Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2526 E. 2019/452 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2526 Esas
KARAR NO : 2019/452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2017/1131 ESAS – 2017/949 KARAR
DAVA: Hakem Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 17.04.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında akdedilmiş olan …… Sigorta Poliçesi kapsamında, ….. 1 projesi ile … 2 projesinin sigortalandığını, 18.04.2014 tarihinde 3. Blok 6 nolu dairede gerçekleşen ve kaynağı tespit edilemeyen yangın neticesinde dairede 87.854,54 TL tutarında zarar meydana geldiğini, hakem kararında, olayın bakım evresinde meydana geldiği ve bu konuda uyuşmazlık bulunmadığının anlaşıldığının belirtildiğini, bu kabulün dayanaktan yoksun olduğunu, ispata muhtaç bir husus olan inşaat döneminin bitip bakım dönemine geldiği iddiasının ispat edilemediğini, ekspertiz raporunun hatalı olduğunu, HMK 439. maddesi uyarınca tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediğini iddia ederek, HMK 439. maddesi uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 29.08.2014 tarih ve 2014/E.5922.14 sayılı başvuru hakkında verdiği 23.02.2015 tarih ve K-2015/1422 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sigortacılık Kanununun 30/12.maddesi gereği tahkim komisyonu kararının, 10 gün içinde tahkim komisyonuna itiraz edilmediği için kesinleştiğini, talebin reddi gerektiğini, komisyon kararına karşı HMK 439. maddede belirtilen iptal şartlarının gerçekleşmediğini, talebin reddine dair sigorta tahkim komisyonu kararının yerinde olduğunu, bakım devresinde bakım faaliyetinden kaynaklanmayan talebin poliçe teminat kapsamında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İSTANBUL 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/447 Esas, 2016/599 Karar ve 07.12.2016 tarihli kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439. maddesinde, hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği, iptal davasının tahkim yerindeki mahkemede açılacağı hükmünün bulunduğu, dosyanın tetkikinde Sigorta Tahkim Komisyonunun adresinin ….. Mah. …… Cad.No …… …./……. olduğu, yine tahkim komisyonu dosyasının İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesine saklanmak üzere gönderildiği, HMK 439. madde gereğince sigorta tahkim komisyonu kararına karşı tahkim yerindeki mahkemede iptal davası açılabileceği, söz konusu yetkinin kesin yetki olduğu mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliği nedeni ile dava dilekçesinin yetki nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; DAİREMİZİN 2017/1055 Esas, 2017/993 Karar ve 22.06.2017 tarihli ilamı ile; “…İptali talep edilen , 23.02.2015 tarihli, K-2015/1422 sayılı sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti kararının sonuç kısmında, 5684 sayılı yasanın 30/12. maddesi uyarınca kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde itirazı kabil olmak üzere karar verildiği belirtilmiştir. Dosya kapsamından davacının itiraz yoluna başvurmadan iptal davası açtığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439. maddede, hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. İptal davasının hangi hallerde açılacağınada aynı hükümde yer verilmiştir. Ayrıca, iptal davasının tahkim yerindeki mahkemede açılacağına dair emredici düzenleme de ifade edilmiştir. Bu durumda mahkemece, yetkisizlik kararı verilmekle yetinilir, işin esasını ve davalı tarafın diğer itiraz ve taleplerini inceleme görevi yetkili mahkemeye aittir. Somut olayda, sigorta tahkim komisyonunun adresi …./ ……’ dur. Şu halde, mahkemece verilen yetkisizlik kararının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmiştir..” gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine, dosya İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesine yetkili mahkeme olarak tevzi edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, her ne kadar 6100 sayılı HMK’nun 439. maddenin 1. bendinde hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcut ise de, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun uygulama önceliği olduğu, esasa girilerek hakem kararının iptaline karar verilmesinin Sigorta Tahkim Komisyonu Kararına karşı Sigortacılık Kanunun 30/12 maddesine göre itiraz ve temyiz yolu açık olması karşısında iptal davası açılamayacağı ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09.02.2017 tarih, 2014/14577 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamı), talep konusu ile ilgili 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m.30/12 uyarınca verilen kararın kesin hüküm teşkil etse dahi, özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Kanunun uygulama önceliği bulunduğu, sigorta tahkim komisyonunun kesin hüküm niteliğindeki kararlarına karşı iptal davası açılamayacağı, verilen hakem kararının kesin niteliği taşıdığı ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 