Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2464 E. 2019/55 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2464 Esas
KARAR NO : 2019/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2018
NUMARASI : 2018/651 Esas, 2018/934 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı, 26.06.2018 tarihli dava dilekçesinde, Tekirdağ İş Mahkemesi’nde, …Konut Yapı Kooperatifi ile site yönetimi aleyhine … Esas sayılı dosyasında, hizmet tespiti davası açmış iken, Ticaret Sicilinden kooperatifin tasfiye edildiği cevabı gelince mahkemece taraflarına kooperatifin ihyası için süre verildiğini, bu nedenle, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/161 Esas sayılı dosyasında ihya davası açtıklarını, ihya kararı verildiğini, Ticaret Sicilinden gelen tasfiyenin halen devam ettiği cevabı üzerine ,aynı mahkemenin 2015/552-703 sayılı kararı ile şirketin hukuki varlığını koruduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, karar üzerine, Tekirdağ İş Mahkemesinin davanın kısmen kabulü kararının Yargıtay 21 HD’nin 2016/12832 Esas sayılı ilamı ile geri çevrilmesi üzerine, İş Mahkemesince yazılan müzekkereye, Ticaret Sicili tarafından kooperatifin 23.08.2001 tarihinde tasfiye kararı gereğince terkin edildiğinin bildirildiğini, Tekirdağ İş Mahkemesi kararı ile kendilerine kooperatifin ihyası için bir aylık süre verildiğini, daha önce bu konuda dava açılmış olduğundan ve Ticaret Sicilinin cevabı yazısından Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesine verilen cevap çeliştiğinden yargılanmanın yenilenmesi ile davalı ..’nin temsil ettiği ..Yapı Kooperatifinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Kooperatif başkanı davalı … vekili, davacının açmış olduğu ihya davasının kabul edildiğini, daha sonra Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10728 Esas, 2015/1635 Karar sayılı kararı ile ihyası talep edilen şirketin, tasfiyenin tamamlanarak terkin edildiğine dair bir kayıt bulunmadığından adı geçen kooperatifin sicilden terkin edilmediği hususunun araştırılarak duruma göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğunu, bozma üzerine yapılan yargılamada ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabı yazılardan kooperatifin halen tasfiye halinde olduğunun tespit edilip davacının davasının reddine karar verildiğini, davanın, dava tarihi itibarı ile değerlendirilerek davanın reddine karar verildiğini, sonradan tasfiyenin tamamlanmış olmasının yargılamanın iadesi nedeni olmadığını, kooperatif tasfiye edilmiş ise bununla ilgili yeniden dava açılması gerektiğini, yargılamanın iadesi nedenlerinin kanunda sınırlı sayıldığını, kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı İstanbul Ticaret Memurluğu davaya karşı cevap vermemiştir.
BAKIRKÖY 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/614 ESAS, 2018/471 KARAR sayılı 27.06.2018 tarihli kararı ile, açılan davanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/552 Esas, 2015/703 Karar sayılı kesinleşen dosyaya yönelik yargılanmanın yenilenmesi talebini içerdiği ve talebin anılan mahkemede incelenmesi gerektiği gerekçesi ile esasın kapatılarak dosyanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, mahkemenin 2015/552 Esas, 703 Karar sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan şirketin ihyası istemli davada, şirketin henüz sicilden terkin edilmediği bahisle davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, ancak Ticaret Sicil Memurluğunun mahkemeye göndermiş olduğu 05.11.2015 tarihli yazı cevabında, dava konusu kooperatifin 23.08.2001 tarihi itibarı ile tasfiye sonucunda terkin edildiğinin bildirildiği mahkemece bu hususun gözden kaçırılarak davanın reddine karar verildiği, yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK 375.maddede düzenlenen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirine dayanmadığı gerekçesi ile davanın HMK ‘nun 379/1- c maddesi gereğince usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek sürecin tamamını tekrar etmiş, müvekkilinin iş bu yargılamanın iadesi davası açmasında hukuki yararı olduğunu, yerel mahkemenin 2015/552 Esas sayılı dosyasında yazı cevabı beklenilmeksizin hukuka aykırı karar verdiğini, İş Mahkemesinin müvekkiline Kooperatifin ihyası için süre vermesi üzerine hukuka aykırı kararın yargılamasının iadesinin istendiğini, bu durumun, HMK 375 maddesinin 1. fıkrasının ç bendinde belirtilen, yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması sebebin varlığını ispatladığını, bu sebeple müvekkilinin yargılamanın iadesi talebinin kabulü yerine ret kararının yasa ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, kooperatifin ihyası ile davalı Ali Güzelce’nin yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, kooperatifin ihyası davası üzerine verilen ret kararına karşı ,yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.Yargılamanın iadesi talep edilen hüküm, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/552 Esas, 2015/703 Karar sayılı dosyasında verilen karardır. Dosyanın incelenmesinden, davacının Tekirdağ İş Mahkemesinin 2008/299 Esas sayılı dosyasında davalı kooperatif ve dava dışı yönetime karşı açtığı dava aşamasında ,kooperatifin ihya edilmesi ve bu amaçla dava açılması için davacıya mehil verildiği, Tekirdağ İş Mahkemesinin 2008/299 Esas sayılı dosyasında düzenlenen 23 .03.2012 tarihli bilirkişi raporunda, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından gönderilen yazılarda kooperatifin 14.05.1998 