Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2510 E. 2019/19 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2510 Esas
KARAR NO : 2019/19
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2018
NUMARASI : 2016/693 2018/793
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aktiflerinin pasifleri karşılamaması nedeniyle (-) 3.638.701,23 TL borca batık durumda olduğunu, 15/06/2016 tarihi itibariyle henüz çeklerinin yazılmadığını, senetlerinin protesto olmadığını, borçların ödenmesinin, kısa ve orta vadeli zamana yayılan senetlerin ve çeklerin tamamının ödenmesinin mümkün olmadığını, borca batıklıktan çıkmak için iyileştirme projesini sunduklarını, belirterek iflaslarının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, işletmenin faaliyetinin bu şartlar altında sürdürmesinin imkansız hale geldiği ve şirketin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davacı şirketin iflasına vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …. A.Ş Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Yerel mahkemenin, sundukları 22.06.2018 tarihli revize iyileştirme projesini değerlendirmeden ve Haziran/2016 tarihinde çok farklı bir konjonktürde tanzim edilen iyileştirme projesinin ciddî ve inandırıcı olmadığından bahisle iflas kararı verdiğini, 15/07/2016 tarihinde FETÖ/PDY terör örgütü tarafından hain darbe girişimi gerçekleştiğini, bütün tacir/esnaf kesiminin etkilendiğini, kurdaki olağanüstü ve öngörülemez dalgalanma, Türk lirasının hızla değer kaybetmesi vb. olaylar neticesinde Haziran/2016 tarihinde tanzim edilen iyileştirme projesinin güncelliğini yitirdiğini, bilirkişi raporunda yapılan tespitler ve borca batıklık miktarının net olarak belirlenmesinin akabinde, ivedilikle iyileştirme projesinin revize edilerek yıllara göre artarak ilerleyen bir sermaye artırımı planlandığını, bu hususa rağmen revize iyileştirme projesini ne bilirkişi vasıtasıyla ne de bizzat heyet olarak değerlendirmeye alınmadığını,
2-Öte yandan yargılama aşamasında alman kayyım ve bilirkişi raporlarında farklı farklı borca batıklık miktarları çıktığını, bu hususun da çelişkiye sebebiyet verdiğini, bu çelişkinin giderilmediğini, yalnızca bilirkişi raporlarındaki kısmi tespitlerin hükme esas alındığını, diğer tespitlerin ise gerekçe gösterilmeksizin hükme esas alınmadığını, iyileşme ümidinin bulunup bulunmadığının da ayrıntılı olarak irdelenmesi ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, müvekkili şirketin mali durumundaki iyileşmeyi, borç tasfiye iradesini ve müdahillerle ilişkisini değerlendirmeye almadığını belirterek İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/693 E. 2018/793 K. Ve 12.07.2018 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Müdahil …. Tic. Ltd. Şti. Vekiline 13/09/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 26/09/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Sadece varsayıma dayalı ve belirsiz bir proje ile borçların tasfiyesinin değerlendirilmesi ve kanaate varılmasının imkansız olduğunu, iyileştirme projesinin somut vakıalara dayanması gerektiğini, bu nedenle ileriye yönelik her ekonomik varsayım, temenni ve istek, ciddi ve inandırıcı bir iyileştime projesi olarak nitelendirilemeyeceğini, davacı şirketin dosyaya sunduğu iyileştirme projesinin, iflasın ertelenmesine karar verilmesini sağlayacak mahiyette ciddi ve inandırıcı olmaktan uzak olduğunu, somut veri ve vakıalara değil soyut temennilere dayandığını, sonuçta hangi sürede ne miktarda kazanımların olacağının hiç bir şekilde açık ve belli olmadığını, iyileştirme projesinin tam olarak uygulanıp uygulanamayacağı , tam olarak uygulansa dahi rakamsal olarak şirketin mevcut durumundan kurtularak ticari hayatına devam edip edemeyeceğinin somut bilgi ve belgelerle, inandırıcı şekilde ve açıkça izah edilemediğini, dava süreci boyunca; müvekkili alacaklı şirkete herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, Yerel Mahkeme kararının; usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf Dilekçesi Müdahil… Bankası A.