Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2512 E. 2019/59 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2512 Esas
KARAR NO : 2019/59
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2018
NUMARASI : 2016/1108 Esas, 2018/156 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 28.09.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin tahribatsız muayene işi yaptığını, davalı şirketin fabrikasında bulunan kaynakların kontrolü için davalı ile görüşüldüğünü, kendisine çalışma şartları ve işin nasıl yapılacağı, raporların nasıl hazırlanacağının ayrıntılı olarak yer aldığı teklif evrakı gönderildiğini, davalı tarafın teklifi kabul etmesi ile işe başlandığını, 28.04.2015 tarihli 15-03 VT-1’den VT -13’e kadar rapor numaralı toplam 13 adet “Gözle muayene videoskop rapor” u hazırlanarak davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin, 10.315.442 TL ‘lik faturanın 5.000,00TL sini ödediğini ve raporların daha farklı bir şekilde yazılmalarını istediklerini belirttiklerini, bir örnek gönderilmesinin talep edilip, faturanın kalanının ödenmesinin istendiğini, bunun üzerine davalı şirketten herhangi bir geri dönüş olmaması nedeniyle faturanın kalan kısmı için icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam olarak yerine getirmediği bu nedenle kısmı ödeme yaptıklarını ayrıca, sözleşmenin Ankara Polatlı’da yapılıp yetkili mahkeme ve icra dairelerinin Polatlı İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiğini, yetki İtirazının yerinde olmadığını, müvekkili şirkete, yapılan işe ilişkin herhangi bir eksiklik ve ayıp bildirilmediğini, müvekkili şirketin, gözle muayene videoskopi kontrol raporlarından anlaşılacağı üzere borçlu ile yapılan akde ilişkin edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalının İstanbul Anadolu ..İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyaya yapmış olduğu İtirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, uyuşmazlığının istisna, iş yapma sözleşmesi olduğunu, işin görüldüğü yer olan Polatlı – Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu işin götürü bedelle belirlendiğini, işin başında görüşüldüğünü, davacının üç gün içinde işi yapmasını taahhüt etmesi üzerine tüm işin 1.500 USD‘ye yapılması konusunda anlaşıldığını ,buna ilişkin e- postanın delil olarak sunulduğunu, davacının işi aldıktan ve başladıktan sonra kötü niyetli davrandığını, işi ağırdan aldığını, eksik yaparak günü uzatmaya, fiyat değişikliği yapmaya çalıştığını, taahhüt ettiği işi eksik yapıp raporlamayı yapmadığını, edimi yerine getirmediğini, alacaklı olmayıp, borçlu olduğunu savunarak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı , davacı tarafın hazırlamış olduğu teklif mektubunun davalı tarafça onanmadığı anlaşılmakta birlikte taraflar arasında hizmetin alınmadığına ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı, davacı tarafından ibraz edilen analiz raporları, davacının ticari defter ve belgeleri , sipariş formları da incelenmek sureti ile bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan asıl ve ek raporlara göre davacının üzerine düşen edimi eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiğini, davalıdan talep ettiği ücretin işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa koşullarına uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davalının İtirazının kısmen iptali ile takibin 5.050,30 TL asıl alacak yönünden devamına ,fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, müvekkili şirketin davacı şirkete, Polatlı Ankara‘da bulunan işyerinin bazı tesisat gözlem – raporlama yapma işi verdiğini, ancak davacı şirketin yapmayıp yapmadığı işleri fatura ettiğini, hukuk dışı raporun hükme dayanak edilerek ispatlanmayan davanın kabulüne karar verildiğini, usul ve ispat hukukunun yok sayıldığını, davacının davasını ispat etmediğinin sabit olduğunu, yazılı sözleşme olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, önce 11 gün ve 9.018 USD tutarlı bir hakediş düzenleyip bu gerçek dışı haksız tutarı dahi talep ettiğini, çelişkiler giderilmeden