tarihinde tasfiyeye girdiğinin tescil edildiği, 23.08.2001 tarihinde tasfiyenin sona erdiğinin tescil edildiği, bunun 28.08.2008 tarihinde ilan edildiğinin bildirildiğinin belirtildiği, adı geçen mahkeme tarafından davacıya 29.08.2012 tarihli celsede ihya davası için mehil verildiği, davacının bu amaçla 14.09.2012 tarihinde ihya davasını açtığı, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/161 Esas, 2014/191 Karar ve 24.06.2014 tarihli kararı ile, iş mahkemesindeki davanın açıldığı tarihte ihyası istenen kooperatif tüzel kişiliğinin son bulmadığı , dava sırasında tasfiyesi sonlandırılarak sicilden terkin edildiği gerekçesi ile kooperatifin ihyasına karar verildiği, kararın davalı kooperatiften tasfiye memuru … vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10728 Esas, 2015/1635 Karar ve 16.03.2015 tarihli ilamı ile, 14.10.2013 tarihli İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında kooperatifin tasfiye halinde olduğu, tasfiyenin tamamlanarak terkin edildiğine dair bir kaydın bulunmadığı anlaşıldığı, adı geçen kooperatifin sicilden terkin edilip edilmediği hususu üzerinde durularak, terkin edilmiş ise yazılı şekilde, terkin edilmemiş ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar yeterince araştırılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş gerekçesi ile eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulduğu, bozma ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmadığı , Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/552 Esas numarasını alan dosyada, mahkemece İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna yazılan müzekkere cevabı beklenmeksizin, 19.10.2015 tarihli bozma kararından sonraki ilk celsede, Ticaret Sicil Memurluğuna yazılan müzekkere cevabına yanıt gelmediği belirtildikten sonra tarafların beyanı alınarak davanın reddine karar verildiği, ret kararının taraflarca temyiz edilmeksizin 30.12.2015 tarihinde kesinleştiği, dosya içerisine 18 Kasım 2015 havale tarihli olarak ibraz edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 05.11.2015 tarihli yani ilk derece mahkeme karar tarihinden sonra ki cevabı yazısında, kooperatifin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesine göre resen terkin kapsamına alındığı, kooperatifin tasfiyesinin sona erdiğine 28.07.2001 tarihinde karar verildiği, 23.08.2001 tarihinde tescil olduğundan sicil kaydının terkin edildiğinin belirtildiği, ihya davası açılmasına karar verilen mahkeme tarafından sicil kaydının yeniden celbi ve kooperatifin sicilden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine davacının iş bu yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Yargılamanın iadesi, 6100 sayılı HMK.nın 374 v.d maddelerde düzenlenmiştir. Kesin hükme bağlanmış olan bir davaya yeniden bakılamayacağına ilişkin kuralın en önemli istisnası yargılamanın iadesidir. Yargılamanın iadesi,fevkalade bir kanun yoludur. Ancak kesinleşmiş bir karara karşı başvurulabilir.Yargılamanın iadesi sebepleri HMK 375.maddede sınırlı şekilde sayılmıştır. Bunlar dışındaki bir sebepten dolayı, yargılamanın iadesi yoluna gidilemez.
Yargılamanın iadesi sebepleri(m 375):
a-)Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması,
c-)Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş olması ve karara bağlanmış olması,
ç-)Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
d-)Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmi makam önünde ikrar edilmiş olması,
e-)İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması,
f-)Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması,
g-)Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yeminini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması,
ğ-)Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması,
h-)Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması,
ı-)Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmünde kesinleşmiş olması,
Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa insan hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi,Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, yasanın düzenlemiş olduğu ve yukarıda belirtilen, tahdidi olarak sayılı ,yargılamanın iadesi nedenlerden hiçbirinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından her ne kadar, HMK 375/1. fıkrasının “ç” bendinde belirtilen sebebinin varlığının iş bu davada mevcut olduğu belirtilmişse de, İstanbul Ticaret Müdürlüğünün cevabı yazısına göre, terkinin dava tarihinden çok önce gerçekleştiği sabittir, bu durumda bu maddenin sözü geçen bendinin somut olayda gerçekleştiğinden bahsetmek mümkün değildir. Belgenin dosyaya geç gelmesi ve mahkemenin iş bu cevabı beklemeden karar vermiş olması sonuca etkili olmayacaktır.
Açıklanan tüm nedenler ve özellikle yasal düzenleme kapsamında, yargılamanın iadesi şartları oluşmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/651 Esas, 2018/934 Karar ve 18.07.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Munakemeleri Kanununun 353/1-b-1 bendi uyarınca REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken, 68,20 TL başvuru harcı ile, istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan , davacının peşin olarak yatırdığı ( İhtiyati hacze dair harç haricinde ) toplam 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davacıdan tahsili İle hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b -1 bendi ile aynı kanunun 361/1 fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir.24/01/2019