Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2349 Esas
KARAR NO : 2018/1587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/547 Esas
DAVANIN KONUSU : Konkordato
KARAR TARİHİ : 11/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili 31.05.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketlerin grup şirketler olduğunu, 2004 yılından bu yana Bodrum ve İstanbul ‘da kaba inşaat işi ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, işletmenin yıllara yaygın inşaatlar yapmasından dolayı adına kesilen stopajların direk karşı firmalar tarafından devlete ödenmesi sonucu nakit akış dengesinde bozulmaların baş gösterdiğini, firmanın yatırımlarını banka kredisi ile finanse etmesi sonucu katlanılan finansman giderlerinin yıllar içinde giderek arttığını, özellikle de bankadan kredi temin edilemeyen durumlarda faktöring kuruluşlarında yüksek faiz oranlı finansman sağlamak zorunda kalındığını, bunun sonucunda işletmenin nakit akış dengesinin bozulduğunu, son yıllarda yaşanan terör olayları, darbe girişimi, ekonomideki daralmalar ve buna bağlı olarak ülkemizin kredi notunun arka arkaya düşürülmesi ve özellikle de son 6 ay içinde dövizde meydana gelen aşırı kur yükselişi gibi nedenler sonucunda İnşaat sektöründe çok büyük maliyet artışları olduğunu ,ancak satış ve karlılığın tam aksi yönde azaldığını, son üç ayda gayrimenkul satışlarının adeta bıçak keser gibi kesilmiş olmasının firmayı giderek artan oranlı bir ivme ile zora soktuğunu iddia ederek, öncelikle müvekkili işletmenin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için İİK ‘nun 287,288, 294 ve 295. Maddeleri gereğince, İİK ‘nun 206/1. sırasındaki haklar hariç olmak üzere, tedbir tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’a göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce başlayan takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ihtiyati haciz , e- haciz kararı uygulanmamasına hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkili işletme aleyhine yeni takip yapılmamasına, davacı firmalar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak tüm icra takiplerinde satışların durdurulmasına, davacı işletmenin tüm kurumlar ve işletmeler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklarda dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı işletmeye ödenmesine, davacı işletmenin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, davacının bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin tedbiren durdurulması zımmında yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine, şirkete komiser tayinine, firmalar adına açılacak banka hesabına veya mevcut banka hesaplarının koruma altına alınmasına, bu hesaba gönderilecek hacizlerin geri çevrilmesi yönünde tedbir kararı verilmesine , davacı işletmenin konkordato talebinin kabulü İle, öncelikle İİK nun 287. maddesi gereğince üç aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının İİK ‘nun 288. maddesi gereğince ilanına, geçici mühlet neticesinde İİK‘nun 305. vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine , tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, 05.06.2018 tarihli ek tensip tutanağının 5 nolu bendinde, ibraz edilen belgelerin İİK ‘nun 286. maddede belirtilen şekilde eksiksiz olarak mevcut olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle borçluya 05.06.2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine, 6 nolu bendinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak konkordato komiserlerinin görevlendirilmesine, 12 nolu bendinde, İİK ‘nun 287’inci maddesi hükmü uyarınca geçici mühlet kararı ile birlikte mahkemece borçluların malvarlıklarının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alınacağı bildirildiği gerekçesi ile, konkordato geçici mühleti içinde borçlular aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağından hangi nedene dayanırsa dayansın borçlular hakkında muhafaza işlemleri de dahil olmak üzere tüm takip işlemlerinin yapılmasının önlenmesine ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına , borçlular hakkında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasının önlenmesine, takas ile ilgili olarak İİK ‘nun 200 ve 201’nci maddelerin uygulanmasına , borçlunun mahkemenin izni dışında mühlet kararı dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis etmesinin , kefil olmasının , taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devretmesinin, takyit etmesinin ve ivazsız tasarruflarda bulunmasının yasaklanmasına , aksi halde yapılan işlemlerin hükümsüz olduğunun belirtilmesine, borçluların tescilli- tescilsiz tüm gayrimenkulleri ve araçları üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca üzerlerine ayni veya şahsi hak konulmasının önlenmesine, borçluların malvarlıklarının korunması amacıyla gerekli görülecek diğer tedbirlerin talep üzerine veya re’sen mahkemece geçici mühlet içerisinde yeniden değerlendirileceği husususun belirtilmesine karar verilmiş, davacılar vekilinin müvekkillerinin borçlu olduğu bankalardaki hesaplarına gelecek olan hakediş bedellerinin ve alacaklarının bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmesi ihtimalinin bulunması nedeniyle alacaklılar arasında eşitsizlik olmaması ve adil bir biçimde borçların ödenebilmesi açısından , müvekkili şirketlerin 3. kişi ve kurumlardan olan hakediş bedellerinin ve gelecek alacaklarının konkordato projesi çerçevesinde ve kayyım denetiminde kullanımının sağlanabilmesi için müvekkili firmalar adına gelecek tüm paraların belirtilen hesaplara yatırılması, söz konusu hesabın kullanımın kayyım denetimine tabi kılınması , haciz ve blokaj işlemlerine maruz kalmaması hususunda ek tedbir kararı verilmesi talebi hakkında mahkemece 26.06.2018 tarihli ara karar ile ek tedbir verilmesine ilişkin talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle borçluların ek tedbir verilmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Ek tedbir verilmesine ilişkin talebin reddine ilişkin verilen ara karar, davacı borçlu şirketler vekilli tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf nedenleri olarak, ek tedbir konusu talep özetlendikten sonra, müvekkillerinin borçlu olduğu bankalardaki hesaplarına gelecek olan hakediş bedellerinin bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmesi durumu ile karşılaşılması sebebi ve alacaklara adil bir biçimde borçların ödenebilmesi için ek tedbir kararının talep edildiğini, İİK’nun 287. maddesinde açıkça, mahkemenin borçlunun malvarlığını muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır dediğini, konkordato amacı doğrultusunda talep ettikleri ek tedbirin yerel mahkeme tarafından neden red edildiğinin anlaşılmadığını iddia ederek, istinaf taleplerinin kabulü ile ek tedbir talebinin red kararının kaldırılarak ek tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.
