Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2354 E. 2018/2166 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2354 Esas
KARAR NO : 2018/2166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2018
NUMARASI : 2018/582 Esas, 2018/716 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 29.08.2016 tarihli tüketici mahkemesine açmış olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı kooperatiften 2009 yılında parasını ödeyerek bir villa satın aldığını, müvekkilinin oturduğu villanın 2016 yılında Mayıs ayında yağan yağmurla zemin katından su aldığını, evde büyük hasarlar meydana geldiğini, davalı kooperatife müracaat etmesine rağmen sorunun giderilmediğini, müvekkilinin anlaştığı firma tarafından tadilata başlandığını, evde yapılan kazı tadilat neticesinde evin drenaj tahliye sisteminin, bohçalama sisteminin olmadığının ortaya çıktığını, delil tespiti ve hasar tespiti yaptırıldığını, bilirkişi incelemesi ve keşifte, evin drenaj sisteminin olmadığı, insan sağlığı açısından tehlike arz ettiğinin tespit edildiğini, evde yapılacak tadilat masraflarının ise KDV hariç 42.420,00 TL olduğu sonucuna varıldığını, müvekkilinin Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 7.635,00 TL KDV de dahil olmak üzere 50.055,00 TL bedelli icra takibi başlattığını, davalının takibe karşı haksız itiraz ettiğini, davalının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin bu kusuru villayı aldığı sırada bilmesinin imkansız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkili kooperatiften villa satın almadığını, kooperatif üyesi …’tan devir alarak kooperatif üyesi olduğunu, kooperatifin müteahhit olmadığını, kooperatife karşı açılacak davalar da Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının villayı 02.07.2009 tarihinde kooperatifi ibra ederek aldığını, ayıplı olduğunu iddia ettiği hususlar için bu güne kadar dava açmadığını zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini kooperatife karşı dava açamayacağını, 2009 dan beri davacının dava konusu villada oturduğunu, davacının iskanlı binayı görerek aldığını, davacının bahçesine projeye aykırı olarak garaj yaptığını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddi ile%20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davanın kooperatif üyeliğinden kaynaklanan bir dava olmadığını, söz konusu villayı kooperatif adına kayıtlı iken satın aldığını, alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, zamanaşımı İtirazının yerinde olmadığını beyan etmiştir.
BAKIRKÖY 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN 2016/4149 Esas, 2018/137 Karar ve 12.02.2018 tarihli kararı ile, dosya kapsamında ki kooperatif ortaklığı devir protokolü ve diğer belgelerden davacının 02.09.2009 tarihinde kooperatife ortak olduğu, kooperatif ortağı olarak işlemleri yaptığı, tüketici yasasında belirtilen tüketici vasfını taşımadığı, ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davacının dava konusu konutu ,dava dışı …’a ait hisseyi devralmak süretiyle kooperatiften 23.12.2009 tarihinde edindiği, davacı tarafından taşınmaz edindikten sonra 06.12.2013 havale tarihli istifa dilekçesi ile kooperatif ortaklığından istifa ettiğini bildirdiği, istifa konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının kooperatif üyesi olmadığı, kooperatif üyeliği sona erdikten sonra satın almış olduğu taşınmazla ilgili ayıptan dolayı tazminat isteminin genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gereken davalardan olduğu gerekçesiyle davanın mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, taraf vekilleri tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak;
Dava konusu bütün imalatların, müvekkilinin kooperatif üyeliği sırasında yapıldığını, bu bakımdan herhangi bir uyuşmazlık olmadığını, dava konusu olayda gizli ayıbın mevcut olduğunu, bu bakımdan kooperatifin imalattan kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiğini, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, bütün imalatların, satın alma ve teslim işlemlerinin üyelik müddetince gerçekleştiğini, zararın gizli ayıp kaynaklı zarar olduğunu, Kooperatifler açısından devir ile birlikte bütün hak ve yükümlülüklerinde devredilmiş olduğunu, davalı tarafın olayı küçümseyerek üzerinde durmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulü ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak;
