Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2328 E. 2021/1317 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2328 Esas
KARAR NO: 2021/1317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2016/1065 Esas, 2018/538 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 01/05/2010 tarihinde Havacılık ve Terminal Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davacı müvekkilinin davalıya havacılık hizmetleri vereceğini ve davalının hizmet karşılığında tarife ile belirlenen ücretleri ödeyeceğini, sözleşmenin 5.2 maddesi gereğince İSG hizmetleri bedelinin haftalık olarak fatura edileceğini, davalının ise, fatura düzenleme tarihinden itibaren 7 gün içinde davacının göstereceği hesaba ücret bedellerini yatıracağını, bu çerçevede müvekkilinin 07/08/2016 – 28/08/2016 arasında 12 adet fatura kestiğini, davalının faturaları tebliğ aldığını ve faturalara itiraz etmediğini, ancak fatura bedellerinin de ödemediğini, alacaklarının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu bildirerek, davalının takibe itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; takipte ve davada müvekkilinin yerleşim yeri olan Bakırköy İcra Daireleri ile Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, sözleşmenin 12.10.1 maddesi gereğince ve TTK’nun 21/3 gereğince tacirler arasındaki tebligatın noter kanalıyla veya taahhütlü mektupla yapılması gerektiğini, dava konusu olan faturaların bu tür bir tebliğ ile kendilerine gönderilmediğini, faturaların hangi hizmete ilişkin olduğu ve bu hizmetlerin müvekkili tarafından alınıp alınmadığının belli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; takip konusu alacağın 168.280,00 TL’sinin takipten sonra ancak davadan önce ödendiğini, itirazın iptali davalarında, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemelerin alacaklı tarafından nazara alınmak suretiyle ve bu ödeme düşülerek itirazın iptali davasının açılması gerektiği, bu nazara alınmadan açılan itirazın iptali davasının yapılan ödeme miktarı kadar reddine karar verileceği, davadan sonra takibin geriye kalan kısmının da ferileri ile birlikte ödendiği, davadan sonradan yapılan ödeme nedeniyle bu miktar yönünden de davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle takipten sonra ve davadan önce ödenen kısım yönünden davanın reddine, davadan sonra ödenen borcun kalan kısmı yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, konusuz kalan 215.887,30 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; fatura kesilmesinin ve faturalara itiraz edilmemesinin tek başına alacağın varlığını ispatlamayacağını, müvekkili şirketin faturalara konu hizmeti almaması nedeniyle takibe itirazının haklı olduğunu, faturaların usulüne uygun hazırlanıp tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin uçuş faaliyetlerini Sabiha Gökşen Havalimanında gerçekleştirmek zorunda olup, anılan havaalanında ihtiyaç duyulan hizmetleri sadece davalının sunması nedeniyle, faaliyetlerine devam edebilmek için fatura bedellerini ödediğini, müvekkili aleyhine hükmedilen icra tazminatının hatalı olduğunu, davacının haksız takip nedeniyle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, mahkemenin takibin devamına karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 01/05/2010 tarihinde Havacılık ve Terminal Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı, davacının hizmet karşılığı düzenlenen 12 adet fatura bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibe süresinde itiraz ettiği, icra dosyasında itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine dair belgeye rastlanmadığı görülmektedir. Mahkemece, takipten sonra ve davadan önce ödenen kısım yönünden davanın reddine, yargılama sırasında kalan borcun ödenmesi nedeniyle bu kısım yönünden konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı taraf borcunun bulunmadığı, hizmet alabilmek için ödemelerin yapıldığını belirterek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bilirkişiler 11/04/2018 tarihli raporlarında; tarafların yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının süresinde onaylandığı, takip konusu faturaların davalının defterlerine itirazsız kayıt edildiği, taraf defterlerine göre takip konusu faturalar nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle davacının 384.167,30 TL ana para alacağının ve takip tarihine kadar işleyen 1.894,28 TL akti faiz alacağının doğduğu, ancak, taraf kayıtlarından, alacağın 168.280,00 TL’sinin davadan 3 gün evvel ödendiği; bu ödemenin takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödeme niteliğinde olduğu; iş bu dava açıldıktan sonra da takip konusu olan kalan borcun ferileri ile birlikte kapatıldığı; davadan sonra yapılan bu ödemenin davacı kayıtlarında da görüldüğü belirlenmiştir. Davalının takip konusu faturaları itirazsız defterlerine işlediği, usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin birbirlerini teyit ederek takip tarihi itibarıyla davacının 384.167,30 TL ana para alacağı bulunduğu anlaşıldığından, davalının hizmet almadıkları ve borçlarının bulunmadığı yönündeki savunması doğru görülmemiştir. Borçlunun takipten sonra ve davadan önce yaptığı ödeme yönünden alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmayıp, davalının takipten sonra ve davadan önce 168.280,00 TL ödeme yaptığı anlaşıldığından, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Bunun yanında Yargıtay 23. HD’nin 2015/4923 Esas, 2015/6215 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; davadan sonra kısmi ödeme yapılmış ise icra aşamasında nazara alınmasına, tamamının davadan sonra ödenmesi halinde davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekmektedir. Davadan sonra kalan borcun tamamını ödendiği görüldüğünden mahkemece bu kısım yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ödeme ile itirazın iptali davasının konusuz kalması halinde takip konusu alacağın likit olması ve diğer şartlarında mevcut bulunması halinde alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilir (Yargıtay 19. HD. 21/12/1995, 3325/11497). Somut olayda faturada gösterilen alacağın belirli olduğu ve dava tarihi itibarıyla davacının dava açmakta haklı olduğu gözetildiğinde mahkemece konusuz kalan miktar yönünden icra tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1065 Esas, 2018/538 Karar ve 17/05/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021