Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2517 E. 2019/20 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2517 Esas
KARAR NO : 2019/20
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2018
NUMARASI : 2016/185 2018/608
DAVA : İFLAS (İflasın Açılması & İİK.nun 155.vd.maddeleri)
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ..t San. A.Ş’den İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/180 E. 2013/216 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile alacaklı olduğunu, davacı ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesinin feshini takiben davacı şirketin alacaklarının tahsilini teminen davalı şirket lehine teminat ipoteği veren dava dışı 3. Kişiler aleyhlerine 14/12/2000 tarihinde İstanbul…. İcra Müdürlüğünün… (Yeni …) sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, işbu takibe borçlu şirket ve ipotek veren dava dışı 3. Kişilerin itiraz ettiklerini, itiraz sonucu takibin durdurulduğunu, bunun üzerine İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/686 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve yapılan yargılama sonucunda verilen yetkisizlik kararı ile dosyanın İzmir’e gönderildiğini, yetkili mahkemece verilen (yukarıda belirtilen) kararın Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından açmış bulundukları icra takibinde borçluların ipotekle sorumlu oldukları azami bedeller toplamı olan 425.000,00 TL’yi icra dosyasına yatırdıklarını, ancak nakde dönüştürülen ipotek bedellerinin davalı şirketin kesinleşen ilam ile sabit borcunu ve ferilerine karşılamadığından bakiye alacaklarının tahsili için davalı şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası ile 1.588.367,19 TL üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığını, davalı şirketin işbu takibe herhangi bir itirazda bulunmadığını ve takibin kesinleştiğini, ancak ilamlı alacağın haciz yoluyla tahsil kabiliyeti görülmediğinden bu kez haciz yolu ile takibin İİK’nun 43. Maddesi gereği iflas yoluyla takibe çevrilerek borçlu davalı şirkete aynı alacak için iflas yolu ile ödeme emri gönderildiğini, borçlu davalı, haksız ve kötüniyetli olarak mahkeme kararı ile sabit olan asıl alacak ve faiz alacaklarına itirazda bulunarak takibin durmasına sebep olduğunu belirterek davalı borçlunun İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kaldırılarak davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu icra takibine ilişkin alacağın zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, iflas takibi kapsamında tebliğ edilen ödeme emrinde borcun sebebi 14/12/2000 tarih itibari ile kesinleşmiş mahkeme kararı gösterilmiş ise de 10 yıllık genel zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacı şirket tarafından davalı şirket lehine ipotek veren dava dışı 3. Şahıs adına açılan İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/45 E. sayılı dosyasının bu dava bakımından bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava dışı … tarafından davalı şirket lehine İzmir İli … Parselde kain taşınmazın davacı şirkete ipotek verildiğini, …nun söz konusu ipotek kapsamında İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. Esas (Eski:…) sayılı dosyasına sorumlu olduğu bedeli yatırdığını, davacı şirket tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatırılan 425.000,00 TL’nin ana paradan mahsup edilmesi gerektiğini, işbu davaya konu iflas takibi kapsamında tebliğ edilen ödeme emrinde talep edilen %84 oranındaki temerrüt faizinin fahiş olduğunu, alacağın teminatı olan ipoteklerin tamamının henüz satılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının davasının kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı ….i A.Ş’nin İİK’nun 158. Maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …A.ş’nin İstinaf Taleplerinde;
1-Vekillerinin istifa etmesine rağmen tebligatın kendilerine yapılmadığını, öğrenme tarihlerinin 06/07/2018 olduğunu, vekillerinin istifa ettiği celsede kendilerine söz hakkı verilmeden iflas kararı verildiğini, böylece savunma haklarının kısıtlandığını,
2-TBK.nun 146. Maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin, mahkeme kararının kesinleştiği 14.12.2000 tarihi itibari ile dolduğunu,
3-Davacı şirket tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2007/9605 E. sayılı dosyasına yatırılan 425.000,00 TL’nin, anaparadan mahsup edilmesi gerektiğini, yerel mahkemece yapılan kısmi ödemenin öncelikle masraflara ve faize mahsup edilmesi yönünde karar verildiğini,
4-Ödeme emrinde talep edilen %84 oranındaki temerrüt faizinin fahiş olduğunu,
5-Davaya konu alacağın teminatını oluşturan ipoteklerin tamamı satılmadan ve karşılıksız kalan alacak kısmı için rehin açığı belgesi alınmadan iflas takibine başlanması neticesinde davalı şirketin iflasına karar verildiğini, oysa ki, İİK.nun 45. Maddesi gereğince ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 1986/8755 E. 1987/4846 K. ve 06.04.1987 tarihli kararında ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2007/824 E. 2007/2980 K. sayılı. 16.02.2007 kararında da öncelikle rehnin parava çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğinin ifade edildiğini, açık kanun hükmü ve Yargıtay kararları gereğince açılan iflas davasının bu nedenle de reddi gerektiğini,