28.11.2016 tarih, 2016/43 Esas, 2016/9184 Karar sayılı ilamı ) kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde, hükmün sonucunda karara karşı Yargıtay temyiz yasa yolunun açık olduğunun belirtilmesi üzerine ,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, 19.07.2018 tarih, 2018/3912 Esas, 2018/7329 Karar sayılı ilamı ile, 5235 sayılı yasa gereğince verilen kararın istinaf kanun yoluna tabi olduğu gerekçesiyle ile dosyanın gönderildiği yerel mahkeme tarafından, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK 439/2. bentte iptal nedenlerinin belirtildiğini, yerel mahkemenin yasal düzenlemede ki iptal davası şartlarının oluşup oluşmadığını her bir alt bent yönünden incelemeksizin aksi yönde hareket ederek, peşinen vermiş olduğu usülden ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılması gerekenin HMK 439. maddedeki iptal sebeplerinin var olup olmadığını tespitten ibaret olduğunu, Yargıtay daire kararlarına atıf ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalarına emsal teşkil etmesinin tarih itibarı ile mümkün olmadığını iddia ederek kararın bozulmasını ( kaldırılmasını) istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti kararının HMK 439. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, başvuran şirket tarafından, davalı … ile gerçekleştirilen ………. Poliçesi kapsamında teminat altına alınan riziko mahallinde, 18.03.2014 tarihinde meydana gelen yangın hasarı nedeniyle, 87.854,54 TL tutarlı hasarın tahsili amacı ile, 29.08.2014 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna başvurduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin, 23.02.2015 tarihli, 2015/ 1422 sayılı kararı ile, talebin teminat kapsamında bulunduğu gerekçesiyle başvuru talebinin, 5684 sayılı Yasanın 30/12.maddesi uyarınca komisyon nezdinde itirazı kabil olmak üzere reddine karar verildiği, davacı vekilinin itiraz yoluna başvurmaksızın iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararlarına karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 439. maddesinde düzenlenen iptal davasının açılıp açılamayacağıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onbirinci kısmının üst başlığı “ Tahkim” dir. 407 vd. maddelerde düzenlenmiştir. 433. maddede, hakem kurulunun karar vermesi, 437. maddede, hakem kararının tavzihi, düzeltilmesi ve tamamlanması, 439. maddede ise uyuşmazlık konusu olan “ iptal davası” düzenlenmiştir. Yasada, hakem kararına karşı yalnızca iptal davasının açılabileceği, iptal davasının tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir.Davacı, Sigorta Tahkim Komisyonuna, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında başvuruda bulunmuştur. 5684 sayılı kanun 03.06.2007 tarihinde kabul edilerek, 14.06.2007 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış ve istisnai hükümleri haricinde yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun amaç ve kapsamı yasanın 1. maddesinde belirtilmiş, 1/1. fıkranın son cümlesinde, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenlediğine de yer verilmiştir. Sigortacılıkta tahkim, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun sekizinci bölümünde “ Tahkim “ üst başlığı ile 30. maddede düzenlenmiştir. 30/12. bentte, tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınacağı, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararların her iki taraf için kesin olduğu, kırkbin Türk Lirası üzerindeki kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kararı, 5684 sayılı Yasanın 30/12. maddesi gereğince Komisyon nezdinde itirazı kabil olmak üzere verilmiş, bu husus kararda açıkça belirtilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 439. maddesinin 1. bendinde, Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine dair düzenleme mevcut ise de, Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Sigortacılık Kanunun 30. maddesinde tahkim usulüne ve yargı yollarına yönelik düzenlemenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 407 vd maddelerinde düzenlenen tahkim usulü ve yargı yollarını gösteren düzenlemesine karşı özel bir düzenleme içermektedir. Bu anlamda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kurulu kararlarına karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ‘da düzenlenen iptal davası değil, ancak Sigortacılık Kanunun ‘da belirtilen yasa yolu olan temyiz yoluna gidilebileceğinden ve davanın HMK 115. maddesi uyarınca usülden reddine karar verilmesi gerekeceğinden ( emsal, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/19559 Esas, 2014/870 Karar ve 03.02.2014 vb ilamlar )ilk derece mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1131 Esas, 2017/949 Karar ve 06.11.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın, davacının peşin olarak yatırmış olduğu toplam 212,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1. fıkrası gereğince ,kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/03/2019