Uyuşmazlık, konkordato talebi ve geçici mühlet kararı ile birlikte alınması gereken tedbirler, borçlu şirket hesaplarına yatırılacak hakediş bedellerinin alacaklı bankanın alacağına karşılık mahsubuna engel olacak tedbir kararının verilmesinin konkordatonun amacına uygun olup olmadığıdır.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış , İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur.Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir.Yasanın 288/1. fıkrasında , geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ,297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır .İlk derece mahkemesi tarafından, yukarıda ayrıntılı şekilde belirtilen şekilde geçici mühlet kararı ile birlikte doğru olarak yasada yer alan tedbirlere karar verilmiştir.Davacı borçlu şirketlerin hakediş bedellerinin borçlu oldukları alacaklı bankalar tarafından mahsup edilmesini önleyici tedbirin , yasanın 287. maddesinde düzenlenen, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirler kapsamında olup olmadığı ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmemiştir.Borçlunun konkordato mühleti içinde bazı istisnai alacaklar dışında , alacaklıların takiplerinden ve malvarlığının korunmasına dair diğer bütün tedbirlerin , konkordatonun amacının öngördüğü zorunlu bir sonuç olduğunu kabul etmek kaçınılmazdır.Zira, konkordato talep eden borçlunun konkordato işlemlerini gerçektireceği bu süreç içinde , icra ve iflas takiplerine muhatap kılınması ve bir kısım tedbirlerin alınmaması malvarlığının tümüyle elinden çıkmasına yol açabilir.Oysa konkordatoda temel ilke,borçlunun malvarlığının başında bulunması ve işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasının sağlanması olduğundan , bu dönemde borçlunun, tedbirlerin alınmaması sonucunda malvarlığının tasfiye edilmesi durumu ile karşılaşması hali konkordato kurumunun amacı ile bağdaşmayacaktır.Zira konkordato , borçlunun mallarının başında kalarak alacaklıların gerekli çoğunluğu tarafından kabul edilen ve mahkemece tasdik edilen konkordato projesine göre , alacaklıları daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeyi amaçlamaktadır.Buna karşılık gerekli görülen tedbirlere karar verilmemesi durumunda konkordato ile ulaşılması gereken hedefe ulaşılmasını imkansız kılabilecektir.Diğer yandan, her talepte somut olayın ve başvuran borçlunun durumu ve tedbir talepleri de dikkate alınarak ihtiyati tedbir konusunda bir karar vermek isabetli olacaktır.
İİK 294/4. fıkrasında , konkordato mühletinde talep edilen takasın İİK nın 200 ve 201 . maddelerine tabi olacağı , bu maddenin uygulanmasında geçici mühletin ilanı tarihinin esas alınacağı belirtilmiştir.İİK 200. maddede ,alacaklının alacağını müflisin kendinden olan alacağı İle takas edebileceği belirtildikten sonra, hangi hallerde takas yapılamayacağı ise üç bent halinde sayılmıştır.Zaten mali yönden ödeme güçlüğü içinde bulunan borçlu bakımından çok kere büyük bir meblağ teşkil eden hakediş bedellerinin, alacaklı bankalar tarafından mahsup edilerek kendi alacaklarını tahsil etmeleri , yukarıda ifade edildiği üzere proje kapsamında borçlarını ödemek suretiyle alacaklıların İflas tasfiyesine göre daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeye yönelik konkordato ile ulaşılması öngörülen hedefe uygun düşmeyecektir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İİK 287. maddedeki mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır düzenlemesi de göz önünde bulundurularak ,konkordatonun amacı ile aykırı düşmeyecek olan , borçlu şirketlerin kendi hesaplarına , geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedellerinin ve alacaklarının bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmemesi yönünde , hakediş bedellerinin ve alacaklarının konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken buna ilişkin talebin gerekçe belirtilmeksizin reddi doğru kabul edilmemiştir.Ancak, borçlu şirketlerin aynı ek tedbir talebinde ki , paraların başka hesaplara yatırılmasına yönelik istemi yönünden haklılığını gerektirir bir durumun mevcudiyeti ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı kanatine ulaşılmıştır. Şu halde, yalnızca borçlu şirketlerin , borçlu olduğu banka hesaplarına geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedelleri ve alacakları konusunda alacaklı bankaların kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapmamaları ve hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasını sağlamak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi yerinde görüldüğünden , borçlu davacı şirketler vekilinin ek tedbir talebinin kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmesi için istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Konkordato talep eden davacı borçlu şirketler vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE,
2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/547 Esas sayılı dosyasında verilen 26.06.2018 tarihli ek tedbir talebinin reddine dair kararın KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5- Davacı talep eden borçlu şirketlerin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6- Talebin niteliği ve istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2018