Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2360 E. 2021/1282 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2360 Esas
KARAR NO: 2021/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/722 Esas, 2018/287 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vasisi vekili 15/07/2015 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle kendisine iki ihtar çıkarıldığını ve kooperatif yönetim kurulunun 06/05/2011 tarihli kararı ile ödeme yapılmadığı gerekçesiyle kooperatiften ihraç edildiğini, ihraç kararının müvekkili cezaevinde iken tebliğ edildiğini, müvekkiline borcu ödemesi için çıkarılan ihtarların kooperatifin sekreterine tebliğ edilmesi nedeniyle usulüne uygun olmadığını, 28/02/2015 tarihinde yapılan genel kurulda borçların ödenmesi koşulu ile müvekkilinin yeniden üyeliğe kabul edildiğini, ihracında kusuru olmayan müvekkilinin yaklaşık 4 yıl hattın çalışmasından elde edeceği gelirinden mahrum kaldığını, hattın ortalama aylık 1.000,00 TL gelir getireceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL gelir kaybının davalı kooperatiften tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; davacı hükümlü olduğundan dava açma ehliyeti bulunmadığını, ihraç kararının 3 aylık sürede dava açılmaması nedeniyle kesinleştiğini, davanın haksız fiil zamanaşımı süresinde açılmadığını, davacıya parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi için çıkarılan ihtarlar ile ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; ihraç kararının davacının kısıtlanmasından önce usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiği, 3 ay içinde itiraz edilmediğinden ihraç kararının kesinleştiği, kesinleşen ihraç kararının haksız olduğu ileri sürülürek davacının kazanç kaybı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vasisi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vasisi vekili istinaf nedenleri olarak; ihraç kararının davacıya tebliğinin usulsüz olduğunu, ihraç kararlarını tebliğ alan …’nın davacının değil davalı kooperatifin çalışanı olduğunu, ihtarlarda istenen alacak tutarları farklı olduğundan ihraç kararı verilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, davacının kooperatif üyeliğinden haksız ihracı nedeniyle mahrum kaldığı gelir kaybının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vasisi vekili; davalı kooperatifin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle müvekkiline çıkardığı ihtarların ve sonrasında ihraç kararının tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin haksız ihracı nedeniyle hattının sağlayacağı gelirden mahrum kaldığını ileri sürerek tazminat talep etmektedir. Dosya kapsamından davacının 15/03/2011 tarihinde tutuklandığı ve cezasının 20/07/2011 tarihinde kesinleşerek hükümlü konumuna geçtiği, ihraç kararının davacı tutuklu olarak cezaevinde iken bizzat kendisine tebliğ edildiği görülmektedir. Tebligat Yasası’nın 19. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği’nin 28. maddeleri gereğince tutuklu ve bir yıldan az hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olan hükümlülere ait cezaevi adresine çıkarılan tebligat bizzat kendilerine yapılır. Bu tebliği, hükümlü veya tutuklunun bulunduğu cezaevi veya müessese müdürü, bunlar da yoksa orayı idare eden memur temin eder. Somut uyuşmazlıkta ihraç kararının 25/05/2011 tarihinde tutuklu davacıya bizzat tebliğ edilmesinde usule aykırılık bulunmayıp, ihraç kararının tebliğinden itibaren üç aylık süre içinde genel kurula itiraz veya dava açma hakkı kullanılmadığından ihraç kararı kesinleşmiştir. Kesinleşen ihraç kararının usulüne uygun olarak alınıp alınmadığı artık tartışılamaz. İhraç kararı kesinleştiğinden, kesinleşen ihraç kararının haksız olduğu ileri sürülürek tazminat talep edilmesi mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacı vasisis vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 184,00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 124,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/11/2021