6-Yine davacı şirket tarafından, şirketleri lehine ipotek veren dava dışı …aleyhine ikame edilen İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/45 E. sayılı dosyası sonucunda verilecek kararın, huzurdaki davaya konu icra takibi miktarında değişiklikler oluşturabileceği ve direkt olarak davaya etki edebileceğinden söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiği halde taleplerinin mahkemece reddedildiğini,
7-Yerel mahkeme tarafından davacı şirket ve davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiğini, defterlerin, şirketin eski yöneticisi … tarafından muhafaza edildiğini, talep edilmesine karşın, şirketin eski yönetimi ile mevcut yönetim arasındaki husumet nedeniyle defterlere erişme imkânlarının olmadığını, şirketin eski yöneticisi …’na müzekkere yazılarak ticari defterlerin celp edilmesi, ayrıca şirketin bağlı olduğu vergi dairesinden kurumlar vergisi bilançolarının istenerek şirketin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi istendiğini, ancak bu taleplerinin yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, defter kayıtları incelenmeden, yalnızca davacı şirketin defter kayıtları incelenerek ve TBK.nun 100 hükmü de dikkate alınmadan hazırlanan 30.10.2017 tarihli raporun hatalı olduğunu belirterek istinaf incelemesi sonucunda mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Davacı … Vekiline 24/07/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 07/08/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek;
1-Davalının zamanaşımı yönünden yaptığı itirazların mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin, davalıdan İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/180 E., 2013/216 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile alacaklı bulunduğunu, hükmün Yargıtay tarafından onanarak 28.05.2014 tarihinde kesinleştiğini, TBK.nun 156.maddesi gereğince zamanaşımının kesildiğini ve yeni bir süre islemeye başladığını,
2-Davalının kısmi ödemenin anaparadan mahsup edilmesi gerektiğine dair iddia ve taleplerinin de kanunun amir hükümleri ile bağdaşmadığını, TBK’nın l00.maddesi gereğince borçlunun bu hakka sahip olmadığını,
3-Davalının, %84 yıllık temerrüt faiz oranının fahiş olduğu yönündeki iddialarının da dinlenemeyeceğini, TTK.nun 8.maddesine göre ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlendiğini, Yargıtay HGK.nun 2013/6-2249 E. 2015/1362 K. 15.5.2015 tarihli kararının da bu yönde olduğunu, mahkeme kararı ile de kesinleştiğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı her ne kadar davalı asil yerine istifa eden vekile 29/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ise de davalı tarafından 09/07/2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu hususun istinaf sebebi yapıldığı anlaşılmakta ise de istinafın süresinde yapıldığı kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının bu nedenle kaldırılmasına yönelik talepleri yerinde görülmemiştir.
Dava, İİK.nun 154 ve devamı maddelerine dayalı iflas davasıdır.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Levent/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
İflas yoluyla takipte, 2004 sayılı İİK’nın 156. maddesi gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasını talep edebilir. Davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 26/05/2015 tarihinde 14.854,19.-TL asıl alacak ve faizler ile birlikte toplam 1.588.367,19.-TL üzerinden ilamlı (İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/180 E. 2013/216 K. sayılı 28/05/2014 tarihinde kesinleşmiş kararı) icra takibi başlattıktan sonra, ödeme emrinin 09/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraza uğramaksızın kesinleştiği, daha sonra takip yolunun değiştirilerek, 04/09/2015 tarihli İflas Yoluyla Adi Takipte Ödeme Emrinin (Örnek No:11) borçlu/davalıya 08/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu tarafça 11/09/2015 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek itiraz ettiği ve takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 22/02/2016 tarihinde İİK.nun 156/4.maddesinde belirtilen 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde huzurdaki iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır.
İİK.nun 158.maddesi gereğince; Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
İlk derece mahkemesi 20/02/2017 tarihli celsede, takibin kesinleştiğini belirterek depo emri çıkartılması kararıyla birlikte iflas ilanlarının da yaptırılmasına karar vermesi gerekirken yasal düzenlemeye aykırı olarak iflas ilanları yaptırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple davalının diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/185 E. 2018/608 K. 09/05/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuna, bakiye 32,30 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, fazlaya ilişkin harcın talep halinde iadesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/01/2019