Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2308 Esas
KARAR NO: 2021/1267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2017/136 Esas, 2018/243 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 02/02/2017 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı müflisin haksız ve hukuka aykırı şekilde iş akdini feshetmesi sonucunda iş mahkemesine açmış olduğu işe iade davasını kazandığını ve dosyanın kesinleştiğini, müvekkilinin ayrıca işçilik alacaklarına dair dava açtığını, müvekkilinin işe iade davası sonucunda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığını, ancak alacak kalemlerinin müvekkiline bugüne kadar ödenmediğini, iflas masasının bu alacak kalemlerinin İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2015/201 Esas sayılı dosyasının sonucuna bağlı olduğu gerekçesiyle taleplerini reddettiğini, söz konusu dosyanın fazla mesai alacaklarını kapsadığını, kıdem ve ihbar tazminatını kapsamadığını, müvekkilinin iş akdinin haksız feshedildiğinin İstanbul 10. İş Mahkemesinin 2014/582 Esas sayılı dosyasında işe iade davası ile ispatlandığını iddia ederek, 22.351,56 TL alacaklarının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı şirketin iflası ile birlikte takip yetkisinin iflas idaresine geçtiğini, davanın İİK 194.maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısının on gün sonrasına kadar durdurulması gerektiğini, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1528 Esas sayılı dosyasında 16/09/2015 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflas işlemlerinin İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında yürütüldüğünü, davacının iş akdinden kaynaklanan alacak taleplerini iş mahkemesinde ileri sürdüğünü, dosyanın derdest olduğunu, iflas masasına … no ile 22.351,56 TL alacak kayıt talebinde bulunduğunu, şirket yetkilisinin borcu kısmen kabul ettiğini, alacağın davanın sonuçlanmasına bağlı olduğundan talebin reddine karar verildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davanın İİK’nın 235. Maddesi uyarınca kayıt kabul davası olduğu, davanın 02/02/2017 tarihinde açıldığı, davaya konu iflasa ilişkin sıra cetvelinin 20/01/2017 ve 23/01/2017 tarihlerinde ilan edildiği, davanın 15 günlük yasal süresi içerisinde açılmış olduğunun anlaşıldığı, davacının müflis şirkette 21/03/2007 tarihi ile 15/11/2014 tarihleri arasında çalıştığının görüldüğü, İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesinin 2015/582 E. – 144 Karar sayılı dosyasında davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebebe dayanılmaksızın feshedildiğinin kabul edildiği, bu karar ile mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verildiği, davacının karar sonrasında işe başladığına dair herhangi bir delile rastlanılmadığı, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile; davacının belirtilen tarihler arasında çalıştığının sabit olduğu, davacının kıdem ve hizmet süresinin 7 yıl 7 ay 24 gün olduğu, davacının son olarak brüt 1.706,51 TL ücretle çalıştığının belirlendiği ve bilirkişi tarafından da bu rakamın hesaplamada esas alındığı gerekçesiyle davacının iflas tarihi itibariyle alacağının 15.637 48 TL olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, davacının müflis şirketten iflas tarihi itibariyle 15.637,48 TL alacaklı olduğunun ve alacağın sıra cetveline işçi alacağı olarak birinci sırada iflas dosyasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili, istinaf nedenleri olarak; davanın kayıt kabul davası niteliğinde olduğunu, tahsile değil alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilmesi gerektiğini, İİK 195.maddesi gereğince asıl alacağa ancak iflas tarihine kadar faiz işletilebileceğini, oysa mahkeme tarafından iflas tarihinden sonra faiz işletilmesine karar verildiğini, ayrıca davanın açılmasına taraflarının sebebiyet vermediğini ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK nun 235. maddesinde düzenlenmiş olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul )davasıdır. Kayıt kabul davalarında, dava açma süresi, ilan halinde gazetede yapılan son ilandan, tebliğde ise tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. Mahkemece bu süre re’sen gözetilir, çünkü hak düşürücü süredir. Somut davada, İflas Dairesinin 08/03/2017 tarihli cevabı yazısında, İflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 20/01/2017 tarihli … gazetesinde ve 23/01/2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, dosya