Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2297 E. 2021/1402 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2297 Esas
KARAR NO: 2021/1402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2014/235 Esas, 2018/423 Karar
DAVA: TESPİT, GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/796 ESAS, 2015/729 KARAR SAYILI DOSYASI;
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:ASIL DAVA Davacı vekili dava dilekçesin de; müvekkilinin davalı Kooperatifinin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 2014 yılında müvekkiline gönderdiği ihtarnamede, müvekkilinin devraldığı hissenin tüm mirasçılar tarafından devredilmemesi nedeniyle geçersiz olduğuna değinilerek ortaklık payını devretmeyen mirasçılardan da hissenin kalan paylarını devir almasının istendiğini, müvekkilinin hissesini satın aldığı şahsın kooperatife üye olup olmadığı araştırmaktan başka bir yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetle ortaklık payını devraldığını düşündüğünü, 2009 yılında ortaklık payını devraldıktan sonra tüm genel kurullara davet edildiğini ve aidatlarını ödediğini, ancak davalı kooperatifin 2014 yılı Mayıs ayında yapılan genel kurul toplantısında müvekkilinin üyeliği yok sayılarak kura ile daire paylamışımı kararı alındığını ve müvekkiline isabet eden dairelerin başka bir ortağa verildiğini belirterek müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine ve dairenin teslimine, mümkün olmadığı taktirde rayiç bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kooperatifin .. nolu üyesinin … olup, vefatından sonra mirasçılarının bir kısmı tarafından ortaklık hissesinin… isimli şahsa devredildiğini, silsile yapılan devirler ile hissenin en son davacıya devredildiğini, ancak murisin ortaklık hissesinde tüm mirasçılar iştirak halinde malik olup tüm mirasçıların birlikte ve müştereken hareket etmeden yaptığı tasarrufun geçerli olmadığını belirerek davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili birleşen dosyadaki dava dilekçesinde özetle; 2014 yılı Mayıs ayında yapılan genel kurul toplantısında müvekkilinin üyeliği yok sayılarak daire paylaşımına gidildiğini, kura çekme hakkının kullandırılmadığını, müvekkilinin ortaklığına isabet eden dairelerin de bir başka üyeye devredildiğini, müvekkelinin daire seçim hakkının elinden alındığını belirterek kendisine herhangi bir tebligat yapılmaksızın oluşan genel kurul toplantısında alınan kararların öncelikle tedbiren durdurulmasını ve sonrasında iptal edilmesini dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davaya cevabında özetle; tüm mirasçılar tarafından yapılan hisse devri bulunmadığını, bu nedenle davacının kooperatif üyeliğini devralmasının geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; kooperatif ortaklık hissesi muris … adına olup tüm mirasçıların birlikte hareket etmeden kooperatif ortaklığını veya bir bölümün üçüncü kişiye devretmelerinin mümkün olmadığı, bu nedenle mirasçılardan … ve …’nun kooperatif hissesini …’ye devretmeleri geçerli olmayıp, buna dayalı olarak daha sonra yapılan devirlerinde geçersiz olduğu, davacının ortak olduğu inancıyla ödemiş olduğu paraları sebepsiz zenginleşme kuralları gereği iadesini isteyebileceği, birleşen davada ise, davacının kooperatif ortağı olmadığından genel kurul kararlarının iptalini talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davada davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti, daire teslimi, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili taleplerinin reddine, davacının dava tarihine kadar davalı kooperatife yaptığı ödemenin davalıdan tahsiline, birleşen dosyadaki genel kurul kararının iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; kooperatefin zımni olarak müvekkilini üye sıfatıyla kabul ettiğini ve müvekkilini genel kurullara davet ettiğini, müvekkilinin hisse devrinden sonra yükümlülüklerini yerine getirdiğini, tüm mirasçılar tarafından hisse devrinin yapılıp yapılmadığını araştırma yükümlülüğünün kooperatife ait olması gerektiğini, davalı kooperatifin ortak olmak için başvuranların ortak sıfatını taşıyıp taşımadığını araştırması gerektiğini, müvekkiline 5 yıl sonra üye olmadığını söylemenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, taşınmazın değeri üzerinden harç çıkartılarak vekalet ücreti alınmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Asıl dava; davacının davalı kooperatife üye olduğunun tespiti ve ortaklık payına düşen dairenin teslimi, mümkün olmadığı takdirde rayiç bedelinin davalı kooperatiften tahsili, birleşen dava ise davalı kooperatifin 03/05/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, hisse devir sözleşmelerine göre … varisleri …’nun ve …’nun kooperatif hissesinin tamamının 01/07/2004 tarihinde … isimli kişiye devrettiği, … isimli kişinin kooperatifteki hissesini 27/10/2008 tarihinde … isimli kişiye devrettiği, … isimli kişinin kooperatif hissesini 22/01/2009 tarihinde … isimli kişiye devrettiği, …’ın da Üsküdar …Noterliğinni 23/01/2009 tarih, … yevmiye sayılı, hisse devir sözleşmesi ile SS Sıhhıye Yapı Kooperatifindeki hissesinin tamamını davacı …’a devrettiği, 03/05/2014 tarihinde yapılan genel kurulda 9.gündem maddesinde, …-…-…-… blokta … adet konutun noter huzurunda çekilecek kura ile ortaklara dağıtımına karar verildiği, … nolu üyeliğe isabet eden …Blok … nolu dairenin … varisleri …, …, …, …, … ve …’na tahsis edildiği görülmektedir. Mahkemece, asıl ve birleşen davada davacının üye olduğunun tespiti ve dairesinin teslimi, mümkün olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsili ile 03/05/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali taleplerinin reddine karar verilmiş, davacı, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, muristen intikal eden kooperatif hissesinin devir işleminin geçerli olup olmadığı, davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı, daire paylaşımı yapılan genel kurul kararlarının iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Ölümle birlikte mirasçılar terekedeki haklara ve borçlara iştirak halinde mülkiyet esaslarına göre malik olurlar. Bunun sonucu olarak MK’nnın 701 ve 702 maddeleri hükümleri uyarınca, her bir mirasçının hakkı muristen kalan hakkın tamamına saridir. Mirasçıların kalan miras üzerinde tasarruf işlemi yapabilmeleri oybirliği ile karar vermeleri halinde mümkündür. Somut olayda, murise ait kooperatif hissesinin mirasçılardan sadece bir kısmı tarafında … isimli kişiye devri geçerli olmayıp, hukuki sonuç doğurması mümkün olmadığından davacının kooperatif ortaklığını kazandığından söz edilemez. Davalı kooperatifin davacıyı ortak olarak kabul etmesi ve işlem yapması da sonuca etkili değildir. Bu nedenle mahkemece davacının üyeliğinin tespiti, dairenin teslimi ya da değerinin tahsili taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi, mahkemece dairenin dava tarihi itibarıyla değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmetmesinde de hukuka aykırılık bulunmamatadır. Davacının kooperatif üyesi olmadığı anlaşıldığından genel kurul kararının iptalini talep etme hakkı bulunmadığından mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesin de hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/235 Esas, 2018/423 Karar ve 25/04/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Asıl dava için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafça peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, birleştirilen dava için alınmadığı anlaşılan başvuru tarihi itibarıyla alınması gereken 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/12/2021