Ş. Vekiline 12/09/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 26/09/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Dosyaya sunulan raporlarda her ne kadar davacı şirketin iyileşme ümidini destekler bazı tespitlere yer verilmiş ise de davacı şirketin borca batık olduğu, nakit akış tablosuna göre ekonomik varlığını sürdürmesinin zor olduğu, şirketin mali durumunun ıslahının mümkün olmadığı, önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin mali durumunu düzeltmeye elverişli olmadığı, şirketin işlerini zamanında ve eksiksiz yapamadığı, borç yapılandırma ve ödemelerinin düzenli olmadığı, davacının kar ve ödeme hedefini tutturmasının mümkün olmadığının anlaşıldığını, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi bankaları dahil borç yapılandırması ve ödemesinin gerçekleşmediğini, bu haliyle iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olarak kabul edilemeyeceğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yani yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK.nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na 514807/0 sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Şişli/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın TTK.nun 376/3 ve İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından iflasın ertelenmesi talebiyle 20/06/2016 tarihinde dava açıldığı, 22/06/2016 tarihinde ihtiyati tedbir ara kararı verildiği, 2 yıl süren yargılama süresince mahkemece alınan bilirkişi ve kayyım raporları ile tüm dosya kapsamına göre; borca batıklığın 31/12/2017 tarihi itibariyle aktiflerin satış değerleri esas alınmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda (-) 4.321.117,93 TL olarak hesaplandığı, rapordan sonra davacı vekilince 22/06/2018 tarihinde revize iyileştirme projesi sunulduğu, her ne kadar gerekçeli kararda bu proje değerlendirilmemiş ise de, projenin incelenmesinde 2018 yılı sonuna kadar 400.000,00.-TL, 2019 Haziran ayı sonuna kadar 350.000,00.-TL, 2019 yılı sonuna kadar 400.000,00.-TL, 2020 Haziran ayı sonuna kadar 500.000,00.-TL, 2020 yılı sonuna kadar 600.000,00.-TL sermaye artışının öngörüldüğü, finansman giderlerinin kontrol altına alınması sonucu daha önce ulaşılamayan kârlılık hedeflerine ulaşılabileceği, piyasa ile Amerika ve Avrupa ilişkilerinin kısa vadede düzelmesinin mümkün olmaması nedeniyle iç piyasaya ağırlık verileceği, hizmet piyasasının değiştirilmesi için çaba gösterileceği, fazla finansman ve stok yükü taşınmadan sipariş bazlı çalışılacağı, müşteri memnuniyetine dayalı olarak oluşturulan hizmet stratejileri ile yurt içi satışlarının artırılarak önceki yıllardaki hedeflerin üstüne çıkma potansiyellerinin bulunduğu, kullandıkları binanın satılarak küçük bir ofise taşınılmasıyla da bu hedeflerin gerçekleştirilebileceği, iyileştirme projesine atıfla, maliyetlendirme ve gider azaltılmalarına ilişkin çalışmalara devam edilerek önemli tasarruflar sağlanacağının belirtildiği, revize projenin somut ve inandırıcı verilere dayanmadığı, tahminler ve varsayımlardan ibaret olduğu, son bilirkişi raporundan önce sadece 500.000,00.-TL sermaye artışı yapıldığı, borca batıklığın yüksekliği karşısında 2 yıldır ciddi bir sermaye artışı yapılmadığı gibi büronun taşınması hususunda da bir girişim olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça revize iyileştirme projesinin mahkeme gerekçesinde ve bilirkişi raporlarında değerlendirilmediğine yönelik itirazlara gelince; mahkemenin gerekçeli kararında bu husus değerlendirilmemiş ise de iyileştirme projesinde 2.250.000.-TL sermaye arttırımı öngörüldüğü, 500.000.-TL’nin 2016 yılında ödeneceğinin planlanmasına rağmen 2017 yılında ödendiği, revize projede aynı hususların (genel hatlarıyla) tekrarlanmakla yetinildiği, iflas erteleme süresinin (uzatmalar hariç) 1 yıl olması karşısında sermaye artışının 3 yıla yayılarak aradan geçen 2 yıllık sürenin de eklenmesiyle 5 yıla tamamlanmaya çalışıldığı gözlendiğinden revize projenin iyi niyetten uzak olduğu, samimi olmadığı, somut ve gerçekleşebilir verilere dayanmadığı, davayı uzatmaya yönelik olduğu, bu nedenle yeni bir bilirkişi raporu almaya gerek bulunmadığından hareketle ilk derece mahkemesinin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle Davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile , yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/01/2019