davacısının alacak kaydı sırasında sıra cetvelinin tebliği için tebliğ gideri verdiği, sıra cetvelinin davacıya 27/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 02/02/2017 tarihinde tarihinde yasal süre içerisinde açılmıştır. Davanın yasal süre içerisinde açıldığının tespiti sonrasında işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamından; davalı müflis şirketle ilgili olarak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1528 Esas sayılı dosyasında 16/09/2015 tarihinde iflas kararı verildiği, iflas tasfiyesinin İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Dairesinin … Esas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacı tarafça İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde davalı şirket hakkında işçilik alacaklarına dair 17/04/2015 tarihinde dava açıldığı, mahkemenin 2015/201 Esas, 2016/446 Karar ve 06/12/2016 tarihli kararı ile davacının bir kısım işçilik alacak taleplerinin kabulüne karar verildiği, yine davacının İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesinin 2014/582 Esas, 2015/144 Karar sayılı dosyasında karara bağlanan işe iade istemli davası sonucunda 16/04/2015 tarihli karar ile davacının davasının kabulüne dair hüküm tesis edildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/21860 Esas, 2015/30182 Karar ve 27/10/2015 tarihli ilamı bozularak ortadan kaldırıldığı, ortadan kaldırma neticesinde, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve kanuni sürede işe başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin beş aylık ücreti olarak belirlenmesine dair karar verildiği, davacı vekili tarafından iflas masasına alacağın masaya kaydı için başvuruda bulunulduğu, masanın talebin reddi üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Uyumazlık; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına dairdir. 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosyaya celp edilen İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2015/582 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde kararın Yargıtay 9. HD.’nin 2015/21860 Esas, 2015/30182 Karar sayılı ve 27.10.2015 tarihli ilamı ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verildiğinin anlaşıldığı, davacının işe iade kararı sonrasında işe başlatıldığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, bu nedenle kesinleşen İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2015/582 Esas, 2015/144 Karar sayılı kararı dikkate alınarak sonuç olarak, davacının müflis şirketten kıdem kazminatı alacağı ve ihbar tazminat alacağı olarak iflas tarihi itibarı ile 15.637,48-TL alacaklı olduğu belirlenmiş olduğu, İİK. md.206 uyarınca davacının alacağının İstanbul Anadolu … İllas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis … Lif. Şti. iflas masasına ve sıra cetveline kayıt ve kabul edilmesi hususunda takdir sayın mahkemeye ait olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece; bilirkişi rapor sonucuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Bilirkişi raporunda, davacının müflis şirketin iflas tarihinden önce iş akdini feshetmiş olmasından kaynaklı olarak açmış olduğu dava neticesinde talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatları hesaplanmış bulunduğundan, davalı vekilinin iflas tarihinden sonra faiz işletildiğine dair istinaf nedenlerinin yerinde bulunmadığı, ayrıca davalı vekili tarafından her ne kadar mahkeme hükmünün tahsil davası şeklinde olduğu iddia edilmiş ise de hükmün kayıt kabul davası şeklinde oluşturulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Diğer taraftan, davalı vekilince her ne kadar davanın açılmasına kendilerinin neden olmadığı ve yargılama giderlerinden sorumlu olmayacakları iddia edilmişse de davanın açılması masanın ret kararı sonucu olmuştur ve iş bu yargılama neticesinde de yargılama giderlerine 6100 sayılı HMK’nın 323 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler kapsamında karar verileceğinden mahkemenin buna ilişkin kararında ise bir isabetsizlik bulunmadığından davalının aksine iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle davacı işçinin iş akdinin haksız feshi iddiasıyla açmış olduğu iş mahkemesi kararı ile dosya içerisindeki bilgi ve belgeler kapsamında mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna ulaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/136 Esas, 2018/243 Karar ve 15/03/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/11/2021