raporun hükme esas alındığını, işin götürü bedelle belirlendiğini, yazılı akit olmadığını, davacıya ayıplı işin kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, ayıp ihbar edildiğini, 6 Mayıs tarihinde müvekkili personelin davacı yetkilisine, kaynak fotolarının indirilmesi, cihaz kalibrasyon belgeleri vs, şekilde uygun olmayan sözde davacı işinin kabul edilemeyeceğinin ifade edildiğini, bedelin 1.500 USD olduğunun maillerle belli olduğunu son derece gerçek dışı bir hak ediş tanzimle haksız kazanç elde etmeye çalıştığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını, davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, videskop ile kaynak kontrolüne dair bakiye fatura bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, davalı şirkete, 14.05.2015 tarihli “NTD(Nondestructıve Testıng) Tahribatsız Muayene Yöntemlerinin uygulanmasına“ yönelik, kontrol test hizmetleri ile ilgili teklifin ibraz edildiği, teklifin ekinde, servis ücreti, iş günü 70 USD, ulaşım bedeli 1 km 0,40 USD, boru kaynağında, ücretlerin belirtildiği, videoskop ile kontrol ( göz ile muayene ) ücretinin, boru kaynağında 3 metre uzaklıkta tarama, 750 USD / iş günü olarak belirtildiği, 16.03.2015 tarihli mailde, maili gönderen kişinin …’le görüştüğünü, işi gördüğünü 2-3 günde halledebileceğini uzun boylu bir iş olmadığı için toplam 1.500 USD +yol masrafları + konaklama üzerine anlaştıklarını, işin programının tamamlanması için programı yapıp, yarın günleri bildireceğini belirttiği, 10.05.2016 tarihli mailde, şirketin o tarihte akridite olmadığı, müracaatı yeni yaptıklarını, o tarihte akreditasyon olup olmadığının sorulmadığını, teklifte bu durumdan söz edilmediğini, yeterlilik belgesi ile çalıştıklarını bildirdikleri, 06.05.2016 tarihli mailde, eski raporlara ek rapor isteniyorsa eski raporların kargo İle gönderilmesinin talep edildiği, 16 Mayıs 2015 tarihli davacı şirket yetkilisinin davalı şirket yetkilisine gönderdiği mailde, teklifi yol 0,4 USD km iaşe firmaya ait olmak üzere her çalışan gün için 800USD talep edildiği, ancak günlük çalışma ücretinin 700 USD olmasının istendiği ve tamam denildiği, çalışılan gün sayısının arttığı, bu bedenle hakediş değerlerinde 750 USD gün yerine 700 USD gün olarak değiştirilerek düzeltilmesi gerektiğinin ifade edildiği, işle ilgili talep edilen konuların 11 Mart 2015 tarihli mailde belirtildiği, davacı şirket tarafından davalı adına, 28.04.2015, tarihli farklı şekilde 13 adet rapor ve 24.06.2015 tarihli “Ankara Polatlı Fabrikalarında videoskop İle kaynak kontrolü “ ne dair KDV dahil 10.315.44 TL fatura düzenlediği, 5.000,00 TL fatura bedelinin davalı tarafça ödendiği, davacı alacaklının bakiye 5.315,43 TL fatura alacağının tahsili amacı ile davalı hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında, 08.06.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede yetkiye ve borca itiraz ettiği, davacının ise İİK.nın 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, yazılı olmayan bir hizmet sözleşmesinin gerçekleştirildiği, davacının raporlarla birlikte fatura düzenlediği, fatura bedelinin bir kısmının ödendiği, bakiye kısmının ise takip konusu yapıldığı konularında bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davacının edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, yapılan işin ayıplı ve eksik olup olmadığı ve raporun dosyaya uygun bulunup bulunmadığıdır.22.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davanın, kontrol hizmet bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibi olduğu , fatura içeriğinin, videskop kaynak kontrolü olduğunun görüldüğü, davacının 2015 yılı ticari defterlerinin, zorunlu kapanış tasdikinin yaptırıldığı, davacının davalıya, 10.315,43 TL fatura kestiği, 5.000,00 TL sini tahsil ettiği, davalı defterlerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamadığını, sözleşme olarak beyan edilen hususun, davacının davalıya gönderdiği fiyat teklif mektubu olduğu, konusunun, davalı şirket bünyesinde kurulan ilaç üretim fabrikasının üretim hattındaki boruların kaynaklı