Kararın çelişkili, yanlış olduğunu, dava konusu villa ile ilgili bütün imalatların davacının kooperatif üyeliği esnasında yapıldığını, ayıplı imalatın söz konusu olmadığını, dava konusu kooperatif hissesisinin (villa), davacının kooperatif üyeliğinden istifasından sonra satın alınmış olmadığını, imalatların istifa tarihinden çok önce yapıldığını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu düşündüklerini, davacının 02.07.2009 tarihinde, 98 tahsisli ortaklığı devir alarak ortak olduğunu, ortak olduğu tarihte villaların tamamlandığını, iskanların 27.02.2009 tarihinde Büyükçekmece Belediyesinden alındığını, davacının iskanlı binayı görerek aldığını, davacının 80 adet villanın emanet usulü imalatında ortak olarak yer aldığını, karar organlarında bulunduğunu, davacının projeye aykırı garaj yaptırdığını, İnşaat üzerinden 7 yıl geçtiğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçirildiğini, tespit raporlarını kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinden istifa eden davacının, kooperatif üyeliği ile edinmiş olduğu villada meydana geldiği iddia edilen hasara dair ,tadilat bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında, davacının 02.07.2009 tarihinde, dava konusu villa 98 tahsisli ortaklığı …’tan devir alarak kooperatife ortak olduğu, villaların iskanlarının 27.02.2009 tarihinde alınmış olduğu, davacının kooperatiften, kooperatifi her konuda ibra ettiği ifadelerininde yer aldığı 25.11.2013 tarihli dilekçe ile istifa ettiği, dava tarihinde kooperatif üyesi olmadığı konularında bir uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, böyle bir davada hangi mahkemenin görevli olacağıdır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 99.maddesinde, bu kanundan doğan hususlardan doğan hukuk davalarının, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Düzenlemede uyuşmazlık yalnızca kooperatif üyesi ve kooperatif arasındaki uyuşmazlık olarak sınırlandırılmamıştır. Aksi takdirde, kooperatiften istifa eden ortakların açmış olduğu ortaklıktan kaynaklanan davalarının ticaret mahkemesinde görülmemesi gerekirdi. Ortakların hak ve sorumlulukları vb düzenlemeler yasada belirtilmiş ve aynı yasanın 98.maddesi gereğince, aksine açıklama olmayan hususlarda TTK‘daki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir. Davalı kooperatif, konut yapı kooperatifidir. Konut Yapı Kooperatifleri tip anasözleşmesinin “6”. maddesinde, amaç ve faaliyetleri üst başlığı ile, kooperatifin amacının ortakların konut ihtiyaçlarını karşılamak olduğu, bu amaçla kooperatifin, arsa ve arazi satın alacağı, birleştireceği, imar planına uygun biçimde böldürerek alt yapı, plan, proje ve maliyet hesapları hazırlayacağı, ortaklarına konut yaptıracağı, yaptırılan konutların mülkiyetini anasözleşmede yazılı esaslara göre ortaklarına aktaracağı, beşinci bölümde, arsa ve konutlar 58. vd maddelerde düzenlenmiş, 60. maddede, alınan arsaya ilişkin proje, altyapı ve İnşaat işlerinin yaptırılması usulünün genel kurulca tespit edileceği, konutların ortaklara dağıtımı, konutlarda tadilat, konutların bakımı vb konular düzenlenmiştir. Somut olayda, kooperatif ortaklığından istifa eden davacı eski ortağın, kooperatif ortaklığı nedeniyle edinmiş olduğu taşınmazda meydana geldiği iddia edilen ayıp ve kusurdan kaynaklanan hasar bedelidir. Bu durumda uyuşmazlığın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun‘dan kaynaklandığı ve olayda yukarıda ifade edilen yasanın 99. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilerek görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen emsal karar gerekçe gösterilerek davanın görevsizlik nedeniyle usülden ret edilmiş olması yerinde görülmemiştir. Emsal Yargıtay HGK ‘nun 2017/2538 Esas, 2018/440 Karar sayılı ilamında, kooperatif ortaklığından istifa sonucunda üyeliğin sona ermesi ifade edilmekte ise de, somut olayda zaten bu konuda uyuşmazlık yoktur. Ayrıca aynı kararda, ortağın istifasından önce doğmuş aidat borçları için dava açmasında hukuki yararın bulunduğu ifade edilmiştir. Emsal olarak gösterilen ilamda mahkemenin görevi, gerek ilk derece, gerek Yargıtay’ın ilgili Dairesi veya HGK tarafından tartışma konusu yapılmamıştır. Söz konusu karar, Asliye Ticaret Mahkemesine ait bir karardır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin kabul edilerek, kararın kaldırılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun işin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/582 Esas, 2018/716 Karar ve 11.06.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine,
4- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6- Taralarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/3.bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13