Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2538 E. 2021/1321 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2538 Esas
KARAR NO: 2021/1321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/05/2018
NUMARASI: 2016/81 Esas, 2018/482 Karar
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin haksız rekabete giriştiği gerekçesi ile davalı kooperatifin 02/08/1988 günlü 44/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, kararın Kartal … Noterliğinin 05/08/1988 tarihli … no’lu ihtarnamesi ile gönderildiğini, ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, tebligatın müvekkilinin kooperatifte kayıtlı adresine çıkarılmadığını ve tebligatta, tebliğ memurunun imzasının olmadığını, kardeşi …’un da davalı kooperatifin ortağı olduğunu ve kooperatif işleri ile kardeşinin uğraştığını, bu sebeple müvekkilinin kendi fiili durumunu sorma gereğini duymadığını, kooperatife yaptığı başvuru üzerine Kasım 2015 tarihinde durumdan haberdar olduğunu, usulüne uygun tebligat yapılmadığından kooperatif üyeliğinin devam ettiğini belirterek 02/08/1988 tarihli 44/1 sayılı ihraç kararının iptali ile kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; ihraç kararına ilişkin noter ihtarnamesinin davacının daha önce tebliğ yapılan adresine çıkarıldığını, davacının ihraç kararının tebliğinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açmadığını veya genel kurula itiraz etmediğini, bu nedenle ihraç kararının kesinleştiğini, anasözleşmenin 14’ncü maddesinde üyelikten çıkarma nedenlerinin sayıldığını, davacının kooperatif düzeni içinde yapmış olduğu çalışmayı bırakarak, kooperatif dışı ve hatta bir başka kooperatife mal sattığını, kirası kooperatifçe ödenen depoyu fiilen tasarrufuna aldığını ve haksız rekabete giriştiğini, bu sebeple üyeliğine son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; ihraç kararının ihtarname ile davacının kooperatif kayıtlarında bulunmayan Karaköy adresine gönderildiği, yapılan bu tebliğinde TK. 21 maddeye uygun olmadığı, ancak davacı hakkında verilen 1988 tarihli ihraç kararından sonra davanın açıldığı 2016 yılına kadar 18 yıl boyunca davacı ile davalı kooperatif arasında ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, davacının kooperatif ile kardeşi …un ilgilendiğini iddia ettiği, ancak aynı tarihte davacının kardeşinin de davalı kooperatiften ihraç edildiği, Kooperatif ana sözleşmesinin 59. maddesinde ortaklara her yıl ürün teslim etme zorunluluğu getirildiği, davacının ihraç ve dava tarihi arasında ortaklık ilişkisinin devamı için herhangi bir belge ve kayıt da bulunmadığı, davacının talebinin M.K 2 maddesi gereğince hukuk düzenince de korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; ihraç kararı usulüne uygun tebliğ edilmediğinden müvekkilinin üyeliğinin devam ettiğini, müvekkilinin uzun yıllar aidat ödememesi veya başka yükümlülüklerini yerine getirmemesinin başka yasal işlemlere konu olabileceğini, işlemin üzerinden uzun zaman geçmesinin hukuka aykırılığı kaldırmayacağını, yönetim kurulu kararının tebliğinin şekli bir işlem olup, yoklukla mamul olduğunu, müvekkilinin haksız rekabette bulunduğuna dair dayanak kayıtların sunulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından, 02.08.1988 tarih 44/1 nolu Yönetim Kurulu kararı ile davacının ortaklıktan ihracına karar verildiği, ihraç kararının Karaköy/İstanbul adresine tebliğe çıkarıldığı, davacının adreste bulunmaması nedeni ile tebligatın muhtarlığa bırakıldığı ve … isimli komşusuna haber verildiği görülmektedir. Davacı, ihracına ilişkin kararın kooperatifte kayıtlı adresine çıkarılmadığını ve tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde ihraç kararına karşı iptal davası açılması için öngörülen üç aylık dava açma süresi kararın ortağa usulüne uygun tebliği ile başlar. Tebligatın ortağın kooperatife bildirdiği adres varsa bu adrese yapılması gerekir. Tebligat, Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun yapılmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacının ihracına ilişkin karar, kooperatife vermiş olduğu adreste yapılmamıştır. Ayrıca tebligat parçasında davacının adreste bulunmama nedeni yazılmadığı gibi komşu …’nın da böyle bir beyanı ve imzası ya da imzadan imtina ettiğine dair tebligat memuru beyanı bulunmamaktadır. Bu nedenla yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacı ortak hakkında ihraç kararının verildiği 02/08/1988 tarihinden dava tarihi 22/01/2016’ya kadar davacının ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, genel kurul toplantılarına iştirak etmediği, her yıl ortakların kooperatife mal getirme yükümlülüğü ile ilgili bir belgenin de bulunmadığı görülmektedir. Yargıtay 23. HD’nin 14/03/2017 tarih ve 2015/6827, 820 karar sayılı kararında; “..06.12.2004 tarihli ihraç kararının, usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği belirtilmiş ise de, o tarihten bu yana davacının aidat yükümlülüğü bulunan kooperatife aidat ödemediği, kooperatife uzun süre uğramadığı, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği anlaşıldığından davacının ihraç kararını zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, davanın bu nedenle TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle ticaret mahkemesi sıfatıyla davanın reddine karar verilmesi” gerektiğine değinilmiştir. Buna göre ihraç kararından sonra davacının ortaklık ilişkisinin bulunmadığı görüldüğünden, davacının üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, bu nedenle davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/81 Esas, 2018/482 Karar ve 09/05/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021