bağlantılarının, tahribatsız muayene yöntemi (videoskop) İle test edilmesi hizmetini kapsadığı, kontrol raporlarının , 28.04.2015 tarihli ve 1’den 13 nolu rapor olarak düzenlendiği, projenin davacı adına Dr…. tarafından imza edilmiş olduğu, her bir raporda bulguların değerlendirilmesinin işaret edildiği, test yapılan günlerin, 19.04.2015-20.04.2015-21.04.2015-22.04.2015 tarihleri, test yapılan mahallin Ankara/ Polatlı olduğu , davalıya teslim belgesinin sunulmadığı , hak ediş raporunun 30.04.2015 tarihli olup, gün sayısı 11, birim fiyatın 750,00 USD, toplam 8.250,00 USD, yol gideri ( gidiş- dönüş) 0,40 USD 384,00 TL toplam 9.018,00 USD ücretlendirme yapıldığı, davalının davacıya 24.06.2015 tarihinde ödediği 5.000 TL nin döviz kuru karşılığına bakıldığı takdirde, davalının 1.866 USD karşılığı para gönderdiğinin anlaşıldığı, davalının iddia ettiği gibi toplam bedelin 1.500 USD olmuş olsaydı, davacı şirkete 5000 TL değil, 4.019,70 TL göndermesi gerekeceğini, günlük ücretin 700 USD, buna ilaveten km ücretin 0,4 USD üzerinden anlaşmaya varıldığı kanaatine ulaşıldığı, kontrol raporlarında 4 iş günü kontrol yapıldığının görüldüğü, toplam 3.184.00 USD +KDV hakediş hesaplandığı, 24.06.2015 tarihinde dolar kurunun 2.675 TL üzerinden kabul edilip fatura düzenlediği , toplam KDV ile birlikte hak ediş bedelinin 10.050,30 TL , 5.000,00 TL nin tenzili ile 5.050,30 TL alacağı olduğu sonucuna varıldığı, hizmetin ayıplı olması halinde karşı tarafın ayıplı hizmetin giderilmesini istemesi gerektiği, bu hususta dosyada belge olmadığı iddianın yerinde olmadığı, davacının takip tarihinde 5.050,30 TL ana para alacağının olduğu belirtilmiştir.Davalı vekili rapora itiraz etmiştir.22.09.2017 havale tarihli ek raporda, davalının beyan ettiği e-mailin, cevap dilekçesinin Ek 2 maili olduğu, bu mailde, kaynak fotolarının ekten indirip ifadesinin mevcut olup, bu ifadenin ayıplı bir ifa ihbarı taşıdığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacının ayıpsız ve noksansız layık bir bedelle ifa ettiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.26.01.2018 tarihli ikinci ek raporda ise, kök ve ek raporda varılan sonuçta bir değişikliğe gidilmeyeceği belirtilmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK.nın 21/1.fıkrasında, ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya kendisine bir menfaat sağlamış olan tacirden diğer tarafın, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.Yine aynı yasanın 18/2. fıkrada, her tacirin ticaretle ilgili bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, 3. fıkrada ise, tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı belirtilmiştir. TMK.nın 6.maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiriniz, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğuna, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190.maddede ise, ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğuna yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK.nın 12/1.fıkrada, sözleşmenin geçerliliğinin, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı belirtilmiştir.Somut olayda, taraflar arasında, teklif ile gerçekleşen bir sözleşmenin varlığının kabulü kaçınılmazdır. Çünkü, taraflar arasındaki maillerden, işin yapımı ile ilgili, fiyatı ile ilgili görüşmelerin yapıldığı, bunun sonucunda , davacı şirketin iş kapsamında raporlar düzenlediği bir gerçektir. Davalı şirketin, savunmasında ileri sürdüğü iddialarını usulü delliler ile ispatlamış olduğunu kabul mümkün değildir. Çünkü, ücretin yapılacak iş gününe göre taraflarca belirlendiği, davacının işi, 1.500 USD karşılığı yapacağına dair bir kabülünün olmadığı, kaldı ki, yapılan işin ayıplı ve ya eksik olduğu iddiasına ilişkin davalının davacıya göndermiş olduğu usulüne uygun bir ihbarında da mevcut olmadığı bir gerçektir.Açıklanan nedenlerle, mahkemenin bilirkişi raporları ile birlikte dosya kapsamını değerlendirerek vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1108 Esas, 2018/156 Karar ve 22.02.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/01/2019