMEN KABULÜNE; 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 4-Davalı-karşı davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE, Asıl dava yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 81.80 TL’den mahsubu ile fazla alınan 22,50 TL harcın davacı-karşı davalıya iadesine, Davacı-davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 4.911,05 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Karşı dava yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davalı-davacı tarafından peşin yatırılan 85,40 TL’den mahsubu ile fazla alınan 26,10 TL harcın davalı-karşı davacıya iadesine, Davalı-karşı davalı tarafından yapılan 340,50 TL yargılama giderlerinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, İstinaf yargılama giderleri yönünden; Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalı-karşı davacı tarafından peşin yatırılan 335,47 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 276,17 TL harcın davalı-karşı davacıya iadesine, İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yolu başvurusu kabul edilen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Davalı tarafça yapılan 23,50 TL posta, tebligat gideri ile 134,00 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 157.50 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, asıl dava yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin karşı dava yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/11/2021